Gözden kaçırmayın

Köylülerin su  kavgasına Valilik son noktayı koyduKöylülerin su kavgasına Valilik son noktayı koydu

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Doğa Koruma Biyoizlem Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Doç. Dr. Uğur Cengiz Erişmiş, tespit edilmiş olan 12 bin bitki çeşidi sayısı ile Anadolu’nun tüm Avrupa kıtasından daha fazla bitki çeşitliliğine sahip olduğunu belirtti.


AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Erişmiş, “Biyokaçakçılık” konulu konferansta yaptığı konuşmada Anadolu’da bulunan 12 bin bitkinin 3 bininin ise endemik olduğunu söyledi.


Erişmiş, “Biyokaçakçılığın ekoloji alanı içerisinde yer alan bir konu olduğunu belirterek, “Ekoloji ise öyle bir konu ki hem fen bilimleriylehem de sosyal bilimlerle ilgili bir köprü vazifesi görüyor. Bu köprü vazifesi görmesinden dolayı biyokaçakçılık da ekolojinin bir konusu ve aynı zamanda vaka, bir eylem olduğundan dolayı sizleri de ilgilendiren bir konu” dedi.

Genetik çeşitliliğin önemi çok büyük

Biyokaçakçılık nedenlerini bilmek için önce sahip olduğumuz biyoçeşitlilik ile ilgili bilgi sahibi olunması gerektiğini söyleyen Erişmiş, biyokaçakçılık olaylarının en büyük nedeni olarak biyoçeçitliliği gösterdi. Erişmiş, şöyle konuştu:

“Eğer bir çöl ortamındaysanız, böyle bir sorununuz olmaz. Biyoçeşitlilik, var olan alan içinde bitki, hayvan ve diğer canlıların çeşitliliği anlamına geliyor. Bu çeşitlilik içerisinde o ekosistem ile ekolojik döngüleri kaplayan bir dinamik yapı kazandırıyor. Bu genetik çeşitlilik dediğimiz zaman, bir türe ait genetik çeşitlilikten bahsediyoruz.


Yani, eğer genetik çeşitlilik ne kadar farklıysa bir tür içinde, ekosistem içinde var olabilecek değişimleri o genler sayesinde sağlamış oluyor. Bu bize ne gibi avantajlar sağlıyor? Bir hastalık bir ortamda var ise, onun yaban hayatta, onun yaban bitkisi varsa, büyük olasılıkla direnci vardır. O direnç, kültür hayvanına ya da bitkisine uygulanarak direnci arttırmaya çalışılır. Onun için genetik çeşitlilik çok önemli.”

Sadece Anadolu’da tüm Avrupa kadar bitki türü var

Türkiye’nin biyokaçakçılık anlamında bir cazibe merkezi haline geldiğinin altını çizen Erişmiş, bitki çeşitliliği açısından Avrupa kıtasının tamamında 12 bin bitki türünün var olduğunu belirterek, “Anadolu’da ise üçte biri endemik 12 bin bitki türü var. Endemik, sadece, dünyada belirli bir bölgede yaşar.


Belirli bir alanda, lokal olarak bulunur. Mesela sadece Afyonkarahisar içerisinde, sadece Göller Bölgesinde yaşayan, bir kurbağa türü var. Dünyanın başka yerinde yok. Toroslara çıktığımızda, yine aynı şekilde yalnızca Toroslar’da yaşayan bir kurbağa türü var. Bitki türü olarak baktığımız zaman, safran da belirli özelliğe sahiptir. O bölgede lokal olarak yetişir.


Sizden başka hiçbir ülkede bu olmaz” ifadelerini kullandı. Erişmiş, Türkiye’deki 12 bin bitki sayısı tespitinin şu ana kadar çalışılan rakam olduğunu ifade ederek, “Daha çalışılmamış, yapılmamış alanlar ve türler var. Bunu istatistikle birlikte ortaya çıkarıldığı zaman, 15 bin civarı bir rakamdan bahsediliyor. Bizde omurgasız hayvanların da çoğu çalışılmamıştır. Tür sayısı olarak 19 bin tür sayısı var. Bunlardan 4 bin tanesi ise endemik” diye konuştu.

Doç. Dr. Erişmiş, konuşmasının sonunda, doğayı korumanın için sadece kurum ve kuruluşların görevi değil, aynı zamanda her bireyin vatandaşlık görevi olarak, yurttaşlık görevi olduğunu ve her bireyin bu bilinçte olması gerektiğini hatırlattı.


Konferansa Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Şafak Balı, öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.