Gözden kaçırmayın

Görgöz bir özür bekliyoruzGörgöz bir özür bekliyoruz

Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Raşit Demirel, ülke olarak üç cephede savaşmamız yetmiyormuş gibi şimdide ekonominin ciddi sorun oluştuğunu belirterek dolara müdahale edilmesini istedi.

 
Amerikan dolarının son 1 ayda üst üste rekorlar kırdığını belirten MHP İl Başkanı Raşit Demirel, hükümetin bu konuda acil girişimde bulunmasını istedi.

YATIRIM VE ÜRETİM GERİKİYOR

Yatırım ve üretimin olmadığı ülkelerde bu sorunların her zaman yaşandığını ifade eden Demirel, “Sayın Başbakan Türk ekonomisinin güçlü olduğunu, doların yükselişi karşısında paniğe gerek bulunmadığını söylüyor.


Keşke her şey söylendiği gibi olsaydı. Ekonomiyi biraz bilen ve takip edenler, Türk ekonomisinin üretim ve yatırım ayağının uzun yıllardır aksadığını, tamamen borca ve ranta dayandığını söylüyorlar. Yatırım ve üretime dayanmayan hiçbir ekonominin kalkınma ve refah getirmesi ve kalıcı olması mümkün değildir.


Nitekim, AKP`nin geldiği ilk günden bu güne kadar borçlanma dışında başarısını bulmakta mümkün değildir. Yatırımlar borçla yapılmaktadır. Bu borçları ödemek, faiz ve rant üzerinden birilerini zengin etmek, Türk milletinin kaderi olmuştur. Sadece ülkenin borçlarından bahsetmiyoruz. Vatandaşın kredi ve kredi kartı borçları da sınırda olup çıkmaza doğru sürüklenmektedir” dedi.

SALDIRILAR ÜLKEMİZİ YIPRATTI

İç ve dışta yaşanan olaylar ve terör olaylarının ülkemizi yıprattığını kaydeden Demirel, “AKP`nin yanlış, teslimiyetçi ve yetersiz politikalarının bu milletle ve bu ülkeyle hesabı olanları iştahlandırdığını, azdırdığını ve bunun çok ağır bedelleri olacağını her defasında sürekli anlatmaya çalıştık.


Nitekim, AKP`nin yanlışlarını ve yetersizliklerini ganimet sayarak, yolsuzluklar üzerinden bir saldırı başlattılar. 17-25 Aralık gibi dünyada eşi emsali olmamış bir süreç yaşandı. Arkasından çözülme süreciyle her türlü imkâna kavuşturulan terör örgütleri devreye girdi. Bu da yetmezmiş gibi kendi meclisini bombalayan kalleşlerin darbe girişimiyle şanslarını denediler. Bunların hiçbiri kesin sonuç vermese de ülkeyi yıpratmıştır” dedi.

EKONOMİYE MÜDAHALE GEREKİYOR

Hükümetin acil tedbirler alması gerektiğini ifade eden Demirel, “Şimdi de bunlara ek olarak belki de en ağır darbeyi indirmeye hazırlanıyorlar. Ekonominin çökertilmesi diğerleri gibi olmayacaktır. Türk vatandaşının doğrudan canına, malına, geleceğine mal olabilecek bir sürece hızla sürükleniyoruz.


Doların yükselişinin ABD seçimleri FED`den gelen açıklamalarla izahı yanıltıcıdır. Ne ABD`de ilk defa seçim oluyor, ne de FED ilk defa faiz açıklaması yapıyor. Tespiti doğru yapalım ki, çareyi de doğru yerde arayalım.  Ekonominin içinin boş olması endişelerimizi arttırıyor.


Devletin resmi rakamları işsizliğin büyüdüğünü, cari açığın arttığını, yatırımların azaldığını, turizm gelirlerinin yüzde 30`dan fazla düştüğünü ve ihracatın yerinde saymakla kalmayıp eksiye doğru gittiğini gösteriyor” dedi.

İŞ YERLERİ KAPANIYOR

Küçük ve orta ölçekli esnafın krizden fazlasıyla etkilendiğini söyleyen Demirel, “Bu tablonun günlük hayattaki izlerini sokakta görmek mümkündür. Gittiğimiz her yerde ana caddeler de dahil, alışverişin olduğu bütün alanlarda iş yerlerinin hızla kapandığını görüyoruz. Neredeyse her 4 dükkandan birisi ya kapalı, ya kiralık veya satılık.


Başka hiçbir göstergeye gerek kalmadan, sadece bu kadarı, işlerin iyi gitmediğini anlamaya ve anlatmaya yetiyor. İthalatımız, ihracatımızın neredeyse bir buçuk katı. Bunun anlamı sadece dolar artışına bağlı olarak borcumuzun durduk yerde büyüdüğüdür. Kaldı ki, enerjiden ulaşıma birçok alanda dolara bağımlıyız” dedi.

İTHALATA BAĞIMLI HALE GELDİK

İşsizlik ve iflasların her geçen gün arttığını söyleyen Demirel, “Bu hızlı yükselişin istisnasız her alana etkileri olacaktır. İhracatımız dahi ithalata bağımlıdır. Ekonominin bozulmasına bağlı olarak artan işsizlik, iflaslar, geçim derdi ve borçlar büyük bir sosyal yıkım getiriyor. Doların ateşinin bizi kavurması çok kuvvetle muhtemeldir ve çok acil olarak tedbir alınmalıdır.


Bu tedbir Merkez Bankası`nın faizleri düşürülmesi talebiyle sınırlı kalmamalıdır. Faizleri devlet zoruyla düşürmek, günü kurtarma çabasından başka bir şey değildir” şeklinde konuştu.