Gözden kaçırmayın

Afyon Belediyesi kamu oyuna duyuru yaptıAfyon Belediyesi kamu oyuna duyuru yaptı

Afyonkarahisar’da, Türkiye Kamu-Sen üyeleri, kamu görevlileri ve emeklilerin maaşlarına 2014 yılında yapılan zammı az bularak bu duruma tepki göstermek için maaş bordrolarını yaktı.
 
Türkiye Kamu-Sen Afyonkarahisar Temsilcisi Nizamettin ol, PTT önünde toplanan sendika üyeleri adına yaptığı konuşmada,
2,5 milyon kamu görevlisi ve 1,8 milyon emeklinin 2 yıl sürecek çileli geçim mücadelesi başlamıştır. 
Kamu görevlileri bugün, Ağustos ayındaki toplu satış sözleşmesinden beri ifade ettiğimiz acı gerçekle yüz yüze kalmıştır. 
İktidar ve malum konfederasyon iş birliği ile memurlar 123 TL, emekliler ise 140 TL zamla bütün bir yıl boyunca idare etmek zorunda kalacaklardır.

Geçtiğimiz yıl gıda fiyatları ortalama ‰10,5; mutfak tüpü ‰10,7, su ‰9,4 zamlanmış, yoksulluk sınırı 179 TL artmışken; maaşlara 123 lira zam yapmak, adeta memur ve emeklilerle alay etmek demektir.

Ekonomi iyi yolda, istikrar sürüyor, enflasyon düşüyor masalı, çarşı pazardaki gerçek fiyatlarla kâbusa dönüşmüştür. 
AKP Hükümeti, hedef enflasyonu bilinçli olarak düşük göstererek memurlarımızı düşük ücret artışına mahkûm ederken, milletimizi zorunlu harcamalarında dahi enflasyon canavarına teslim etmektedir. 
İktidar 2013’te enflasyon hedefini ‰5,3 olarak belirlemiş ve maaşlara bu plana göre zam yapmıştır. 
2013 yılında gerçekle resmi enflasyon ise ‰7,4 olmuştur.
Bu oran TÜİK’in enflasyon sepetindeki, çoğunu halkın tüketmediği 454 çeşit ürünün ortalama artışını göstermektedir. 
Milletimizin tüketmek zorunda olduğu gıda, temizlik, sağlık, ulaşım, haberleşme, ısınma, kira gibi ürünlerdeki fiyat artışları ise 2013’te gerçekleştiği ilan edilen, resmi enflasyonun kat be kat üzerindedir. 
Milletimizin en çok tükettiği 47 temel gıda ürünü baz alındığında fiyat artışı yüzde 10,5’i; 17 temel sağlık hizmetinde ortalama yıllık fiyat artışı ‰69’u bulmaktadır. 
Memurlarımız patatese dahi muhtaç bırakılmış, bir zamanlar fakirin yemeği olan kuru fasulye, pilav lüks gıda maddesi haline gelmiştir.
Kırmızı etin yalnızca adı kalmıştır.
Sebze, meyve el yakmaktadır.
Elektriğe fatura oyunlarıyla gizli zam yapılmış, ekmeğimiz bile ‰11,7 zamlanmıştır.
Buna rağmen memurlara 2014 yılı için 123 lira, 2015 için ise ‰3+3 zam yapılması öngörülmüş, memurun enflasyon farkı dahi ellerinden alınmıştır.

2014 yılında çocuk parası, aile yardımı, doğum, ölüm yardımları, ek ödemeler, ek dersler, fazla mesai ücretleri ve tazminatlar artmamıştır.
Yapılan zam, memurun ele geçen maaşının tamamı için geçerlidir.

123 TL’lik artış en düşük maaşa ‰6,8; ortalama maaşa da ‰5,1 zam demektir.
2014 ve 2015 enflasyon hedefleri bile dikkate alındığında, bugün memurun eline geçen zam 2014 yılı enflasyonunun altındadır. 
Gerçekler ortadayken, malum pazarlamacı konfederasyonun da eşlik ettiği masa başı oyunlarıyla memurlarımız, 2015 yılı sonuna kadar devreden çıkarılmıştır.
Satış sözleşmesine imza atıp, memurları ekonomik ateşin ortasına atan malum konfederasyon ise bu durumda dahi memurların haklarını korumayı akıl edememekte, ağa babalarının yolsuzluk pisliklerini temizlemeye, onları aklamaya çalışmaktadır.

Memurlar için bir gün dahi alanlara inmeyenler, yüzsüzce, yolsuzluk operasyonları durmazsa, alanlara ineriz tehditleri savurmaktadırlar.
Bugün memurlarımız maaşlarını aldılar ve acı gerçekle yüzleştiler. 
Biz, Türkiye Kamu-Sen olarak Ağustos ayından beri, gerçekleri dile getirdik, imzalanan toplu sözleşmenin defolu olduğunu, memurların haklarının gasp edildiğini ifade ettik.
Malum konfederasyon ise 123 lirayı anlata anlata bitiremedi. 
Bugün, memurlar maaşlarını aldılar.
Yani takke düştü, kel göründü.
Akla kara açığa çıktı. 
Türkiye Kamu-Sen dün de meydanlardaydı; bugün de meydanlarda…
Dün ne dediyse, bugün de aynısını söylüyor.
Memurların haklarını masa başı oyunlarıyla budayan malum konfederasyon ve yetkililer, bugün neredeler?

Bugün, tatlı su demokratları ile hormonlu sendikalar, gerçekler karşısında saklanacak delik arıyorlar.
Çocuk, enişte, baldız, bacanak, kayınpeder demeden; cümbür cemaat, maaile, ülkenin kaynaklarına üşüşülmüşken; ayakkabı kutuları, çelik kasanın yerine geçmişken, memuru unutup, yolsuzluğa, hırsızlığa destek verenler, bugün memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar?
Bir yılda ailenin zorunlu harcamaları 179 lira artmışken, 123 lira zamma “Evet” diyenler, memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar? 
Hizmetlileri yok sayanlar, TÜİK çalışanı dahil tüm 4/C’lilere; vekil ebe, hemşire, imam ve aile sağlığı elemanlarına üvey evlat muamelesi yapıp kadroya geçirmeyenler, öğretmeni, akademisyeni, sağlık çalışanını, maliyeciyi, adliye çalışanını unutanlar,
Postacıya, ormancıya, belediye çalışanına, diyanet çalışanına kör bakanlar,
Emeklileri, ek gösterge sorunlarını, ek ödeme sorunlarını, fazla mesaileri, döner sermayeleri bir kenara bırakıp, 2 gün içinde memuru masada satıp kaçanlar, bugün memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar?

Aylardır, memurları pembe yalanlarla aldatıp gününü gün edenler, toplu sözleşme ikramiyesini 45 liradan 60 liraya çıkardık diyerek, bir yıl sonra yapılacak artışları da sanki bugün yapılmış gibi göstermeye çalışanlar, bugün memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar? 
“Milli iradeye saygı” kisvesi altında, milletin kaynaklarını sömürenlere yardım ve yataklık eden ama memurun iradesini yerle bir edenler, bugün memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar? 
Birileri, ayakkabı kutularında milyonlarca doları götürürken, toplu sözleşme masasında memurlara ayrılan payın 3 milyar lirasını lobilere peşkeş çekenler, bugün memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar? 
Kış soğuğunun bastırdığı günlerde oduna, kömüre, doğalgaza gelen zamları bile karşılamayan maaş artışına imza atan, bir eli yağda, bir eli balda yandaşlar, soğuktan donan memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar?
Elbette, bu memur pazarlamacılarının hepsi bir deliğe gizlenecek ve varlık sebepleri, biricik iktidarlarının gitmemesi için, varıyla yoğuyla mücadele edecekler.

Millete ait değerleri atıp, satıp peşkeş çekenler,
Arazileri, ormanları, madenleri yakıp, yıkıp yok edenler,
Milyonlarca vatandaşın hakkını çalıp, çırpıp iç edenler,
Çalışmadan zengin olma hevesiyle, memurların alın terini gasp edenler,
Mevki, makam ve siyasi çıkarları uğruna kamu görevlilerini masada satanlar,
Şu soğuk günlerde evinde battaniyeyle ısınmaya çalışanların, soğuktan donan bebeklerin ahını almışlardır.

Şahsi menfaatleri için bütün dini değerleri ayaklar altına alan bu zevata, şu dizeleri hatırlatmak istiyorum:
“Karacoğlan der ki her sözüm haktır.
Yiğit olmayanın yalanı çoktur.

Cehennem yerinde hiç ateş yoktur,
Herkes ateşini burdan götürür.”
Bu dizelerde olduğu gibi, milyonlarca memurun, emeklinin, masumun hakkını yiyenler, milletin kaynaklarını göz göre göre eşine, dostuna peşkeş çekenler de kendi ateşlerini, milyonlarca memurun bordrolarında göreceklerdir.

Memurun bordrosunun ateşi, hem bu dünyada hem öteki dünyada hırsızı, arsızı, yalancıyı, rüşvetçiyi ve memur pazarlamacılarını saracaktır.
Hepinize saygılar sunuyorum. dedi.