Gözden kaçırmayın
Kütahya ve Uşaktan bile gerideyizAile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü, 18-24 Mart arası Yaşlılar Haftası Etkinlik Programı başladı.
İl Müdürü Alper Sezer konu ile ilgili olarak şu bilgilere yer verdi;
"Yaşlılık, kimi kaynaklara göre 60, kimi kaynaklara göre ise 65 yaş ve üzeri dönem olarak tanımlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tanımına göre 65 yaş ve üzeri olarak kabul edilen yaşlı nüfus 2010 yılında 524 milyondur.
Bu sayının 2050 yılında 1,5 milyara yükseleceği tahmin edilmektedir. Dolayısı ile; yirminci yüzyıl ile birlikte gelişen en önemli kavram “toplumların yaşlanması” dır. Tıp, bilim ve teknoloji üçgenindeki gelişmeler ve doğum oranlarındaki azalma bu süreçte temel taşı oluşturmuştur. Öte yandan sağlık alanındaki gelişmeler sonucunda tüm yaşlardaki yaşam beklentisinin artması, her yıl yaşlı nüfus grubuna dahil olan insan sayısının fazlalaşması ile sonuçlanmaktadır.
Yaşlı nüfusun artması ile birlikte bulaşıcı olmayan hastalıkların sıklığın da artma eğilimi vardır. Günümüzde kalp hastalıkları, kanser ve diabetes mellitus sıklığındaki geçmişe göre farklılık yaşlanmanın yanı sıra, beslenme ve yaşam tarzı özelliklerinin bireylerin hastalık profillerine olan etkilerine dair mesajlar vermektedir.
Özellikle endüstrileşmiş ülkelerde nüfusun yaş dağılımındaki değişikliklere paralel olarak sağlık hizmetlerinin paylaşımı ve sosyal güvenlik hakları gibi pek çok sorunun hızla ortaya çıkması toplumları sosyal ve politik açıdan adeta bir açmazla karşı karşıya bırakmıştır.
Gerekli sosyal destek sistemleri oluşturulmadan ortaya çıkan yaşlı nüfustaki patlama halen yılda ‰ 2.5 oranında bir artışla devam etmektedir ve bu toplam popülasyondaki artış oranından çok daha fazladır. Günümüzde kalp hastalıkları, kanser ve diabetes mellitus sıklığındaki geçmişe göre farklılık yaşlanmanın yanı sıra, beslenme ve yaşam tarzı özelliklerinin bireylerin hastalık profillerine olan etkilerine dair mesajlar vermektedir.
Türkiye’de 1935 yılında Türkiye nüfusunun ‰3,9’unu (628,041) 65 yaş üstü bireyler oluşturmaktaydı. Günümüzde ise nüfüsun ‰7,5’i (5,682,003) geriatrik yaş grubunda yer almaktadır. Türkiye’de 1970 yılında yapılan nüfus sayımında 65 yaş ve üzerindeki kişiler toplam nüfusun ‰ 4,5’unu oluştururken (1 656 696 kişi) 1990 nüfus sayımında bu oran ‰ 5.95’e (3 000 400/55 736 957) yükselmiştir.1990 yılında her 1000 kişiden 43’ü 65 yaş üzerinde iken 1997 yılında bu sayı 60’a yükselmiş, 2010 yılında ise 110’a ulaşmıştır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; Yaşlı nüfus (65 ve daha yukarı yaş) 2014 yılında 6 milyon 192 bin 962 kişi olup yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ‰8 oldu. Yaşlı nüfusun ‰43,6‘sını erkek nüfus, ‰56,4’ünü kadın nüfus oluşturdu. Nüfus projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranının 2023 yılında ‰10,2, 2050 yılında ‰20,8, 2075 yılında ise ‰27,7’ye yükseleceği tahmin ediliyor.
Tüm dünyada her yıl 18–24 Mart tarihleri arası “ Dünya Yaşlılar Haftası” olarak kutlanmaktadır. Yaşlıların toplumdaki yeri ve önemini bir kere daha hatırlayarak, onları sadece yılın bir günü veya bir haftası değil, onların toplumumuza sağladıkları katkılarla her zaman hatırlanmaları gerektiğinin daha önemle vurgulanması için ilan edilen önemli bir haftadır. İnsan ömrünün en son dönemini oluşturan yaşlılık, geride bırakılan mazide geçen yılların insana kazandırdığı birikim ve deneyim yaşamı zenginleştirmektedir. Hayatının gençlik dönemlerini verimli ve üretken bir şekilde geçirerek erişilen sağlıklı bir yaşlılık dönemine ulaşmak herkesin ortak arzusudur.
İnsanın insana ve özellikle yaşlı olanlara yönelik şefkat ve dayanışma gayreti, karşılıksız ve sevgi-saygıyla olmalıdır. Yaşlı insanlarımıza gösterdiğimiz sevgi-saygı-hoşgörü onlara olan minnet borcumuzdur. Hepimizin ortak paydası insan olmaktır ve bir gün hepimiz yaşlanacağız. Yaşlılarımız birlik ve beraberliğimizi simgeleyen en kutsal değerlerimizin başında gelmektedir.
Yaşlılarımızla deneyim ve birikimlerini paylaşmalı, onların yaşama etkin bir biçimde katılmalarına imkân sağlamalı, toplum için ne kadar değerli olduklarını anlamalarını ve yaşama sevinçlerini kaybetmemelerini sağlamalıyız. Bu, toplumumuzun saygın bireyleri olan yaşlılarımıza karşı ortak sorumluluğumuzdur. Ancak ne yazık ki özellikle son dönemde yaşlılarımıza verdiğimiz değer azalmaktadır ve bu kendisini aile olgusundaki değişimlerde göstermektedir.
Ülkemizdeki aile yapısı da hızla çözülme göstermesinden dolayı geçmiş yıllarda hiç ihtiyaç duyulmayan huzurevi taleplerinde son yıllarda gözle görülür bir artış mevcuttur. Afyonkarahisar özelinde 2010 yılında 1 olan Huzurevi sayısı 2016 yılı itibariyle 5 e yükselmiştir. Bu huzurevlerinde doluluk oranları ‰100 olmakla birlikte sırada bekleyen yaşlı sayısı da azımsanmayacak kadar fazladır.
Hepimizin temennisi bu yapının bir an önce değişmesi ve yaşlılarımıza verilen önemin tekrar artması, bununla birlikte huzurevlerine ihtiyaç duyulmayan bir toplum isteğidir. Bu duygu ve düşüncelerle tüm büyüklerimizin “ Yaşlılar Haftasını” kutluyor, yaşama sevinçlerinin artarak huzurlu ve sağlıklı bir şekilde devam etmesini diliyor, saygılar sunuyorum".Dedi.
Yorumlar
Yorum Yap