Güne başlarken gelen ilk haberler arasında en önemlisi, şu an içinde bulunduğum metropolün, İstanbul'un olduğu gibi, ülkenin birçok kentinden daha büyük bir ilçe olan "metropol içinde metropol" Esenyurt'tan geliyordu. İstanbul'da, Esenyurt Belediyesi'nin CHP'li Başkanı Ahmet Özer, sabah saatlerinde evinde gözaltına alındı.
O haber neydi diye baktığımızda, "Özer'in evinde ve belediye binasında arama yapıldı. Bu sırada Esenyurt Belediyesi önünde de çok sayıda polisin olduğu ifade edildi." şeklinde şok edici bir haberle karşılaştık. Ve bu haberin devamında, art arda gelen diğer haberler eşliğinde yoğunlaşan telefonumu aratan dost ve arkadaşların yaşananları değerlendirirken, bu olayın altındaki nedenleri, sebepleri ve amaçları kendimizce tartışıyorduk.
Tabii bu arada, CHP'nin üst düzey kurmaylarından alt kurumlarına kadar hemen her CHP'li, daha öncekilerden daha içi boş mesajlar göndermeye başladı. Neymiş efendim, "Takip ediyoruz, ayıp etmişsiniz, olmaz böyle bir şey." denecek kadar basit mesajlar ve kendilerine yakın gazetecilere gönderilen WhatsApp mesajlarıyla adeta geçiştirilmeye çalışılan mesajlar.
Yine de, İmamoğlu'nun Bursa'da olduğu yönünde görüntülü bir haber geldi. İmamoğlu, Bursa'da yaptığı konuşmada Esenyurt Belediye Başkanı gibi CHP'li olan Bursa Belediye Başkanı hakkında öne sürülen iddiaları doğrularcasına, "Olabilir böyle şeyler ama zamanla toparlanacağız." diyerek partilisi olan Bursa Belediye Başkanını savunurken, gözaltına alınan CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı için içi boş mesajlar ve sözde konuşmalar yapıyordu.
Canlı yayına alınan CHP Genel Başkanının aynı gün, aynı saatlerde, üstelik soğukta Esenyurt Belediyesi önünde binlerce insan toplanmışken, sıcak bir yerde genel başkan olduğundan bu yana saraya gidişini, hatta neredeyse gençliğinde yaşadıklarını anlatıyordu. Bırakın evi basılıp gözaltına alınan partilisi belediye başkanının adını ağzına almak, Esenyurt'un adını bile anmayalı 50 dakika olmuştu. Oysa Erdoğan'ı kıskandıran uzun konuşmasının sonunda sabahın ilk saatlerinde yaşanan olaya değiniyordu.
Ve ben, 6'lı masayı bozduğu söylenen Saraçhane'ye koşa koşa giden Akşener kadar olamayıp, Esenyurt'ta olması gereken İmamoğlu'na Xtwitter'dan "İNANMAK İÇİN BURADA SESLENİYORUM: İMAMOĞLU, CHP GENEL MERKEZİ GİBİ İÇİ BOŞ BİR AÇIKLAMA İLE DEĞİL, ŞİMDİ, ŞU AN, HEMEN ESENYURT'A GİDEREK SAMİMİ OLDUĞUNU ORTAYA KOYMALI." diyerek bir Xtweet attım. Yetinmeyip aynı mesajı, 30 bine yakın kişinin olduğu telefon rehberimdeki herkesle paylaştım. Sanallarımda ne varsa her yerde yaymaya devam ettim.
Evet, 'CHP Susmamalı, DEM Gülmemeli' başlığıyla burada bir kez daha paylaşarak ne anlatmak istediğimi, yani öncekiler gibi şimdilerden de rahatsız olan iktidardan çok ulusalcılar olduğunu anlatmaya çalışan bu yazın içinde ki İmamoğlu-Özer fotoğrafı ile birlikte Xtweetin gerisini siz okurların yorumuna bırakıyorum. Aha da İmamoğlu'na, Özgür Özel'e, DEM'li tüm yöneticilere ve kamuoyuna açık alanda attığım o mesajım:
"İNANMAK İÇİN BURADA SESLENİYORUM: İMAMOĞLU, CHP GENEL MERKEZİ GİBİ İÇİ BOŞ BİR AÇIKLAMA İLE DEĞİL, ŞİMDİ, ŞU AN, HEMEN ESENYURT'A GİDEREK SAMİMİ OLDUĞUNU ORTAYA KOYMALI." #gazetecifakiryılmaz
Ha bu arada, bu yaşananlar sonrası mecliste yaptığı grup toplantısına güler yüzle gelip, Özgür Özel de aşağı kalmayan bir konuşma yaparken, Prof. Dr. Ahmet Özer'in gözaltına alınması ile ilgili gelişmeyi bir iki satırla dile getirip, neredeyse teşekkür edeceği Erdoğan'ın konuşmasına yer vermesini ve gün boyu yaşanacakları izlemek adına bir sonraki yazımızın konusu olacağını belirtelim.
Yorumlar