Gözden kaçırmayın
Görgöz bir özür bekliyoruzSaadet Partisi, bu yılın son İl Başkanları ve İl Müfettişleri Toplantısı’nı iki günlük kamp şeklinde Kızılcahamam’da gerçekleştiriyor.
Toplantının açılışında konuşan Genel Başkan Temel Karamollaoğlu, geniş kapsamlı bir konuşma gerçekleştirdi.
Değerlendirmelerinde yeni anayasa değişikliği paketi ile ilgili endişelerini dile getiren Temel Karamollaoğlu, Rus elçisini öldüren suikastçının ise arkasına bakılması gerektiğini söyledi. Siyasi iktidarın terörü önleyemediğini ifade eden Karamollaoğlu, AB ile ilgili de hükümetin elinde büyük bir fırsat olduğunu belirtti…
SİYASETÇİ, BU GÜNLERİ 5 YIL ÖNCE GÖRENDİR
Karamollaoğlu, Suriye’de 5 yıldır süren iç savaş sonucunda 600 bin civarında insanın öldüğünü, Saadet Partisi olarak bu konuda ilk uyarıyı iç karışıklığın ilk dönemlerinde yaptıklarını söyledi. Karamollaoğlu, “Suriye’de bu iş böyle gitmez, siz bu işe girerseniz altından kalkamazsınız demiştik.
Suriye ne oldu?600 bin insan öldü. Sonunda ‘bu iş olmuyor, biz Esad ile masaya oturacağız’ diyorlar. Bu kadar insan ölmeden oturulmuş olsaydı bu kaos yaşanmazdı. Beraber bakanlar kurulu toplantısı yaparken, tatil yaparken zalim değil miydi? Siyasetçi bunu görür, görmesi icap eder. Başkasının elimize tutuşturduğu silahla biz problemleri çözemeyiz. Dış politika ülkenin gücüyle orantılı yürütülmezse sıkıntı doğar” dedi.
MİLLETTE BÜYÜK BİR ENDİŞE VAR
Konuşmasının ilk bölümünde toplumda büyük bir endişe olduğunu söyleyen Karamollaoğlu, “Endişe var. Yarın acaba ne olabilir diye. Bu endişe gerekçesiyle de olağanüstü bir hal var. Bunun olması normal. Ancak normal olmasına rağmen uygulamalarda çok daha titiz davranılması gerektiği kanaatindeyiz.
Bu gibi noktalarda insan hakları ihlallerinin telafisi zor neticeler doğurması ihtimali fazla. Bir ailenin her iki ferdi işten atılıyor. Bulundukları toplumda tecrit ediliyorlar. Haklı bir gerekçe ile atılmış olsalar bile bu ciddi bir tehdit oluşturuyor. Hükümetin bu noktada ciddi bir şeyler yapması gerektiğine inanıyoruz” diye uyardı.
SUİKASTÇİNİN ARKASINA BAKILMALI
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi’ne yönelik suikasti de değerlendiren Karamollaoğlu, olayın perde arkasına odaklanılması gerektiğine işaret etti. Karamollaoğlu, “Önümüzdeki problemler ortada. Terör hadisesi zirveye çıkmış. Neyin nerde olacağı belli değil. Rus büyükelçisini vurdular. Bu çocuk kimdi, niye böyle bir iş yaptı. Doğru dürüst ölçemiyorlar. Zihinlerde bir karışıklık var. FETÖ’cü dediler, bunun arkasına bakmaları lazım. Hareketlerine bakıldığı zaman inançlı bir kesimden gelmediği anlaşılıyor. İnançlı biri olsa sol elini kaldırmaz” dedi.
ÇETELE TUTULARAK TERÖR ÖNLENEMEZ
Son dönemde artan terör olayları ve eylemleri karşısında siyasi iktidarın önemli bir çalışma ortaya koyamadığının da altını çizen Karamollaoğlu, “İşte bakın durum ortada. Çetele tutarak terör hadisesi önlenemez. Neredeyse her gün şehit haberleri geliyor. 1970’lerde her gün bir ev basılıyordu.
Millet o ihtilali bekliyordu adeta. Sadece biz bu oyunun bir parçası olamayız demiştik. Hatta bazı gençler Erbakan Hoca’ya isyan ettiler. Ama onun arkasında böyle bir oyun olduğunu görüyordu. İçerde bir kamplaşma meydana getirmek istendiğini görüyordu. İç çatışmaların hiçbir zaman bir tarafı olmadık” dedi.
ÜLKE DOĞU-BATI DİYE BÖLÜNÜYOR
Türkiye’nin son yıllarda özellikle geçim sıkıntısı yüzünden büyük bir iç göç ile karşı karşıya kaldığını da örnekler ile ortaya koyan Karamollaoğlu, “Güneydoğu, doğu teröre bağlı olarak göçüyor. İç göç terör kadar tehlikeli. Oradaki insanların ihtiyacını gidermezseniz orası boşalır. Ordu sınırları korur, toprağı ise insanlar korur. Siz oturmazsanız, birileri gelir oraya talip olur. İstanbul kanalının buna nasıl bir çözümü olacak. Daha da göç alacak.
Güneydoğu Anadolu bölgesinde özel sanayi bölgeleri yapılmalı. Bunların güvenliği sağlanmalı. Yüz bin insana iş verelim. Bakalım hele terör oluyor mu? Batı’ya yapılan sanayi bölgelerinden fazla olarak sadece bir güvenlik sağlanacak. En önemli sorun insanları bulundukları topraklarda tutmak” diye konuştu.
BARAJ SIFIR, MECLİS GÜÇLÜ OLMALI AKSİ TAKDİRDE…
Karamollaoğlu, konuşmasının son bölümünde ise AK Parti’nin MHP’nin desteğiyle TBMM’ye getirdiği yeni anayasa değişiklik paketi ile ilgili de görüşlerini açıkladı. Karamollaoğlu, daha önce prensip olarak başkanlık sistemine karşı olmadıklarını kamuoyuna deklare ettiklerini belirterek, kamuoyuna açıklanan sistem ile ilgili endişelerini şu sözlerle dile getirdi: “Başkanlık sistemi geldi, dayandı.
Biz prensip olarak buna karşı olmadığımızı da söyledik. MNP, MSP dönemlerinden itibaren bunu söyledik. Biz, daha önce de şimdi de söylüyoruz, Cumhurbaşkanı ‘layüsel’ olmamalı. Cumhurbaşkanı kendini her şeyin üstünde görmeyecek, icranın başı olacak. Öteki taraftan ise milleti temsil edecek. Cumhurbaşkanının herkesi kucaklaması gerekiyor. Sadece kendi partililerini kucaklamamalı. Partili cumhurbaşkanı bu noktada dikkate alınmalı.
Cumhurbaşkanına kanun hükmünde kararname yetkisi verilmemeli. Meclis denetim yetkisine sahip olmalı. Yüzde on baraj niye var. İstikrar sağlandığına göre o zaman da baraj sıfır olmalı. Ayrılıkçı unsunlar girerse diye endişe ediliyor. Gelsin, Meclis’te fikrini söylesin. Böyle bir Meclis olmazsa o zaman demokratik bir Meclis olmaz. Meclis ile cumhurbaşkanı özdeşleşmemeli. Adalet sistemine ne Meclis ne de cumhurbaşkanı müdahale etmemeli. Bu şekliyle bizden bir destek beklenmemeli.”
SURİYE MASASI ÖNEMLİ
Suriye konusunda son günlerde yaşananların umut verici olduğunu da ifade eden Karamollaoğlu, Moskova’daki üçlü görüşmenin önemli olduğunu ve Astana’nın da çözüme bir katkı sunmasını beklediklerini ifade etti. Karamollaoğlu, “Hükümetin Moskova’da İran ile bir araya gelmesi güzel bir adım. Ancak bunun takip edilmesi gerekiyor. Bunun da yanlış yollara gitmemesi gerekiyor. Rusya ve İran’a da bunu söylemeliyiz. Masada her şeyi söylemeliyiz. Astana görüşmelerinden ümit ederiz ki bir çözüm yolu ortaya konur” diyerek beklentisini kaydetti.
MECLİS’İN KARARININ ETRAFINDAN DOLANMAK SUÇTUR
ABD’nin Irak işgaline ilişkin de siyasi iktidarın Meclis kararına uymadığını ifade eden Karamollaoğlu, “Irak işgali sırasında yaptıkları da ortada. Amerika Irak’ı işgal ederken askerini ülkemizden gönderecekti. Meclis buna ‘hayır’ dedi. Ama Meclis’in kararının etrafından dolanarak havaalanları, limanlar açıldı. Meclis’in kararının etrafını dolanarak bunlara izin vermek suçtur. Şimdi ise Lozan gündemde! Lozan ne zafer ne de hezimet. Onlar sadece time out dediler. Zaman kazandılar sadece. Adamlar biraz daha zamana yaymaya çalışıyorlar. Ortadoğu’da son yıllarda yaşananlar ise bununla doğrudan alakalı” dedi.
AVRUPA ARTIK MÜSLÜMANLARIN YAŞAMASI İÇİN ZOR BİR YER
Karamollaoğlu, son dönemde Avrupa’da Müslümanlara yönelik artan şiddet olaylarına da değinerek, “IŞİD gerekçesiyle dünyada Müslümanlar nasıl algılanmaya başlandı. Kendileri bunu icat ederek, Müslümanları böyle göstermeye çalıştılar. İspanya’ya bakın 700 yıl Müslümanların hâkim olduğu bir yerde şimdi tek bir Müslüman kalmadı. Avrupa ve Amerika artık Müslümanların yaşaması için zor yerler olmaya başladı. Bir de Müslümanların beldelerine bakın.
Hristiyanlığa inanan köyler, kasabalar halen var. Kimse karışmıyor. Ama siz her şeye karışıyorsunuz. Cezayir’de seçimleri sandıklar sayılmadan iptal ettirdiniz. Mısır’da darbe yaptırdınız, Irak’ı, Afganistan’ı işgal ettiniz” değerlendirmesini yaptı.
HÜKÜMETİN ELİNDE İMKÂN VAR, AB’Yİ BIRAKSIN
Avrupa Birliği ülkelerinin teröre verdikleri destekten ötürü Türkiye’nin sert tepkisinden sonra gelinen noktanın hükümet için büyük bir imkân olduğunu kaydeden Karamollaoığlu, siyasi iktidarın bunu bir fırsat bilmesi gerektiğini ifade etti. Karamollaoğlu, “AB’de gelinen nokta önemli. Hükümetin elinde büyük imkân var. Görüşmeleri kesebilirler. ‘Biz bir hata yaptık baktık ki bu iş yürümüyor. Siz farklı bir medeniyete sahipsiniz, sizin aile yapınız, inancınız her şeyiniz bizden farklı diyerek’. Avrupa’nın bizle bir alakası olmadığını artık görmeleri lazım. Zaten Avrupa da ‘biz almayız’ diyor. Bizimkiler ise ‘siz istemeseniz de biz gireceğiz’ diyorlar. Peki, ne zaman alırlar? Ancak onlara benzer isek alırlar” ifadelerini kullandı.
TARIM BAKANLIĞI HARİTASINA TEPKİ
Karamollooğlu, konuşmasında ayrıca Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Şap Hastalığı için hazırladığı ve ülkeyi güney-kuzey hattından bölen haritaya da sert tepki gösterdi. Karamollaoğlu, “Ülkede iç göç rakamları ortada. Doğu’da kimse kalmadı, herkes Batı’ya göçüyor. Ortadan bir hat çekin ülke boşalmış halde. Ülkenin yarısı diğer tarafa göçüyor. Size bir harita göstereceğim. Tarım Bakanlığı’nın Şap Hastalığı ile ilgili bu harita. Bu haritayı gören ülke bölünmeye gidiyor diye endişe eder. Ülke doğu ve batı diye ikiye bölünmüş durumda. Böyle harita mı olur” diye konuştu.
BU KADAR İNSAN ÖLMEDEN ESAD’LA MASAYA OTURSAYDINIZ YA
Karamollaoğlu, Suriye’de 5 yıldır süren iç savaş sonucunda 600 bin civarında insanın öldüğünü Saadet Partisi olarak bu konuda ilk uyarıyı iç karışıklığın ilk dönemlerinde yaptıklarını söyledi. Karamollaoğlu, “Suriye’de bu iş böyle gitmez, siz bu işe girerseniz altından kalkamazsınız demiştik. Suriye ne oldu. 600 bin insan öldü. Sonunda ‘bu iş olmuyor biz Esad ile masaya oturacağız’ diyorlar. Bu kadar insan ölmeden oturulmuş olsaydı bu kaos yaşanmazdı ‘Öğle namazını Şam’da kılarız’ diye milleti yüreklendirdiler. Bununla öyle bir kaos ortaya çıktı ki… Ama orayı kan gölüne çevirdiler. Esad da zalimleşti.
İşin başlangıcı buraya geleceğini gösteriyordu. ‘Dediğimize geldiniz’ diyerek kimseyi rencide etmek istemiyoruz. Düşünülse çok daha önceden tedbir alınırdı. Beraber bakanlar kurulu toplantısı yaparken, tatil yaparken zalim değil miydi? Siyasetçi bunu görür, görmesi icap eder. Başkasının elimize tutuşturduğu silahla biz problemleri çözemeyiz. Dış politika ülkenin gücüyle orantılı yürütülmezse sıkıntı doğar” dedi.
Yorumlar
Yorum Yap