Gözden kaçırmayın
Demirkırkan En düşük emekli maaşı asgari ücrete denk olmalıCumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Kemal Demirkırkan, Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal ve Cumhuriyet Halk Partisi İl Kadın Kolları Başkanı Hafize Özmen, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla açıklama yaptılar.
-Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Kemal Demirkırkan:
Dünya Emekçi Kadınlar Gününde Bursa`nın İnegöl İlçesi yakınlarında, Türk Metal- Sen üyesi işçileri taşıyan otobüsün devrilmesi sonucu 8 Emekçi kadınımızı kaybettik 5 ağır ve 30 yaralımız var. Kaybettiklerimize Allahtan rahmet, yakınlarına ve tüm ulusumuza başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar dilerim.
Türkiye’de kadın olmak demek hayatın her alanında eşitsizliğe maruz kalmak, ekonomik özgürlüğe sahip olmamak, her an can korkusuyla, evinin içinde dahi şiddete ve tacize maruz kalma tehdidiyle yaşamak demektir.
AKP tek adam dayatmasına gerekçe olarak istikrarı ileri sürüyor. Kadınlar açısından bakarsak; kadın cinayetleri, taciz, tecavüz, şiddet, eşitsizlik, yoksulluk 15 yıldır istikrarlı biçimde sürüyor.
8 Mart, dünyada kadınların eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemleri dile getirdikleri gündür. Başta kadın arkadaşlarım ve dostlarım olmak üzere, tüm kadınlarımızın emekçi kadınlarımızın bu anlamlı gününü yürekten kutluyorum. Cumhuriyet ve bağımsızlık mücadelemiz için, Kurtuluş Savaşında şehit ve gazi olan tüm kadınlarımızı rahmetle anıyorum.
Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
16 Nisan’a 41 gün kaldı. Türkiye “Hayır”lı bir geleceğe doğru ilerliyor. “Hayır”lar dalga dalga büyüdükçe, ne yapacağını bilemeyen Saray Rejimi Türkiye’yi bölme, kutuplaştırma, cepheleştirme çabalarına ara vermeden devam ediyor. Anayasa paketinin kabul edilmesi yönünde makul bir sözü olmayanlar, son çare olarak vatandaşlarımızı korkutarak “Evet” dedirtmeye çalışıyorlar. “15 Temmuz gecesi F 16’larla bomba yağdıranlar bugünün hayırcılarıdır”, “Hayır diyenler teröristtir” diyorlar. Cumhurbaşkanının danışmanı Hayır diyenlere: “7 Haziran sonrası Türkiye’deki kaos ve istikrarsızlığı mumla ararsınız” diyor.
Bu ifadeler açıkça bölücülüktür. Bu ifadeler Türkiye’ye yapılabilecek en büyük kötülüktür.
Ankara Başsavcılığı’nca hazırlanan 15 Temmuz ve Genelkurmay’a ilişkin savcılık iddianamesine göre:
1 - Darbeye kalkışan general ve askerlerin tümü Başbakan Erdoğan’ın başkanlığını yaptığı 2011-2012 ve 2013 YAŞ toplantılarında terfi ettiler.
2 - 2013’te terfi eden generallerin 1-2 istisna hariç tamamı FETÖ’cü.
3 - 2014 ve 2015`te albaylıktan Tuğg./Tuğa.lığa terfi ettirilen personelin yüzde 80`i ihraç edildi.
4 - AKP’nin iktidara geldiği 2003’ten sonra hiçbir subay FETÖ’cü olduğu iddiasıyla TSK’dan atılmadı. (Oysa bu tarihe kadar 400 personel FETÖ iddiasıyla ordudan atıldı.)
5 - AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’nin kardeşi Mehmet Dişli gözaltına alınmadan 1 saat önce FETÖ’cü general atadı. Dişli`nin görevi süresince emrindeki 20 kurmay subaydan 18`i darbe girişimine karıştı.
Ve sayın Erdoğan diyor ki: “15 Temmuz`da milletimin üzerine bomba yağdıranlar bugünün “hayır`cılarıdır.” Karar sizlerin.
Bugün vatandaşlarımız komşusunun, çocuğunun, arkadaşlarının haklarında hukuki bir dava dahi açılmaksızın ve gerekçe gösterilmeksizin işten atıldığını, ailelerinin büyük dramlar yaşadığına tanık olurken, televizyonlarda 15 Temmuz çığırtkanlığı yapanlardan, Rektörlerden, Belediye Başkanlarından, Milletvekili ve Bakanlardan ne zaman hesap sorulacağını merakla bekliyor.
Bugün “Hayır” diyenler, siz FETÖ tarafından güya kandırılırken sizi ısrarla uyaranlardır.
Bugün “Hayır” diyenler, siz devleti ele geçirmek için terör örgütüne bu devleti teslim ederken, sakın ha yapmayın diyenlerdir.
Bugün “Hayır” diyenler, sizin FETÖ’yle el ele kumpas davalarıyla hapsettiğiniz vatanseverler, askerler ve aydınlardır.
Bugün “Hayır” diyenler, siz terör örgütleriyle mücadele yerine, müzakere ederken, şehirler bomba yığınağına dönüşüp, hendeklerin kazılmasını seyrederken, buna yapmayın diyenlerdir.
Bugün “Hayır” diyenler, evladını Türkiye’de PKK’ya, Suriye’de IŞİD’e şehit veren annelerdir.
Bugün “Hayır” diyenler, sizin rant düzeninizle işletmekte ısrar ettiğiniz madenlerde, can güvenliği olmayan, ölüme terk ettiğiniz madenciler ve onların, şikayet ediyor diye tekmelenen aileleridir.
Bugün “Hayır” diyenler, söz verdiğiniz halde kadro vermediğiniz taşeron işçilerdir. Bugün “Hayır” diyenler, istismara, şiddete, tacize maruz kalan, çalışanlar yarım kadındır, kadın erkek eşit olamaz dediğiniz, horladığınız kadınlardır.
Bugün “hayır” diyenler, milliyetçiler, muhafazakarlar, liberaller, sosyal demokratlar, solcular kadar, tek adam yönetiminin bu ülkeye zarar vereceğini gören AKP’lilerdir.AKP İl Başkanı demogoji yaparak bizi Anayasa taslağını okumaya davet etmiş. Herhalde söyleyecek sözü kalmamış.
Şeker-İş Sendikasının kongresinde yaptığım konuşmayı örnek göstermiş.1- Cumhurbaşkanı “ülkede ekonomik kriz var” deyip olağanüstü hal ilan etme yetkisine, bu süre içerisinde olağanüstü hal kararnamesi ile her türlü kanunun üzerinde olan ve anayasa mahkemesi denetimine dahi girmeyen KHK yapma yetkisine sahip.
2- Cumhurbaşkanı bu konuda kararname çıkartma yetkisine sahiptir. Eğer Meclis aynı konuda bir kanun çıkartırsa kararname iptal olur, ancak milletvekillerinin partili başkan tarafından belirlendiği, başkanlık ve milletvekilleri seçimlerinin aynı gün yapıldığı, meclisin çoğunluğunun da kuvvetle ihtimal başkanın partisine ait olduğu bir sistemde Başkanın kararının üstüne kanun çıkartılmayacağı çok açıktır.
2 yıldan beri fiili başkanlık sisteminde Başkan’ın sözünün üzerine söz söylenebiliyor mu? Halkın oyuyla hem de ‰ 49.5 oyuyla seçilen Başbakan değiştiriliyor, kimsenin sesi çıkabiliyor mu? Ayrıca çıkartılan kararnamenin anayasaya uygunluğunu denetleyecek olan Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinden 12’sini Başkan belirlemektedir.
Bugün OHAL kanunu sadece OHAL ilanı ile ilgili konularda belirli bir süre ve konuda KHK çıkartılmasına izin verdiği halde 30’a yakın yasada, 100’ü aşkın kalıcı değişiklik yapılmıştır. Torba yasalardan, varlık fonuna, maarif vakfına kadar birçok alakasız KHK çıkartılmakta ve partimizin Anayasa Mahkemesine yapmış olduğu itirazlar kabul edilmemektedir.
Burada bizim asıl ifade etmek istediğimiz şey bugün devletin ve kurumlarının, vatandaşlarımız aleyhine olan uygulamalarına karşı başvuru yapabileceğimiz adalet noktaları vardır. Ancak bu Anayasa aile yaratılan Tek Adam rejimi yargının ‰ 70’ini tek başına atamakta ve yargı üzerinde mutlak bir hakimiyet kurmaktadır. Bu durumda yargı bağımsızlığından söz etmek mümkün değildir.
Kazanılan hakların korunması kanun ve kurallarla değil uygulama yapanların inisiyatifine bırakılmaktadır. Ne çıkarsa bahtımıza…
-Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal: Geldiğimiz noktada hakları alabilecek yetkileri alabilecek bir tek adam anayasası ile Türkiye karşı karşıyadır. bu ülkede işsizliğin kadınlardan kaynaklandığını söyleyen zihniyete kadınlar `hayır` diyecek.
Cumhuriyet`i 100 yıllık pranga olarak gören zihniyete kadınlar `hayır` diyecek. Haklarımızdan vazgeçmemizi isteyen, onları elimizden alacak tek adam anayasasına kadınlarımız `hayır` diyecek. Kadınların kaç çocuk doğuracağından doğum şekline kadar her şeye karışan zihniyete kadınlar `hayır` diyecek.
Parlementer sistem canımıza yetti diyenlere kadınlarımız `hayır` diyecek. Kadına şiddeti meşrulaştıran zihniyete kadınlar `hayır` diyecek. 16 Nisan`da kadınlar, tek adamlığa `hayır` diyecek. Cumhuriyet`i kadınlar yükseltecek.
-Cumhuriyet Halk Partisi İl Kadın Kolları Başkanı Hafize Özmen:
Bugün 8 Mart; Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Kadına ve emek mücadelesine adanmış kadınların; cinsiyetten kaynaklanan her türlü ayrımcılığa, şiddete ve eşitsizliğe karşı başkaldırdıkları günün yıl dönümünü ne yazık ki; kadına şiddetin, eşitsizliğin ve adaletsizliğin gölgesinde kutlanamıyan bir gün olarak, bir kez daha anıyoruz. 2017 Türkiye`sinde biz kadınlar açısından gelinen nokta hiç iç açıcı değil.
Ekonomik, sosyal ve siyasal anlamda hala eşitlik mücadelesi veren biz kadınlar; bugün, ülkemizde bambaşka tehlike ve kaygılarla yüz yüzeyiz. Emeğimizin, özgürlüklerimizin ve bu güne kadar kazanılmış haklarımızın ötesinde; Laik demokratik Cumhuriyetimiz ve Ülkemiz tehdit altında.
Terör, şiddet, işsizlik, yoksulluk ve adaletsizlik gibi sorunlar ve zorluklarla dolu ülke gündeminde hiç gereği ve yeri yokken; tek adam yönetimini meşrulaştırma amaçlı bir anayasa değişiklik paketi topluma dayatılmaktadır. 16 Nisan`da Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi adı altında aslında bir rejim değişikliği oylamasına gidilmektedir.
Biz kadınlardan; Cumhuriyetle tanıştığımız laik yaşamdan, çağdaş ve eşit birey olma yolunda kavuştuğumuz kazanımlarımızdan, zorlu mücadelelerle geliştirdiğimiz haklarımızdan vazgeçmemiz isteniyor. Bilinsin ki kadınları kararı “HAYIR”dır. Kadın-Erkek eşitliğine inanmadığını açıkca söyleyen bir anlayışın, bütün yetkileri tek başına ele geçirdiğinde bu alanda muhtemel geriye gidişi öngörebilen kadınların kararı “HAYIR”dır.
15 yıldır söylemleri ve politikaları ile; kadını iş ve sosyal yaşamdan uzaklaştırmayı hedefleyen, kadına yönelik şiddeti besleyen, tacizi tecavüzü yok sayan, ‰ 1450 oranında artan kadın cinayetlerini görmezden gelen siyasi iktidar; kadının adının olmadığı Anayasa Paketi ile geri dönüşü olmayan bir tuzağın içine biz kadınları çekmek istemektedir.
Tüm bu tuzaklara karşı kadınları kararı “HAYIR”dır. Yap-Boz tahtası haline getirdiğiniz eğitim sisteminde, sadece 2015-2016 eğitim-öğretim yılında 143 bin 62 kız çocuğu okula devam etmemiştir. Artık çocuklarımız heba olmasın diye kadınların kararı HAYIR! Son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu zorla evlendirilmiş, son 15 yılda çocuklara cinsel istismar ‰ 434 artmıştır.
Artık çocuk gelinler, çocuk işçiler olmasın, çocuklar yurtlarında yanmasın, tecavüze uğramasın diye kadınların kararı HAYIR! 2003 yılında antidepresan kullanımı 14 milyon kutu iken, bu sayı 2015 yılında 55 milyona ulaştı. Mutsuz insanlar yarattınınız. Artık insanlar mutlu olsunlar, sokağa çıkan, parka giden, kahkaha atan kadına iffetsiz denilemesin diye kadınların kararı HAYIR! Biliyoruz ki; 16 Nisan en çok kadınlar için önemli.
Ya güneşin aydınlığı, ya ortaçağ karanlığı. İşte bu yüzden kadınların kararı HAYIR! 16 Nisan`da geleceğimizin “HAYIR”na; sayımız da yeter gücümüz de. Haydi kadınlar, sesimizi ve gücümüzü birleştirelim. Eşit ve özgür günler için bir araya gelip, geleceğimizi birlikte inşa edelim. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü kutluyor, sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Yorumlar
Yorum Yap