Gözden kaçırmayın

Fiyatlar  Afyon Belediyesinden de ucuzFiyatlar Afyon Belediyesinden de ucuz

Ülkemizde gündem çok hızlı değişiyor, 30 Mart yerel seçim tartışmaları bitmeden Cumhurbaşkanlığı seçimleri, peşinden 2015 yılında yapılacak genel seçimler siyasetin ısınmaya devam edeceğini göstermektedir. 
31 Mayısta Türkiye tarihinin en kitlesel halk ayaklanmasının yıl dönümünde o süreçte kaybettiklerimizi anmaya bile tahammülü olmayan AKP iktidarı faşizan uygulamaları ile darbe dönemlerini aratmayan uygulamalarında ısrarcı olacağını ortaya koymuştur. 
13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da Türkiye tarihinin en büyük işçi katliamı yaşanmış, resmi rakamlara göre 301 emekçi hayatını kaybetmiştir. Katliamın ilk gününden itibaren AKP hükümeti tarafından yaşanılan katliamı örtme ve önemsizleştirmeye dönük politikalar aktif bir şekilde ortaya konulmuştur.
AKP hükümeti bununla da yetinmeyerek Soma’ da yaşanan hukuksuzluklara kılıf olacak bir yasal düzenlemeyi alelacele TBMM’ye sevk etmiştir. 
ÜLKEMİZİN TAŞERON CUMHURİYETİ OLMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!

AKP iktidarının 12 yıllık sürecinde ortaya koyduğu neoliberal politikalar eğitim ve sağlık gibi en temel hakların piyasalaşmasını hızlandırmış çalışma hayatını ise emekçiler için adeta cehenneme çevirmiştir. Kamuya ait ne varsa bu dönemde haraç mezat satılmış taşeronlaşma, güvencesiz, esnek, kuralsız çalışma uygulamaları ile ülkemiz ucuz emek cenneti haline getirilmiş, özel sektörün kar hırsı da işin içine girince iş kazalarında Türkiye dünya sıralamasında birinci ülke olmuştur. 
Soma katliamının nedeninin, uygulamaya konulan özelleştirme, taşeronlaştırma, rodevans, örgütsüzleştirme, sendikasızlaştırma, köleci çalışma sistemi, kamu madenciliğinin yok edilmesi ve kamu kurumlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyimin birikiminin dağıtılması gibi neoliberal politikalar olduğunu bu ülkenin emekçileri olarak çok iyi biliyoruz. 
Kamusal denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılamaması iş cinayetlerinin Soma’da olduğu gibi katliama dönüşmesine neden olmuştur. İş cinayetlerinden katliama dönüşen Soma faciası bizlere bir kez daha göstermiştir ki; kuralsız, esnek çalışma dayatması, resmiyette olup fiiliyatta olmayan sendikal anlayışlar, resmiyette olup gerçekte olmayan denetimler, sürdüğü sürece facialar son bulmayacaktır. 
AKP Hükümetinin bugüne kadar işçi hakları konusundaki olumsuz sicili herkes tarafından biliniyor. Taşeron çalıştırma ilk kez uygulanmaya başladığı yıllarda sadece sınırlı alanlarda uygulanırken, devletin öncülük etmesiyle birlikte bugün oldukça yaygın bir istihdam biçimi haline getirildi. Taşeron çalışmanın yaygınlaşmasına paralel olarak işçilerin başta can güvenliği olmak üzere, ücret, sigorta, izinler, kıdem tazminatı vb en temel hakları fiilen ortadan kaldırmıştır. 
Yıllardır işçiler aleyhine yaptığı düzenlemeler ile işçileri iş cinayetlerine, güvencesizliğe, düşük ücrete, örgütsüzlüğe ve 19. yüzyıla özgü çalışma koşullarına mahkûm eden siyasi iktidar, iş cinayetlerinin temel nedeni olan taşeron çalışmayı yasaklamak bir yana, kapsama alanını daha da genişletmek için düğmeye basmış durumdadır. 
Yıllardır emekçilerle ilgili istisnasız bütün saldırıları medyaya “müjde” eşliğinde servis ederek meşrulaştırmaya çalışan hükümet, yıllardır katlanarak artan iş cinayetlerini kendisi ve temsilcisi olduğu sermaye güçleri için bir fırsat olarak gördüğünü yaptığı yeni düzenlemeler ile açıkça ortaya koymuştur. 
Taşeron sisteminin patronlar için yarattığı avantajlar ortadayken, devletin en büyük işveren olarak taşeron işçi çalıştırmayı yaygınlaştırmak için peş peşe adımlar attığı bir ortamda işgücü maliyetlerini arttıracak düzenlemeler yapması AKP’nin fıtratında yoktur. Yıllardır taşeronda çalışan işçiler, kadro bekleyen 4-C’liler, karayolu işçileri, hastanelerde çalışan taşeron temizlik işçileri ve güvencesiz olarak çalışmaya mahkûm edilenlerin “kadro” beklentileri üzerinden siyaset yapmak umut tacirliğinden öte bir şey değildir. 
Meclis gündemine getirilen taşeron yasa tasarısı, yıllardır kadro umuyla bekleyen, yargı kararları ile kadroya geçirilmesi gerektiğine karar verilen işçilerin durumunda hiçbir somut iyileştirme yapılmamaktadır. Taşeronda çalışan işçileri yıllarca boş vaatlerle kandıranlar, güvencesiz çalışmak zorunda bırakılan işçilerin güvenceli ve kadrolu iş taleplerini yok saymaya devam ederken, yeni Soma’ların yaşanmasına resmen davetiye çıkardıklarını bile bile geri adım atmayarak takiye yapmaya devam etmektedirler. 
AKP HÜKÜMETİNİ BİR KEZ DAHA UYARIYORUZ!

Meclise sevk edilen taşeron yasası geri çekilerek emek ve meslek örgütlerinin görüşleri ve talepleri doğrultusunda:
* İş cinayetlerinin artışına neden olan taşeron çalışma yasaklanmalı,
* Özelleştirildikten sonra iş cinayetlerinin ve katliamlarla gündeme gelen tüm madenler tekrar kamulaştırılmalı,
* İşçi sağlığı ve iş güvenliğini özelleştiren yasa iptal edilerek, denetim yetkisi emek ve meslek örgütleri tarafından yapılmalı,
* Öncelikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı istifa etmelidir.
Yaşanılan böylesi katliamların sonrasında siyasilerin fıtratında da istifa etmek olduğunu buradan kamuoyu ile paylaşıyor, AKP Hükümetini sorumluluğu davet ediyoruz.