Gözden kaçırmayın

Kütahya ve Uşaktan bile gerideyiz Kütahya ve Uşaktan bile gerideyiz

Saygı sözcüğü  değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı, dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram” yada “başkalarını rahatsız etmekten çekinme anlamları taşımaktadır, tanımlardan birinde değer, üstünlük, kutsal gibi insanı yücelten kavramların yanında yaşlılıkta katılmış.


Yaş almak olarak algılayabileceğimiz yaşlanmak ile saygınlık kavramının birbirine paralel olarak arttığını anlamaktayız. Ancak yapılan araştırmalar ile ve herkesin kişisel gözlemine dayalı olarak toplumda yaşlılara saygının azaldığını hatta yerini şiddet ve suistimale bıraktığı da görülmektedir. Yaşlılara saygınlık kavramı değişen yüzyıl ile kendini başka kavramlara bırakmıştır.

Yaşlılara saygının tarihsel sürecine bakıldığında M.Ö. yıllara kadar gittiği görülmektedir. “Yaşlılar deneyimleri nedeni ile eski Yunanda her zaman saygı görmüştür. Ünlü tarihçi Homeros, eserlerinde özellikle yaşlıların yetenek ve deneyimlerinden gençlerin yararlanmaya hazır olduklarını ifade etmiştir.


Öte yandan Eflatun da (MÖ 427-347), “Politeia” isimli eserinde, yaşlılık döneminin bireysel yönüne vurgu yapmış ve bu dönemdeki yaşam biçiminin gençlik ve yetişkinlik döneminde biçimlenip belirlendiğini ileri sürmüştür.”


İnsanlığın dünya üzerinde mensup olduğu dinler yaşlılığa saygı gösterilmesi gerektiğini bildirse de dünya tarihinde bunun böyle olmadığına dair bulgular oldukça fazladır. Yaşlılıkla birlikte meydana gelen vücuttaki düşkünlük ve halsizlik hali, toplum tarafından da yük olarak görülmüş; ilkel toplumlardan bu zamana kadar ölüme gönderme ya da yaşlı için ölüm törenleri yapılmıştır.


Günümüzde de yaşlılara psikolojik ya da sosyolojik olarak artık kendisinin yük olduğunu belli edici davranışlar toplum tarafından aktarıldığı gözlemlenmektedir.


Yaşlı insanın toplumumuzdaki imajı bugün bile halen izolasyon ve yalnızlık, bağımlılık ve yardıma gereksinin duymak gibi olgularla karakterize olur. Bunun dışında zihinsel yeteneklerin gerilemesi neredeyse olağan kabul edilir. Bu imaj temelde olumsuz olup, yaşlıların tümünü yansıtmamaktadır.


Gençlerde yaşlı insan imajına karşı oldukça olumsuz tutum vardır. Ancak yaşın artmasıyla olumlu görüşlerin arttığı tespit edilmiştir. Yaşlı kişilerle yaşayanlarda bu imajın daha az olumsuz olduğu, sağlık durumunun bozulması ile birlikte de bunun arttığı tespit edilmiştir.


Arnould ve arkadaşları tarafından 1989 yılında yapılan bir ankette yaşlı insanların belirli özelliklere ne derece sahip oldukları sorulmuştur. 25–34 yaşındakilerin ‰34 ü yaşlıların anlamsız konuştuklarını, ‰44 ü ağır uyuşuk bulduklarını, ‰61 i dik kafalı olduklarını belirtmişlerdir.
 
 
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 15 Haziran tarihini uluslar arası mecmuada Yaşlılara şiddet ve suistimal farkındalık günü olarak; yaşlılara şiddetin farkındalığı amaçlı bir raporu kabul etmiştir.


 Bu gününde tüm dünyada kabul edilmesi dolayısıyla yaşlılıkta saygının yerini artık yukarıda anlattığımız davranışlara bıraktığı anlaşılmaktadır.

Ancak az örneklerine rastlanılan özellikle de dini bayramlarda meydanında yönlendirmesiyle yaşlılara saygının olduğunu gösteren içerikler insanların aklında gerçekten bunun böyle olduğu algısı yerleştirmektedir.

 “Günümüzün gelişmiş ülkelerinde yaşlılar geleneksel toplumlarda olduğu gibi saygı ve hürmetle tedavi edilmezler. Geçmiş kaynaklar daha çok yaşlılara saygıyı vurgulamaktadır. Oxford İngilizce Sözlükte yaşlı “derin saygı ve hürmet duygusu”nu ifade eden “dini huşu ve saygıyla kabul etmek” anlamına gelen Latince “veneror” kelimesinden türetilmiştir. Günümüzde yaşlı daha çok dini korku veya saygı nedeniyle kabul görmektedir.” (Kalınkara 2011)

Türk toplumu da artık geçmişi bir köşede bırakmalı ve değişen yüzyıl ile nasıl ayakta kalabileceğini öğrenerek  geçmişte yaşlılarımız baş tacıydı demeyi bir köşeye bırakmalı ve bu kavramın çok fazla bir anlam ifade etmediğini anlamalı; yaşlıların sorunlarına çözümler aramalıdır. Saygı soyut bir kavramdır ancak bu kavrama somut olarak artık dokunmak gerekmektedir.


Yetkililer vatandaşlarımız anasına, babasına, yaşlısına bakıyor diyerek yaşlılara sırtını çevirmemeli ve bu işi toplumun sırtına yüklemekten vazgeçmelidirler. Yaşlılarımız için en kısa sürede, toplumun yaşlılığına yön vermek ve sağlıklı yaşlanan bir toplum oluşturmak için yetiştirilmiş gerontologlara önem vermeli, zor şartlar altında çok değerli ve kutsal işler yapmaya çalışan bu meslek dalının işini kolaylaştırmalıdırlar.

Ülkemiz için en doğru ve sürdürülebilir sosyal bakım sigortası planlamalarında uzmanlara danışarak bu yolda gerontologlar ile aynı masaya oturmalıdırlar ve ülkemiz için acil ihtiyaçlar listesinde olan sosyal bakım sigortası programını oluşturmalıdırlar.


Yaşlılara saygı yılın belirli gün ve haftalarında kutlanarak; altı boş bir şekilde bırakılmamalı onlar için gerekli hizmetlerin yapılması amacıyla çalışılmalıdır.


Tüm bu duygu ve düşünceler ile 18-24 Mart Yaşlılara Saygı Haftasını kutluyor, tüm büyüklerimize sağlıklı, mutlu ve uzun ömürler diliyorum.