Gözden kaçırmayın

Başkan Şahin açıkladı doğalgaz geliyor.Başkan Şahin açıkladı doğalgaz geliyor.

Dinar Yurt Müdürlüğü, Yurtta barınan öğrencilerine yönelik seminerlerini artırarak sürdürüyor. 
Kariyer sohbetleri kapsamında, SPK İlköğretim Okulu Müdürü Eyüp ŞAHİN ‘ i misafir eden, Yurt Müdür Vekili Nazım YILDIRIM, Genel Müdürlüğümüzün ve Bölge Müdürlüğümüzün talimatları ile öğrencilerimizin serbest zamanlarını daha iyi değerlendirmek ve kişisel gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla bu tür çalışmaları başlatmış bulunuyoruz. 
Bugün aramızda SPK- YİBO Okul Müdürü değerli Eğitimci, Folklor araştırmacısı, Türkiye Halk Oyunları Federasyonu Antrenörü, Afyonkarahisar ili, Halk Oyunları Öğreticisi, Futbol hakemi-Gözlemci -Antrenör , Hattat, Araştırmacı Gazeteci, birden fazla yönü alan, hayata hep pozitif bakmayı becerebilen her zaman kendisinden yararlandığımız ve desteğini bizlerden esirgemeyen Eyüp ŞAHİN hocamızı aramızda görmekten mutluluk duyuyoruz. 
Bugün kendisiyle ‘’ Hayata Dair ‘’ konuşmaya çalışacağız. Hayat doğumla başlayan bir yolculuktur. Hayat dediğimiz süreç bir seçim ve bu seçimlerin peşinden koşmaktır. Seçimlerimiz bizim sonraki yaşamımızda yapacaklarımızın neler olduğunu belirler. Yolculuğumuzda seçimlerimizi doğru yapmamız gerekmektedir.
Bu yola çıkarken yanımıza alacaklarımız nelerdir? İşte bugün değerli Hocamız sizlere yaşadığı tecrübeleri aktaracaktır. Unutmayınız ; ‘’ En pahalı bilgi tecrübedir. Tecrübeler, bedeller ödenerek kazanılır.’’ diyerek sözlerini tamamladı. 
SPK –YİBO Okul Müdürü Eyüp ŞAHİN, Yüksekokul öğrencileri ile bir arada bulunmaktan mutlu olduğunu belirterek; 
‘’ HAYAT OKULUNDA EZBERİMİZ NEDEN KARIŞIYOR? ‘’
Okul Müdürü ŞAHİN; ‘’Okul hayatında hayat bilgisi dersi gördüğümüz halde, hayat okulunda ezberimiz neden karışıyor? Çünkü okullar bizi hayata değil, sınavlara hazırlıyor. Bu yüzden ‘’Okul Hayatı’’ ile ‘’Hayat Okulu’’ arasındaki farklardan ‘’Yaşam Şaşkını’’, oluyoruz.
Okul hayatında sınavlar önceden haber verilerek yapılır ve notumuz yüzümüze söylenirdi. Oysa hayat okulunda insanlar bizi habersizce sınava çekiyor ve yargılarını genelde içinde tutarlar.’’ dedi. 
‘’ HİÇ KİMSE BAŞARI MERDİVENLERİNİ ELLERİ CEBİNDE TIRMANMAMIŞTIR.’’

Doğduğumuz gün başlarız bir şeyler için çabalamaya ve başarmaya. İlk adımı attığımızda bir başarıdır. Oysa o adımı atana kadar ne çok çabalamışızdır. Önce emeklemiş, yerlerde sürünmüş, defalarca düşmüş ama sonunda yürümeyi başarmışızdır. 
Üniversitede istediği bölüme yerle bir öğrenciye imrenerek bakarız. En önemli basamaklardan birini tırmanarak ve istediği doğrultuda ilerlemektedir. Oysa o noktaya ulaşmak için yılların emeği, saatler, günler süren çalışma ve psikolojik olarak tekrar ve motivasyon gerekmektedir. Zaten bu yollardan geçmeyen bir öğrencinin bir anda orada olabilme imkânı olsa bile ilerleyebilmesi pek mümkün değildir. 
Başarı emek ister. Başarıya ulaşabilmek için yorulur, bazen üzülür bazen de umutsuzluğa kapılarak tekrar tekrar baştan başlamak zorunda kalırız. Başarı tüm bu sıkıntıların sonucudur. Bu yüzden çok tatlıdır. 
‘’NEDEN İSTEYEN HERKES BAŞARILI OLAMIYOR.’’
Sosyal başarı, maraton yarışlarına benzer. Yarışın başında 100 kişinin 99’u kazanmak istediğini söyler, yarışın sonunda 10 kişi kalır. Peki kaybeden ‰ 90’lık kesim nereye takılıyor. Çaresizliğe, tükenmişliğe ve en önemlisi atalete yani tembelliğe….Asla lügatimizde bu kelimeye yer olmamalı…Çalışmalıyız!!!. Dışarıda ellerimize kelepçe takan olmadığına göre, bizim içimizde olup da ellerimizi kollarımızı bağlayan nedir? Tembelliğin kelime anlamı ‘eylemsizlik’ halidir.
Bir insan bir işi nasıl yapması gerektiğini bilir, niçin yapması gerektiğini bilir, isterse nasıl yapabileceğini bilir, yapmazsa ne kaybedeceğini bilir, yaparsa ne kazanacağını bilir ama yine de yapmazsa, o kişi atalet halinde yaşıyor demektir. 
‘’ HAYAT DERSİMİ TÜRKÇE ÖĞRETMENİMDEN ALDIM’’
Ortaokula başladığım yıllarda sabahın erken saatlerinde kalkar , simit fırınından günlük yüz simit alarak okul saatine kadar onları satar, okula öyle giderdim. Bir gün simit tablasında 8-10 tane simidim kalmışdı. Benim günlük kazancım 10 simit. Mutlaka satmam lazım. Zil çalmaya az kaldı. Bir an önce satmak için sağa sola koşturuyorum.
Arkamdan bir el. Türkçe öğretmenim.. Titremeye başladım. Çok merhamet yüklü bir ses.. Simitçi. Aaa Yavrum Eyüp sen misin? Dondum kaldım. Kendisi yaklaştı.. Simitlerin tamamını aldı. Aferin dedi. Koşarak fırına geldim.
Defter ve kitabımı alıp okula gittim. Daha sonra Türkçe dersinde bir anda arkadaşlarımın gülme sesiyle ve omzumda bir el hissederek gözlerimi açtım. Uyuya kalmışım. Unutamadığım bir ses.. ‘’Yavrum Eyüp ateşin var, sen rahatsızsın’’ diyerek bana en güzel hayat dersini verdi. O gün uykudan uyandım. 
“HAYRAN KALDIĞIM BİR AİLE VE ÜÇ ÖRNEK ÖĞRENCİ’’
Babam rahmetli derdi! ‘’Altın yere düşse de, altındır , boyasan da,çamura batırsan da altındır. Yeter ki, içine değeri düşük başka madde girmesin,karışmasın...’’
Bir gün Dinar Sanayi Sitesine gittim. En son blokta , Yıldırım Tamirhanesine ”Motor Ustası İlyas YILDIRIM’ ın dükkanına,uğradım.
Gördüğüm manzara beni şaşırttı!adeta şoke oldum..Üç genç kız elleri yüzleri yağ-pas içinde,,kimisi Traktörün motorunu söküyor,kimisi motorun altına girmiş elinde anahtar somun sıkıyor,kimisi teker söküyor..Çalışma anında kullandıkları makinelerin çıkardığı sesler sanki bir orkestranın melodileri gibiydi.
Tamirhanenin sahibi , İlyas usta daha ben sormadan!”Hocam kızlarım” dedi.Peki! dedim “Okumuyorlar mı? ‘’ Hocam üçü okuyor çalışan kızlarını göstererek..Motorun altındaki İzmir Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi 4.sınıf öğrencisi Aliye, diğer kızım Lastik söken Burdur Sosyal Bilimler Lisesinde okuyor, adı Tuğçe.
Motorun üzerindeki kızım lise mezunu Üniversiteye hazırlanıyor adı Fatime ‘’ dedi. Şaşkınlığımı gizleyemedim çırak yok mu? dedim ,”Eşim var” Kızlarım okula gidince eşim bana çıraklık, kalfalık, ustalık yapıyor”. dedi. Resimlerimi çekebilirmiyim ? diye izini aldım ve onlar çalışırken ben de deklanşöre basmağa devam ettim. Kızlara sordum sosyal yaşam konusunda. Hayatın içinden geri kalmayız dediler. 
Değerli öğrenciler, özetle bu aileyi sizlere tanıtmaktaki amacım, çalışmanın ve başarının sırrı. Aile bireyleri arasındaki bağlılık işte bu fotoğraflarda size anlatıyor, Türkler islamiyete geçmeden önce evin reisi olan Erkek alacağı kararlarda eşine danışıyordu.
Türkülerimizin nağmelerinde bile vardır. ‘’iki kıymetli varlığım var, biri anam biri yarim ‘’ dinimiz kadına son derece önem vermiştir..’’Cennet anaların ayağı altındadır’’ bu düşünce ve fikirler bizi biz yapıyor,aile bütünlüğünün korunması,Aile bireyleri arasındaki saygı ve yardımlaşma başarıyı ve mutluluğu getiriyor.
Başarmak için başarıyı istemek lazım. Lütfen Almanya,Japonya örneğinde olduğu gibi başarıya inanmak lazım, şartlar ne olursa olsun. Japonya kayıtsız şartsız teslim oldu. Atılan atom bombası nedeniyle milyonlarca insan sakat kaldı,topraklarında yıllarca ot bitmedi, bitmeyen tek şey inanç-azim-samimiyet-sevgi-saygı-sorumluluk yeni büyük Japonya’nın kurulmasında harç oldu.. En büyük değerlerimiz olan ,’’ Çanakkale zaferini ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini’’ ayakta tutan ruhu ve azmi daha iyi anlayarak mutlaka ayakta tutmamız lazım.
 
‘’ HAYATIMI ŞU FIRÇAYLA KAZANDIM’’
‘’Kütahya Eğitim Enstitüsünü kazandım. Babamın imkânları kısıtlıydı. Okumak istiyordum. Maddi durumumuz çok iyi değildi. Cebimde sadece yol parası vardı. O zaman sizin imkânlarınız gibi imkâna sahip değiliz. Kredi, burs yoktu. Karadenizli bir öğretmenim uygulama ve resim dersinde okul için ‘’ Okul Tabelası ‘’ yazıyordu. Yanına yaklaştım. Kenardan dikkatle izlemeye başladım.‘’ Neye bakıyorsun? Beğenmedin mi ? diye seslendi. Hocam sizi izliyorum. Kolay gelsin. ‘’Memlekette bende bu işi yapıyorum’’ dedim… Beni odasına davet etti.
Ve bana ‘’ Benimle birlikte çalışır mısın ?’’ dedi. İşte o ana kadar duyduğum en güzel teklifdi. Milli piyangodan para çıkmış gibi sevindim.. Onunla birlikte çalışmaya başladım. Sevgili Gençler. ‘’Her zaman yanınızda uğraşacak bir şeyiniz olsun. Saz çalın, ney üfleyin, doğaya çıkın, fotoğraf çekin, kısacası önce kendiniz sevin. Birbirinizi sevin. Birbirinize yardımcı olun. ‘’diyerek konuşmasını tamamladı. 
‘’ BUGÜN 200 SAYFALIK BİR KİTAP OKUDUM’’
Kariyer Sohbetlerine katılan öğrenciler ‘’ Hayata dair ‘’ yaşanmışlıkları dinlerken oldukça duygulandı. Seminere katılan öğrencilerden M.Fatih KOÇ; ‘’ Tecrübelerinizi ve deneyimlerinizi bize aktardığınız için teşekkür ederim. Değerli Hocam, şahsım adına çok etkilendim. Demek ki, başarı asla tesadüf değil.
Siz bize bugün en az 200 sayfalık bir kitap okuttunuz. Sizlere ve Yurt Yönetimine arkadaşlarım adına teşekkür ederim. Böyle seminerlerin burada olması bizi daha zinde ve daha aktif hale getiriyor ‘’ dedi.