Gözden kaçırmayın

Kütahya ve Uşaktan bile gerideyiz Kütahya ve Uşaktan bile gerideyiz

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Manisa Bölge Müdürlüğü bir skandala imza attı. Bir vatandaşa zorla anket doldurtmaya çalışıyorlar.


Demokrasi Mücadelesi veren millete, bu uygulama reva mı?

Vatandaş şikayetlerinin TÜİK hakkında günbegün artan şikayetlerine bir yenisi daha eklendi. Vatandaşın üzerine baskı kurmakta üzerine rakip tanımayan Türkiye İstatistik Kurumu Manisa Bölge Müdürlüğü, bir vatandaşa daha baskı ve kanuni tehditlerle sorularını cevaplandırtmaya çalışıyor.


Bir vatandaşa zorla anket doldurtmaya çalışan TÜİK Manisa Bölge Müdürlüğü çalışanları ‘önce ceza uygularız’ diye tehdit etti, sonra tutanak tutarak para cezası uygulanacağı ihtarında bulundu.

“SORULARI CEVAPLAMAK ZORUNDASINIZ”

Haber merkezimize ulaşan bir vatandaş Türkiye İstatistik Kurumunun kendisine zulmettiğini söyledi. Afyonkarahisar Merkezde yaşayan ve isminin açıklanmasını istemeyen vatandaş, yaşadıklarını şöyle anlattı: “06.08.2016 günüydü. Sabah 9-10 sularında alacaklı gibi birileri kapımı çalıyor.


Kapıyı açtığımda karşımda kot pantolonlu, tişörtlü bir bayan, bir erkek gördüm. Üzerlerinde hiçbir şekilde yaka kartı olmayan, oldukça salaş, lakayıt ve üst perdeden tavırlar sergileyen bu iki kişi Türkiye İstatistik Kurumundan geldiklerini ve ‘Tüketici Eğilim Araştırması’ yapacaklarını söylediler. Bende ‘şuan müsait değilim, başkalarıyla yaparsanız sevinirim’ diye cevap verince akresifleşen bu ikili ‘zaten yoldan geldik, sizi bulana kadar canımız çıktı, soracağımız soruları cevaplamak zorundasınız. Yoksa tutanak tutarız ve ceza alırsnız” diye beni tehdit ederek azarladılar. Bunun üzerine bende, ‘Gereğini yapın o zaman.


Özgür bir ülkede, özgür bir birey olarak ben sizin anketinize alet olmak, katılmak zorunda değilim’ diyerek kapıyı kapattım.”

TEHDİTLER, İKAZ VE İHTARLAR, TUTANAKLAR

Ardından 11.08. 2016 tarihinde evine posta yoluyla TÜİK Manisa Bölge Müdürü Dr. Mehmet Akyol e-imzalı, TÜİK Sosyal Araştırmalar Grup Sorumlusu Muhammed İlyas Uysal’a ait ıslak imzalı tutanak ve ihtar içeren bir yazı gönderildiğini kaydeden mağdur vatandaş, gönderilen postanın içeriğinden bahsederek, “Posta yoluyla gönderilen evraklarda şunlar yazıyordu: ‘Tüketici Eğilim Araştırması için haneniz 06.08.2016 tarihinde görevli personellerimiz tarafından ziyaret edilmiş, ancak anketin cevaplanmasının reddedilmesinden dolayı bu hususa dair Ek-1’de bir sureti bulunan tutanak tanzim edilmiştir.


5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanunun 54. Maddesinin a bendi gereğince; Başkanlık veya kurum ve kuruluşlar tarafından program kapsamında istenilen bilgileri, geçerli bir mazereti olmaksızın belirlenen şekil ve sürede vermeyen veya eksik veya hatalı verenler, bir kereye mahsus olmak üzere uyarılır ve kendilerinden 7 gün içerisinde bilgileri vermeleri veya eksik ve hataları gidermeleri istenir.


Bu uyarıya rağmen, bilgileri hiç vermeyen veya talep edildiği halde eksikleri gidermeyen ve hataları düzeltmeyen gerçek kişiler veya özel hukuk tüzelkişilerin organ ve temsilcileri hakkında 1.113 TL idari para cezası uygulanır.’ denilip devamında çeşitli tehditler, ikaz ve ihtarlar, tutanaklar ve sorular yer alıyor” dedi.

BU NE HAKK’A NE DE HUKUKA SIĞAR

Böyle bir devlet anlayışı olamayacağını belirterek isyan eden vatandaş şunları söyledi: “Görüldüğü üzere hem kapıma gelen iki kişi tarafından tehdit ediliyorum hem de gönderilen yazıyla ‘kanunen’ tehdit ediliyorum. Biz vatanımız, devletimiz için hain darbe girişiminin en başından en sonuna kadar canımızı hiçe sayarak, FETÖ’cülere, hainlere, devlet düşmanlarına karşı şehit olmaya hazır olalım, meydanlardan hiç gitmeyelim, devlet bize bunları yapsın.


Hem de ne uğruna; yapacağı bir istatistik uğruna. Bu ne Hakk’a ne de hukuka sığar. Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan başta olmak üzere tüm yetkililere sizin aracalığınızla seslenmek istiyorum: biz diktatör rejimiyle veya darbeci zihniyetle yönetilmiyoruz diye düşünüyorum.

Zira biz günlerdir demokrasi için, vatanımız, devletimiz için mücadele ederken, devletin kurumu diye bildiğimiz TÜİK’ten böylesine bir uygulama görmek beni gerçekten incitti. Bu kurumun tam olarak ne işe yaradığını da bilmiyoruz. Bu kurum devletin görünmeyen öbür yüzü mü, yoksa bu durum birkaç kendini bilmez çalışanlarının uygulaması mı? Ne demek, ‘sorularımızı cevaplamak zorundasınız?’ Ben özgür irademle kapıma gelmiş iki tane ne olduğunu bilmediğim iki adama ‘cevap vermiyorum’ diyemeyecek miyim?”

GEREĞİ YAPILMAZSA HAKKIMI HELAL ETMEYECEĞİM

“Yetkililerden bu kurum ve kanunları hakkında yeniden düzenleme yapılmasını ve kapıma gelen o kişi ile sorumluları her kimse bunlarla ilgili gereğinin yapılmasını özellikle istirham ediyorum. Eğer hiçbir şey yapılmazsa ben ne kadar hakkım varsa hiçbirini helal etmeyeceğim. Günahı vebali yetkililerin boynuna.”