Gözden kaçırmayın

Garnizon Komutanı Afyon Eğitim Vakfını Ziyaret EttiGarnizon Komutanı Afyon Eğitim Vakfını Ziyaret Etti

Değerli Eğitim Emekçileri,
Basınımızın Değerli Mensupları,
Sevgili Öğrenci Velilerimiz ve Afyonkarahisar Halkı,
Türkiye’yi yönetenlerin iç ve dış politikadaki tutumlarından dolayı sorunların ağırlaştığı, eğitim alanında çok yönlü saldırıların ve dayatmaların arttığı bir dönemde sesimizi duyurmak ve sorunlarımıza kalıcı çözümler üretilmesi için bir kez daha alanlardayız. 
Yıllardır eğitim sistemine yönelik olarak atılan her adım, yapılan her yasal düzenleme ve fiili uygulama, okulöncesinden yükseköğretime kadar eğitimin bütün kademelerinde piyasalaştırma ve ticarileştirme uygulamalarını arttırmış, kamu kaynakları özel okullara aktarılırken, devlet okulları kendi kaderine terk edilmiştir. 
Milli eğitim bakanlığı eğitimde yıllardır acil çözüm bekleyen sorunları bir tarafa bırakıp, eğitim sistemi üzerinden toplum içinde yeni ayrışmalar ve kutuplaşmalar yaratacak uygulamaları hayata geçirmeyi sürdürmektedir.
Özellikle eğitimde 4+4+4 dayatması sonrasında, eğitime yönelik doğrudan siyasi müdahaleler artmıştır. Eğitim müfredatının içeriğine dini söylem ve ifadelerin yerleştirilmiş, okul dönüşümleri sürecinde imam hatiplere ayrıcalık tanınmış, öğrenciler öğretmen yokluğu gerekçe gösterilerek dini içerikli dersleri seçmeye yönlendirilmiştir. 
Milli eğitim bakanlığı, var olan sorunları derinleştiren ve her yıl yeni sorunlar yaratan politika ve uygulamalarıyla attığı her adımda başta eğitim emekçileri olmak üzere, öğrenci ve velileri mağdur etmeyi sürdürmektedir.
Öğrencilerin özel liselere, meslek liselerine, imam hatip liselerine ve açık liselere yönlendirilme süreci TEOG ile resmen bir zorunluluğa dönüşmüştür. 134 bin öğrenci meslek liselerine ve imam hatiplere zorla kaydedilirken, bugüne kadar açıklanan boş kontenjan sayısı sadece 52 bin 167’dir.
Bugünkü verilere göre 82 bin öğrenci zorunlu olarak meslek lisesine ve İmam Hatibe devam edecektir. 
Okullarda siyasi iktidar çizgisinde olmayan tek bir yöneticinin bile görev almaması için düğmeye basılmış ve bütün okullarda tarihin en kapsamlı sendikal-siyasal kadrolaşma ve tasfiye operasyonu gerçekleştirilmiştir.
MEB, eğitimde yıllardır farklı kimlik, dil ve kültürleri yok sayan, din ve inanç istismarına dayanan, doğrudan dayatmacı politikalarının okullarda istediği gibi uygulanması için okul müdürlerinin tamamına yakınını kendi siyasal kadroları arasından belirlemiş, EĞİTİM SEN üyesi okul müdürlerinin yaklaşık yüzde 96’sı tasfiye edilmiştir.

Bugüne kadar kamu emekçilerinin hakları çıkarılan torba yasalarla sürekli tırpanlanmıştır. Angarya çalışma, performans değerlendirme, mülakat ya da sözlü sınav uygulamaları ile iş güvencemiz elimizden alınmak istenmektedir.

Eğitimde bir taraftan yoğun bir siyasal kadrolaşma yaşanırken, son çıkan torba yasa ile öğretmenlere sürgün anlamına gelen zorunlu rotasyon uygulaması yasal hale getirilmiştir.
Türkiye çapında görev yapan yüz binlerce öğretmen kendi istekleri dışında zorla rotasyona tabi tutulacak, tarihin en büyük ve en kitlesel sürgünü hayata geçirilecektir.

Aday öğretmenlere sözlü sınav getirilmesi iş güvencemizin aday öğretmenlik sürecinden başlayarak adım adım kaldırılmak istendiğini göstermektedir.

Siyasi iktidar ve milli eğitim bakanlığı şunu çok iyi bilmelidir ki, eğitim ve bilim emekçileri eğitim üzerinden oynanmak istenen oyunun ve boyunlarına geçirilmek istenen zincirin farkındadır.
Eğitim ve bilim emekçileri ne kendilerinin ne de çocuklarımızın, siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerine kurban edilmesine asla izin vermeyecek, siyasi iktidarın eğitimi ve toplumu kendi çıkarları doğrultusunda “tek tip”leştirme yönündeki girişim ve uygulamalarına bütün gücümüzle karşı duracağız.

Taleplerimiz:
*Kamusal, demokratik, bilimsel, laik eğitimin önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.

*Eğitimin bütün kademelerinde dini kurallara göre değil, bilimsel kurallara göre eğitim yapılmalı, kendi siyasal-ideolojik çıkarları için okullarda din ve inanç istismarı anlamına gelen uygulamalardan derhal vazgeçmelidir. Laik eğitim gerçek anlamıyla yaşama geçirilmelidir.

*MEB, öğrencileri özel okullara, meslek lisesi, imam hatip ya da açık liseye yönlendirmekten vazgeçmeli, TEOG yerleştirmeleri sürecinde yaşanan sorunlar en kısa sürede çözülmelidir.

*Eğitimde siyasi kadrolaşmaya, zorunlu rotasyon girişimlerine, angarya çalışma ve performans uygulamalarına derhal son verilmelidir.

*Öğretmen ve yardımcı hizmeti açıkları kapatılmalı, okullarda ve üniversitelerde angarya çalışma uygulamalarına, EĞİTİM SEN üyelerine yönelik soruşturma, sürgün ve görevden almalara son verilmelidir.

*MEMUR SEN’in imzaladığı ihanet sözleşmesi nedeniyle oluşan enflasyon kayıplarımız karşılanmalı, maaşlarımıza 2014 enflasyon farkı kadar “ek zam” yapılmalıdır.

*Kamu kaynakları özel okullara değil, devlet okullarına aktarılmalı, eğitime yeterli bütçe, okullarımıza ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır.

Yıllardır sesimizi duymayanlara, taleplerimizi görmezden gelenlere inat, haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmaya devam edeceğimiz bilinmelidir.
Siyasi iktidarın ve MEB’in gerek toplumsal yaşamda gerekse eğitim sisteminde hayata geçirmeye çalıştığı politika ve uygulamalar karşısında bütün eğitim ve bilim emekçilerini, velilerimizi ve öğrencilerimizi örgütlenmeye ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. 
                                                            HÜDAVERDİ KILINÇ
                                                         EĞİTİM SEN ŞUBE BŞK