Gözden kaçırmayın

Demirkırkan En düşük emekli maaşı asgari ücrete denk olmalıDemirkırkan En düşük emekli maaşı asgari ücrete denk olmalı

Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Kemal Demirkırkan, İmralı`daki terörist başının Başkanlık Sistemi`ni desteklediğini belirtti.


Haftalık basın toplantısında kameraların karşısına geçen Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Kemal Demirkırkan, gündemdeki konuları değerlendirdi. Demirkırkan`ın açıklaması şöyle:
 
Bugün 14 Mart Tıp Bayramı. Hekim olmanın haklı gurunu, hastalara şifa olmanın gücünü, topluma önderlik etmenin, sağlığın savunucusu olmanın, içimizdeki insan sevgisini çoğaltmanın sevincini ve haklı gururunu yaşayan, uzun bir eğitim hayatı, zorlu çalışma şartlarına rağmen büyük bir özveriyle çalışan vefakar, cefakar hekim arkadaşlarımın 14 Mart Tıp Bayramlarını kutluyorum.


Bugün bayram tadında kutlayamadığımız Tıp haftalarını ileriki yıllarda kutlayabilmemizi diliyorum.
 
Geçtiğimiz hafta Avrupa’nın değişik ülkelerinde yaşadığımız diplomatik skandal hepimizi derinden yaraladı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir bakanlarımız yabancı bir ülkenin kapısından geri çevrildi. Bakanlarımızın O ülkelere girmesine izin verilmedi, sınır dışı edildi. İçeri alınmadılar, uçakları geri çevrildi. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devletine yapılan en ağır hakarettir.


Ve en ağır biçimde cevap verilmelidir. Bedeli en ağır şekilde ödetilmelidir. CHP olayların olduğu andan itibaren en sert şekilde tepkisini göstermiş, yurt dışı çalışmalarının tamamını şartsız bir şekilde iptal etmiştir. Hollanda ile üst düzey ilişkilerin askıya alınmasının yanısıra, Almanya’nın İncirlik üssünden faydalanması bir an önce sonlandırılmasını, askerlerinin yurt dışına çıkarılmasını istiyoruz. Bizler ve bütün milletimiz bu tür yaptırımları beklemektedir.


Bu yaşananların 16 Nisan’a endekslenmesini anlamak güçtür. Her iki ülke hükümetleri de, yaratılan sıkıntı ile iç politikada vatandaşlarına mesaj göndermeye çalışmaktadır. Millet, konuşmaktan, hamasetten bıktı. Ne yapacaksanız şimdi yapın. Biz de size her türlü desteği verelim. 16 Nisan’ı beklemenin anlamı ne? İdam konusunda “George ne der, John ne der beni ilgilendirmez.” Diyenler Bakın Hollanda Almanya şunu diyor siz de 16 Nisanda bunlara karşı “Evet deyin” diyerek kendileriyle çelişmektedir.
 
 
Ülkemiz ilk kez referandum yaşamıyor. Daha öncede eski politikacılara siyaset yasağının kalması, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Anayasa değişiklikleri gibi nedenlerle Referandum yapıldı. 12 Eylül 2010 yılında yapılan son referandum ise ülkemizin kaderini değiştirdi.
 
Önce O dönemi birlikte hatırlayalım. İktidar, FETÖ ve Yetmez Ama Evetçiler Demokratik siyaset üzerindeki yargı vesayetini bitirmek için,12 Eylül’cüleri yargılama, cuntacılarla hesaplaşma yolunu açmak için, Millet iradesi üzerindeki ipotekleri kaldırmak için, Yüksek yargıdaki darbe düzenini yıkmak için EVET oyu istediler. Dönemin Başbakanı sayın Tayyip Erdoğan O gün de “Hayır diyenler darbecidir” dedi. ``Büyük, güçlü, itibarlı Türkiye için Evet diyoruz” dedi. Söylemlere bakarsanız aradan geçen 7 yılda bir şey değişmemiş. Benzer cümlelerle yeniden oy isteniyor.
 
Referandumda ‰ 57.8 EVET oyu çıktı. Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmada Fethullah Gülen’e de teşekkür ederek “Okyanus ötesinden bu sürece destek veren tüm kardeşlerimi kutluyorum” dedi.
 
 
“Bugün darbeci anlayış kaybetmiştir. Her vesayetçi anlayış kaybetmiştir. Türkiye’de artık vesayet rejimi tarihe karışacaktır. Türkiye’de artık çetelerden, terör örgütlerinden karanlık odaklardan medet umanlar hayal kırıklığı yaşayacaktır.” Dedi.
 
Bugün dediklerinden bir farlı var mı?
Referandumda AKP, FETÖ, Yetmez Ama Evet’çiler kazandı ancak Türkiye kaybetti, bizler kaybettik. Yaklaşık 50 yıldan beri ülkemizde yeşermeye çalışan FETÖ, bu referandumla iktidara ve yargıya ortak oldu. O gün yapılan seçim sonrası 22 üyeli HSYK’da iktidar 17 üyeyi aldı. Ardından Ergenekon, Balyoz, Oda TV, Kumpas, Devrimci Karargah davaları yaşandı.



Komutanlarımız, siyasetçilerimiz, rektörlerimiz, gazetecilerimiz, aydınlarımız hapse atıldı. Kozmik odalara girildi. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedildi, bütün tersanelerine girildi, orduları dağıtıldı ve memleketin her köşesi işgal edildi. O referandumda yargıyı siyasallaştırıyorsunuz, yapmayın diyenlere, Hayır diyenlere “vatan haini, terörist diyenler” ülkemizi FETÖ’ye teslim etti.
 
 
Yaşananlardan sonra Tayyip Bey’in değerlendirmesi “Burada bir yanlış yaptık. Yani ülkede başbakan denetlenecek, bakanlar denetlenecek, parlamento üyelerinin tamamı denetlenecek bu beyler denetlenmeyecek. Demek ki olmuyor bu iş. Bunların da denetlenmesi lazım”
 
12 Eylül Cuntacılarından hesap soruldu mu? Vesayetler kalktı mı?. Hayır. Asıl vesayet bu değişikliklerle başladı. Önümüzdeki referandumla bu vesayetler daha da katmerlenecek. Bu ülke bir tek kişinin vesayeti altına girecek. Hem Yargı, hem yasama hem de yürütme Tek Kişinin tekelinde olacak.


Anayasa Mahkemesi ve Hakimler Savcılar Kurulu büyük oranda tek kişi tarafından belirlenecek. İktidar kanadına sesleniyorum; Şimdi yine yanlış yapıyorsunuz. Bu sefer daha da tehlikeli bir iş yapıp, yargıyı bir tek kişinin emrine veriyorsunuz. Sizin hatalarınız, yanlışlarınız yüzünden ülkemizin çekmediği kalmadı.
Ey Halkım dikkatli ol.
Yuvarlak cümlelerle, vatan, millet, büyük Türkiye diyerek oy isteyenlere kanma. Bunu 12 Eylül referandumunda gördün. Önüne gelen değişiklikleri oku. ‘Bana bizimkiler yanlış yapıyor dedirtemezsin” ya da “karşıdakiler ne söylüyorsa yanlıştır” söylemlerine, ‘Hayır’cıları karalayanlara ‘Hayır’ı ucuz yoldan itibarsızlaştırmaya çalışanlara, “bak bunlar Evet diyor sen de bunlara uy” diyenlere itibar etme, Sakın ha “Hayır” diyenleri Terörist ilan edenlere itibar etme.


İlla terörist ve hain arayacaksan PKK’sı, FETÖ’sü, IŞİD’i ve bu örgütlere destek olanlar sana yeter. Eğer bütün bunları dikkate almıyorsan, Bahçeli ve APO ne demiş ona bak.


O gün “Recep Tayyip Erdoğan, ‘Tayyip tipi’ başkanlık hayalleri kurmaktadır. Bütün yetkilerin kendisinde toplandığı, yargının kendisine bağlandığı, yasama organı Meclis’in kendi kontrolüne sokulduğu, denge, denetim ve fren sistemi olmayan, tek adam diktatörlüğü, tahtsız ve taçsız sultanlık peşinde koşmaktadır” diyen sayın Bahçeli bugün EVET diyor.
“Tayyip Bey’in başkanlığını destekleriz” diyen APO Evet diyor