Gözden kaçırmayın
Karataş Şahin'e sitemde bulunduSaadet Partisi Emirdağ Belediye Başkan Adayı Ahmet Alkan ve beraberindeki heyet geçtiğimiz Pazar günü Ankara`da aday tanıtım şölenine katıldı.
Sabah saat 06.30`de bir otobüs ilçemizden Ankara`ya hareket eden heyet Ankara`da gerçekle görkemli aday tanıtım şölenine katıldı. Şölende SP`nin Türkiye genelindeki Belediye Başkan Adayları tanıtıldı. Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak da burada bir konuşma yaptı.Yaklaşan yerel seçimler öncesi Ankara geçtiğimiz Pazar günü tarihi bir güne tanıklık etti.
Türkiye`nin her yerinden Arena`ya gelen binlerce kişi Saadet Partisi`nin Aday Tanıtım Şöleni`ne katıldı. Sabah saatlerinden itibaren Ankara sokakları Saadet Partisi bayraklarıyla dolup taştı. Türkiye`de belediyecilikte çığır açan Milli Görüş ve onun tek temsilcisi Saadet Partisi`ni bağrına basan Ankaralılar da, Arena`nın çevresini miting alanına çevirdiler.
Coşku ve heyecanın had safhada olduğu şölende, Saadet Partililerin kararlılığı ve azmi görülmeye değerdi. Şölende açılış konuşmasını Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak yaptı.
Milli Mücadele Diyorsanız, Milli Görüş`e Bakın
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, konuşmasının başında Ankara`nın milli mücadeledeki önemine işaret ederek başladı. Kamalak, "Yaşanabilir Bir Türkiye`yi", "Yeniden Büyük Türkiye`yi" kuracak kadroları milletimizle buluşturuyoruz.
Elbette bu tarihi günde, bu tarihi şöleni Ankara`da yapmamız bir tesadüf değildir. O Ankara ki Anadolu`nun parsel parsel işgal edildiği günlerde, Milli Mücadele`nin ilk kıvılcımını çakan şehirdir. O Ankara ki güzel ülkemizin kurtlar sofrasında pay edilmeye çalışıldığı günlerde fikri direnişi başlatan şehirdir. Her şeyin bitti sanıldığı anda, "Hayır. Her şey asıl şimdi başlıyor." diyen şehirdir. Güce teslim olmayan, mandayı kabul etmeyen, esaret ve dayatmaya boyun eğmeyen şehirdir.
İşte bugün Ankara`da aynı ruh, aynı heyecan ve aynı coşkuyla toplandık. Nasıl ki Ankara, bağımsız Türkiye`nin ilk işaret fişeği olduysa, bugün yaptığımız bu tarihi toplantı da "Yeniden Büyük Türkiye" ve "Adil Bir Dünya`nın müjdesi, olacaktır. Çünkü Milli Görüş, 600 yıl dünyaya huzur, barış ve adalet dağıtmış bir ecdadın görüşüdür. Milli Görüş, tarih boyunca özgürlüğün, adaletin, hoşgörünün öncüsü olmuş bir medeniyetin görüşüdür" dedi.
Milli Görüş, Atıf`ın, Akif`in Görüşüdür
Kamalak, konuşmasında ülkenin manevi değerlerini de anarak, "Şu an öyle bir salondayız ki hemen arkamızda Allah dostu Hacı Bayram Veli Hazretlerinin türbesi var. Yine öyle bir salondayız ki, hemen 1 kilometre ötemizde, büyük vatan kahramanı Mehmet Akif`in, İstiklal marşını yazdığı Tacettin Dergâhı var. Böylesine manevi bir iklimin tam ortasındayız. İşte Milli Görüş, Hacı Bayram-ı Veli`nin görüşüdür. Milli Görüş, Mehmet Akif`in görüşüdür.
Milli Görüş, inandığı değerler için canını vermekten asla çekinmeyen ve şu Ulus Meydanı`nda "Lailaheillallah" diyerek gözünü kırpmadan ipe giden İskilipli Atıf Hoca`nın görüşüdür. Sizler bu toprakların hem geçmişin hem de geleceğini temsil ediyorsunuz. İdeallerin yerini ihtirasların aldığı, değerlerin yozlaştırıldığı bir dönemde, yeni bir Dünya umudunu sizler zinde tutuyorsunuz. Bu yüzden bu salona bakınca içim içime sığmıyor. Çünkü ben bugün burada yeniden Milli Mücadelenin şahlanışını görüyorum.
Emanete sahip çıkanları, sözünden dönmeyenleri görüyorum. "Kim var?" diye sorulduğunda, sağına, soluna, ardına bakmadan "Ben varım." diyenleri görüyorum "Kudüs işgal altındayken, ben nasıl olur da uyuyabilirim?" diyen Sellahattin Eyübbil`eri görüyorum "Ya İstanbul beni alır ya ben İstanbul`u" diyen Sultan Fatih`leri görüyorum. Ben Size Bakınca, "Hayat iman ve cihattır." diyen Necmettin Erbakan`ı görüyorum" değerlendirmesini yaptı.
Kamalak: En Büyük Kumpası Milli Görüş`ü Bölenler Kurdu
Şimdi Sayın Başbakanın başdanışmanı kalkıyor, "Orduya kumpas kuruldu." diyor. Ey AKP, ey sayın başbakan, ey danışman! Milli Görüş`ü bölen siz değil misiniz? Bu kafayla iktidar olunmuyor deyip küresel egemenlerle işbirliği yapan siz değil misiniz? Biz uzlaşarak, anlaşarak yürüyeceğiz diyen siz değil misiniz? İslam birliğini hayalcilik, Amerika`ya direnmeyi marjinallik diye gören siz değil misiniz? İkbal ve istikbali küresel egemenlerde arayan siz değil misiniz? "Erbakan`la olmuyor." diyen siz değil misiniz? Ne oldu da şimdi dış güçlerden, küresel operasyonlardan, paralel yapılardan şikâyet ediyorsunuz. Ey AKP, hiç kusura bakma kendi acizliğini mağduriyet edebiyatıyla örtemezsin. Bizi de kendi günahına alet edemezsin.
Hele hele kumpastan hiç bahsedemezsin. Eğer illa bir kumpas varsa, son 50 yılın en büyük kumpasını Milli Görüşü bölenler kurdu. Bu vesileyle bir kez daha haykırıyorum! Saadet Partisi hiçbir kavganın tarafı değildir. Hiçbir kumpasın içinde yoktur. Bundan sonra da olmayacaktır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sadece Hak`kın ve halkın yanında olacaktır.
Saadet Partisi inandığı doğruları en gür sesle söylemeye devam edecektir. Hiç kimse bizim hakkı söylememize engel olamaz. Hak yolunda susarsak namerdiz. Yaşanan gelişmeler, 40 yıl sonra anlaşılsa da, hep Milli Görüş`ü haklı çıkarmıştır. Bu yüzden Milli Görüş politikalarına dönülmedikçe, ne ülkemizde ne de İslam dünyasında huzur ve barışın sağlanması mümkün değildir. Şimdi önümüzde tarihi bir fırsat var. 2014`de yapılacak yerel seçimlerde milletimizle el ele yürek yüreğe vereceğiz. Bu bozuk, rüşvetçi, soygun düzenini değiştireceğiz"
Kamalak: Partilerin Değil; Düzenin Alternatifiyiz
İslam ülkeleri tarihte olmadığı kadar perişan. Her yerde gözyaşı her yerde kan. Emperyalizm, şu anda 20. Haçlı seferini yapıyor. Adım adım Büyük İsrail Projesi uygulamaya konuyor. Sudan ikiye bölündü. Irak üçe bölündü. Libya, yediye bölündü. Mısır`ın akıbeti ortada. Suriye paramparça! Burnumuzun dibinde yüzyılın en büyük insanlık dramı yaşanıyor.
Ateş kapımıza dayandı. Ama bu iktidar, yangını söndürmek için körükle gidiyor. Rotasını kaybetmiş gemi gibi bir o yana bir bu yana savruluyor. Saadet Partisi bu mazlum coğrafyanın kurtuluşu için bir tercih değil, bir zorunluluktur. İşte tablo ortada. İktidarı da muhalefeti de görüyorsunuz. Biz "Yeni Bir Dünya" kurmaktan bahsederken, onlar suyu bitmiş kuyudan, kim bir tas daha fazla alır derdinde. Açık söylüyorum; Saadet Partisi iktidara gelmeden, yolsuzluğun, usulsüzlüğün, rüşvetin, talanın, kayırmacılığın, haksızlığın önlenmesi mümkün değildir.
Çünkü biz partilerin değil düzenin alternatifiyiz. Bu düzen bozuktur. Bu tezgâh bozuktur. Bozuk tezgâhtan sağlam ürün çıkmaz. Biz var olan tezgâhta taşeron olmaya değil bu bozuk tezgâhın yerine adil bir düzen kurmaya geliyoruz.
Bankaların Yüzde 44`ü, Borsa`nın Yüzde 70`i, Sigorta Şirketlerinin Yüzde 80`i YabancılarınMevcut İktidar Ülkeyi tam bir felaketin içine sürüklemiştir. Sosyal barışı bozmuştur. Şimdi İstiklal mücadelesinden bahsediyorlar. Kime karşı mücadele? Kime karşı savaş? Düşmanımız kim? Kiminle savaşacağız? 55 yıldır girmek için hazır ol da beklediğimiz Avrupa ile mi savaşacağız? Yoksa içe dönüp milleti birbirine mi kırdıracağız? Ülkemizin diğer dengeleri de bozulmuştur.
Türkiye`de bankaların yüzde 44`ü, Borsa`nın yüzde 70`i, sigorta şirketlerinin yüzde 80`i yabancılarındır. Bütün stratejik kuruluşlarımız yabancıların kontrolüne girmiştir. İşte bu modern soygundur, modern sömürgeciliktir.
Türkiye sömürülüyor. Son 12 yılda zengin daha zengin, Fakir ise daha fakir oldu. Bankalar 10 yılda kazanacakları parayı 2 yılda kazandılar. Peki, soruyorum. Çiftçi, emekli, işçi, esnaf ne durumda? Hepsi perişan? Hepsi yoksulluk ve hayat pahalılığı altında inim inim inliyor. Maalesef Hükümetin 12 yıldır uyguladığı ekonomi politikası mutlu azınlığı memnun etmekten başka bir işe yaramamıştır. Milletimizin alın teri, kazancı bir avuç faizciye gitmiştir. Peki biz ne yaptık? Milli Görüş olarak Refah-Yol Hükümetinde sadece 11 ay hükümet olabildik.
Onun da yarısında şeytan taşlamaktan abdest almaya vakit kalmadı. Ama buna rağmen 9 ay gibi kısa bir sürede 100 yılın en büyük dış politik açılımı olan D-8`leri kurduk. İslam Birliği`nin nüvesini oluşturan 8 büyük İslam ülkesini bir araya getirdik. Cumhuriyet tarihinin ilk ve tek denk bütçesini yaptık. Rantiyenin hortumunu kesip, fakir fukaranın yüzünü güldürdük.
Bizim Ne Hasedimiz Ne De Kasetimiz Var
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Türkiye bugün tıkanmıştır diyerek sözlerini sürdürdü. Kamalak`ın hem dış politika hem iç politika ve son günlerdeki çekişmeleri de içeren konuşmasının satır başları ise şöyle:"Türkiye bugün tıkanmıştır: Siyaseten tıkanmıştır. Ahlaken tıkanmıştır. Ekonomide tıkanmıştır. Dış politikada tıkanmıştır.
Türkiye kısır kavgaların, işi boş polemiklerin, seviyesiz tartışmaların esiri edilmiştir. Türkiye`nin yeni bir sese, yeni bir söze, yeni bir siyasete ihtiyacı vardır. Bu sesin adresi Saadet Partisidir. Çünkü Saadet Partisi, kökünü maziden alan atidir. Partimiz, kadim gelenekleriyle kerim geleceğe yürüyen partidir. Saadet Partisi karanlıktan aydınlığa, zulümden adalete çıkıştır.
Saadet Partisi makamın ve servetin değil, hakkın ve hakikatin peşinden gitmenin adıdır. Bizim "Ne hasetimiz var, ne de kasetimiz !" Bu yüzden kimse bizi bu ülkenin insanına tuzak kurmakla suçlayamaz.
Bedel Ödedik, Ülkeye Asla Bedel Ödetmedik
Kimse bizi birlikte yola çıktığı insanları yarı yolda bırakmakla suçlayamaz. Kimse bizi ABD, AB ve İsrail`in maşası olmakla suçlayamaz. Kimse bizi gizli kapaklı işler çevirmekle suçlayamaz. 4 tane partimiz kapatıldı, Engellendik, yasaklandık.... Üzerimize tanklar sürüldü. Ama tek bir taş atmadık. Tek bir kem söz söylemedik, kimseye halel getirmedik.
Biz bedel ödedik, hem de çok ağır bedeller ödedik. Ama milletimize, ülkemize asla bir bedel ödetmedik. Çünkü bizim feryadımız, düşmanlığımızdan değil, bu vatana, bu millete bu ülkeye olan sevdamızdandır. Her seçim önemlidir. Ancak bu seçim tarihi bir seçimdir. İnşallah bugün "Bismillah" diyerek, Türkiye`mizin bu en büyük salonunda, önümüzdeki yerel seçimlerin startını veriyoruz. "Asıl yarış şimdi başlıyor." diyoruz. Türkiye`de efsane hizmetleriyle belediyecilikte çığır açan Milli Görüş kadroları bu seçimlerde yönetimi devralarak, milletimizi özlediği hizmetlere yeniden kavuşturacaktır. Ancak şundan emin olunuz.
Bu seçimlerde sadece belediye başkanlarını seçmeyeceksiniz. Vereceğimiz her bir oyla, Türkiye`nin yolunu, yönünü de belirleyeceksiniz. Sadece şehirlerimizin değil, bir bütün olarak Türkiye`nin geleceğine karar vereceksiniz.
Türkiye Batı`ya uydu mu olacak yoksa İslam ülkelerine öncü mü olacak? İslam Birliğini mi kuracak, yoksa Avrupa Birliği`nin kapısında mı bekleyecek? Mazlumlara umut mu salacak , yoksa zalimlere payanda mı olacak? Yeni Bir Dünya mı kuracak, yoksa küresel beylere taşeron mu olacak? Mazlum milletlere lider olmak varken, zalimlere niçin uşak olalım?"
Yorumlar
Yorum Yap