Gözden kaçırmayın

Köylülerin su  kavgasına Valilik son noktayı koyduKöylülerin su kavgasına Valilik son noktayı koydu

Devamında da Türk-İş?e bağlı Şeker-İş Sendikası?nın Afyonkarahisar Şube Başkanı Murat Karamoçu?yu ve şeker fabrikası işçileri  ziyaret edildi , toplantı yapıldı.
 
Bu ziyaretlerden sonra büyük bir heyte halinde Afyon Şeker Fabrikası önünde toplanıldı ve  Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tacettin Çetinkaya basın toplantısı düzenledi.
 
TACETTİN ÇETİNKAYA SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI BASIN AÇIKLAMASI
 
Mevcut iktidar Türkiye`ye yayılmış 14 şeker fabrikasının satış yoluyla özelleştirileceğini 21 Şubat 2018 tarihli Resmi Gazete`de ilan etti. Afyon, Alpullu, Bor, Burdur, Çorum, Elbistan, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat ve Muş`taki fabrikalar satışa çıkarıldı; ihale süreci başladı.
 
Ülkemizin geleceği için talihsiz, yanlış bir kararla karşı karşıyayız. Şeker fabrikalarımızın haraç mezat satışa çıkarılması yıllardır tarım ve hayvancılıkta uygulanan yanlış politikaların bir devamı ve sonucudur.
 
 
İnsanları yaşadıkları topraklara bağlayan şey o topraklarda yaşadıkları acı-tatlı hatıraları kadar alın teri ile çalışıp, muhannete muhtaç olmadan kendilerinin ve ailelerinin geçimlerini sağlamalarıdır. Iktidarın yıllardır takip ettiği politikalar toprağın insansızlaştırılması, insanların da topraksızlaştırılması yönündedir. Topraktan koparılan insanlar maalesef ya aç kalacaklar ya da küresel sermayenin emrinde ucuz iş gücüne dönüşecekler.
 
 
14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi bu fabrikaların üretim kapasitesini artırmak için değil; bu fabrikalarda bir ton şeker pancarından elde edilen kristal şeker miktarını artırmak için değil; fabrikalarda çalışan işçilerin durumunu iyileştirmek için değil; taşeron işçileri kadroya almak için değil; Türkiye`nin şeker pancarı üretimini artırmak için hiç değil.
 
 
Son 10 yılda şeker fabrikaları kasıtlı olarak bakımsız bırakıldı, modernize edilmedi. Şimdi satışa çıkarırken fabrikaların kristal şeker üretimine devam edeceğini söylüyorlar. Fabrika çalışanlarına yeni yatırımcılarla birlikte çalışma ya da özelleştirme kapsamında olmayan fabrikalarda çalışma imkanı verileceğini iddia ediyorlar. Fabrikaların satışını, beş yıl üretim yapacaklar diyerek savunmaya çalışıyorlar. Tarımda şimdiye kadar yaptıkları ise ortada... Şeker pancarı üretimi açısından verimli topraklara sahip olan ülkemizde, şeker fabrikaları haraç mezat satılarak kapılarına kilit vurulmak, pancar üretimi sonlandırılarak tarım toprağı da ekilmez, biçilmez hale getirilmek isteniyor. İnsan sağlığı için büyük tehdit oluşturan fruktozlu mısır şurubunun ve nişasta bazlı şekerin ithalat ve tüketimi artırılarak, pazar birkaç yıl içinde küresel sermayeye teslim edilmek isteniyor.
 
 
Dün tütünü bitirenler, bugün şeker pancarını bitirmenin peşinde. Tütün üretiminden 300 bin aile ekmek yiyordu. TEKEL özelleştirildi, tütün üreticisi bitirildi. 120 bin şeker pancarı üreticisini de aynı akıbet bekliyor. Amaçlarına ulaşırlarsa, hem çalışanlar hem şeker pancarı üreticisi mağdur olacak. 14 fabrikanın bulunduğu şehirlerde binlerce aile göç ile karşı karşıya kalacak ve çalışanların kurulu düzenleri bozulacaktır.
 
Onbinlerce aile bu özelleştirmenin doğrudan hedefindedir. Nakliyecisi, çapacısı, mevsimlik işçisi, küspecisi, gübrecisi, hayvan üreticisi, fabrika çalışanı, esnafı, doğrudan ve dolaylı olarak tüm bu insanlarımız özelleştirme teşebbüsünün hedefindedir. Türkiye`de ise 10 milyon insanımız bu şeker fabrikalarının özelleştirilmesinden etkilenecektir.
 
 
Bizler diyoruz ki, pancar tarımı toprağın fiziki yapısını iyileştirir, topraktaki biyolojik döngüyü artırır. Kendinden sonra ekilecek ürünlerde verimi artırır. Pancar üretimi istihdama ve tarım makinelerinin kullanımına destek olduğu gibi gübre ve ilaç sanayi için de vazgeçilmezdir.
 
 
Hiç kimse kendini sahipsiz, yalnız, garip görmesin. Bizler insanlarımızın, bu fabrikalarda çalışanların, çiftçilerimizin, üreticilerimizin, esnafımızın, birlik, oda ve kooperatiflerimizin yanındayız.
 
 
Şeker fabrikalarımızın haraç mezat özelleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Şeker fabrikalarımızın yarısı devlette kalmak üzere, diğer yarısının, başta fabrika çalışanları olmak üzere yöre halkına devredilmesinin en doğru adım olacağını düşünüyoruz. Yönetiminin ise ziraat odaları, tarım kooperatifleri, ticaret ve sanayi odaları işbirliği ile verimli şekilde gerçekleştirileceğine inanıyoruz. Onun için tüm halkımızı ve tüm ilgilileri Şeker Fabrikalarının geleceğine sahip çıkmaya ve bunun için meşru platformlarda buluşmaya çağırıyoruz.