Gözden kaçırmayın

Toplantı Afyonkarahisar'da yapılacakToplantı Afyonkarahisar'da yapılacak

CHP Afyonkarahisar Seçim Bürosu CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof.Dr.Haluk Koç`un katılımıyla Büyük Coşku ile Açıldı. 
 
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, CHP Genel Merkezi önündeki aday protestosuna ilişkin, “Ben aday oldum olamadım, ben İl Genel Meclisi üyesi adayı oldum olamadım. Ne olacak dünya mı battı? Fotoğraf büyük, büyük pencereden bakacağız.
Haksızlıklar olmuş olabilir, her yerde yanlış değerlendirmeler olmuş olabilir. Herkes kendini tedavi edecek” dedi. 
Koç, CHP Afyonkarahisar Merkez Seçim Bürosu’nun açılışındaki konuşmasında, Afyonkarahisar’da öteden beri çok dostunun olduğunu, hekimlik yaptığı yıllarda çok hastasının bulunduğunu söyledi. Afyonkarahisar’ın önemli kentlerden bir tanesi olduğunu dile getiren Koç, Afyonkarahisarlılarla bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. 
“Günün birinde namuslu olmanın, bu ülkeyi, bu vatanı, bu toprağı, bu insanı sevmenin suç olacağı aklınıza gelir miydi?” diye soran Koç, Türkiye’nin ulusal çıkarlarını, Türkiye’de namuslu insanların hakkını savunmanın suç olduğunu öne sürerek, Türkiye’den, böyle bir dünyaya baktıklarını ifade etti. 
Dünyanın hiçbir ülkesinde kabul görmeyecek görüntülerle karşı karşıya kalındığını savunan Koç, şunları kaydetti: 
“Sürekli bir mağduriyet… Yola öyle çıktı, baktı ki iyi getirisi var, devam ediyor. ‘Ben mağdurum.’ Önce başörtülü kardeşlerimizi sömürdü, aslanlar gibi Cumhuriyet Halk Partisi’nin tavrını gördü, hiç kimsenin kılığı ile kıyafeti ile uğraşmayacağımızı ifade ettik, insan önemli dedik, inancına da saygılıyız dedik, yaşantısına da saygılıyız dedik, sen buradan bu insanları artık sömüremezsin dedik.
Bunları Meclis’te de dile getirdik. 3 ay Pınarhisar’da cezaevine girdi, misafir edildi. Yanında hizmetkarları, korumaları dahil bir plan içerisinde mağdurum şarkısı söyleyerek çıktı, o gün bugündür devam ediyor. Milletin ümüğüne çöktüler. Sen bırak şu işi, yanlış yapıyorsun dediğimiz zaman ‘Ben mağdurum.” 
“Her yerde, hepimizin bildiği; polis hırsızı kovalar, yakalar; hakim, savcı da hırsızı yargılar” ifadesini kullanan Koç, şöyle devam etti: 
“Türkiye’de terse döndü. Polis hırsızı kovalamıyor, hırsız polisi kovalıyor. Hırsız, arsızca devletin savcısını, hakimini kovalıyor. Böyle bir olayı anlamak mümkün değil. Yaşananlar ortada. Hangi ülkede, demokrasi dediğiniz zaman; milletvekilleri, bakanlar, başbakanlar özel dokunulmazlık zırhı giyerler? Hangi demokraside hukuk, o ülkeyi yönetenin emrine verilir, milletin mülkünün temeli olmaktan çıkartılır?
Hangi ülkede polis, milletin, devletin polisi olması gerekirken, emirle, baskıyla iktidarın özel koruması haline getirilir? Hangi ülkede o ülkenin milli istihbarat teşkilatı görevini yapmaktan alıkonur, Başbakan kadrolarına, özel istihbarat yetkilisi olarak çalışmaya başlanır? Bütün bunlar Türkiye’de yaşanıyor.
Yani bir şeyler ters gidiyor. Bu olayın CHP’liliği, Ak Parti’liliği, MHP’liliği, Anap’lılığı kaldıysa bununla artık ilgisi yok. Bu olay farklı bir olay. Ananın, babanın, dedenin partisi. Yere batsın senin dedenin, ananın partisi.
Türkiye gidiyor Türkiye… Eğer uyanmazsak, eğer haklarımıza millet olarak sahip çıkmazsak, eğer hırsızlıklara, yolsuzluklara sandıkta, demokrasi içerisinde karşı duramazsak, ondan sonra hiçbir şeyden şikayet etmeye hakkımıza kalmayacak.” 
 CHP Genel Merkezi önündeki aday protestosu
CHP Genel Merkezi önündeki aday protestosuna da değinen Koç, şu ifadeleri kullandı:
“Ben aday oldum olamadım, ben İl Genel Meclisi üyesi adayı oldum olamadım. Ne olacak dünya mı battı? Fotoğraf büyük, büyük pencereden bakacağız. Haksızlıklar olmuş olabilir, her yerde yanlış değerlendirmeler olmuş olabilir.
Herkes kendini tedavi edecek. Eğer kızacak, küsecek, siyaseti terk edecek biri olsaydı, şimdiye kadar Ahmet Toptaş (CHP Afyonkarahisar milletvekili) kardeşim olurdu, bu gariban Haluk Koç olurdu. Küserdik giderdik, hiçbir yere hiçbir zaman gitmedik.” 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Mecliste fezlekelerden, iddianamelerden dökülen konuşmaları milletin izlenmesine sunduğunu” kaydeden Koç, “orada konuşulanları, yazılanları görünce, insanın nutkunun tutulduğunu, bu kadar da olmaz dedirttiğini” söyledi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Binali Yıldırım’ın bir havuza dahil edildiğini iddia eden Koç, “Bu yüzme havuzu falan değil, bunlarınki havuz. Orada salma çıkartacak. Kimlere? Devlettin daha önce ihale verdiği ve bundan sonra vereceği iş adamları. 100 milyon dolar, 30 milyon dolar, havuzda toplanıyor ve Başbakan’ın propagandasını yapacak televizyon kanalını kurdurtuyor.
Mevcut değiştiriliyor, gazete yapılandırılıyor, adını da söyleyelim; Sabah gazetesi, ATV kanalı. Bütün bunlar dökülüyor. Adam bağırıyor canı yanmış, yahu kardeşim diyor, kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” diye konuştu. 
Koç, şöyle devam etti:
“Sen kamera ile camiye gideceksin, her cuma çıkışını özel basın mensuplarına randevu vererek caminin önünde basın açıklaması yapacaksın, ondan sonra gideceksin haramın tam ortasına oturacaksın. Nerede kaldı Müslümanlık. Maske düştü artık. Takke düştü, kel göründü. Aşağıdan da yukarıdan da yolun sonu görünüyor. Bunlar gidecekler, gitmek yetmiyor, hesap verecekler.
İstediğini kandır, televizyon kanalları ile gece gündüz millete kendi suratını ezberlet. Zorla naklen yayın yaptır. Ben zaten sansürdeyim. Özel emirle, yaptığım konuşmalar, açıklamalar, akşam siz de izliyorsunuz, beyefendiler konuşuyor konuşuyor, CHP Sözcüsü Haluk Koç da şunları dedi; bir cümle. Anlatıyorlar, gece gündüz anlatıyorlar. Şimdi her yerde bir ‘Alo Fatih’ buldular.
Yani dünyanın hangi deliğinde olursa olsun bir telefon ‘Alo Fatih ne yapıyorsun kardeşim sen ya, baksana oradan yazı geçiyor, niye veriyorsunuz şunların konuşmasını. Bu CHP’li kadınlar birbirine katıyor meclisi kes.’ ‘Emredersiniz sayın büyüğüm. TRT girmiş de biz de giriverdik ucundan.’ Medya bu.
Medyada çalışan, ekmek parası karşılığında hayatını sürdüren basın emekçilerine sakın kızmayın, onların ihale peşinde koşan deminki gibi ihale havuzlarında yıkanan patronları bu talimatları alıyor, aldırtıyor. Her yayın kuruluşunda böyle ‘Alo Fatih’ gibi komiserler yerleştiriyorlar.” 
“Bir dönemin sonuna yaklaşıldığını, hırsızlık ile arsızlığın bu toplumda karşılık bulmayacağını” söyleyen Koç, “Bu toplumun engin bir hoşgörüsü vardır. Şimdiye kadar hatırlarsınız ben 2002-2007 yılları arasında grup başkan vekiliydim.
TRT 3, yayınları Meclis kapanıncaya kadar veriyordu. Şimdi saat 19.00 olunca kesiliyor. Muhalefetin ne söylediğini millet duymasın, görmesin, bilmesin… Onlar, dizi seyretsinler, maç seyretsinler. Penaltı mı değil mi saatlerce… Aman esas meseleleri görmesinler, bilmesinler. Şimdi, bu neye yarayacak. Hiçbir şeye” diye konuştu. 
Ankara’da, Batıkent-Sincan metro hattının açılışına da değinen Koç, şunları kaydetti:
“Dün Ankara’da bir metro açılışı yapılıyor. Bir de orada bir belediye başkanı var, defteri dürülmek üzere. Ankara’nın dünya kadar kaynağını tüketti, yıllardır tırtıl olsa kazardı o metroyu ve bakanlığa, devletin kaynakları ile yapılması için devredildi. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı orada açılışta konuşuyor.
Kimse Kusura bakmasın, Cumhurbaşkanlığı makamını CHP’nin siyasi geleneği olarak belli tartışmaların dışında tutmaya hep özen gösterdik. Kim olursa olsun. Devletin birliğini, bütünlüğünü ve devletin büyüklüğünü, yüceliğini temsil eden bir makam olarak gördük. Yine de öyleyiz. Şimdi, konuşmada ‘Gözlerim Binali Bey’i aradı.
Nerede?’ diyor Cumhurbaşkanı. Sayın Cumhurbaşkanı, senin gözünün aradığı kişi ihale havuzlarında salma çıkartan bir kişi, hukukun karşısına çıkarılması gereken bir kişi. Sen bir Cumhurbaşkanı olarak bu tür isnatlarla karşı karşıya olan bir kişiyi, orada gözlerin nasıl arayabilir.
İyi hızını alamayıp ‘Ya bizim Bilal nerede, Yasin El Kadı nerede, Usame nerede’ diye sormadı hiç. Rezil olacaktık İspanya Başbakanına.” 
Haluk Koç, konuşmasının ardından CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz, CHP Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı Mehmet Ali Ecer ile seçim bürosunun açılışını gerçekleştirdi. 
Partililerle bir süre sohbet eden Koç, daha sonra esnaf ziyareti yaptı