Gözden kaçırmayın
Afyon Belediyesi kamu oyuna duyuru yaptıAfyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Sultandağı Meslek Yüksekokulu (MYO) tarafından 22 Aralık 2014 tarihinde “Sultandağı Geleceğini Arıyor” temalı “Ortak Akıl Arama Konferansı” düzenlendi.
Sultandağı ilçesinin kalkınmasında üniversitenin yapabileceği katkıların tartışıldığı konferans, AKÜ Merkez Kütüphane Binası konferans salonunda gerçekleştirildi. Konferansın açılış konuşmasını yapan AKÜ Sultandağı MYO Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kemal Karayormuk, Sultandağı ilçesinin sert çekirdekli meyve üretimi konusunda önemli bir havza olduğunu söyledi.
Karayormuk, Sultandağı’nın vişne ve kiraz üretiminde Türkiye’nin önde gelen bölgelerinden biri olduğunu da belirterek, “Vişne üretiminde ve ihracatlık kiraz üretiminde Türkiye’de bir numaradır.
Sultandağı; elma ve kayısı diğer sert çekirdekli meyveler konusunda da hem toprak ve iklim yapısı, hem yeraltı nehirleri hem de bulunduğu coğrafyadaki Eber-Akşehir gölleri nazara alındığında farklı bir klimatik yapıya sahiptir” diye konuştu.
Sultandağı’nda üretilen ürün Alaşehir’den dış pazara çıkıyor
Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Mustafa Gül ise Sultandağı’nın meyvecilikte potansiyeli olan özellikle de kiraz ve vişne üretiminde son derece iyi konumda olan bir ilçe olduğunu söyledi.
Meyve olarak kirazın işlenmesi ve yurt dışına pazarlanması konusunda Sultandağı’nda birtakım eksiklikler olduğunu ifade eden Gül, “Sultandağı bu yönden potansiyeli olan bir yer ki özellikle kiraz ve vişne üretiminde son derece iyi bir konumdalar.
Kiraz, raf ömrü son derece az olan bir ürün. Bunun işlenmesi ve yurt dışına gönderilmesi gerçekten zaman alan bir olay. Tesislerin kurulması gerekiyor. Şu anda Sultandağı’nda böyle bir eksikliğimiz var” dedi.
Sultandağı’nda üretilen kirazın Alaşehir’de işlendiğini anlatan Gül, “Sultandağı’nda üretilen kiraz genellikle Alaşehir tarafına gidiyor. Orada işlenerek yurt dışına pazarlanıyor. Burada birleşerek bir şeyler yapılabilir mi konusunun tartışılması gerekiyor.
Çünkü Sultandağı’nda üretici özellikle kirazın para etmediği dönemlerde mağdur da olabiliyor. Ürün eğer iyi para ederse ürünün bedeli üreticiye peşin olarak ödenirken, ürün para etmediğinde ise üretici hem sattığı üründen para kazanamaz.
Onun için birlik ve beraberlik içinde kooperatifleşme ya da ortaklaşa kurulacak şirketler vasıtasıyla daha verimli bir üretim ve pazarlama imkânı sağlanabilir” ifadelerini kullandı.
Afyonkarahisar hem tarımın hem de hayvancılığın önemli olduğu illerin başında geliyor
Afyonkarahisar Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Hüseyin Arap da Afyonkarahisar’ın hem tarımsal üretimde hem de hayvancılıkta Türkiye’nin önemli illeri arasında olduğunu söyledi.
Bazı illerde hayvancılığın bazı illerde ise tarımın ön planda olduğunu ifade eden Arap, Afyonkarahisar’ın her iki iştigal alanının genişliği noktasında farklı bir noktada durduğunu dile getirdi. Arap, “Afyonkarahisar stratejik öneme sahip bir il. Birçok ilde hayvancılık ön plandadır. Tarım arazileri yüzölçümünden dolayı yoktur.
Tarımda iştigal eden insan sayısı azdır. Hayvancılık ön plandadır. Bazı illerde ise tam tersine bir durum söz konusudur. Hayvancılık geri plandadır ve daha fazla tarım yapılır.
Ancak Afyonkarahisar 536 bin hektarlık tarım varlığıyla, yaklaşık 850 bin koyun, 337 bin sığır, 13 milyon kanatlı hayvan varlığıyla hem tarım hem de hayvancılığın en iyi şekilde yapıldığı illerden biridir” dedi.
Afyonkarahisar’ın yüzölçümü bakımından Türkiye’de 6. sırada geldiğini kaydeden Arap, et ve et ürünleri işletme sayısında da kentin Türkiye’de önemli bir noktada yer aldığını söyledi. Arap, “Yüzölçümü ile de Türkiye’nin 6. sırasındadır. Bunun yanında gıda işletmelerinde özellikle et ve et ürünleri sanayi sektörü ve şekerleme işletmeleri ile de ilk sıralarda gelmektedir”
ifadelerini kullandı.
Yürütülen proje ile sütün litre fiyatı 50 kuruştan 1 lira 20 kuruş seviyelerine çıktı
Arap, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bütün faaliyet konularının bir arada yürütüldüğü yegane ilin Afyonkarahisar olduğuna dikkat çekerek, bu noktada müdürlüğünün Türkiye’ye örnek olan bazı projeleri yürüttüğünü anlattı.
Arap, şöyle devam etti: “Dolayısıyla ilimiz rutin bir çalışmayı kaldırmayacak bir il. Afyonkarahisar’ın bu anlamda her zaman gelişim sağlanması, ciddi adımlar atılması gereken bir il olduğunu unutmamamız gerekiyor.
Bu doğrultuda il müdürlüğü olarak göreve başladığımızda bir stratejik bir plan hazırladık. 6 ay boyunca sahadan başlamak kaydıyla bir stratejik plan oluşturduk. Bu plan çerçevesinde 5 yıllık 83 hedef belirledik. Bu plan ve hedefler doğrultusunda önemli projelerimiz de oldu.
Süt ile ilgili Türkiye’de örnek bir çalışma gerçekleştirdik. Sütün rakamsal fiyatı tartışma konusu yapıldı ve medyaya her gün yansıdığı tarihler vardı. Şimdi 2 yıldır sütün fiyatı ile herhangi bir spekülasyon yok. Yaptığımız örnek bir çalışma ile şu an sıcak sütün yıllık 500 bin ton ve 50 kuruş olan kilogram fiyatı 1 lira 20 kuruşlara kadar çıktı.”
Afyonkarahisar Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Hüseyin Arap, yürütülen projeler ile birlikte tarımsal üretimin ve ihracatın artmaya başladığını belirterek, 2011 yılında 118 milyon dolar olan tarımsal ihracatın her geçen yıl arttığını kaydetti.
Arap, “Afyonkarahisar’ın 2011 yılındaki tarımsal ihracat 118 milyon dolardı. Şu an 156 milyon dolardır” dedi. Afyonkarahisar tarımsal üretimde ülke ekonomisine olan katkısının 2012 yılında 3,2 milyar TL olduğunun altını çizen Arap, “Şimdi bu katkı miktarı 3,7 milyar TL’ye çıktı.
Bu gelişmeler hedef ile birlikte tüm paydaşların emeği ile oluşan rakamlardır. Sultandağı özellikle vişne ve kirazda üretim miktarı ile üst seviyelerde yer almakta; vişnede ise birinci sıradadır” diye konuştu.
Sultandağı Belediye Başkanı Osman Acar ise Sultandağı’nın bilim, üretim veya ülke geleceği mevzu olduğu zaman kolaylıkla birleşebilen insanların yaşadığı bir yer olduğunu söyledi.
Sultandağı’nın meyvecilikte üretim, rekolte ve kalite olarak kendini geliştirdiğini kaydeden Acar, “Sultandağı meyvecilikte üretim, rekolte ve kalite olarak kendini geliştirmiş durumdadır. Ülkemizin önemli bir miktardaki kiraz ve vişnesini bunun dışında elma, erik ve kayısısını üretebilen bir bölgedir.
Tarımın çok önemli bir havzasıdır” dedi. Üreticilerin 2011 yılında kurulan kooperatif çatısı altında çalışmaya başladığını anlatan Acar, “Sultandağı’nda 2011 yılında bir kooperatif olarak bir araya geldik. Daha sonra Sultandağı MYO ile bir protokol çerçevesinde güzel bir çalışma ortamı oluşturduk. Kirazımızı Tadiki adıyla markalaştırdık.
İnşallah önümüzdeki dönemde Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğümüzle, Rektörlüğümüz ve Meslek Yüksekokulumuzla birlikte Sultandağı’nın kirazını kalibresi ve kalitesiyle Sultandağı’nda analizlerini yaparak satmak için çalışmalar yapacağız” ifadelerini kullandı.
Sultandağı Afyonkarahisar’ın vitamin deposudur
Sultandağı Kaymakamı Muhammed Emir Güngör de yönetişimin günümüzde modern kamu yönetiminin vazgeçilmezlerden biri olduğu belirtti.
Sultandağı ilçesinin meyvecilik konusunda önemli bir potansiyele olduğunu kaydeden Güngör, “Sultandağı Afyonkarahisar’ın vitamin deposudur.
İlçenin tarımsal potansiyelini geliştirmede üniversitenin yapabileceklerinin ele alınacağı bu toplantıyı çok önemsemekteyiz. Sayın Rektörümüz başta olmak üzere toplantının düzenlenmesinde emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Konferansın son açılış konuşmasını yapan AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak ise Afyonkarahisar-Sultandağı interlandının mikroklimatik ikliminin sert çekirdekli meyve yetiştiriciliğine uygun toprak yapısıyla Türkiye’nin önde gelen tarım havzalarından biri olduğunu söyledi. Solak, “Türkiye kiraz üretiminin yüzde 10’u bu bölgede yapılmaktadır.
İhracat yapılan Napolyon kirazının üçte biri de bu bölgede üretilmektedir. Bunun yanında diğer sert çekirdekli meyvelerden vişne, elma, erik ve kayısı gibi meyveler yüksek rekoltelerde yetiştirilmektedir.
Biz de AKÜ yönetimi olarak Sultandağı interlandının kalkınmasında üniversitenin yapabileceği katkıların tartışılmasını istiyoruz” dedi.
AKÜ 5 alanda etkili çalışmalar yapmakta
AKÜ’nün şu anda bölgedeki en etkin üniversitelerden biri olduğunu ifade eden Solak, üniversitenin 5 alanda çalışmalarını yoğunlaştırdığını anlattı. Solak, şunları söyledi:
“Üniversitemiz, gücünü ve kapasitesini belli yerlere dağıtmadan 5 alanda etkili çalışmalar yapmaktadır. Bu alanlardan biri ‘termal sağlık turizmi’, ki otelcilik ve sağlık hizmeti hem bölge insanı hem de gelenlere hizmet etme bakımından önemlidir.
20 bin belgeli yatağın olduğu, 8 termal otelin aktif, 5 tanesinin yolda olduğu bir ilden bahsediyoruz. Buna en üst düzeyde destek veriyoruz ve markalaşıyoruz. Şu anda Sağlık Bakanlığı termal sağlık turizmi açısından bizi örnek gösteriyor. Sağlık Bakanlığı’nın en son yayınladığı kitapta Afyonkarahisar ve Denizli olmak üzere 2 il tanıtıldı.
İkinci alan özellikle ‘mermer ve doğaltaş’tır. Afyonkarahisar mermer ve doğaltaş yönünden zengin ve ihracatı yüksek bir ildir. Bu ihraç ürünlerin analizi AKÜ’de bulunan akredite laboratuarlarda yapılıyor.
Üçüncü alan ise ‘gıda ve gıda ürünleri’dir. Meyvecilik de bunun bir alt başlığıdır. Dördüncüsü ‘jeotermal enerji ve bu enerjiden yararlanma’dır ki ilimizde jeotermal enerjiden ısınmada, tedavide ve seracılıkta yararlanılmaktadır.
Beşincisi ise ‘aromatik bitkiler’dir. Aromatik bitkilerde Türkiye’nin en zengin alanlarından biridir. Gündeme yeni geldi. Getirisi ve katma değeri çok fazla olacak.”
Üniversite – kent ve üniversite – şehir işbirliği önemli
Solak, vişne ve kiraz üretiminin her zaman var olacağını belirterek, AKÜ’nün bu konuda her türlü desteği vermeye hazır olduğunu açıkladı. Solak, şöyle dedi:
“Bunlara ilişkin eğer laboratuvar ihtiyacı veya analiz ihtiyacı çıkıyorsa ortaya çıkan raporu uygulayacağımdan emin olunuz. Üniversiteler kendi platformunda bulunduğu ille bütünleşmek zorundadır.
Üniversite – kent ve üniversite – şehir işbirliği önemlidir. Üniversiteler bulundukları şehrin beklentisini yerine getirmek zorundadır. Ana görevi budur ve kanun da buna amirdir. Bunun için biz Mayıs 2012 tarihinde Teknoloji Geliştirme Merkezi’ni kurduk.
KOSGEB destekli hibe fonlarından 1,5 milyon TL’ye yakın destek verdik. Şu anda Rektörlük binamızın arkasında ofisleri, telefonları, elektriği ve her türlü hizmetin yapıldığı ücretsiz binalar ayırdık. Orada pek çok firma çalışıyor.
AKÜ olarak Aralık ayı sonunda Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na teknopark kuruluş dilekçemizi veriyoruz. Teknoparkı kurduğumuz zaman AR-GE ve ÜR-GE yapan müteşebbislere, ihracatçılarımıza özellikle teşvik, vergi muafiyeti ve ücretsiz yer tahsisi yapacağız.”
Kiraz, katma değeri en yüksek ikinci tarım ürünü
Açılış konuşmalarının ardından bir sunum yapan AKÜ Sultandağı MYO Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kemal Karayormuk, Sultandağı’nda tarıma elverişli arazinin toplam 28 bin 386 dekar olduğunu belirterek, “Sultandağı’nda kültüre elverişli arazinin 28 bin 386 hektar olduğunu görmekteyiz.
İlçede toplam sulu tarım arazisi 12 bin 524 hektar, kuru tarım arazisi ise 15 bin 862 hektarlık alandan oluşmaktadır” dedi. Türkiye’de kirazın üzümün ardından katma değeri en yüksek ürün olduğunu ifade eden Karayormuk, “Türkiye’de kiraz, katma değeri en yüksek ikinci tarım ürünüdür.
Birinci ürün üzümdür. Daha pahalı meyveler üretilebiliyor ama ölçeğe ve ekim alanlarına baktığımızda yaratılan katma değer kirazda otomatikman ekonomiye daha büyük değerlerde yansıyor.
Meyve veren ağaç sayıları açısından Sultandağı’nda 199 bin elma ağacımız, 412 bin kiraz ağacımız, 293 bin vişne ağacımız var. Sultandağı ilçesi olarak Türkiye’de vişnede bir numarayız” diye konuştu.
Dünyanın en büyük kiraz ve vişne üreticisi Türkiye
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı İstatistik Veritabanı 2012 verilerine göre Türkiye’nin dünya kiraz üretiminde yüzde 21’lik pay ve 480 bin ton üretimle ilk sırada yer aldığını anlatan Karayormuk şu istatistiki bilgileri paylaştı:
“Türkiye’den sonra yüzde 17’lik oran ve 384 bin tonla ABD geliyor. Üçüncü sırada ise yüzde 8,9’luk oran ve 200 bin tonluk üretimle İran yer alıyor. İtalya yüzde 4,6’lık oran ve 104 bin ton ile dördüncü, yüzde 4’lük oran ve yıllık 90 bin ton üretimle Şili dünya kiraz üretiminde 5. sırada yer almaktadır.
Türkiye’de 2013 yılında 500 bin tona yakın bir toplam üretim var. 2004’den 2013’e üretim artış göstermiştir. Sultandağı’nda kiraz üretiminde 2014 yılında 30 bin tonun üzerinde bir üretim söz konusudur.
Kiraz, tüm tarım ürünlerinde olduğu gibi doğal şartlara çok endekslidir. Bölgede halen kapama bahçe dediğimiz bahçe miktarları az orandadır. 2010 yılında Sultandağı’ndaki üretim 33-34 bin tonlara çıkmıştır ancak 2012’de yaşanan kuraklıkta üretim 20 bin tona düşmüştür.
Bunun için ihtiyaç duyulan tüm fenni imkânların kullanılması gereklidir. Türkiye 2012 dünya vişne üretiminde de yüzde 16,3’lük oranla ilk sıradadır. Türkiye’yi yüzde 15,9’luk oranla Rusya, yüzde 15,3’le Polonya, yüzde 15 ile Ukrayna ve yüzde 9 ile İran takip etmektedir.
Sultandağı Türkiye’deki vişne üretiminin yüzde 8,2’sini üretmektedir. Erik üretiminde Türkiye yüzde 2,8 ile 5. sıradayken, Çin tek başına tüm dünya üretiminin yüzde 56’sını üretmektedir. Türkiye’de erik üretimi 2004 yılında 220 bin ton civarındayken bu rakam 2013 yılında 310 bin tonlara ulaşmış durumdadır.”
Ortak bir akla ulaşılmasının hedeflendiği, tartışma ve deneyimlerin gün boyu paylaşıldığı ve en iyi uygulama örneklerinin gündeme getirildiği konferansta “Sultandağı’nda Meyve Üretimi; Yeni Plantasyonlar Üretilmesi; Meyve Yetiştiriciliğinden Endüstriye Geçiş; Alt Yapı Sorunları; Temel Teşvik Mekanizmaları; Arazi ve Çiftçi Yapısının Değişimi” gibi konu başlıkları ele alındı.
AKÜ Merkez Kütüphanesinde gerçekleştirilen konferansa AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak, Sultandağı Kaymakamı Muhammed Emin Güngör, Sultandağı Belediye Başkanı Osman Acar, Afyonkarahisar Gıda Tarım Hayvancılık Müdürü Hüseyin Arap, ATSO Başkan Yardımcısı Mustafa Gül, Sultandağı MYO Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kemal Karayormuk ile Sultandağı ilçesinden gelen kamu görevlileri, üreticiler ve öğretim elamanları katıldı.
Yorumlar
Yorum Yap