Dün, 'Önce Kaftancıoğlu, sonra İmamoğlu ve Kılıçdardoğlu' diyerek yazdığım ve bugünlerin yaşanacağını anlatmaya çalıştığım yazılarımdan birine arşivimden bir kez daha rastlayıp, bugün Silivri'de yalnız kalan İmamoğlu'nu hatırlıyorum.
Ve bugün kurultayı bir kez daha tartışılmaya başlanan CHP'ni, CHP'lilerin 'Güçlü Bir Ardahan Lobisi' diyen biz Ardahanlılardan beter darma dağın olmasına da benzettiğim 6 yıl önceki adeta bugünü anlatan 'İmamoğlu yalnız' başlıklı yazımı sizde okurken bugünü düşünürseniz 'CHP niye iktidar olamıyor?' sorusuna da cevap bulup, aşağıda ki 6 yıl önceki yazımın bugün yaşananlara çok ama çok benzediğini göreceksiniz.
Çünkü, 'Ardahan Ahtapotu' denecek Ardahanlıların bir araya gelmesine en büyük engel olarak sık sık dile getirdiğim, İstanbul Esenyurt Ardahan ve KAI'li medya ve basın Diasporasını geçte olsa anlayanların içinde yer aldığını olduğunu düşündüğüm ama başkanlık yaptığı süre içinde 'Hemşo sermayesini tüketenlerden olan Esenyıurt eski Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt'un bir paylaşımına bakınca CHP'de İmamoğlu'nun yanında herkesin yalnız ve biz derneği çok kendisi yok olan Ardahanlar gibi kamplara, gruplara bölündüğünü de olduğunu da anlıyorum.
Bozkurt'un, 'Son zamanlarda önceki Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili birtakım çevreler bir itibar suikastı yapmaya çalışıyor. Saygısızlara hatırlatmamdır: Çok partili dönemden itibaren genel olarak sağ partilerin oy oranlarının %70 civarında oluşu bir realite iken Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 2023 yılında Cumhurbaşkanlığı seçiminde yapılan bütün yanlışlara rağmen "Cumhuriyet tarihinin en yüksek oyunu alan sol lideri" olmuştur. Merak edenler, onu birileri ile karşılaştırmak isteyenler, alınan oy miktarlarını genelde ve yerelde karşılaştırmak istedikleri kişiler ile karşılaştırdıklarında sonucu göreceklerdir. Hariçten gazel okumak kolaydır. Hiçbir şaibeye bulaşmadan partiyi bir bütün olarak iktidarın en güçlü zamanlarından geçirerek en üst pozisyona taşımış bir lidere laf etmek en hafif deyimiyle cahilliktir. Bu sorunlu süreçte Sayın Kılıçdaroğlu'nun aklından ve vizyonundan faydalanmaya çalışmak yerine Sayın Kılıçdaroğlu’na saldırmak partiye zarar vermek ve sevenlerini kırmaktan başka bir işe yaramaz. Popülizmi bırakıp aklımızı çalıştıralım…' sanalda ki bu mesajını aşağıda ki 6 yıl önce yazılmış olan yazıma bağlayarak değerlendirmeniz isterim..
İşte altı yıl önce adeta bugünü anlatan o yazılarımdan biri daha..
İmamoğlu yalnız!..
Balık hafızalı olan bir toplumun ferdi olarak daha dün gibi hatırlanan ve 7 Haziran'da 'Seni Başkan Yaptırmayacağız' diyenlere inat (!) 1 Kasım sürecinden sonra Erdoğan'ı resmen başkan eden seçimlerin gözdesi unutuldu gibi..
İki milletvekili olan Ardahan'ın bir milletvekillini mahkemenin kesin kararı ile ihraç eden CHP'nin ve 31 Mart koalisyonu partilerin adayı olan ve bugünkü gözde İmamoğlu gibi gündemin ilk sıraların da hiç düşmeyen zamanın gözdesi ve İŞ-it'in esir aldığı söylenen dönemde dünya gündeminde olan Öztürk Yılmaz şimdi ortada yok, gözden düşmüş gibi..
Gerçi mahkeme kararı ile CHP'den ihracı kesinleşen Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz'da bir dönem CHP'nin gözdesi hatta bir ara tv kanallarının tartışıma programlarının baş aktörü idi.
Yani dün sade bir bürokrat iken bir anda siyasete davet edilip, kendisini destekleyen akil adamları, danışmanlar, gazetecilerin de itmesiyle önce milletvekili ardından Genel Başkan Yardımcılığına kadar yükselen ama CHP'den bir anda pat diye gözden düşüp, ihraç edilen Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz'ın durumuna düşen CHP'li gözde siyasetçiyi yani milletvekilliğinden bile olan Muharrem İnce'den bahsediyorum.
Kesinleşmiş ciddi bir suçu olmamasına karşın şu an hala hapiste tutuklu tutulan ve en önemlisi 40 yıldır ulaşılmayan ama dolarcı ve de twitçi Trump ile yapılan telefon görüşmeleri ardından şu an yeniden bombalanmaya gidilen Kandil'e, Öcalan'a rağmen toplum nezlinde ki yerini korumayı başaran Selahattin Demirtaş'ın yanında bir zamanlar reyting yapan İnce şimdi nerede?
Bilmem ama ben asıl anlatmak istediğime, konuma gelmek istiyorum..
AK Parti'nin 23 Haziran seçimi hatrı ve bana göre parti kuracaklarına İYİ Parti'ye destekle daha güçlü olacaklarına inandıklarımın kurmaya çalıştığı ve kurulması ihtimal yen sağ parti öncesi gözde düşenleri yeniden AK Parti etrafına geri toplayıp, hem de getirip bankacı ettiği şu günlerde CHP'nin İBB yani İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu şu an solda en gözde kişi olarak gösterilirken başta partisi ve partisinin kurmaylarınca olmak üzere bir o kadar da yalnız bırakılmış bir kişi...
Nasıl mı?
MHP'nin, aralarında tek bayan başkan olan Ardahan İl Başkanı Hülya Davutoğulları'nın da bulunduğu İstanbul'da otağ kurma hazırlıkları yaptığı şu günlerde İmamoğlu'ndan önce İBB'ye aday olan ve 13 Milyonluk kentin her tarafını karış karış gezen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu adayının yanında çokta görülmediği gibi onu genel başkanlığa taşıyan ve sonra da 'bende İBB'ye adayım' diyen ve bana göre İmamoğlu'ndan daha çok İstanbul'u, seçmeni tanıyan bir kaç kez de İstanbul seçmenine bizzat dokunan Ardahanlı, CHP eski milletvekili, genel sekreteri İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin gibi hiç ortada yok..
Sadece onlar mı ki?
Vallahi İstanbul'un CHP'li Milletvekillerinin de ortalıkta pek gördüğüm yok..
Peki, İstanbul'da ki CHP'li İlçe Belediye Başkanları ile İmamoğlu'nu bir arada gören var mı?!.
Onu da bilmem ama yine Ardahanlı olan Gazeteci Meslektaşım Doğan Şentürk ve ekibinin yanında Gazete Damga'nın Sahiplerinden Mehmet Mert, Gazeteci Ali Tarakçı ve bir kaç gönüllü gazeteci dışında başta Cumhuriyet olmak üzere İmamoğlu'na oy vermeyi düşünenlere yakın gazetelerde de İmamoğlu'nu pekte manşetlerde yada sürmanşette göremiyoruz..
Ve yine dönüp, siyasetçiyken bir anda bankacı olan AK Partililer dahil devlet reklamları, ve diğer bildik, bilmedik imkanlarından kaymaklanan havuz medyasına rağmen 'Gündeme getirilmiyorum' diye sızlanan Binali Yıldırım'ın rakibi Ekrem İmamoğlu'nun adeta tek başına mücadele ettiği İstanbul arenasına bakıyorum..
Burada gördüğüm şey ise İmamoğlu'nun yalnız olmasına rağmen Demirtaş gibi halkın gönlünde taht kurmuşsa da bu durum onun seçimi kazanmasına yaranıp, yaranamayacağını düşünenlerin her geçen gün çoğaldığı gibi ümitsizleşenlerdir..
Yani kendi yarattığını yemede usta CHP sanki AK Parti'den önce İmamoğlu'nu gözden düşürecek gibi..
Bunun diğer ve en son örnekleri Muharrem İnce ve Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz'dır desem sakın kızmayın..
Peki bu durum nasıl aşılır?
Vallahi onu da bilmem ama bugünkü CHP'nin bir zamanlar değişmezi olan İnönü'yü sollayıp, Karaoğlan edası ile CHP'nin başına gelen Ecevit gibi yeni bir oluşum çıkarır, çıkarmaz mı onu da bilmem..
Yorumlar