Gözden kaçırmayın

Afyonkarahisar’da Türk Eğitim Sen Rüzgarı EsiyorAfyonkarahisar’da Türk Eğitim Sen Rüzgarı Esiyor

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü, “Türkiye’nin Enerji Durumu ve Nükleer Enerji” konulu bir konferans düzenledi.
Pamukkale Üniversitesi Fizik Bölümü emekli öğretim üyesi ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Erdoğan’ın verdiği konferans, AKÜ Ahmet Necdet Sezer Kampusü Erdal Akar Konferans Salonunda 27 Mayıs 2014 Salı günü gerçekleştirildi. 
Konferansın açış konuşmasını AKÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mevlüt Doğan yaptı. Prof. Dr. Doğan, konuşmasında “Bu seminerin aslında çok önemli bir yönü var. Sayın hocam bu meslekte öğrenci yetiştirdi. Lisans düzeyinden, doktora düzeyine kadar çok sayıda öğrencisi var.
Hocam iki yıl önce emekli oldu. Ancak hocamızın örnek alınması gereken bir yönü var. Emekli olmasına rağmen fizikle bağlantısını kesmedi. Bu noktada davetimizi kabul ettiği için de kendisine teşekkür ediyoruz.” şeklinde konuşarak sözü Prof. Dr. Hasan Erdoğan’a bıraktı. 
Prof. Dr. Hasan Erdoğan konuşmasında öncelikli olarak eğitimin öneminden bahsetti. Prof. Dr. Erdoğan “Eğitim, ülkelerin gelişmişliklerinin en önemli etkenlerinden birisidir. ABD’nin bütün dünyayı yönetmeye kalkması ve süper güç olması eğitiminin gücüne bağlıdır. Harvard , Yale, M.I.T., Princeton, Colombia, Stanford, U.C.L.A. gibi üniversiteler öğrencilerini kendileri seçerek alırlar ve ilkelerinden hiç taviz vermezler.
Bundan dolayı, mezunlarının iş sorunu olmaz. Ya bilim insanı olur ya da AR-GE kuruluşlarında çalışırlar. ABD için bu yeterli değildir. Diğer ülkelerden beyin de ithal ederler. O ülkelerin en seçkin öğrencilerini lisans, yüksek lisans veya doktora aşamasında seçerek alırlar” şeklinde konuştu.

Enerjinin önemine de dikkat çeken Prof. Dr. Erdoğan, “Türkiye’nin enerji politikası, ülkenin enerji gereksinmesinin ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma atılımlarını destekleyip yönlendirecek şekilde, zamanında, yeterli, güvenilir ve ekonomik koşullardan sağlanması olarak belirlenmelidir.
Enerji sektöründe bugün ekonomik olmak kaydıyla yeterli ve ithal bütün enerji kaynakları değerlendirilmelidir. Diğer yanda enerji kullanımının ortaya çıkardığı çevre kirliliğinin azaltılması amacıyla yapılan çalışmalar da desteklenmelidir. Bağımsızlığın birinci şartı ekonomik gelişmişliktir.
Bunu gerçekleştirilebilmesinin en önemli şartlarından biri ise ihtiyaç duyulan miktarda enerjiye sahip olmaktır. Gelişen teknoloji ve yaşam düzeyi, enerji tüketimini ve buna bağlı olarak enerji ihtiyacını artırırken, artan enerji üretimi de daha iyi bir yaşam düzeyi yani daha çok fabrika, daha çok iş imkânı sağlamaktadır.
Hayatımızın vazgeçilmez gerekliliklerinden olan enerjinin ekonomik önemi yanında politik, askeri ve toplumsal önemi de vardır” dedi.

Türkiye’nin temel enerji politika sının nasıl olması gerektiğini de açıklayan Prof. Dr. Erdoğan, konuşmasında nükleer santrallerle ilgili bilgi vererek, nükleer santrallerden korkulmasının nedenlerini şöyle anlattı: “Kaza sonucu çevreye yayılan radyasyon, nükleer santrallerden korkulmasının en önemli sebeplerindendir.
Ancak günümüz teknolojisinde güvenlik sistemleri otomatik olarak devreye girdiğinden santralin faaliyetini hemen durdurmaktadır. Geride bıraktığımız 50 yıllık nükleer enerji tarihinde sadece iki önemli kaza meydana gelmiştir. Bunlardan birincisi 1979 yılında ABD’de Three Mile Island Santrali kazası, ikincisi ise 1986 yılında Ukrayna’da Çernobil kazası. Her iki kaza da insan hatasından kaynaklanmıştır.
Çernobil felaketinin sebebi kullanılan teknolojinin çok eski olmasıdır. Bu kazanın Türkiye’deki etkisi, bir göğüs filminin insanda bıraktığı etki kadar olmuştur.” 
Konferans, AKÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mevlüt Doğan’ın, Prof. Dr. Hasan Erdoğan’a çiçek ve plaket takdiminin ardından sona erdi.