Gözden kaçırmayın
Biriken su yeni bir depremin habercisi mi ?Hukuk Fakültesi Konferans Salonunda yapılan söyleşiye Hukuk Fakültesinin Dekanlığını vekaleten yürüten AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Dekan Yardımcıları Dr. Öğr. Üyesi̇ Mehmet Hatipoğlu, Dr. Öğr. Üyesi̇ Hakan Kaşka, Hukuk Fakültesi emekli Dekanı Prof. Dr. Hasan Hüseyin Bayraklı ile birlikte akademik personel ve öğrenciler katıldı.
Programın sunumunu yapan AKÜ Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi̇ Mehmet Hatipoğlu, Hukuk Fakültesi olarak 15 günde bir böyle söyleşi yaptıklarını söyleyerek, söyleşiye katılan Afyonkarahisar Valisi Gökmen Çiçek'e teşekkürlerini iletti.
“Valimiz, öğrencilerimizi kırmıyor”
Açış konuşmasını gerçekleştiren AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş ise Vali Çiçek’in öğrencileri kırmayarak söyleşiye katıldığını, Çiçek’in AKÜ’de her hafta bir programda bulunduğunu söyledi. Karakaş, “Sayın Valimiz daha önce İçişleri Bakanlığında Personel Genel Müdürlüğü görevinde bulundu. Afyonkarahisar Valiliği, ilk valiliği ama daha önce kaymakamlıkları var. Sayın Valim, bana göre genç ama ciddi bir tecrübesi var. Aklınıza gelen her türlü soruyu sorabilirsiniz. Sayın Valim, açık yüreklilikle sizlere cevap verecektir” dedi.
Çocukluk Hikayem Milli Hassasiyetimi Artırdı
Afyonkarahisar Valisi Gökmen Çiçek ise söyleşide deneyimlerini paylaşarak, öğrencilere meslek hakkında bilgi verdi. Kafkas göçmeni bir ailenin çocuğu olduğunu ifade eden Çiçek, Kafkas kökenli olduğunu belirterek aile geçmişi ile ilgili şu bilgileri paylaştı: “Kafkas göçmeni bir ailenin çocuğuyum. 1940 yılında ailem Ahıska’dan gelmiş, annem Gürcistan’dan gelmiş. Aile olarak belli bir yurdu terk etmiş olmanın sancısını, acısını içinde yaşayan bir dedenin torunu, bir ailenin evladıydım. Evimizde sürekli vatan ile ilgili acı türküler, şiirler ve söyleşiler olurdu.
Ben, Ahıska’daki terk ettiğimiz köyün hikayeleri ile büyüdüm. O yüzden devlette çalışmak benim için başka bir şeydi. Ailem 1940 yılında Türkiye’ye geliyor. Akrabalarımızın bir kısmı orada kalıyor. Bir kısmı öldürülüyor. 1944 yılında Stalin’in meşhur sürgününde Kırgızistan içlerine gönderiliyorlar. Türkiye’ye geldikten sonra devlet kucak açıyor. Önce Muş’a yerleştiriliyoruz. 10 yıl Muş’ta, 65 yıldır da Kocaeli’nde yaşıyoruz. Aynı şekilde annemin babası da Gürcistan’dan Türkiye’ye geliyor. Bu hikaye hepimizinkine benziyor. Bu hikaye biraz daha milli duygular noktasında beni küçüklüğümden beri çok hassas olmama; bu millete ve devlete hizmet etme aşkı ile yoğrulmama yol açtı.”
Mesleğim Çocukluk Hayalimdi
Mikro hayallerinin olmadığını hep makro hayallerinin olduğunu dile getiren Vali Çiçek: “21 yüzyıl Türklerin yüzyılı olacak. Belki hala da içim sızlar. Geçen sene Manastıra gittim 80 yıl önce olsa belki de Manastıra vali gelecektik. Belki de Selanik’e Atatürk’ün memleketine vali olacaktık veya Musul Kerkük’e vali olacaktık. Belki de hukuk fakültesinden mezun olan arkadaşlarımız buralara savcı, hakim olarak atanacaktı diye hayallerle büyüdük. Çünkü vatan kaybetmiş olmanın sıkıntısı var. Belki bir daha o bölgelere gideriz diye düşündüm.
Dinlediğimiz ozan türküleri, gelenekler bizi hep mesleğe doğru itti. Mesleğe girdiğimde de mülakat oluyoruz. Niçin kaymakam olmak istiyorsun diye soruyorlar. Klasik bir soru. Çocukluğumdan beri bunu hayal ediyordum. Mülakat heyetinin en kızdığı şey. Ben de ilk mülakat yaptığımda gıcık oluyordum bu cevaba. Ama doğrusu bu; çocukluğumdan beri kaymakam olmak istiyordum. Bunu söylediğim andan itibaren hikaye gibi geliyor. Kaymakam olduktan sonra sürekli duyduğum ve çok etkilendiğim bir cümle vardı. Bin yıllık devlet geleneği olan devletiz cümlesini siz de sürekli duyuyorsunuz. Ben bunun tam olarak ne anlama geldiğini kendi adıma anlamazdım. 24 yaşında Trabzon Düzköy ilçesine kaymakam olarak atandığım gün yaşadıklarımla bunun ne anlama geldiğini kendi içimde içselleştirdim” diye konuştu.
Allah Razı Olsun Cümlesi Tüm Parasal Değerlerin Üstündedir
Makro hayalleri olan öğrencilere kaymakamlık mesleğini seçmeleri gerektiğini söyleyen Vali Çiçek, “24 yaşında babalarımızın araba vermediği babalarımızın il dışına tek başına göndermeye cesaret edemediği yaşta devlet size bir ilçeyi teslim ediyor. İlçenin namusunu ve ırzını size emanet ediyor. Makam arabasından, lojmanlarından bütün ilçelerdeki araçları size veriyor. Böyle meslek 23-24 yaşlarında başka yerde yok ama makro hayalleriniz varsa.
Eğer ben gençliğimi küçük yerlerde tiyatro ve sinema olmadan geçiremem diyorsanız mülki idare mesleğini düşünmeyin. Çünkü ben 24 yaşında 2 bin nüfuslu küçük bir ilçeye atandım. Gerçekten bir acıyı, bir sancıyı, bir sızıyı söndürebileceğimizi düşünüyorsanız mülki idare amirliğini seçin. Ben ‘Allah razı olsun’ cümlesinin bütün parasal değerlerin üstünde olduğuna inandığım için kaymakamlık mesleğini seçtim. Ancak ben büyük şehirde rahat, mutlu bir hayat yaşamak istiyorum; adaleti orada sağlamak istiyorum ve şehir içinde adaletle mücadele etmek istiyorum diyorsanız, bu da çok güzel bir tercih” ifadelerini kullandı.
Mülki İdare Amirliğinde Hukukçular Daha Fazla Olmalı
Hukuk fakültesi mezunlarının mülki idari amirliği görevlerinde daha fazla olması gerektiğini ifade eden Vali Çiçek, “Çünkü neticede işin çok büyük bir kısmı idare hukuku ile ilgili. Verdiğimiz kararlar idare hukuku denetimine tabi. Hukuk Fakültesi mezunlarının çok yönlü düşünmeleri bizi her zaman cezbederdi. Bahsettiğim ideallerde çalışmak isteyen arkadaşlar kaymakamlık mesleğini tercih etsinler. Savcı, hakimlik, avukatlık meslekleri gerçekten kutsal. Son 10 yıl ise hukukçuların yılı. Parlamentonun beşte biri herhalde hukukçu. Birçok idarede hukuk mezunu dolu. Dolayısıyla hukuk fakültesi mezunlarının önemli derecede popüler olduğu bir dönemdeyiz. Hukukçu olmanın ayrıcalıklı olduğu; 89 hukuk fakültesi içerisinde de mücadelenin gittikçe zorlaştığı bir zamandayız. Okumanın, sürekli kendini geliştirmenin gerektiği bir dönemde yaşıyoruz” dedi.
Erenlerde 24 saat güvenliği oluşturmaya çalıştık
Afyonkarahisar’da Vali olduktan sonra öğrencilerin huzurlu bir şekilde okul hayatına devam etmesi için Erenler’de yapılan çalışmalardan bahseden Çiçek, şöyle devam etti: “Afyonkarahisar’a geldiğim 1,5 yıl içerisinde hiç durmadan çalışmaya çalışıyorum. Üniversite ilgili Rektörümüzle görüştüğümüzde bana ‘Sayın Valim, Erenler’de kız öğrencilerimizin akşamları huzur içerisinde yürüyebileceği alan haline getiremez misiniz’ talebini iletti.
Yine birçok öğrencimizin sosyal medyadan mesajları ve talepleri oldu. Erenler’de yaşadığınız yeri karakol, kamera sistemleri, yunus polisleri yani 24 saat güvenliği oluşturmaya çalıştık. Hepsi bizim işimiz. Bir öğrencimizin gezerken yaşadığı en ufak tereddüt bile bizi perişan eder. Çünkü devlet beni burada herkesin huzur ve güven içerisinde yaşamasının kefili sensin diye buraya yollamış.”
Mülakatlarda Özgüvenli Olalım
Kamu kurum ve kuruluşlarında yapılan mülakatlarda öğrencilere dikkat etmesi gereken hususları anlatan Çiçek, “Mülakat heyetlerinde bulundum. Mülki idare amirlerini alırken iki sene mülakat komisyon başkanlığı yaptım, daha önce de üyeliklerinde bulundum. Genel olarak mülakat heyetlerinin hepsinin aynı hususa baktığı düşüncesine katılmıyorum. Bazen çok özgüvenli davranıyorsunuz, karşı tarafa ukala gibi geliyor.
Çok fazla konuşuyorsunuz, konuşmanızın içinde hata oluyor. Ama bildiğim bir tek şey var; bütün mülakat heyetlerinin yüzde 90’ı özgüvenli insanları çok seviyorlar. Ben özgüvenli olmayan hiç kimseyi almam. Özgüven ukala olmak değildir. Konuşurken cesaretsiz, söylesem mi, söylemesem mi diye konuşan bir kişiyi hiç kimse istemez. Özgüvenli olalım” ifadelerini kullandı.
Söyleşi, soru cevabın ardından toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Yorumlar
Yorum Yap