Takvim yaprakları günlerin, haftaların, ayların birbiri ardına açılan kapıları gibidir.
Zamanı gösteren takvim yaprakları bugünü ve geleceği planlamamıza, geçmiş ile gelecek arasında bağ kurmamıza vesile olur. 365 günün artık son yapraklarını da bitirdik!
2024'e elveda 2025'e hoş geldin diyoruz. Her yeni yıl geldiğinde umutlarımız da tazelenir ama o umutlarımız bir türlü gerçeğe dönüşmez. Hatta her defasında bir önceki yılı mumla arar duruma geliyoruz.
Günahıyla sevabıyla bir yılı daha geride bıraktık. 2024 şehit haberleriyle, adaletsizlikle, ekonomik krizle, işsizlikle, yoksullukla geçen bir yıl oldu. Meclis’te, evde, yolda, futbol sahalarında, apartman ve sitelerde, işyerlerinde velhasıl her yerde kavga, şiddet, sokak kavgaları, kadın cinayetleri, kaybolan çocuklarımız, ailesinin katlettiği Narin, Filistin İsrail savaşında can veren minicik bebeler, masum insanlar…
Yılın son günlerinde dünyayı derinden sarsan art arda yaşanan tarihin en ölümcül ve korkutucu uçak kazaları, Azerbaycan hava yollarına ait uçağın Kazakistan’da düşmesi ile ölenler, yaralananlar ve yılın sondan bir önceki gününde Güney Kore'de 175 kişinin ölümü yürekleri yaktı.
Hayat pahalılığı ve asgari ücretin 22 bin 104 TL ile insanların açlık sınırının altında yaşamak zorunda olmaları 2024 yılına damgasını vurdu. Bütün bu yaşananlara rağmen 2025 yılı için umudumuzu yitirmedik. 2025 yılının huzur, barış, sevgi ve en çokta ADALETLİ bir yıl olmasını diliyorum. Neden adaletli yıl? Çünkü ihtiyaç duyduğumuz tek şey ADALET! İnsanlar her yerde adaletsizlikten feryat ediyor. Adalet olursa, barış da sevgi de arkasından gelir.
Her yeni yıl geldiğinde umutlarımız da tazelenir ama o umutlarımız bir türlü gerçeğe dönüşmez. Hatta her defasında bir önceki yılı mumla arar duruma geliyoruz. Hep zor süreçten geçiyoruz diyoruz. Ama ne bu zor süreç bitiyor, ne de sorunlarımız çözüme kavuşuyor. Her yıl sorunlarımız hep bir sonraki yıla katlanarak aktarılıyor. Aslında yaşadığımız sorunlar bellidir ve de çözümsüz değildir. Yeter ki siyasi irade iktidarıyla, muhalefetiyle yüzünü ülkenin sorunlarına çevirsin. Siyasi çekişmelerden bugüne kadar ne ülkeye, ne de millete hayır gelmedi, gelmeyecek. Her yıl tazelenen umutlarımız, beklentilerimiz yine yeni yıla kaldı. Temenni ediyorum 2025 yılı hepimiz için uyanma, silkinme sorunların çözülme yılı olur.
Ülke olarak, toplum olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz, en çok eksikliğini hissettiğimiz şey, başta adalet, sevgi, barış ve hoşgörüdür. Kavgacı, baskıcı, korkutucu bir anlayış yerine sevgi dolu, barış dolu, hoşgörülü ve iyimser olmak, toplumu da sevgi ve barış toplumu haline getirecektir. Ancak, aldatıcı sevgi değil, sevgide doğruluk, dürüstlük, güvenilirlik ve insanca yaklaşım önemlidir. Anadolu toprağı, Yunus’un sevgi temleri; Mevlana’nın hoşgörü ve anlayış imgeleri; Hacı Bektaş Veli’nin, “Bir olalım pir olalım” deyişlerinin sevgi dolu esintileri insanları olgunlaştıran söylemlerdir. En vahşi hayvanın yavrusuna ve eşine gösterdiği sevgiyi, insan olarak bizler birbirimize karşı gösteremiyorsak, insanlığımızdan utanmalıyız. Bu nedenle barış varken savaş niye, sevgi ve hoşgörü varken şiddet, nefret, kin niye!
Hepimiz biliyoruz ki, her gelen yeni yıl, bir önceki yılı aratıyor. Yeni yıllar hiçbir zaman umut yılı olamadı. Sadece belli bir kesim için yılbaşı akşamı mutlu olmak yetmiyor. Koskoca bir yılı bütün zorluklarıyla, acıları ve üzüntüleriyle göğüsleyebilmenin de hesabını yapmalıyız. Her ne kadar hepimizi derinden üzecek gelişmeler olsa da, her ne kadar yeni yıl bir önceki yılı aratsa da, gelin adaleti, barışı, sevgiyi ve hoşgörüyü hâkim kılalım.
“Sevgisiz bir toplumda yaşanmayacağını” toplumun tüm katmanlarına anlatalım.
“Sevgiler paylaşıldıkça büyür, acılar paylaşıldıkça azalır” sözünü bütün hayatımızda şiar edinelim.
Yeni yılın, birlik ve beraberliğimizi perçinlendiği, milletimizin birarada ve kardeşçe yaşama arzusunun doruğa ulaştığı, toplumsal dayanışma duygularımızın pekiştiği, her türlü şiddetten uzak; adaleti, barışı, sevgiyi, huzuru, başarıyı, refahı, bolluğu ve bereketi müjdeleyen bir yıl olmasını diliyorum...
Yorumlar