Gözden kaçırmayın
Ulusal su kurulu üçüncü toplantısını yaptıAfyonkarahisar İHH Vakfı bir basın açıklaması yaptı.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi,
Sakarya`da 6 Temmuz 2017 tarihinde 9 aylık hamile Suriyeli kadının tecavüze uğrayıp, 10 aylık bebeğiyle birlikte katledilmesi, son günlerde mültecilere yönelik gerçekleştirilen sosyal operasyonun neticesi olmuştur.
Başta medya olmak üzere bazı kesimlerin özellikle benimsediği nefret dili, bir kaç menfur hadisenin kışkırtılarak yayılması ile sanatçı ve siyasetçilerin de bu lince destek vermesi, bugün gelinen noktanın müsebbibidir. Bu utanç verici hadisenin son günlerde özellikle pompalanan Suriyeli düşmanlığının son aşaması olduğunu kaygıyla gözlemlemekteyiz.
Suriyeliler aleyhine işlenen nefret suçlarının Türk toplumunun merhamet ve vicdani anlayışı ile bağdaşmadığı, bu propagandaların şiddete varan daha büyük sorunlara yol açacağı uyarılarını defalarca dile getirmiştik.
Sakarya`da yaşanan böylesine canice gerçekleşmiş bir olayda Suriye halkına yönelik nefret söylemlerinin payı büyüktür. Bu haberin bazı basın mensuplarınca aktarılması esnasında benimsenen haber dili ve üslubu da bunun en somut delili olmakla birlikte sorunun önem ve büyüklüğünü daha net şekilde ortaya koymaktadır. Bu söylemler kamuoyunda Suriyeli mültecilerin sahipsiz görülmesine ve rahatlıkla mağdur edilmesine kapı açmaktadır.
Sosyal medyada #SuriyelilerEvineDönsün etiketiyle başlatılan gülünç kampanya bunun en acı örneklerindendir. Bu söylemlerin akabinde Suriyelilerin Türkiye?de suç oranını artırdığına ilişkin gerçeği yansıtmayan bir takım bilgilerin de yaygınlaştırılmaya çalışıldığını görmekteyiz.
Sivil Toplum Kuruluşları olarak Suriyelilere karşı yürütülen linç kampanyasında payı olan herkesin gerekli cezayı alması için hukuki süreç başlatılması gerektiğini ifade ediyoruz.
Mültecilere karşı yapılan provokasyonlar karşısında toplumun her kesimince hak, adalet ve vicdan süzgecinden geçirilmiş bir tutum izlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Adeta ikinci bir darbe kalkışması niteliğinde olan bu provokasyon ve saldırıları lanetliyoruz.
Bu saldırının mağdurlarının yanında yer alarak faillerinin cezalandırılması sürecini takip etmekteyiz. Ancak Sivil Toplum Kuruluşları olarak asıl olarak bu gibi olayların asıl sebebi olan provokasyonları yürüten kişi ve kurumların da hukuki ve toplumsal yaptırımlarla karşılaşması gerektiğini vurgulayarak, mültecilere karşı gerçekleştirilen her türlü nefret suçuna karşı mücadele edeceğimizi, kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
Yorumlar
Yorum Yap