Gözden kaçırmayın
Garnizon Komutanı Afyon Eğitim Vakfını Ziyaret EttiEğitim Bir-Sen Afyonkarahisar 1 Nolu Şube Başkanı Abdullah Çelik, Eğitim Bir-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından yapılan “Öğretmenlik Mesleği ve Mesleğin Statüsü” araştırmasının sonuçlarını açıkladı:
Türkiye’de ve dünyada öğretmenlerin mevcut mesleki durumları ve statüleri ile ilgili çeşitli sorunlar ve kaygılar vardır. Tarihsel ve kültürel olarak yüceltilen öğretmenlik mesleğinin nesnel koşullarının yeterli ve öğretmenleri tatmin eden bir düzeye ulaştığını söylemek oldukça zordur.
Çeşitli araştırmalar öğrenci başarısı üzerinde en fazla etkisi olan unsurun öğretmen olduğunu ortaya koymuştur. Türkiye’de de eğitimin kalitesinin artırılması için öğretmenliğin daha nitelikli hale getirilmesi ve öğretmenlik mesleğinin statüsünün artırılması oldukça kritik bir konudur.
BULGULAR
Elinizdeki araştırmanın amacı, Türkiye geneli kamuda temel eğitim ve ortaöğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin kendi, mesleklerini ve statülerini nasıl algıladığını ortaya koymaktır. Araştırma kapsamında 26 ilde 3.034 öğretmen ile yüz yüze görüşülmüştür. Katılımcı öğretmenlerin ‰52.2’si kadın, ‰47.8’i erkek olup, ‰24’ü ilkokullarda, ‰28.8’i ortaokullarda, ‰20.8’i anadolu liselerinde, ‰21.2’si meslek liselerinde, ‰5.1’i ise diğer okul türlerinde görev yapmaktadır.
İş doyumu
Araştırmaya katılan öğretmenlerin yaklaşık dörtte üçünün (yüzde 77) yaptığı iş karşılığı duyduğu başarı hissinden memnun olduğu görülmüştür.
Meslek tercihi
Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 31,3’ü, üniversite puanının öğretmenlik programlarına yettiği için öğretmenliği seçmek zorunda kaldığını, yüzde 61,1’i öğretmenliği puan yetmenin ötesinde daha bilinçli olarak tercih ettiğini ifade etmiştir.
Mesleki bağlılık
Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 37,7’si, bugün yeni bir meslek seçebilme imkânının olması durumunda tekrar öğretmenliği seçeceğini belirtmiştir.
Yakınma
Öğretmenlerin yüzde 23,3’ü, “öğretmenlik mesleği ile ilgili yapmak durumunda olduğum faaliyetler bana zevk vermiyor” ifadesine katıldığını belirtirken, yüzde 21,4’ü kararsız olduğunu ifade etmiştir. Öğretmenlerin yüzde 48’i öğretmenlik yaptıkça mesleğin saygınlığına yönelik inancının azaldığını kaydetmiştir. Öğretmenlerin yüzde 78,1’i “Öğretmenlerin yaptığı işin değeri anlaşılmıyor” ifadesine katıldığını beyan etmiştir.
Bireysel değer algısı
Öğretmenlerin yüzde 77,5’i, öğretmenliğin gurur duyulacak bir meslek olduğunu belirtmiştir.
Toplumsal değer algısı
Öğretmenlerin yüzde 42,3’ü, çocuğunun öğretmen olmasını desteklemeyeceğini belirtmiştir. Öğretmenlerin yüzde 56,4’ü, toplumda öğretmenlerin sorunlarına karşı yüksek bir duyarlılığın olmadığına inanırken, yüzde 65,7’si, öğretmenlerin toplumsal statülerinin gün geçtikçe düştüğü kanaatindedir.
Öğretmenlerin yüzde 59,3’ü, medyanın öğretmenlere yeterince değer vermediğini düşünürken, yüzde 52,7’si, toplumun öğretmenlere yeterince değer vermediğini belirtmiştir.
Ücret memnuniyeti
Öğretmenlerin yüzde 51,8’i, maaşlarından sosyal ve kültürel ihtiyaçları için para ayıramadıklarını söylemiştir.
Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 56,9’u, yaptığı iş karşılığında adil bir ücret almadığını belirtmiştir.
Tükenmişlik
Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 61,1’i, mesleğini yaparken oldukça yıprandığını dile getirmiştir.
Karar alma mekanizmalarına katılım
Öğretmenlerin yüzde 53,1’i, eğitim politikalarının şekillenmesinde etkilerinin olmadığını düşündüğünü söylemiştir.
SONUÇ
Eğitimin kalitesi açısından öğretmenin önemi dikkate alındığında, öğretmenlerin iş doyumunu, mesleki bağlılığını ve çalışma koşullarını olumsuz etkilemesi muhtemel bütün unsurların ayrıntılı bir şekilde incelenmesi oldukça önem arz etmektedir.
Bu çerçevede, öğretmenlerin mesleki gelişimleri destekleyici ve mesleki özerkliğini artıcı çalışmaların yapılması elzemdir. Öğretmenliğin statüsünü artırmak ve başarılı öğrencilerin mesleğe çekilebilmesi için yeni politika ve stratejilerin geliştirilmesine ihtiyaç vardır.
Öğretmenler öğretim araçlarının seçimi, ders kitaplarının seçimi ve pedagojik yöntemlerin uygulanmasında esas rolü üstlenmelidirler. Aynı şekilde, teftiş ve denetleme sistemi, öğretmenlerin özgürlüğünü, girişkenliğini ve sorumluluğunu sınırlamaktan kaçınmalıdır
Yorumlar
Yorum Yap