Gözden kaçırmayın
Burcu Başkan takıma verdiğin sözü tutAfyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Afyon Meslek Yüksekokulu Pazarlama Bölümü öğrencilerinin Öğretim Görevlisi Türker Göksel’in koordinatörlüğünde gerçekleştirdikleri “Sorunlu Çemberler” başlıklı proje hız kesmeden devam ediyor.
Kamuoyu tarafından merakla ve takdirle takip edilen projenin bu haftaki konukları Darüşşafaka Doğuş Basketbol takımı adına Genel Menajer Ahmet Eran ve Baş Antrenör Oktay Mahmuti oldu.
Türk basketbolunun dünya basketbolundaki yerini nasıl tanımlarsınız? Avantaj ve dezavantajlarımız nelerdir?
Oktay Mahmuti: Her şeyden önce Türk basketbolu son on beş, yirmi yıllık bir süreçte büyük adımlar attı, büyük ilerlemeler kaydetti. Şu anda da baktığınız zaman hem Milli Takımın başarıları hem Türk takımlarının başarıları hem Türkiye lig’inin kalitesi oldukça üst seviyelerde bir lig olduğunu düşünüyorum.
Muhakkak ki bunların gelenek haline dönüşmesi için uzun yıllar bu noktada kalabilmemiz önemli. Tabi spor her işte olduğu gibi birazda sponsorlara endeksli bir oyun, bir olgu. Dolayısıyla bunun devam etmesi Türkiye’de ekonomik istikrarın devam etmesi, spora yatırımların devam etmesi muhakkak ki basketbolu daha da başarılı bir noktaya getirecektir.
Türk basketbolunun gelişimi (ekol olması) yolunda ne gibi çalışmalar gerçekleştirilmelidir?
Oktay Mahmuti: Tabi bütün bunlara baktığınız zaman süreç içerisinde neticede bu oyunculardan ve oyuncuların baş aktör olduğu bir yer. Dolayısıyla oyuncuların eğitimi bence en önemli noktalardan bir tanesi. Bununla da yetinmemek lazım. Çünkü üst seviyelere geldiğimiz zaman bu noktalarda ligin kalitesi, ligin pazarlaması ve basketbolun bir ürün olarak görmemiz gerektiğini düşünüyorum. Muhakkak ki düzelecek her zaman ve değişecek her zaman noktalar vardır.
Umuyorum ki bunun üzerine hem federasyon hem basketbol camiasının içindeki herkes bu noktalarda bir fikri vardır ve bir emeği olması gerektiğini düşünüyorum. Ve üstüne düşeni yapması gerektiğini düşünüyorum. Ben antrenör olarak yapmam gereken şeyler var, oyuncuların yapması gereken şeyler var ama bu işin tepesinde ve basketbolu yöneten kişilerin yapması gereken şeyler var ki bu ürünü daha hep daha yukarılara taşıyalım.
Afyon Kocatepe Üniversitesi mensuplarına ve Afyonkarahisarlılara bir mesajınız olacak mı?
Oktay Mahmuti: Esasında hiç oralarda bulunmadım, hiç oralarda olmadım. Bir tek şunu istiyorum. Şu noktaya gelmemiz, şu söyleşiyi bile yapmamız ne güzel bir şey. Çünkü basketbolun oralarda da yer aldığını ve önemli bir yer aldığını görmek bana mutluluk veriyor. Umarım bütün üniversiteler, Anadolu’da bütün eğitim kurumlarında basketbol bir ürün olarak yer alır ve bir konu olarak yer alır. Bence bu açıdan sizleri hakikatten tebrik ediyorum.
Türkiye’de basketbolun hak ettiği değerde pazarlanabildiğini düşünüyor musunuz?
Ahmet Eran: Düşünmüyorum. Hepinizin de bildiği gibi Türkiye’de bir gerçek var birinci spor futbol her zaman Türkiye’nin bir gerçeği en popüler olan spor dalı futbol. Maalesef diyorum çünkü başarı olarak baktığımızda basketbol her zaman futboldan daha önce geliyor aslında. Çünkü geçmişe baktığımızda spor dalları içinde takım sporları içerisinde en başarılı takımlar aslında basketbol takımları.
Daha önceden Efes Pilsen bugün Anadolu Efes Kulübü ilk defa Koraç Kupasında Avrupa Şampiyonu olmuşlardı. Dolayısıyla bu bağlamda baktığınız zaman özellikle görsel medyada, basında maalesef basketbol hakettiği değeri alamıyor. Hakettiği değeri alamayınca da bu aynı zamanda işin pazarlama, sponsor o konulara da yansıyor.
Gelirlerinizi ne tür organizasyonlardan sağlıyorsunuz?
Ahmet Eran: Ben önce kendi kulübümüzden size bilgi vereyim. Darüşşafaka bildiğiniz gibi daha önceden de biliyorsunuzdur yüzyıllık bir kulüp 2014’te biz 100. yılımızı kutladık. Çok köklü bir kulüp ve yıllarca da basketbolda birinci ligde mücadele etti. 2010’da ikinci lige düştük maalesef bir takım ekonomik, sponsorluk sıkıntılardan dolayı.
Geçtiğimiz yıl Doğuş Grubu’yla ki onlarla çok önceden belki biliyorsunuzdur Darüşşafaka Ayhan Şahenk Spor Salonu buranın ismi Ayhan Bey Doğuş Grubu’ndan buranın yapılmasında da çok ciddi katkılar vermişti. Doğuş Grubu’yla çok iyi ilişkilerimiz vardı. Geçen yıl sportif bir iş birliğine gidildi.
Bu sponsorluklar farklı bir durum. Sponsorlukta genellikle büyük şirketler bir kulübe sponsor olurlar ama yönetim o spor kulübünün elinde olur. Burada tamamen farklı Darüşşafaka ve Doğuş sportif bir iş birliğine gittiler ve burada yönetimde iş birliği içerisinde Doğuş Grubu’ndan gelen kişilerin elinde.
Basketbol müsabakalarının şifreli kanaldan yayınlanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ahmet Eran: Tabi gönül ister ki basketbol herkese ulaşsın. Sonuçta Türkiye 70 milyon genç nüfusu var. Gönül ister ki bunlar açık kanallardan yayınlansın ki daha çok izleyiciye daha çok sporsevere ulaşsın ama bide işin gerçeği var maalesef realite olarak işte biliyorsunuz bu tip şeyler ekonomik göstergelere bağlı. Dolayısıyla ortada bir takım arz-talep durumları var.
Ortada bir kanal var o kanal belli bir takım yayın haklarından dolayı destekte bulunuyor. Ondan dolayı da bazen ister istemez şifreli kanalların olmasının önüne geçemiyorsunuz. Ama benim şahsi fikrim gönül ister ki bunun açık bir kanaldan tüm sporseverlerle ulaşması. Ama şimdi belki sizde takip ediyorsunuzdur NTV Spor özellikle Euro Lig maçlarında ve diğer maçlarda artık yavaş yavaş açık kanalda destek olmaya başladı. Aynı zamanda A kanal var. Lig TV ile beraber basketbol maçlarını veriyorlar. Dolayısıyla bence yavaş yavaş zamanla daha çok açık kanallarda yer alacak gibi görünüyor.
Yıllık toplam bütçeniz ne kadardır? Bu bütçe hangi giderlere harcanıyor?
Ahmet Eran: Tabi burada sportif iş birliği çerçevesinde Darüşşafaka’nın en büyük geliri tabi ki Doğuş Grubu’ndan gelen gelirler. Doğuş Grubu’nun da kendine göre bir takım şirketleri var. Onlar buraya sponsor olmak vasıtasıyla kulübe destek oluyorlar. Seat bizim ana sponsorlarımızdan bir tanesidir.
Garanti Bankası zaten yıllardır destekte bulunuyor. Sarar dışarıdan yani Doğuş Grubu’nun içinden değil ama oda bizim sponsorlarımızdan bir tanesi kıyafet sponsorudur. Sportif spor kıyafetlerimizi karşılıyor. Ama esas ana kaynak tabi ki Doğuş Grubu’ndan gelen kaynak. Dolayısıyla esas sponsorluğu o oluşturuyor. Bunun dışında da bir takım basketbol kulüplerinin birinci ligde veya liglerde olduğu için elde ettiği bir takım kazanımlar var. Bunlar yayın gelirleri, basketbol federasyonun kanalıyla bir takım reklam veren veya sponsorlukları var.
Geçen sene Beko’ydu o şimdi bıraktı. Bu sene farklı farklı sponsorluklar oradan gelen gelirler var. İddia var tabii 4-5 senedir özellikle kulüplere çok önemli destekte bulunuyor. Artı bunun yanında bilet gelirleri var. Doğuş bizim kendi markamız olduğu için dışarıya forma satışımız olmuyor.
Kulübünüzün marka değerini arttırmaya yönelik ne tür özgün aktiviteler gerçekleştiriyorsunuz?
Ahmet Eran: Zaten bizim kulübümüzün marka değeri çok yüksek. Bir tarafta Darüşşafaka zaten 150 yıllık bir eğitim kurumu ve 100 yıllık bir spor kulübü ciddi bir geçmişten de basketboldan kaynaklanan marka değeri var. Doğuş Grubu’nun zaten Türkiye’nin en büyük holdinglerinden bir tanesi ve oda ciddi bir marka değeri var. İkisi yan yana geldiği zamanda ortaya müthiş bir sinerji çıkıyor.
Ama sonuçta tabi ki bunun medyada yer alması o marka değerinin artması tabi birazcık sportif başarılarla da alakalı. Biz geçen sene ikinci ligden çıktık şampiyon olarak. Bu senede birinci ligde şuan da iyi bir konumdayız. Dolayısıyla bir kere öncelikle sportif başarı o marka değeri için çok önemli. Bunun dışında da tabi medyada yer almakta önemli marka değeri açısından.
Örnek aldığınız bir organizasyon (kulüp bağlamında) var mı?
Ahmet Eran: Ben kendi adıma kulüp anlamında söylemeyeyim yani bu soruyu ben cevapladığım için en azından kendi adıma cevaplayayım. Tek başına bir organizasyonu örnek almak bana çok doğru gelmiyor. Etrafımızda birçok doğru organizasyon var. Şimdi baktığınız zaman sadece basketbolda değil futbol olsun voleybol olsun birçok branşlar da doğru organizasyonu kurmaya çalışan birçok kulüp var. Voleybola baktığınız zaman ilk örneklerden Eczacıbaşı, Vakıfbank var. Son dönemlerde çok başarılı organizasyonları var.
Eczacıbaşı zaten çok köklü bir kulüptür. Basketbola baktığınız zaman Fenerbahçe ve Ülker’in yan yana gelmesi çok önemli ve doğru bir organizasyon. Anadolu Efes zaten yılların kulübü hepimizin de bildiği gibi. Türkiye’ye ilk kupayı getiren kulüplerimizden ilki. Dolayısıyla böyle farklı farklı organizasyonlar var. Ben hepsinden kendi adıma ve kulübüm adına doğru bir takım şeyleri seçmeye çalışıyoruz.
Oradan örneklemeler yapıyoruz. Yurt dışından sadece Türkiye’den değil. Ben Türkiye’den örnek verdim ama yurt dışından da birçok doğru organizasyonlar var. Hepsini araştırıyoruz, hepsinde uygulanan yöntemlere bakıyoruz oradaki doğru seçimlere alıp burada kendimize uygun bir organizasyon yaratmaya çalışıyoruz.
Basketbolun ülkemizdeki geleceğini nasıl öngörüyorsunuz?
Ahmet Eran: Türkiye çok genç nüfusu olan bir ülke biliyorsunuz. Her yerde bunlar yazılıp çiziliyor gerek ekonomide gerek sporda. Dolayısıyla ben basketbolu gelecekte her zaman parlayan hala da öyle ama daha da yıldızı parlayacak bir spor dalı olarak görüyorum. Çünkü zaten salon sporları her zaman insanlar tarafından çok benimsenen rağbet gören bir spor.
Dolayısıyla şimdi başarılar geldikçe ki sizde takip ediyorsunuz son yıllarda özellikle bu sponsorların girmesiyle çok kaliteli antrenör, oyuncular artık Türkiye’de yer almaya başladı. Bunun artması zincirleme bir reaksiyon gibi birinci ligdeki kalitenin artması ikinci lige, ikinci ligin artması bir alttaki üçüncü lige yansıyor. Ki bu sene üçüncü lig kuruldu. Daha önceden bölgesel lig olarak geçiyordu. Dolayısıyla şimdi bakıyorsunuz üçüncü ligde bile kıran kırana bir mücadele var.
Afyon Kocatepe Üniversitesi mensuplarına ve Afyonkarahisarlılara bir mesajınız olacak mı?
Ahmet Eran: Afyon’da geçmişte orada turnuvalar vardı. Özellikle alt yapılarda bende Afyon’da oynadım. Bir dönem Afyon’a gittim. Bir kere öncelikle sizin nezdinizde Afyon halkına ve üniversitenize teşekkür ediyorum. Umarım bizimde ufak tefek bir takım katkılarımız olmuştur. Hem sizlere, hem de Afyon halkına..
Afyon’un bildiğim, takip edebildiğim kadarıyla bir takımı var. Dolayısıyla inşallah onlarda tabi bu yatırımlarla da alakalı tabii ama inşallah o yatırımı kesmezler devam ederler ümit ediyorum. Olursa belki ilerde Afyon’da da böyle bir birinci lig takımı olması halinde bizde inşallah oralara gelir. Afyon halkına da güzel maçlar seyrettiririz. Herkese selamlarımı, saygılarımı iletiyorum.
Yorumlar
Yorum Yap