Gözden kaçırmayın

Demirkırkan En düşük emekli maaşı asgari ücrete denk olmalıDemirkırkan En düşük emekli maaşı asgari ücrete denk olmalı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlık Divanı Katip Üyesi Av. Burcu Köksal, Plan ve Bütçe Komisyonu`nda Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk`a eğitim sisteminde yaşanan sorunları dile getirdi.
 
ENSAR VAKFI İLE İŞBİRLİĞİ YAPMAKTAKİ ISRAR NEDEN?
 
Bakan Selçuk`a merdiven altı eğitim kurumlarının neden kapatılmadığını soran Milletvekili Köksal, "Sayın Bakan, "5 yaş erken çocukluk eğitimi zorunlu eğitim kapsamına alınacak." diyorsunuz, 2023 Eğitim Vizyonu`nuzda bu var fakat hangi tarihte başlayacağını belirtmiyorsunuz. Şimdi, iktidar kanadı "Çocuklarınızı merdiven altı eğitim kurumlarına teslim etmeyin." diyor, şaka gibi.
 
Ben de şunu soruyorum: Yetki sizde, neden bu merdiven altı kurumlarını kapatmıyorsunuz, bunlara neden müdahale etmiyorsunuz? Kameralara ayrı konuşup uygulamada neden ayrı davranılıyor? Ensar Vakfı`na bağlı bir okulda yaşanan, bir evde yaşanan bir istismar olayıyla hepimiz günlerce üzüldük ancak görüyorum ki adı istismar olayına karışan bu vakıfla Bakanlık hâlâ içli dışlı. En son geçtiğimiz Ekim ayında Türkiye Değerler Eğitimi Ödül Töreni`nde bu vakıfla yan yanaydı Bakanlık ve yarışma ve ödül projesiyle okullarda tanıtım, afiş ve broşürlere hâlâ Ensar Vakfı sokuluyor.
 
Eğitim-Sen`in müracaatı vardı Ensar Vakfı`yla ilgili imzalanan bir projenin iptaliyle ilgili, bu Danıştay kararına rağmen hâlâ Ensar Vakfı`yla yan yana olmakta, iş birliği yapmaktaki ısrar neden?" dedi.
 
TÜRKİYE OKULU TERK ETMEDE AVRUPA BİRİNCİSİ
 
Türkiye`nin okulu terk etmede Avrupa 1`incisi olduğunun önemle altını çizen Köksal, "Yine, Avrupa Birliğine bağlı bir araştırma şirketi olan Eurostat`ın yaptığı araştırmaya göre Türkiye okulu terk etmede Avrupa 1`incisi oldu. 18-24 yaş aralığındaki her 10 kişiden 4`ü ortaöğretimi tamamlamadan okulu terk ediyor. Bunun nedeni ekonomik kriz olmakla beraber Anadolu lisesini kazanamayan çocukların istemedikleri hâlde imam-hatip veya meslek liselerine yönlendirilmesi olarak değerlendiriliyor uzmanlar tarafından.
 
Çocuk istemediği bir okula gitmeyi reddediyor ve gitmiyor. Aynı zamanda Türkiye liseler arası devamsızlıkta 53 ülke arasında 6`ıncı ülke oldu. En fazla devamsızlık yapılan ki, Bakanlığınızın yapmış olduğu değerlendirme raporu verilerine göre konuşuyorum okul türü yüzde 39,81`le meslek liseleri olurken bunu yüzde 30,96`yla imam-hatip liseleri takip ediyor. Bu konuda Bakanlık olarak ne yapacaksınız? Bu çocukların okula devamı için bundan sonra nasıl bir sistem öngörüyorsunuz? Çözüm önerileriniz nelerdir? ifadelerini kullandı.
 
NİTELİKLİ-NİTELİKSİZ OKULLAR HANGİ KRİTERLERE GÖRE BELİRLENDİ?
 
Sınav merkezli eğitim sisteminin değiştirilmesi anlamında hiç bir somut adım atılmadığını kaydeden Köksal, "Yine, sınavla öğrenci alan okul sayısının azaltılmasını hedefliyorsunuz eğitim vizyonunuzda ancak sınav merkezli eğitim sistemini değiştirmek anlamında hiçbir somut öneri getirilmediğini görüyorum. Sınav merkezli eğitim devam edecek mi? TEOG`du, LYS`ydi, LGS`ydi derken çocuklarımız yıllardır mağdur oluyor, istedikleri okula yerleşemiyor. "Bu yıl sekizinci sınıfta okuyan çocuklardan başarılı olanlar istedikleri okullara yerleşecek." dediniz ancak yüzde 5`lik dilimde yer alıp 90 ve üzeri not ortalaması olan çocukların istedikleri okullara yerleşemediğine bizzat şahit oldum.
 
Bu çocuklar imam-hatiplere, meslek liselerine veya açık liseye yönlendirildi maalesef. Bizzat kendi ilimde yüzlerce çocuk bu şekilde istemediği okula gitmek zorunda kaldı. Bu sene bunu önleyecek bir sisteminiz var mı? Bunu sadece bir vekil olarak sormuyorum, sekizinci sınıfta iyi bir liseye yerleşmek için çabalayan ama sürekli değişen sınav sistemi yüzünden gelecek kaygısı taşıyan 13 yaşındaki bir çocuğun annesi olarak soruyorum size. Okulları nitelikli-niteliksiz diye ayırdınız. Hangi kriterleri esas aldınız? Örneğin benim ilimde son derece başarılı olan liseleri, başarı ortalaması yüksek olan liseleri niteliksiz sınıfına ittiniz. Bunun kriterleri nelerdir?" şeklinde konuştu.
 
EĞİTİM DE, LİYAKATE ÖNEM VERİLMİYOR
 
Eğitimde liyakate önem verilmediğini ifade eden Köksal, ?Yine, vizyon belgesinde eğitim yöneticiliğine ilişkin liyakat vurgusu yaptınız. Bu da bana şunu gösteriyor, on altı yıldır AKP iktidarının liyakate önem vermediğini gösteriyor, liyakatin olmadığının itirafıdır bana göre. Gerçekten eğitim yöneticiliğinde idari kadrolara, örneğin bir okul müdürü atamasında objektif ve bilimsel kriterlere uyacak mısınız?
 
Süre çok az olduğu için, aslında çok soru var ama çok önemli bir şey var, çok da üzüldüğüm bir şey bir öğretmen çocuğu olarak: Niçin öğretmenleri sözleşmeli ve ücretli olarak ayrıma tabi tutuyorsunuz? 4+2 modelini 3+1`e indirdiniz ama sözleşmeli öğretmenlerin aile bütünlüğü dağılıyor. Buna ilişkin ne yapmayı düşünüyorsunuz? Ve imam-hatipler ile üniversiteler arası iş birliği mekanizmaları kurulacağını açıkladınız. Bu uygulama niçin imam-hatiplerle sınırlandırılıyor? Diğer okullar niye bu uygulamanın dışında tutuluyor?" dedi.