Gözden kaçırmayın

İçimizdeki İrlandalılarİçimizdeki İrlandalılar

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Öğrenci Konseyi tarafından 7 Mart 2014 Cuma günü “Tarihten Günümüze Türk Kadınının Rolü” konulu bir etkinlik düzenlendi. 
AKÜ ANS Kampüsü Eğitim Fakültesi Abdullah Kaptan konferans salonunda düzenlenen etkinlikte ilk olarak söz alan AKÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Öğrencisi Büşra Betül Manav, geleneksel Türk toplumunda kadının, batı ve doğudaki diğer örneklerine göre oldukça ileri sayılabilecek bir konumda bulunduğunu söyledi. Atatürk’ün Türk kadını ile ilgili bir sözünü de aktaran Manav, “Tarih boyunca Türk kadını hayatın her safhasında erkeklerin yanında her türlü sorumlulukları paylaşmış, özellikle Kurtuluş Savaşı’nda savaşın her anında üstüne dü görevleri erkeklerle birlikte en iyi şekilde yerine getirmiştir.
Ulu Önder Atatürk ‘Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez’ demek suretiyle kadınlara hak ettiği değeri vermiş ve onları onurlandırmıştır” dedi. 
Günümüzde kadınların objeleştirildiğini de kaydeden Manav, “Gerek Cumhuriyet’te gerekse İslamiyet’te kadına verilen değer tartışılamaz. Günümüzde ise kadın müzik, sinema, spor ve reklam malzemesi haline getirilmiştir.
Medya ve benzeri etkinliklerin sanal büyüsü kadının değerini tahrip etmektedir” diye konuştu. Kadının bir erdem abidesi olduğunu dile getiren Manav, “Kadın bir erdem abidesidir. Asla nesne veya obje olamaz.
Kadının ihmal edildiği bir toplumun varlığını sürdürmesi pek de mümkün değildir. Kadının toplumdaki eski değerini kazanması için de çok zahmetli şeyler yapmamıza gerek yok. Sadece özümüze dönsek yeterlidir” ifadelerini kullandı. 
Toplum kadını ile erkeği ile bir bütündür

Kadın Hareketi Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Elif Loğoğlu ise toplumun kadını ve erkeği ile bir bütün olduğunu söyledi. Türk tarihinde kadının her zaman önemli bir yere sahip olduğunu belirten Loğoğlu, Cengiz Han’ın eşini diğer hanlara ‘bu da benim hanım’ diye tanıttığının bilindiğini söyledi. Tarihin her döneminde Türk kadınının pek çok alanda görevler üstlendiğini ifade eden Loğoğlu, şöyle devam etti: 
“Bir toplum, kadını ve erkeği ile bir bütündür. Kadın ile erkeği birbirinden ayırt ettiğiniz zaman bir kanadı kırık kuşa benzetirsiniz. Kadın ile erkek bir kuşun iki kanadı gibi birbirini tamamlayan Allah’ın yarattığı insanoğlunun iki türünden biri.
Birini diğerinden ayırt ettiğiniz zaman bu kadın olsun ya da erkek olsun eksik kalacaktır, tam olmayacaktır. Türk tarihi incelenirken Türk kadınını atlarsak tarihi eksik bırakmış oluruz. Eski çağlardan beri Türk kadını hiçbir zaman ayrı düşünülmemiş, her zaman erkeğin tamamlayıcı ve dengeleyici unsuru olmuştur.
Türk Hakanı Cengiz Han hanlara eşini tanıtırken benim han’ım diye tanıtmıştır. Her Türk erkeğinin ben Cengiz Han kadar centilmen olduğunu düşünüyorum. Her Türk kadını Türk erkeklerinin hanıdır. 
Atatürk, Türk kadınına haklarını teslim etti

Türk kadınının özelikle Milli Mücadele’de erkeği ile omuz omuza savaştığını ifade eden Loğoğlu, “Türk kadını Milli Mücadele’de cephe gerisinde oldukça zorlu şartlarda mücadele vererek, Türk kadınını Türkiye Cumhuriyetini bugünlere getirmişlerdir” diye konuştu. Loğoğlu şöyle devam etti: 
“Sonunda Türk kadınının doğurduğu Atatürk onun hak ettiği haklarını Kurtuluş Savaşı’ndan yaklaşık 10 yıl sonra teslim etmiştir. Vermiştir derken sanki Türk kadını bu konuda bir mücadele vermeden bu hakları almış gibi bir yanlış anlama da oluyor. Atatürk bir hakkı yerine teslim etmiştir.
Bir görevi yerine getirmiştir. Çoğu Avrupa ülkesinden önce seçme ve seçilme hakkını almıştır. Hatta bazı Avrupa ülkeleri eleştiriyor. Türk kadını bir mücadele vermeden bu hakları aldı diye. Baktığınız zaman Türk kadınının Kurtuluş Savaşı’nda verdiği mücadeleyi, bugün dünyadaki hiçbir ülkenin kadının da göremiyoruz. İleri görüşlü bir insan olan Atatürk, Türk kadınının bu değeri hak ettiğini düşünerek bu hakları vermiştir”. 
Loğoğlu, hâkiminden, valisine, pilotundan, akademisyenine gelinen noktada Türk kadınının toplumun her alanında var olduğunu ancak bunun sayısının yetersiz olması nedeniyle kadının pek çok alanda halen adının duyulmadığını da sözlerine ekledi. Etkinliğin sonunda Loğoğlu, öğrenciler ve dinleyicilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.