Gözden kaçırmayın
İsrail ve Lübnan arasında ateşkesBaharın gelişiyle İtalya kıyılarına mülteci taşıyan teknelerin sayısı artarken facia haberleri de arka arkaya gelmeye başladı.
Mültecilerin kurtarılması için kaynak ayırmayan AB, faciaların baş sorumlusu olarak sanık sandalyesine oturtuldu.
Akdeniz, Afrika’da iç savaş ve kaostan Avrupa’ya kaçmak isteyen Mültecilerin mezarı oldu. Avrupa basını hafta sonu Libya açıklarında 700’ü aşkın göçmenin kayıp olduğu trajediyi “Akdeniz’in en feci mülteci faciası” ve “AB’nin en karanlık günü” başlıklarıyla verdi.
Ancak dün AB içişleri bakanlarının kriz toplantısı yaptığı esnada Akdeniz’den yeni facia haberleri gelmeye devam etti. Hava ve deniz koşullarının iyileşmesiyle birlikte Libya’dan İtalya kıyılarına mülteci taşıyan teknelerin sayısı arttı. Geçen yıl çoğunluğu bahar ve yaz aylarında olmak üzere 3.200 göçmen Akdeniz’de boğularak hayatını kaybetmişti. Bu yıl şimdiden ölü sayısı 1.500’ü geçti. Uzmanlar, 2015’te ölü sayısının korkunç boyutlara ulaşabileceğini belirtiyor.
Devlet hakimiyetinin tamamen yok olduğu Libya, Afrikalı mültecilerin ölüm yolculuğunun da limanı oldu. Akdeniz’e 600 km’lik kıyısı olan ülkeden teknik imkânları yetersiz tekneler istiab hadlerinin çok üstünde yolcu taşıyarak İtalya’ya ulaşmaya çalışıyor.
Halihazırda Somali’den Orta Afrika Cumhuriyeti’ne sivil savaşın yaşandığı birçok Afrika ülkesinden 1 milyonun üzerinde mülteci Avrupa’ya göç etmek için Libya’da birikmiş durumda. Özellikle, hava ve deniz koşullarının iyileştiği bahar aylarından itibaren göçmen taşıyan bu teknelerin sayısında patlama yaşanıyor. Sadece bu hafta sonu 8.480 mültecinin hayatı sahil güvenlik ekipleri tarafından kurtarıldı.
Bir insan hayatı kaç Euro eder?
Ekim 2013’te Lampedusa’da 336 mültecinin hayatını kaybetmesinin ardından İtalya, Mare Nostrum isimli kurtarma programını başlattı. 130 bin mültecinin hayatının kurtulmasını sağlayan Mare Nostrum (Bizim Denizimiz) sahil güvenlik birimleri diğer AB ülkelerinden yeterli maddi destek gelmediği gerekçesiyle ocak ayında İtalyan hükümeti tarafından kaldırıldı.
Mare Nostrum’un İtalya’ya maliyeti 10 milyon Euro’ydu. AB’nin sınır güvenliğini sağlayan Frontex Trinaton isimli kurtarma programını başlattı. Ancak Mare Nostrum’un bütçesinin 3’te birine sahip olan Trinaton çok dar bir bölgede arama yapabiliyor.
Son yaşanan trajediler gözleri yeniden AB üyesi ülkelere çevirdi. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF/DWB) Başkanı Loris de Filippi, “Akdeniz’de bir toplu mezar kazıldı ve bunun tek sorumlusu Avrupa devletleri.” sözleriyle AB’nin sorumluluğuna işaret etti. Avrupa’da yükselişe geçen aşırı sağcı ve popülist partiler mülteci sorununu siyasi bir söylem olarak kullanıyor.
Bu nedenle, Avrupa’da birçok hükümet, iltica sayısının artmasına neden olacak adımlar atmaya çekiniyor. AB’de üye ülkeler arasındaki anlaşmazlığın ve kurtarma çalışmalarına sınırlı bütçe verilmesinin en büyük nedenlerinden birisi de kapsamlı bir arama kurtarma programının Afrikalılar için Akdeniz üzerinden ilticayı cazip hale getirmesi ihtimali.
Sistematik katliam!
Ancak havaların ısınmasıyla birlikte her gün yeni bir facianın yaşanması ihtimali nedeniyle AB’nin soruna acil bir çözüm bulmak için adım atması bekleniyor. AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, “Son günlerde yaşanan trajediler artık çok fazla. AB’nin ve üye ülkelerin artık hiçbir bahanesi yok.” sözleriyle yorumladı. Dün AB içişleri bakanları acil gündemle Akdeniz’de yaşanan faciaları görüşmek üzere Lüksemburg’da toplandı. AB Komisyonu, bütün üye ülkelerin bütçesine destek verdiği kapsamlı bir arama kurtarma projesi başlatılmasını istiyor. Ayrıca kurtarılan mültecilerin her AB üyesi ülkeye kota verilerek eşit ağırlıkta dağıtılması için pazarlık yapılıyor.
Yasal iltica yöntemlerinde de reform yapılması tartışılıyor. Zira, mültecilerin bu tehlikeli yolculuğu tercih etmesinin tek nedeni iltica başvurusunda bulunabilmek için AB topraklarına basmış olmanın gerekliliği. AB’nin sınırlarını koruyan Frontex’in genel sekreteri Fabrice Leggeri, sorunun çözümü için savaştan kaçan mülteciler için yeni yasal başvuru yöntemleri geliştirilmesi gerektiğini savunuyor.Zaman.com.tr
Yorumlar
Yorum Yap