Gözden kaçırmayın

4 Gram Safran 1 gram altınla yarışıyor kilosu tam 600 bin lira4 Gram Safran 1 gram altınla yarışıyor kilosu tam 600 bin lira

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF), ünlü ekonomist ve İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof Dr Emre Alkin’i konuk etti.


Alkin ANS Kampusünde bulunan İbrahim Küçükkurt Konferans Salonunda “Yeni Süreçte Türkiye Ekonomisi ve 2016 Beklentileri” konulu bir konferans verdi. “Afyonkarahisar Ekonomi Konferansları 2015” kapsamında gerçekleşen konferansa AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsa Sağbaş ve İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selçuk Akçay başta olmak üzere İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.



Konferans öncesi bir konuşma yapan AKÜ İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selçuk Akçay ülkelerin ekonomisinin performansı değerlendirildiğinde temel makroekonomik göstergelerin göz önünde bulundurulduğunu söyledi. Akçay, “Dolayısıyla iktisatçılar bu göstergelere göre yorum yapıyor ve açıklamalarda bulunuyorlar” dedi.


Türkiye ekonomisinin son 10-15 yılına bakıldığında çok önemli mesafeler kat ettiğinin görüldüğünü ifade eden Akçay, “Makroekonomik istikrarın sağlandığını görüyoruz. Arkasından enflasyonun tek haneli rakamlara düştüğünü görüyoruz. Kamu borçlarının gayri safi yurt içi hasılaya oranının azaldığını görüyoruz. Kamuda dengenin sağlandığını yani bütçe açıklarının önemli ölçüde azaldığını da görüyoruz” diye konuştu.


Akçay,  Türkiye’nin 2023 için önemli hedefleri olduğunu belirterek, “Günümüzde Türkiye ekonomisi küresel bazda ilk 20 büyük ekonomi içerisine girdi. Kişi başına düşen milli gelirin de 12 bin dolara yaklaştığını görüyoruz. Dolayısıyla Türkiye gelir sıralamasında ülkelere bir sıralama yapıldığında orta gelir sınıfının üst grubunda yer alıyor. Gelinen nokta yeterli değildir. 2023 yılına yönelik ülkemizin önemli hedefleri var” ifadelerini kullandı.

Önemli olan bir değer yaratmak

Daha sonra söz alan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin ise 2000’li yıllardan itibaren Türkiye’nin yaratıcılık, teknoloji atılım ve know-how ile uğraşması gerektiğini belirterek, gelinen noktada önemli olanın değer yaratmak olduğunu söyledi. Alkin, “Türkiye İhracatçılar Meclisi’ne 2000 yılında atandım. 2000 yılına kadar danışmanlık verdiğim her yerde insanlar çalıştırdıkları kişi sayısı ile övünüyorlardı.


Şirkette 5 bin kişi çalıştırdıklarını ve yaptıkları ciroyu bana söylediklerinde ben de onlara yarattıkları katma değeri soruyordum ama yanıt alamıyordum. Kar veya inovasyon var mı ya da yeni bir şey buldunuz mu diye sorduklarımda ise yine cevap veremiyorlardı. 2000 yılının başından itibaren bizim asıl uğraşacağımız şey yaratıcılık, teknoloji atılım ve know-how’dır.

Artık insan sayısı veya vesaire ile değil değer yaratarak rekabet edeceğiz. Ciroyla ya da kar ile övünmemek gerekiyor. Ben kar ederek batan şirket de gördüm. Kar ederek de batılır. Önemli olan değer yaratmaktır” dedi.


Teknolojinin son 30 yıldır çok hızlı bir biçimde ilerlediğini anlatan Alkin, “1956 yılında 5 MB büyüklüğündeki bir bilgisayar yongasını uçağa büyükçe bir kapıdan koyabiliyorlardı. 2005 yılına geldiğimizde ise 128 MB’lık büyüklüğe sahip bir şeyi parmağımızın ucuna sığdırabiliyorduk. 2014 yılına geldiğimizde ise 1128 GB’lık bir şeyi parmağımızın ucunda taşıyabiliyoruz” dedi. Alkin, şöyle konuştu:


“Bana sorarsanız 1985’e kadar belki de geriye dönük binlerce yıllık gördüğüm tüm gelişme 1985’ten bugüne kadarla aynı seviyede. Binlerce yıllık değişim 1985’ten sonra aynı hızda yaşadık. Bundan sonra mega kavramı bitti. Mega projeler gibi. Giga şeyler konuşuluyor artık. 3. köprü veya 3. havaalanı gibi.


Dünyada artık çok farklı şeyler konuşuluyor. Artık mega bankalar yok. Giga bankalar oluşmaya başladı. Artık çok büyük yapılara doğru gidiyoruz. Biz bir ‘bozulma’ içindeyiz ki buna ‘disruption’ deniyor. Buradaki bozulma illi kötü bir manada değil. Bozulma bir kırılma, bir kesinti, mevcut rutinlerin yani bildiğimiz, alıştığımız hatta inandığımız birçok değerin şekli çok ani bir şekilde değişiyor”

Amacım doğru bilinen yalanlara mutlak hakikatin üstün olmasını sağlamak

Türkiye’de ve dünyada doğru bilinen yalanlar olduğunu anlatan Alkin, “Benim bütün amacım Anadolu’yu karış karış gezerek genel bilinen yalanların mutlak hakikatten üstün olmamasını sağlamak. Bu çok önemli çünkü genel kabul görmüş yalanlar vardır. Mesela dünyanın en çok konuşulan dili İspanyolcadır. Bu bir yalan.


İngilizce sadece İngilizce konuşulan ülkelerde 375 milyon kişi tarafından konuşuluyor. Bunu haricinde toplama baktığımız zaman dünyada 1,5 milyar kişi İngilizce konuşuyor. Çin’de 982 milyon kişi normal Mandarin Çincesini kullanıyor. Kullanabileceğimiz Çince ise 1,1 milyar kişi tarafından konuşuluyor. İktisadi büyüklük dünyada liderliğe soyunmanıza yetmiyor. Popüler kültüre egemen olmanız lazım. İhraç ettiğiniz şeyin birileri tarafından benimseniyor olması lazım” ifadelerini kullandı.

Eski tip bankacılık öldü 

Gelişen teknolojiye bankacılığın da adapte olduğunu ifade eden Alkin, “Bankacılık bitti. Ben en son bir banka şubesine 9 ay evvel uğradım. Çünkü kredi kartı gelmiş ve benim adresim sürekli değiştiği için bulamamışlar. Ben de şubeden almaya gittim. ABD son 4 ayda bankaya gitme oranı birmiş. Çünkü artık herkes bankacılık işlemlerini herkes internetten veya mobil uygulamalardan yapıyor” dedi. Gelecekte var olması tehlikede olan mesleklere ilişkin bilgiler veren Alkin şöyle dedi:

“Posta hizmetlerinde de benzer bir durum söz konusu. Gelecekte kurye de gidecek. Baskı ve matbaa ki artık sanal kitaplar çıktı iPad’den çeviriyoruz. Üretim olarak 3 boyutlu yazıcı ile araba yapmayı başardılar. Hatta ev yapmışlar. Enerji artık taşınabilir hale geldi. Bunun yanında dükkancılık bitti. Koca koca tekstil dükkanları vardı ama şimdi internete girip şu ayakkabıyı, şu yeleği istiyorum diyor ve geliyor. En kötüsü ise fotoğrafçılık bitti. Tehlike altındaki mesleklere bakarsak postacı, takometreci, çiftçi, gazete muhabirliği, mücevhercilik ve hostes kalmayacak.


Akla hayale gelmeyecek şeyler olacak ki buna hazırlıklı olmak gerekiyor. Terziye gerek olmayacak. Bir üç boyutlu aletle sizi ölçüp bir saat sonra gelin ceketi alın diyecekler. Dünyada banka uygulamaları kullanan ülkelere baktığımızda Botswana, Kenya, Uganda, Fildişi Sahilleri, Güney Kore, ABD, İsveç ve Avustralya ilk sıralarda yer alıyor. Afrika ülkelerinde kullanılıyor çünkü ormanın içerisinden banka şubesine gitme şansı yok. GSM şirketi sayesinde SMS atarak krediye başvuruyorlar.”

WhatsApp’in değeri THY’nın 12 katı

Paranın günümüzde insanların önemsediği kadar önemli bir şey olmadığını savunan Alkin, “Önemli olan değer yaratmaktır. Günümüzde cep telefonları artık bir çözümdür. Mal ya da hizmet değildir. Ceket ya da yelek bir maldır. Cep telefonu ise çözümdür. Çözümü taklit etmek zor malı taklit etmek ise kolaydır. Cep telefonu eğer bir mal olsaydı metali ve plastiği 200-300 dolar olurdu. Bunu 1000 dolara satmalarının nedeni içerisindeki uygulamalar ve yazılım yani çözüm” diye konuştu. Türkiye’nin en çok internet kullanan ülkeler arasında ilk sırada yer aldığını ifade eden Alkin sözlerini şöyle sürdürdü:

“Günümüzde cep telefonları aracılığıyla kullanılan veri konuşulan dakikanın yüzlerce katı oldu. Artık telefonu konuşmak için kullanmıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Meksika’dan sonra cep telefonu ile internete girilen ikinci ülke konumunda. İnovasyon bize tüm bunların bir evrim olduğunu söylüyor.


Dünyada günde 20 milyar SMS atılıyor. WhatsApp’tan gönderilen mesaj sayısı ise 32 milyar. Bugün WhatsApp Türk Hava Yolları’nın (THY) 12 katı piyasa değerine ulaşmış durumda. Bu yaratılan bir değer sonucu oluyor. Benim için dünyanın en kalabalık nüfusu facebook. Facebook’tan sonra Çin geliyor. Çin’den sonra Hindistan geliyor. WhatsApp ABD’den önce geliyor. Sonra Google, sonra Linkedin geliyor. Bugünkü dünyada insanlar yiyeceksiz bir ay, susuz bir hafta, uykusuz 4-5 gün kalır fakat internetsiz birkaç saatte delirir.”

Teknolojik şirketlerinin dünyanın en büyük kuruluşları haline geldiğinden örnekler veren Alkin şunları ifade etti:


“Geçenlerde Konya’da 83 bin metrekarelik bir ilaç fabrikasını gezdim. Kaç para ciro yapıyorsun dediğimde 10 milyon Avro ihracatım var dedi. Üzüldüm o kadar büyük bir alan için 10 milyon avro.  Bir adam var youtube üzerinden oyunlarda bölüm atlamak için size yol gösteriyor. Adamın yıllık cirosu 12 milyon dolar. Ya da falanca şarkıyı gitarla nasıl çalınacağını gösteriyor 1 milyon dolar kazanıyor. Para kazanmak kolay bir şeydir. Önemli olan onu nasıl kazandığınızdır.



Eskiden dünyanın en büyük şirketi bana sorsanız General Electrics derdim. General Electrics uçaklara motor üretiyor, beyaz eşya üretiyor, tıbbi malzeme üretiyor. Şu anda dünyanın en büyük şirketi Apple. General Electrics şu an facebook ile aynı piyasa değerine gelmiş. Bu giga şirketlerin bundan sonra teknoloji şirketleri olacağını gösteriyor.”

Dünya ekonomisi 2016-2017’de büyüyebilir

Dünya ekonomisini tehdit eden hususlarla ilgili bilgiler veren Alkin, 2016-2017 yıllarında dünya ekonomisinin büyüme eğilimi göstereceğinin tahmin edildiğini ifade etti. Alkin şu bilgileri paylaştı:


“Dünya ekonomisi ile ilgili tehditlere bakarsak bunlardan biri FED’in kararı. ABD Merkez Bankası FED’in ABD’de faizlerle ilgili kararı. Bunun yanında Çin ekonomisi yavaşlıyor. Çin balonu patladı. Küresel yavaşlama diye bir tehlike var. Dış ticarette ciddi bir korumacılık var. Sıcak savaş tehlikesi var. Likidite tuzağı var.


AB Merkez Bankası Başkanı öyle bir karar aldı ki mevduat faizini yani AB Merkez Bankasına para park etme faizini negatife indirdi. Bu bana 100 avro yatırırsan sana 99,7 avro vereceğim anlamına geliyor. Eskiden Japonya’da 100 yen yatırıyorsunuz 97 yen geri veriyorlardı. Çünkü enflasyon eksideydi. Şimdi paran varsa bana getirme diyorlar. Paran varsa piyasaya koy. Orada reel faiz var.


Bende reel faiz yok diyor. Gelişen ülkelerde tasarruf paradoksu var.  Belli bir seviyede gelecek ile ilgili endişen varsa piyasayı parayı boğsan da faizleri sıfıra indirsen de insanlar harcamıyor. ABD’de de, İsviçre’de de, İngiltere’de de gelişmiş ülkelerde durum bu.”


Dünyanın daha düşük seviyedeki karlılık ile rekabet etmeyi öğreneceğini ifade eden Alkin, “Dünya artık daha düşük seviyedeki karlılık ile rekabet etmeyi öğrenecek. İki tane işin var. Ya Afyon mermeri satarsın keserek ya da blok olarak satarsın. Ya Çanakkale domatesini işlersin ve konserveye koyarsın ya da pazarda Çanakkale domatesi diye bağırırsın. O yüzden düşük karlarla çalışmak istemiyorsan çarpıcı, sıra dışı ve marifetli bir iş yapmak zorundasın” diye konuştu.

Alkin, şunları belirtti:

“Dünya ekonomisinin büyümesi ile alakalı 2016-2017’de daha umut besliyoruz. Dünyada emtia fiyatları düşüşe devam ediyor. Emtia üretimde kullanılır. Mesela nikel otomotiv sanayinde kullanılır. Nikel fiyatları düşüyor.


Çünkü talep yok. Metalde çok ciddi bir arz fazlası var. Enflasyon beklentilerinde dünya genelinde bir düşüş var. Enflasyon eskiden tehlike olarak görülürken şimdi herkes yaşasın enflasyon var diye ayağa kalkıyor. Paradigma değişiyor. 2015 yılındaki küresel büyümenin zayıflığına dikkat ettiğimiz zaman 2016’nın bir parmak daha iyi olacağını düşünüyorum.”