Gözden kaçırmayın
Fiyatlar Afyon Belediyesinden de ucuzMaliye Bakanlığı olarak ekonomiye katkı sağlayan sektör temsilerini yakından dinlemek ve birçok temaslarda bulunmak üzere Afyonkarahisar`a gelen Maliye Bakanı Naci Ağbal, programlarına Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odasına yaptığı ziyaretle başladı.
Vali Aziz Yıldırım, ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser ve diğer protokol üyeleri tarafından karşılanan Bakan Ağbal, ATSO Meclis Toplantı salonunda ilimizde ticaret ve sanayiyle ilgili sivil toplum örgütü temsilcileri ve iş adamları ile bir araya geldi.
Bakan Ağbal’ın ilimizdeki programlarına Valimiz Aziz Yıldırım’ın yanı sıra Milletvekilli Ali Özkaya, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, İGM Başkanı Salih Sel, Kamu Kurum ve Kuruluş Temsilcileri, ATSO Yönetim Kurulu Üyeleri ve iş adamları eşlik ettiler.
Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi odasındaki programlarının ardından Afyonkarahisar Ticaret Borsası’na geçen Maliye Bakanı Naci Ağbal, Ticaret Borsası önünde Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Mühsürler ve yönetim kurulu tarafından karşılandı. Mehmet Mühsürler’in makamına geçen Bakan Ağbal ziyaret sırasında bilgi alış verişinde bulunurken, ziyaret sırasında hazır bulunan Ticaret Borsası Yönetim Kurulu üyelerinin istek, talep ve önerilerini dinledi.
Burada hatıra fotoğrafı çektiren Bakan Ağbal’ın bir sonraki ziyaret noktası Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Yeşilay oldu.
Organize Sanayi Bölgesi İdari Binası önünde Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Yeşilay ve Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından karşılanan Bakan Ağbal, toplantı salonunda Organize Sanayi Bölgesi çalışma ve faaliyetleri hakkında bilgiler alarak Mermer Fabrika İşletmeleri, Makine İmalatçıları ve Tekstil Sektörü Temsilcileri ile istişare toplantısına katıldı.
Ziyaretleri sırasında sık sık Afyonkarahisar’da olmanın mutluluk verici olduğunu ifade eden Maliye Bakanı Naci Ağbal; “Afyonkarahisar programım sırasında tüm işadamlarımızla buluşmamızda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bir süredir Türkiye’nin çok farklı illerinde ticaret ve sanayi odaları öncülüğünde işadamlarımızla bir araya geldik.
Hem ekonomi konusunda istişare ediyoruz, hem de özellikle maliye politikasında son dönem gelişmeleri ve ileriye dönük hedefleri ve çalışmaları konuşuyoruz. İnşallah bugünde genel olarak ekonomi konularındaki bilgileri sizlerle paylaşacağız. Ardından son dönemde özellikle vergi alanında yaptığımız değişiklikleri ve ileriye dönük çalışmaları da sizlerle paylaşmak istiyorum.
Afyonkarahisar’ın son 14 yıldır hem ekonomik olarak, hem de sektörlerin gelişmesi çok çarpıcıdır. Büyüyen ve gelişen Türkiye ekonomisi içinde Afyonkarahisar fırsatları çok daha iyi kullanmış, çok bilinçli bir strateji yürütmüş, şehrin avantajlarını fırsata dönüştürmüştür. Bugün Afyon’a bakıldığında hem ekonomik büyüme olarak, hem de seçilmiş sektörlerde kaydettiği başarı olarak gerçekten takdirle karşılanan bir ildir.
Ben bütün iş adamlarımızı ve bu işe emek veren siyasetçilerimizi, yöneticilerimizi tebrik ediyorum. Bilinçli ve gayretli çalışmayla bir kent ekonomisi, bir il ekonomisi çok farklı yerlere taşınabiliyor. Yani klasik büyüme trendi iyi bir çalışma ile yeniden yapılandırılabiliyor. İnşallah bu başarı devam edecektir. Afyonkarahisar’ın takdir edilecek yönü sektörleri çok doğru, yerinde ve iyi seçmiş olması ve burada kentin bütün paydaşlarının birbirine kilitlenmesi ve bu başarıyı ortaklaşa sahiplenmesidir. Bundan sonra Afyonkarahisar çok daha iyi büyüyecek ve gelişecektir.
Afyonkarahisar’ın yanında son 14 yılda Türkiye ekonomisi de gelişip, büyüyor. Son 14 yılın ortalama büyüme oranı ‰5’in üzerindedir. Bu son derece yüksek bir orandır. Türkiye 90’lı yıllara göre kıyas edildiği zaman gerçekten yaklaşık olarak o dönemle de büyüme oranı ‰ 3 civarında idi. Yani büyümeyi ‰3,6’dan almışız, ‰5,7 gibi ortalama bir büyüme oranına Türkiye’yi taşımışız. Türkiye’de kişi başına düşen milli gelirin 3 katı artmasına vesile olduk.
Hem de bu dönemde gerek özel sektör ve gerekse kamu sektöründe önemli büyümeleri sağlayacak ciddi yatırımlara da imza attık. Artık Türkiye ekonomisi temelleri itibariyle sağlam bir noktadadır. Türkiye ekonomisinin temellerini oluşturan hem kamu sistemi, hem bankacılık sistemi, hem reel sektör dinamiklerine bakıldığında geleceğe dönük ve fırsatlar üretebilen, yatırımlar yapan bir yapıya sahiptir. Son yıllarda bu konularda bir yavaşlama olduysa da Türkiye’nin ileriye dönük bir fırsat penceresi barındırdığını hepimiz biliyoruz. İnşallah bunları hep beraber ileriye taşıyacağız. Ekonomide bu büyüme hikayesi devam etsin istiyoruz.
Ekonominin kalitesi daha da artsın istiyoruz. Bu büyümeyle birlikte hem eğitim alanında, hem temel alt yapı yatırımlarında, hem ARGE’de, hem de inovasyon da daha fazla geleceğe yatırım yapmak istiyoruz. Bunun gereği de her konuda istikrar sağlamaktır. Türkiye’nin geçmişine baktığımız da 94’de kriz, 96’da kriz, 98’de 3.bir kriz, 2000 ve akabinde 2001 de krizler yaşadık. Bu krizlerin altında istikrarsızlık yatmaktadır. Bizler reformları en zorlu dönemlerde yaptık.
İşlerin çok daha iyi gitmesi istikrarın sağlanmasıyla mümkün olur. Hatta 2001 krizi Türkiye’de birçok reformun yapılmasına öncülük etti. Ama bu ülkede reformlar yapılması için illa ekonomik krizi oluşturacak sebeplerin olması gerekmiyor. Onun için ekonomiye sadece krizler değil istikrar çok ciddi katkılar sağlamaktadır. Bir ülkede büyümeye bakıldığı zaman özel sektör yatımları ön sıralarda yer almaktadır. Hemen akabinde o ülkeye giren sermaye miktarıdır. 90’lı yıllar boyunca ortalama yabancı yatırım miktarı sadece 1 Milyar Dolardı.
Bugün bu yatırımlar tek bir sektörde yapılan yatırıma eş değer. Şimdi ise yabancı sermaye tutarı 13 -14 Milyar dolarlara ulaştı. Yani 13, 14 kat artmış, çünkü istikrar var. Türkiye’nin dışa açılan bir politikası var. Türkiye’nin bu bölgede çekim merkezi olma özelliği var. Dolayısıyla biz işimizi iyi ve sağlam yaparsak her bakımdan ülkenin önü açılacak. Gelin son 14 yıldır mevcut olan büyümeyi çok daha ileriye taşıyalım. Ekonomimiz ‰ 5,7 büyüdü ise gelecek 14 yılda da ‰7,8 büyüsün. Global rekabetin olduğu dünya ortamında reformlara devam etmek lazım.
Türkiye’nin çok doğru işler yapması lazım. Güçlü bir yapı lazımdır. Reformların devam etmesi lazım. Yani reformların bir kere yapılıp bitirilmesi değil, kalıcı reformlar ortaya koymak lazım. Türkiye 21. Yüzyıla girerken atılan adımlar doğru adımlardır. Bundan sonrada hep birlikte doğru adımlar atmalıyız. Birçok sektörle yabancı yatırımcılarla ve bankacılık sektörcüleriyle bir arada istişareler yapıyoruz. Türkiye üzerinde analiz yapanlarla konuşuyoruz. Türkiye’nin geleceği çok parlaktır.
Türkiye merkez olabilecek konumdadır. Türkiye’nin genç dinamik yapısı ve girişimci sermaye yapısı bizlere çok şey kazandırıyor. Onun için önümüzdeki seçim çok önemlidir. Bundan sonraki gücün ve istikrarın korunmasında önemli kararlar alacağız. ”dedi.
Ziyaretler Bakan Ağbal’ın toplantıya katılan katılımcıları teker teker dinlemesi ve karşılıklı bilgi alış verişinde bulunulması ile devam ederken, Maliye Bakanı Naci Ağbal Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası ve Organize Sanayi Bölgesi ziyaretlerinin ardından Oruçoğlu Termal Otelde gerçekleştirilen il ve ilçe sektör temsilcileri ile bir araya geldi.
Yoğun katılımın olduğu toplantıda söz alan Valimiz Aziz Yıldırım; “Sayın Bakanım ve değerli konular, zaferin, termali, lezzetin ve mermerin başkentine hoş geldiniz. Afyonkarahisar bu saydığım dört sektör üzerinden Türkiye Cumhuriyetimize katma değer üretmektedir.
Bu katma değer 1,2 Milyar Dolar bütçe geliri ile kendisini ifade ediyor. Bizim bütçe giderlerimiz ise 1,7 Milyar Dolar olarak gerçekleşmiştir. Zaferin başkenti derken hakikaten Cumhuriyetin kazanıldığı topraklarda Büyük Taarruz ve akabinde gelen zaferle 1922 yılında buradan başlandı. Lezzetin başkenti diyorum. Afyonkarahisar’ın mutfağı oldukça zengindir. Afyonkarahisar’da yetiştirilen ürünler cennet vatanımızın her tarafında satışa sunuluyor ve tabii ki de yurt dışına ihraç ediliyor. Küçük bir örnek vermek gerekirse özellikle Çay ve Sultandağı ilçelerimiz civarında yetiştirilmekte olan kiraz ve vişnenin miktarı oldukça fazladır.
46 bin ton kiraz üretiyoruz ve 47 bin ton vişne üretiyoruz. Bunların neredeyse tamamı ihraç edilmektedir. Arkasından termalin başkenti dedik. Termali turizmle birleştirmek lazım. Türkiye’de termal yatak kapasitesi konusunda 6 bin yatakla şuan da birinci durumdayız. Bu mevcut durumu daha da geliştirebilmek içinde turizm bölgesi ilan edilmiş alanlarda yeni yatırımlar için bütün girişim ve sermayecilerimize elimizden gelen kolaylığı hep birlikte göstermekteyiz.
Termal su sadece termal tesislerde değerlendirilmiyor. Aynı zaman da elektrik enerjisi olarak vatandaşımızın hizmetine sunulmaktadır. 25 bin konuta eş değer bir alan yine termal su ile ısıtılmaktadır. Üniversitemizin yaklaşık 300 bin metrekarelik kapalı alanı termal su ile ısıtılmaktadır. 220 bin metrekarelik alanı bulan seralarımız ki bunların pek çoğu topraksız üretim yapmakta gelişmiş ve teknolojik seralar bunlarda aynı şekilde termal su ile ısıtılmaktadır.
Afyonkarahisar denilince akla gelen en önemli ham maddemiz olan mermerimiz işlenerek piyasaya sürülmektedir. Türkiye’de hakikaten önemli bir yere sahiptir. Aynı zamanda Afyonkarahisar ihracatında da ‰57’lik bir rakamla da başroldedir. Bu anlamda bütün üreticilerimize, sanayicilerimize, sermayedarlarımıza, turizmcilerimize ve tüm iş adamlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Sayın Bakanımızı Afyonkarahisar’da ağırlamak bizleri çok memnun etti. İnşallah en kısa zamanda kendilerini tekrar ilimize beklediğimizi belirtirken, kendilerinin bir sonraki ilimize gelişlerinde müjdelerle ve katkılarla geleceğine inanıyorum.” dedi.
Program sırasında ilimiz ve ülke gündemi hakkında değerlendirmede bulunan Bakan Ağbal ise Maliye Bakanlığı olarak ekonomi konusunda yapılan çalışmalar hakkında bilgiler aktardı.
Konuşmasına referandum öncesi ve sonrası yaşanan ve yaşanabilecek ortamlar hakkında açıklamada bulunan Bakan Ağbal, Türkiye’nin birlik ve beraberlik ortamında çok iyi bir şekilde yol aldığını, bu başarının daha çok ileriye taşınmasında birlik ve beraberlik ortamının arttırılmasının gerektiğini belirtti. 16 Nisandan sonra eğer istikrar ortamı devam ederse, 14 yıllık büyüme hikayesinin devam ettirileceğini vurgulayan Bakan Ağbal; “2008’de Sosyal güvenlik reformu yapılmıştır.
Son derece önemli bir reformdur. Bunun yanında kamu alanında reformlar yaptık, bankacılık reformları yaptık, iş gücü reformları yaptık ve daha önce hiç konuşulamayan alanlarda reformlar yaptık. Bunu yapmamıza imkan sağlayan etken istikrardır. Birlik olmamız ve güçlü olmamızdır. Yine önümüzdeki günlerde çok önemli bir reform dönemine gireceğiz. 16 Nisan’da halkımız en doğru kararı verecektir.
İnşallah 14 yıllık büyüme hikayemizi yine hep birlikte en iyi şekilde devam ettireceğiz. 16 Nisan küçük bir adım olarak görülebilir ama insanlık için büyük bir adımdır. 16 Nisan’ı gözümüzde büyütelim. Bu adım büyük bir adımdır. Bu adımı hep birlikte atacak olursak, Türkiye bundan sonraki dönemlerde de çok daha ileriye gidecektir. Referandum ortamı inşallah kardeşlik, birlik ve beraberlik ortamında geçer. Tabi bu süreçten sonra ilk gündemi işgal edecek olan konu ekonomidir.
Olması gerekende budur. Ben sizlerin arasında olmaktan çok memnunum. Bazı durumlar Ankara’dan bakıldığı gibi değildir. Sahaya inmek ve sektörlerin temellerini oluşturan herkesle görüşmek, istek ve talepleri yerinde dinlemek çok daha önemli ve gerçekçi katkılar sağlar. Bu nedenle sizlerin aranızdayım. Neyi takdir ediyorsanız ve neyi eleştiriyorsanız bana söyleyin.
Bizlerde elimizden gelen gayretin en iyisini göstererek, sizlere öncü olmaya, destek ve katkılar sağlamaya çalışacağız.” dedi.
Maliye Bakanı Naci Ağbal konuşmasının ardından ilimizdeki programını tamamlamış oldu.
Yorumlar
Yorum Yap