Gözden kaçırmayın

Fiyatlar  Afyon Belediyesinden de ucuzFiyatlar Afyon Belediyesinden de ucuz

Türkiye tarihinin en büyük halk hareketlerinden birisi olarak siyasal mücadele tarihindeki yerini alan Gezi direnişinin üzerinden 2 yıl geçti.


Cumhuriyet tarihi boyunca görülmemiş ölçüde bir kitleyi seferber eden direnişin yarattığı ve yaşattığı değerler uğruna yaşamını yitiren, Gezi ile sembolleşen gençlerimizi bir kez daha saygıyla anıyoruz.


Türkiye demokrasi mücadelesi tarihinde benzeri görülmemiş kitlesellik ve genişlikteki (79 ilde en az 5 milyon insanın katıldığı) bu direnişin önemi, aradan geçen iki yıl içinde sürekli hatırlanmış ve hafızalarımızdaki tazeliğini korumuştur.


İki yıldır toplumsal, ekonomik, sosyal, siyasal tüm olay ve olgular artık Gezi Direnişi ile bir biçimde ilişkilendirilmekte, geçtiğimiz yıllar içinde aşınan pek çok değerin, kardeşliğin, barışın ve dayanışma ruhunun yeniden ve yeniden üretilmesine vesile olmaktadır.

Gezi Direnişi’ni yaşanıp biten bir olay olmaktan çıkarıp, bugüne ve geleceğe etki eden canlı bir süreç haline getiren temel neden, Türkiye’de yaşayan ve iktidarın baskıcı, otoriter uygulamalarından rahatsız olan her kesimin, alanlara çıkarak tepkisini göstermiş olmasıdır.


Türkiye’de yıllardır kamu emekçilerinin, işçilerin, Kürtlerin, Alevilerin, kadınların, gençlerin, toplumun tüm ezilen ve dışlanan kesimlerin taleplerinin görmezden gelinmesine ya da yok sayılmasına karşı savunulan talepler, günümüzde de geçerliliğini korumaktadır.


Bugüne kadar attığı her adımda, sadece kendisi gibi düşünenler için demokrasi ve özgürlük talep eden, aykırı olan her sesi susturmak isteyen, demokratik talepleri baskı ve şiddet araçları ile bastırmaya çalışan siyasi iktidarın kendine demokrat ve sahte özgürlükçü yüzü, bugün daha net görülmektedir.


Gezi Direnişi sürecinde kullanılan ayrımcı ve kutuplaştırıcı ifadeler ve nefret söylemi, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, siyasi iktidar temsilcileri tarafından 7 Haziran seçimleri sürecinde de devreye sokulmuştur.

Gezi Parkı’nda başlayan direniş kıvılcımı, emekçi halkın en temel haklarını ve çıkarlarını yok sayan baskıcı ve otoriter yönetim tarzına, iktidarın bitmek bilmez saldırılarına ve AKP iktidarının demokratik tepkiler karşısında sürdürdüğü ayrımcı ve saldırgan tutumuna karşı güçlü ve tarihi bir yanıt olmuştur.


Gezi direnişinin biriktirdikleri ve mücadelemize kattığı değerlerin yaşam bulması açısından 7 Haziran seçimleri sonrasında ortaya çıkacak siyasi tablo büyük önem taşımaktadır.


Gezi direnişinin 2. yılını geride bıraktığımız bu günlerde, meydanlarda korku duvarını aşarak, birbiriyle dayanışma içinde direnmenin ve kazanmanın tadına varmış olan, bu uğurda evlatlarını yitiren Türkiye halklarının demokrasi, barış ve kardeşlik taleplerindeki ısrarı ve mücadelesi kuşkusuz kararlılıkla sürecektir.


Başta işçi ve emekçiler olmak üzere, toplumun tüm ezilen ve yok sayılan kesimleri Gezi Direnişinin açtığı yolda birlikte mücadelesini sürdürecek, mücadelenin olduğu her yerde Gezi’den bir iz, kendisinden bir parça mutlaka olacaktır.


Gezi Direnişi, 1980 sonrasında örülen ve AKP iktidarı döneminde dikenli tellerle çevrilen o büyük duvarı yıkmış, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!” diyerek bizlere yürünmesi gereken yolu göstermiştir. Bu nedenle Eğitim Sen olarak Gezi Direnişi’ni bir kez daha selamlıyor, “BU DAHA BAŞLANGIÇ, MÜCADELEYE DEVAM!” diyoruz.