Gözden kaçırmayın

Kütahya ve Uşaktan bile gerideyiz Kütahya ve Uşaktan bile gerideyiz

Medya Konseyi İl Temsilcisi Mustafa Dağhan, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla yayınladığı mesajda, gazeteciliğin sorunlarından ve çözüm yollarından sözetti.

 
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yapan Medya Konseyi Afyonkarahisar İl Temsilcisi Mustafa Dağhan, 2017 yılının gerçek gazeteciliğin yapılabildiği, gazeteciler açısından saygın, müreffeh bir yıl olmasını diledi. Gazeteciliğin onurlu ve saygın bir meslek olduğunu dile getiren Dağhan, “Ben bu defa klasik cümlelerle günümüzü kutlamak istemiyorum.


Çoğunun dedikodu haline getirip, açıktan söyleyemediklerini açık açık ifade etmek istiyorum. Sözlerim kişilere dönük değildir. Kimse üzerine alınmasın ama gazetecilik herkesin yapacağı, yapabileceği bir meslek değildir. Gazeteciliği, doğru, dürüsüt insanların, hakkı, adaleti gözeten, mesleği çıkarları doğrultusunda bir araç olarak görmeyip, toplumun ve memleketin sorunlarıyla dertlenen kişilerin yapması gerekiyor” dedi. 

GERÇEK GAZETECİLİĞİN LEZZETİNE VARAMIYORLAR

Her sektör ve meslekte olduğu gibi gazetecilerin de birçok sorunu bulunduğunu kaydeden Mustafa Dağhan, “Çok sayıda meslektaşımız işsiz. Karın tokluğuna çalışanlar bile var. Maddi sıkıntıları yetmezmiş gibi bir de sansür, mahkeme, düşman kazanma gibi olmadık türlü türlü dertlerle boğuşuyorlar.


Zira maddi sıkıntıları nedeniyle zaten kafası rahat olmayan gazeteciler, maalesef gerçek gazeteciliğin lezzetine varamıyorlar bile. Öte yandan maalesef kendi iç mekanizmalarımızda da ciddi sorun ve sıkıntılarla boğuşuyoruz. Zira özellikle yeni bir mecra sayılan internet gazeteciliğinde boynuna fotoğraf makinasını takan ‘gazeteciyim’ diye ortalıkta dolaşmaya başladı” diye konuştu.

İNTERNET MEDYASI BİRAN ÖNCE DÜZENLENMELİ

Dağhan şunları söyledi: “Maalesef, mesleğin çıraklığını görmeden, sıkıntısını çekmeden, iki cümleyi biraraya getirip yazı yazmayı dahi beceremeyen insanlar, internetten bir domain satın alarak kopyala-yapıştır mantığıyla ordan-burdan aldıkları haberlerle gazetecilik yaptığını düşünenler çoğalmaya başladı. Bunun önüne derhal geçilmezse bu durum yazılı basın başta olmak üzere tüm basın camiasını ciddi derecede etkileyecek gibi görünüyor.


Zira gazeteciliğin ‘G’sinden anlamayan, vebalini bilmeyen, gazeteciliği bir silah gibi kullanmaya çalışan bu kişiler toplum nezdinde çoğu zaman saygın, işini düzgün yapan gazetecilerle aynı kefeye konuluveriyor. Dolayısıyla internet medyasının biran önce hükümet ve devlet yetkilileri tarafından kanunlarla düzenlenmesi, ayrıca basın örgütleri tarafından bir iç mekanizma geliştirilmesi elzem bir durum olarak karşımıza çıkıyor.

NELER DÖNDÜĞÜNÜ GÖREMİYORUZ BİLE

Bir diğer husus ise; onca sorunla boğuşurken, bir de kendi içimizde biribirimizle keskin sorunlar yaşamamız bizlerin enerjisini aşırı derecede tüketiyor. Afyonkarahisar’da toplasan 100 gazeteci değiliz belki ama biribirimizi yemekten, başımızı kaldırıp dışarı da neler döndüğünü göremiyoruz bile. Kendi içimizde güç birliğini sağlayabilmiş olsak enerjimizi ilimizdeki aksaklıklara, yapılamayan hizmetlere, giden yanlışlıklara ve çözüm yollarına haracayabileceğiz.


Her defasında basının maddi sıkıntı içerisinde olduğunu söyleriz ama buna bir çözüm yolu bulmak için çaba sarfetmeyiz. Birbirimizin kuyusunu kazmaktan, desteklemek yerine alaşağı etmeye çalışmaktan, ticari olarak nasıl hareket etmemiz gerektiğini dahi göremiyoruz. Halbuki birbirimizle uğraşmak yerine, herhangi bir kuruluş bir kapansa/batsa diye bakmak/batırmaya çalışmak yerine elimizdeki mevcutlarla daha fazla reklam alanı ve daha fazla gelir kapısı alanı bulabiliriz, varda…!

ASLA ÖZGÜR OLAMAYACAKSINIZ

Her defasında söylüyorum, yine söyleyeceğim: ‘birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır.’ Yapmamız gereken şeyler belli aslında. Gazeteci olmayıp, gazetecilik yaptığını zannederek mesleğimizi yıpratanları biran önce tasfiye etmek ve ardından da gerçek gazetecilerle güçbirliğini sağlayıp daha saygın, maddi açıdan daha müreffeh bir basın camiasını oluşturmamız gerekiyor.


Diğer türlü hep birilerine gebe kalacaksınız, hep birileri sizi yönlendirecek/kullanacak. Hatta bazı meslek örgütü liderleri gibi gebe kaldığınız adamların karşısında elpençe divan durmak zorunda kalacaksınız. Asla özgür olamayacaksınız. Asla sorunların üzerine gidemeyeceksiniz. Lütfen kendi gücünüzün ve özgürlüğünüzün farkına varın. Topluma duyarlı, özgürlük düşkünü insanlar olduğunuz için bu mesleği icra ediyorsunuz.


Siz peygamberler gibi muhbir-i sadıksınız, öyle olmalısınız. Hayırlı bir meslek icra ediyorsunuz ama bunu şerre çevirenlerden olmayalım. Tüm gerçek meslektaşlarımın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününü tebrik ederim. Hayırlara vesile olsun inşallah.”