Gözden kaçırmayın

Afyon Belediyesi kamu oyuna duyuru yaptıAfyon Belediyesi kamu oyuna duyuru yaptı

Afyonkarahisar Valiliğince koordine edilen ve İl Müftülüğü tarafından yürütülen DETAY projesi kapsamında ‘Engeller Din Eğitimi Alıyor’ çalışmasında, sesli olarak verilen hutbeleri ve dini bilgileri algılayamayan engellilere yönelik işaret dili ile hutbe ve dini bilgiler aktarılması hususu hakkında ‘İşaret Dili’ adlı program Vali Hakan Yusuf Güner’in katılımıyla Gençlik Merkezi Toplantı Salonunda yapıldı.
Programa Vali Hakan Yusuf Güner’in yanı sıra Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, İGM Başkanı Salih Sel, İl Müftüsü Burhan İşliyen, İl Müdürleri, din görevlileri, engelliler için faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri ve engelli vatandaşlarımız katıldı. 
Kuran- Kerim ziyafeti sonrasında, okunan Kuran-ı Kerimin manasının ve İstiklal Marşının işaret diliyle anlatılmasıyla başlayan toplantıda Bolvadin Yeni Mahalle Cami İmam Hatibi Fatih Önder tarafından proje ile ilgili ve işaret dili ile dini bilgiler aktarılmasının ardından projenin amacı hakkında kısa bir bilgi verildi. 
Daha sonra açılış konuşmaları sırasında kürsüye gelen İl Müftüsü Burhan İşliyen tarafından DETAY projesi kapsamında İl Müftülüğü tarafından yürütülen ‘Engelliler Din Eğitimi Alıyor’ çalışma ve faaliyetleri hususunda bilgiler verilirken, bu proje kapsamında ulaşılmayan hiçbir vatandaş kalmaması için bu ve bunun gibi birçok projelerin ve çalışmaların olduğunu vurguladı.

İl Müftülüğü tarafından yürütülen çalışmaları  Vali Güner`in desteğiyle çok daha iyi bir şekilde yerine getireceklerini belirten İşliyen, söz konusu ‘Engelliler Din Eğitimi Alıyor’ çalışma kapsamında engelliler için Kuran-ı Kerim ve din eğitimi verilen 4 adet eğitim merkezinin olduğunu ve bunların İşitme Engelliler Okulunda öğrencilere yönelik Kuran-ı Kerim dersinin verildiğini, Yeşil Cami Kuran Kursunda işitme engelli bayanlara yönelik her cumartesi 13:00 – 17:00 saatleri arasında Kuran-ı Kerim ve dini bilgiler verildiğini, Afyonkarahisar Belediyesi Müftülük Bilgi Evinde engelli erkeklere yönelik Salı ve Perşembe günleri 19:00 – 21:00 saatleri arasında Kuran-ı Kerim ve dini bilgiler verildiğini ve son olarak da Afyonkarahisar Belediyesi Müftülük Bilgi Evinde din görevlilerine yönelik işaret dili kursu verildiği bilgisini aktardı. 
Daha sonra kürsüye gelen Vali Güner; “Bizler ilimizde göreve geldiğimiz günden itibaren birçok işleri yapmak için paraya ve pula ihtiyaç yoktur. Sadece motivasyona ve gönül birlikteliği oluşturmaya ihtiyaç vardır.
Bir çok şey aslında parayla ve imkanla değil, birlik ve beraberlik ve bir hedefe odaklaşmayla gerçekleştirilir. Eğer insanlar bir hedefleri ve amaçları yoksa ne imkanı olursa olsun onu yapmamak için bir sebep oluşturabilirler. Ben Afyonkarahisar’da çok iyi bir potansiyelin olduğunu ve geçmişte de en iyi şekilde değerlendirildiğini memnuniyetle müşahede ettim. Ama bundan sonraki etaplarda da fırsatların daha iyi şekilde kullanacağını da ümit ediyorum.
Biz daha yola çıkarken ben bir toplantı yaptım. Toplantıya Belediye Başkanımızı, Vali Yardımcılarımız, ATSO Başkanımızı, Ticaret Borsası Başkanlarımızı ve il müdürlerimizi çağırdım ve ben o toplantıda kendilerine şu soruyu sordum. Arkadaşlar bir takım projeler oluşturmayı planlıyorum ve bazı hedeflerim var bunları tek başıma yerine getiremem, ancak bunları sizlerle birlikte yerine getirebilirim.
Buna destek olacak mısınız diye sordum. Arkadaşlarımız herkesin huzurunda tabi ki bizler Afyonkarahisar için sizlerin önderliğinde her şart ve imkan da hizmet etmeye hazırız dedi. Bizde bu şekilde yola çıktık ve şu anda 13 projemiz var bunların hepsi de ana projeler. Her projenin de 10’dan fazla alt projesi var. Bunlarında gerçekleştirildiğine peyder pey şahit oluyoruz. Daha dün akşam üniversite de bir programda idim.
Orada Milli Eğitim Müdürlüğümüzün ‘EKİP’ ana projesi adı altında alt paydaşlarla gerçekleştirmiş olduğu Kuran-ı Kerim ve Namaz ile ilgili bir projeydi. Milli Eğitim Müdürlüğü, Özel Okullar, Halkımız ve Üniversitemizin işbirliğinde hazırlanan güzel bir proje gerçekleştirilmiştir. Vali ilde liderdir, önderdir, ilde hükümeti ve devleti temsil eden kişidir. Ama aynı zamanda görevi bittiğinde Vali iki valizini alıp giden kişidir.
Yani Vali siyaset yapmaz, politika yapmaz ve Vali görev yaptığı yerde bir metre kare yere sahip olmaz. Ama Vali ili var eden kişidir. Bunun böyle bilinmesi lazım. Valisi güçlü olan ilin kendiside güçlüdür.
Vali güçlü değilse o il güçlü değildir. Bunu aksini de kimse ispat edemez. Çünkü ben bu işin 27 yıldır içerisindeyim. Her dönemi ve her konjonktürü gördüm. Her zaman bu böyle olmuştur. Dolayısıyla bizler kendi nefsimizi, kendi egomuzu tatmin etmek için burada değiliz. Ben Türkiye’nin ilk genç Kaymakamı oldum.
21 yaşında kaymakam oldum. 6 yıldır Valilik yapıyorum. Vali olduğumda Türkiye’nin genç Valilerinden biriydim ve hiçbir şey talep etmediğim halde ben bu göreve getirildim. Bir Allah’ın kuluna ben beni Vali yapın demedim. Bunun başka örnekleri olabilir, bunlarda beni bağlamaz. Ama bizim çizgimiz budur. Gayet açık, harbi, net ve ikircikli olmadan çalışıyoruz. Çünkü hep riyadan bahsediyoruz, hasetten bahsediyoruz, fitneden bahsediyoruz ve hep münafıklıktan bahsediyoruz.
Bu nedenle öncelikle bu ilimle bizlerin hareket etmesi gerekmektedir. Bizler bu şekilde amel etmezsek, başkalarından da amel etmelerini bekleyemeyiz. Onun için bir şey söylüyorsak onu yaşamamız gerekmektedir. Bu anlamda daire müdürlerimizle bir araya geldim. Daire müdürlerimiz öncelikle bu durumu biraz yadırgadılar, ama şimdi yavaş yavaş herkesin reel bir şekilde yarıştığını memnuniyetle müşahede ediyorum.
Amacımız Afyonkarahisar halkının memnun edilmesi, devletin ve hükümetin politikaları bağlamında onlara en iyi şekilde hizmet edilmesidir. Şu anda beraber olduğumuz engelli kardeşlerimize yönelik projede Müftülüğümüzün ana omurgasını oluşturduğu DETAY projesi var. Bu da onların altında yer alan alt projelerden bir tanesidir.
Burada konuşmalarımızda hep Valiliği konuşuyor gibi görünsek de Valilik demek Belediye, Özel İdare, İl Genel Meclisi, Müftülük, siyaset, devlet, kanun, nizam demektir. Bu anlamda Belediye Başkanımda burada, kendisinin ikinci dönemi ve bizlere çok ciddi manada destek ve katkıları vardır. Kendisi buradaki görevini en iyi şekilde yerine getirdiği için kendisinin bilgi ve becerilerinden en iyi şekilde istifade ediyor ve kendisinden önemli yönlendirmeler alıyoruz.
Bu nedenle bu şehirde başarılar yakalamış ve halka en iyi şekilde hizmet etmiş kişilerin fikir, görüş ve bilgileri bizler için aynı bir deniz feneri gibidir. Yani bu bilgi birikimi ve tecrübe belli bir deneyimden sonra elde edilmiştir. Bazen her zaman ifade edilen şeyle realite farklı olabiliyor, maalesef zaman zaman bunlara da şahit oluyoruz. Bu yönüyle de ilimizde din görevlilerinin performansı ve oluşturacakları motivasyon çok önemlidir.
Yani adeta bir kamu görevlisi 8 – 17 mesai sistemine göre değil, bu işin misyonerleri, mihmandarları, dervişleri anlayışıyla hareket etmelidirler. Bana göre iman etmek kadar, işine sadık olmakta önemlidir. İşiyle yatıp işiyle kalkıp, işiyle hemhal olmak çok önemlidir. Bu şekilde davranan insanların topluma hizmetleri iyi olur. Çünkü bizim parasal olarak bir gücümüz yok.
Bizler sahip olduğumuz yetki ve güçle insanları belli bir hedefe yönlendirme sorumluluğumuz var. Bizde bunun hükmünü yerine getirmemiz gerekmektedir. Toplumda dezavantajlı, engelli ve fakir insanlar var. Toplumda güçlü olan insanlar bir şekilde ayakta durabiliyorlar, bir şekilde kendilerine yol bulabiliyorlar. Validen bulamazsa Belediye Başkanından buluyor, Belediye Başkanından bulamazsa Bakandan buluyor, Bakandan bulamazsa da bir şekilde bürokrasiden buluyor.
Ama garibanlar ve garipler var. Gözünden gözyaşının akıtıp kimsenin kapısını çalamayan insanlar var. Kapı çalma imkanı bulamayan ve bulsa da kapıdan çevrilen insanlar var. Ben haftada bir onları görmeye çalışıyorum, sizlere de tavsiye ederim. Sizlerde bu kişileri zaman zaman ziyaret edin. Onları gördüğünüzde gerçek toplumu anlamış oluyorsunuz. Böyle dezavantajlı kardeşlerimizi gördüğünüzde gerçek toplumu anlamış oluyorsunuz. Bizim felsefemiz bu, bunun için Afyonkarahisar’dayız.
Biz gariplerin, muhtaçların, çaresizlerin ve engellilerin ihtiyaç ve sıkıntılarını gidermek, çare bulmak için buradayız. Yoksa bizim bir farkımız olmaz. O zaman biz olmayız, başkası olur. Bu yüzden din görevlisi kardeşlerimiz 8-17 mantığıyla yani ezan vaktiyle görevlerini sınırlandırmamaları lazım. Din görevlilerimizin gayretli olması gerekmektedir. Bu anlamda tırmalamaları lazım. Kimi? Halkı, siyasetçileri, muhtarları tırmalamaları lazımdır. Bu anlamda da muhtarlarımıza çok büyük görevler düşüyor.
Muhtarlar sadece mühür taşıyan insanlar değildir. Muhtar çok önemli yetkilere sahip, manevi olarak yasal olarak en fazla vebal altında olan kişilerdir. İmamlardır, öğretmenlerdir. Devlet denen, yönetim denen şeyde budur aslında. Bizler sembolüz. Özellikle din görevlilerimizin bu projelere gönül vermelerini, Valiliğimiz, Belediyemiz ve diğer kurumlarımız bu göreve ne kadar önem veriyorlarsa onlarında sahip çıkmalarını istiyorum.
Benim kapım herkese açık, herkesle de sürekli irtibat halindeyim. Zaman zaman arkadaşlarımızla karşılaşıyorum. Ben mümkün mertebe farklı farklı camilere gidiyor ve oradaki din görevlilerinin duruşuna, insanlara bakış açısına, cemaate yaklaşımına ve onlarla hemhal alıyorlar mı ona bakıyorum. İşini sadece Allahuekber şeklinde mi yapıyor, yoksa Mevlana Hz. gibi haktan alıp halka, halktan alıp hakka şeklinde köprü görevimi yapıyor ona bakıyorum.
Bunu da sürekli takip edeceğim. Din görevlilerimizin de bu hassasiyette olmalarını rica ediyorum. İnsanlarda iki gözü yoktur, insanların 4 tane gözü vardır. Bizi yetiştiren alimler bunu söyler. İnsanların zahiren iki gözü vardır, ama insanlarda iki tane daha göz vardır. Bunlardan ikisi de fuat ve suattır. Bunlar insanların maneviyatın da olan gözlerdir.
Bu anlamda buradaki arkadaşlarımızın kulakları belki işitmiyor ve kulakları duymuyor olabilir. İnsanların görmesini sağlayan sadece zahiri uzuvlar değildir. Bu anlamda bu insanların hissiyatlarının ve idraklerinin çok daha toplumda farkındalık yaratma ve örnek olması açısından önem arz ettiğine inanıyorum. Bu yönüyle de bu insanlara ulaşma, insanlara mesajlar vermek ve onlara daha çok tesirli olabilmeleri için din görevlilerimizin manevi kulaklarını, manevi hissiyatlarını geliştirmeleri ve bu anlamda da en iyi şekilde eğitim almaları gerektiğini düşünüyorum.
Bu bilinçle de kendilerinin toplumun her kesimine ulaşmalarını hususiyle rica ediyorum. Bu programı düzenlediği için Müftümüze teşekkür ediyorum. Şuana kadar istekli ve başarılı bir şekilde projeler üreten ve onları uygulayan Nüfus Müdürümüzü ve Müftümüzü görüyorum. İnşallah diğer kurumlarda bu konudaki projeleri uygulamada yarış içerisinde olurlar.
Ben bana sunulan teşekkür ve takdir belgelerini imzalamıyorum. Ben farkındalık oluşturan kişilerin takdir ve teşekkür belgelerini imzalarım. Farkındalık oluşturmayan insanlardan da hesap sorarım. Bu benim görevim olduğu için bu şekilde davranıyorum. Onun için bu konuda hiç kimse şöyle düşünmesin. Vali Bey geldi bunları iki üç ay konuşur sonra da unutur gider.
Nasıl başladıysam, aynı Sevgili Peygamberimiz (SAS) veda hutbesi yayınladı. Bende aynın onun gibi göreve başladığımda göreve başlama mesajı yayınladım. O mesaj tesadüfü yazılmış bir şey değildir. Herkes açsın okusun. O mesajın her kelimesi benim burada çalıştığım gün boyunca amel edeceğim taahhüdümdür. Vaadimdir bu halka, ben siyasetçi değilim. Ama herkesin bir vaadi olur.
Onun için o mesaj tesadüfü seçilmiş değildir. Ayrıldığım son saate kadar da bunları uygulayacağım, herkeste bunu böyle bilsin. Vali Bey bunları iki ay sonra unutacak diyorlar, kesinlikle unutmayacağım. Ve sonuna kadar da söylediklerimin takipçisi olacağım. Her yıl gerçekleştirdiğim çalışmalarla ilgili aynı siyasetçilerin yaptığı gibi topluma ve Afyonkarahisar’ın kamuoyuna bir yılın hesabını, muhasebesini kitap haline getirip sunacağım.
Ben ne ile başladım, ne yapıldı ve görev sürem içerisinde de neleri yapamadık bunların açıklamasını yapacağım. Bu şehirde inşallah bütün kurumların, amaç ve hedeflerinin olmasını ve bunları en iyi şekilde gerçekleştirmelerini istiyorum. Bu ilde sadece Valilik yok. Valilik bu şehirde rehberlik yapan bir birimdir. Asıl bu şehirde en önemli aktör, Validen sonra Belediyedir, Belediye Başkanıdır.
Çünkü bütün hizmetler, belediye tarafında icra edilir. Biliyorsunuz en son çıkan düzenlemede ildeki birçok yetkiler Belediyeliklere verildi. Bu anlamda Belediye Başkanımız bilgi evleri açıyor, bizler Halk Eğitimden hocalar veriyoruz. STK’larla protokol yapıyoruz. Her türlü imkanlarla yerel anlamda 56 mahalleye eşit şekilde yansıyacak hizmet veriyor. Her Belediye Başkanı bunu yapmayabilir.
Ben seçime gireceğim, benim vaatlerim ve planlarım var. Ben kendi programımda ilerleyeceğim diyebilir. Ama Belediye Başkanı kardeşimizi ne zaman arasak ve rica etsek kendisi bizi kırmıyor ve hemen yerine getiriyor. Onun içinden de bu durumdan da istifade edin. Buda ilimiz için bir şanstır.
Bu durumdan kazanım sağlamanızı özellikle rica ediyorum. İl Özel İdaremizde hiçbir sorun yok, iş ve işlemler en iyi bir şekilde ilerliyor. İl Genel Meclisimizde problem yok. Diğer kurumlarda bu konuda hassasiyetle görev, sorumluluk ve ödevlerini yerine getirmektedirler. İnşallah STK’lar da çanta STK kapsamını aşacak ve önemli projelere paydaşlık yapacaklar.
STK’lar tüm kamu kurum ve kuruluşlarıyla koordineli bir şekilde işbirliği içerisinde olacaklar. Çünkü bir ili güçlendiren sadece belediye değildir. Bir ili belediye ne kadar güçlendirirse, STK’lar da o derece güçlendirirler. STK’lar bir şeyi ne kadar güçlendirebilirlerse belediye ve şehir o kadar güçlenir. Bu da çok önemlidir. Mesela şehrimizde sineklerle alakalı şikayetler alıyoruz.
Bu konuda da önemli adımlar atıldı. Bunlardan birisi sinek oluşumunu artıran tavuk gübrelerinin çevreye verdiği zararı en aza indirerek bunlardan elektrik üretiliyor. Şimdi Organize Sanayi Yönetimi ikinci bir adım atıyor. Bizlerde Valilik ve Belediye ile destek olacağız. Yani bu sorun kimin gücüyle ortadan kalkmış olacak STK’ların ve Afyonluların gücüyle ortadan kalkacak. Bu yönüyle Afyonkarahisar’da bu potansiyelin, enerjinin ve gayretin var olduğunu ben görüyorum.
Kamunun rutini aşan, klasik kamu anlayışını dışında ve özel sektör mantığıyla hareket eden anlayışıyla söz konusu projelerle halka yansıtması gerekmektedir. Ben bu ruhla, bu amaçla ve bu şuurla hareket eden arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Ben dedikodu ile şikayet eden, birbirinizin kuyusunu kazmakla, birbirine gol atmakla değil, hepinizin hep beraber el ele gönül gönüle bu işi sahiplenmekle işimize gücümüze bakalım. Bizim eleştiriye ayıracak vaktimiz olmamalı.
Yoldan bir taşı kaldırmakla meşgul olma içerisinde olmamız gerekmektedir. Ben bu projeleri açıklarken, daha önce Sayın Bakanımızla görüşmelerde bulundum. Bakanımız da bu konuda çok istekli, çok ricacı ve çok arzuludur. Benden bu işi rica eden ve bu konunda hassasiyeti olan Sayın Bakanımızdır. Kendisi de bu projeleri kamuoyuna kendisi deklare etmiştir. Proje konusunda da birçok müdürümüz titizlik içerisinde çalışmaktadır. Zaten bizlerden bir şeyler isteyen kişiler, bizim istediklerimizi harfiyen yerine getiren kişiler olmalıdırlar.
Yoksa bizden bir şey istemeleri anlamlı ve yerinde olmaz. Bende bu konuda Vali olarak gerekeni yapmasını bilirim. Yetkiyi kullanmayı da çok iyi bilirim. Valinin yazdığı yazı aşılamayacak bir barikattır. Bütün müdürlerimizi bu projelere destek olmaya, Bakanımıza, Valiliğimize ve Belediye Başkanımıza destek vermeye çağırıyorum. Bu duygu ve düşüncelerle sizlere çalışmalarınızda başarılar diliyorum.”dedi. 
Vali Hakan Yusuf Güner, konuşmasını tamamlamasının ardından, din görevlilerinin Kuran-ı Kerim mealinin işaret diliyle anlatılmasının sonrasında işaret dili eğitimi alan din görevlilerine eğitime katılım belgelerinin Vali Hakan Yusuf Güner ve diğer protokol üyeleri tarafından verilmesi ile program sona erdi.