Gözden kaçırmayın

Öğrenciler tatbikata yoğun ilgi gösterdiÖğrenciler tatbikata yoğun ilgi gösterdi

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’na üye, tüm Türkiye’nin federasyon cemiyet ve dernek başkanları Afyonkarahisar’da toplandı.
 
 
Ege Gazeteciler Federasyonu ve Afyonkarahisar Gazetecileri Derneği organizasyonuyla Korel Termal Otel’de misafir edilen gazeteciler ve eşleri Afyonkarahisar’ı keşfetme imkanı buldu.
 
40 DİREKDE BİRBİRİNDEN FARKLI

Gazeteci eşleri ilk olarak Afyon kalesinin eteklerinde olan tarihi Ulu Camiyi gezdi. Afyon’un en büyük camilerinden birisi olan Ulu Cami, Anadolu Selçukluları devrinde 1272 yıllarında Sahipata Nusretiddün Hasan tarafından yaptırılmış olup, tamamen el yapımı bir çivi bile kullanılmadan, ahşap tavanlı ve 40 ahşap direğin bu tavanı tuttuğu aynı zamanda 40 direği de birbirinden farklı olan mimari yapı ilgi çekti. Ulu Cami İmamının, cami ile ilgili verdiği bilgileri bayanlar ilgiyle dinledi. 
 
TARİHİ HAMAMA İLGİ YOĞUN OLDU

İkinci durak olarak Millet Hamamı (Gavur Hamamı)’na gidildi. Millet Hamamı yetkilisi hamamın tarihi ile ilgili kısa bilgiler verdi. Yetkililer, “Osmanlı döneminde bu mahallede Ermenilerin yaşamaları ve hamamın Ermeni ustalar tarafından yapılmış olması nedeniyle hamama Gavur Hamamı adı verilmiştir” dedi. Hamam’da ney, saz, iğne oymacılığı vb. kursların verildiğini gören bayanlar kursiyerlerin yanında vakit geçirip, kurslar hakkında bilgi aldılar. Hamama olan ilgi de büyüktü.
 
GELENEĞİ DEVAM ETTİREN TEK MEVLEVÎHÂNE

Üçüncü durak olarak Mevlevi (Türbe) Cami ve Müzesi gezildi. Cami güzergahındaki tarihi binalar hakkında da bilgiler verildi.  Gazeteci eşleri ahşap binaların ve konakların önünde fotoğraf çekmeyi ihmal etmedi. Mevlevilik ve Mevlevihane hakkında bilgiler veren cami sorumlusu, “Afyonkarahisar Mevlevîhanesi’nin diğer Mevlevihaneler arasında ayrı bir yeri vardır.


Mevlevîlik töresinde Konya’dan sonra ikinci sırayı alır. Semahane, mutbah ve öbür bölümleriyle birlikte esasen büyük bir mevlevîhanedir. Türbede Mevlevî şeyhlerine ait on iki ahşap sanduka bulunmaktadır. Mevlâna’nın torunlarından Âbâ Pûş-i Veli, Sultan Dîvanî (Mehmet Semâi Çelebi), Hızır Şah Çelebi gibi Mevlevî büyükleri ile Şah İsmail’in oğlu Elkas Mirza da burada yatmaktadır” dedi.
 
AŞEVİNDE DUALAR OKUNDU

Türbe’nin çıkışında Namık Kemal’in annesi Fatma Zehra Hanım’ın mezarını gören bayanlar, Namık Kemal’in hayatını merakla dinlediler. Caminin karşısında bulunan aşevinde dualar okundu, yan tarafta bulunan müze ise her ayrıntısına kadar gezildi. Aşevi yetkilisi, ‘40 Hatimli Şifalı Aşûre’ geleneği ilk defa Sultan Dîvânî zamanında Afyonkarahisar Mevlevîhânesi’nde başlamış ve birçok Mevlevîhâneye buradan yayılmıştır. Günümüzde bu geleneği devam ettiren tek Mevlevîhânedir” diye konuştu.
 
EROS, ZEUS, HERACLES…

Dördüncü durak Arkeoloji Müzesi oldu. Müze yetkilileri, “Bölgedeki 40 kadar höyük, 20 kadar antik şehirden derlenen eserlerle, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Hellenistik, Roma ve Bizans devrine ait kazı çalışmaları sonucu bulunan eserler müzemizde sergilenmektedir” dedi. Müzede Eros, Zeus ve Heracles heykellerine yoğun ilgi gösterildi. 
 
AFYON, KÜLTÜRÜNÜ VE ESERLERİNİ KORUYOR

Geziye ufak bir ara veren bayanlar Park Afyon Kocatepe Kahve evinde dinlenip, yemek molası verdiler. Yemekte gezilen yerlerle ile ilgili konuşan bayanlar, “Afyon tarih açısından gerçekten çok önemli bir yer. Hala Tarihi eserlerin büyük bir hassasiyetle korunması ve Belediye Başkanı’nın Afyon’un kültürünü, eserlerini koruması için uğraşması çok güzel bir şey” dedi. 
 
BİR DEHANIN ÜRÜNLERİ

Yemek molasından sonra bayanlar İmaret Cami’yi gezmek için yola çıktı. İmaret Cami İmamından caminin tarihi hakkında bilgi alan bayanlar caminin özelliklerini duydukça her köşesinin fotoğrafını çekti. Bayanlar, “ Tarihi doku hala camide duruyor. Kemer üzerindeki ayetler, örümcek olmaması için konulan deve kuşu yumurtaları,  pencerelerdeki işlemeli ahşap kapaklar, caminin yapısı hakkında bilgi veren dönen mermer çok dikkat çekici.

Gedik Ahmet Paşa iyi ki Mimar Ayaz Ağa’ya bu camiyi yaptırmış” dedi. Caminin avlusunda bulunan şadırvanın özellikleri ise duyanları şaşkına çevirdi. Şadırvanda karşılıklı kolonların altında konuşanlar birbirlerini yanı başında konuşuyormuş gibi hissettiğini gören bayanlar Şadırvan ’da keyifli dakikalar geçirdi. Bu tarihi mekanın şadırvanı, mimari ve mühendisi bir dehanın ürünüdür diye konuşan bayanlar Şadırvan’ın fotoğrafını çekmeyi ihmal etmedi.
 
SELÇUKLU DÖNEMİNE SIKIŞIP KALMIŞ

Son durak olarak Taş Medrese’yi gezen bayanlar, medresede bulunan sanat salonlarını ziyaret edip, el emeği göz nuru ürünlerini inceledi. Gazeteci eşlerine yapılan ürünler hakkında bilgiler verildi. 


Bayanlar , “Dekorasyonu, kendine has dokusu, içinde bulunan kafesinde kullandıkları çatal bıçak bile sanki zamanımıza ait değilmiş, tüm mekan Selçuklu Dönemine sıkışıp kalmış gibi. Taş Medrese son durak olarak çok iyi bir yer oldu. Afyon’a gelen herkes buraya gelip bir bardak çay içsin” dediler. >>> Tuğçe BAĞLIOĞLU