Gözden kaçırmayın

Toplantı Afyonkarahisar'da yapılacakToplantı Afyonkarahisar'da yapılacak

Başkan Mısırlıoğlu basın toplantısına hafta sonu Sarıyer deplasmanında 2-1 galip gelerek ligde yükselişini sürdüren AFJET Afyonspor’u kutlayarak başladı.

Konuşmasının büyük bölümünü ekonomiye ayıran Başkan Mısırlıoğlu “NAS ile başlayan faiz serüveni hamdolsun üstü kapalı ve ucu açık bir şekilde hayatımızın bir gerçeği olmuştur. Bu güne kadar insanlarımıza Türkiye ekonomisinin ve dalgalı kur dalgalanmasının, Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak isteyen dış güçler tarafından yapıldığı algısı oluşturulmuştur. İktidar temsilcileri bu gün geldiğimiz noktada zenginin daha zengin ve daha çok para kazandığı, fakirinde üç aylık kur dalgalanmasında geçimini sağlayıp karnını doyurmak için elinde avucunda ne varsa harcayarak, yaşam mücadelesi için sıfırı tüketmiş bir duruma getirildi” dedi.

Başkan Mısırlıoğlu” Elbette TL’nin değer kazanması ve ekonominin istikrara kavuşması hepimizin beklentisi olduğu gibi yaşanan son durumu endişe ile takip etmekteyiz. Bu üç aylık süreçte iğneden ipliğe her şeye zam yapıldı, market raflarında sabah başka fiyat öğleden sonra başka fiyatın olduğu bir dönemi yaşadık. İnsanımız geçim derdi ile mücadele ederken kur dalgalanmasından kaynaklı mevduatlardaki dövize endeksli Türk Lirasına aradaki kur farkının hazine tarafından karşılanacak olması adeta parası olanın kat ve kat kazanacağı, parası olmayan fakir ve fukaranın ezileceği bir ekonomi politikası izleneceği açıklandı” diye ifade etti.

 “Şimdi sizlerin huzurunda soruyoruz, çarşı pazardaki esnafın bu dalgalanmadan kaybı ne olacak” diyen Başkan Mısırlıoğlu” Vatandaşımız bu üç aylık sürede dalgalı kur yüzünden bir yıllık tüketim masrafını üç ayda bitirdi. Vatandaşın kalan dokuz aylık geçim masrafını kim karşılayacak. Bu güne kadar yapılan zamların seyri ne olacak. Hatırlanacağı üzere üç ay önce unun çuvalı 190 lira idi, dün itibari ile 400 liradan satılmaktaydı. Bu yapılan zamlar geri alınacak mı? İğneden iğliğe yapılan zamlar sonucu fiyatı artan ürünler eski seviyesine dönecek mi? Yoksa yapanın yaptığı yanına kar mı kalacak” dedi.
 
Başkan Mısırlıoğlu” Olan insanlarımıza oluyor, cebindeki para erimeye devam ediyor. Bu arada küresel ekonomi kazanmaya devam ediyor. Fakirleşen Türk Milleti oluyor. Cumhurbaşkanı adeta bir sihirbazlık örneği göstererek doları bir anda beş TL. düşürdü. Demek neymiş doların artışı dış güçlerin işi değilmiş. Adeta kendisini ekonominin profesörü ilan eden Sayın Cumhurbaşkanı 19 yıldır yönettiği ülkemizde, bakanlarının bürokratların ondan izinsiz konuşamadığı bir ortamda son olarak parasını döviz mevduatında tutan vatandaşlara ve küresel sermaye guruplarına, daha önce yolcu garantisi verdiği köprü ve otoyollarda olduğu gibi kur farkı nedeniyle hazine garantisi vermiştir.
 
Bu açıklama sonucu 1 Milyar dolar üzerinde bir miktar Türk lirasına geçiş oldu. Bu hesaplar kimlere ait bunun iyi irdelenmesi lazım. Son on gün içeresinde kimlerin banka hesaplarında hareketlenme oldu. Madem bu dalgalanma 1 Milyar dolar bozdurmakla oluyordu hazine altı buçuk milyar doları yirmi günde neden sattı. Hazinenin sattığı altı buçuk milyar dolar kimlere gitti. Yazık günah değil mi. Bu istikrarsız politikanın bir sonucudur. Daha doğrusu olmayan ekonomi politikanızın eseridir.” dedi.
 
“Enflasyon ve döviz yükselecek ben bundan fayda sağlayacağım diyen insanlara aradaki fark size ödenecek dendi” diyen Başkan Mısırlıoğlu ”Kurun iki misline çıkmasını bekliyorsanız ki geçtiğimiz dönemde çıktı. Eğer bunun yeniden olmasını bekliyorsanız o zaman TL mevduatın getirisi de sizin için yüzde 100. ‘Faiz artışı yapıldı. İçinde bulunduğumuz durumun bir güven krizi olduğunu, yani sorunun TL'nin yetersiz getirisini aşmış durumda. “Bu nedenle bu tip enstrümanlarla kur artışını tümden durdurmak zor, yavaşlatmaksa mümkün ama bütçedeki bozulma ve enflasyondaki artış pahasına. Asgari ücretle çalışanlar, emekliler ve memurlar hayat pahalılığını en derinden hisseden kesimleri oluşturuyor. Bu ekonomik dalgalanmaya işsiz olarak yakalananların ise Allah yardımcısı olsun” diye ifade etti.
 
Başkan Mısırlıoğlu Belediye Başkanı Mehmet Zeybek’in geçtiğimiz günlerde açıkladığı  “ Şuhut Kayabelen köyünde 2006 yılında petrol bulundu fakat Lozan antlaşmasının şartları gereği çıkarılamadı üzeri çimento dökülerek kapatıldı. Biz 2023 yılında bu petrolü çıkaracağız” diye yaptığı açıklamaya tepki gösterdi. Başkan Mısırlıoğlu    “ Belediye Başkanı Sayın Zeybek ‘15 yıl önce Şuhut Kayabelen köyünde gravite değeri yüksek petrol bulunduğunu, bulunan petrolün Lozan Anlaşması gereği olarak çıkartılamadığını ve açılan 5 kuyunun 25 tonluk beton kapaklarla kapatıldığını.’ iddia etmiş. Sayın Zeybek 2006 yılında iktidarda kim vardı.
 
2006 yılında iktidarda AKP var. Niye beton döktünüz kuyulara? Yeterli petrol vardı neden kapattınız. Başkan Zeybek bu sıkıntılı günlerde hepimizi güldürdü: “Petrol Bulduk Lozan Antlaşması Yüzünden Çıkaramadık” dedi. Enerji uzmanı ve eski Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) yöneticilerinden Necdet Pamir, bu tür iddiaların doğruyu yansıtmadığını daha önce bir basın açıklamasında açıklamıştır.

Pamir, konuyu şöyle açıklıyor: “Bir kuyuyu deldiğinizde petrole, doğalgaza da rastlayabilirsiniz ya da bir şey de bulamayabilirsiniz. Bazen binlerce metre derine inersiniz. Petrol ve doğalgaz bulsanız dahi önce petrolün o günkü fiyatlarına, petrolün ne kadar derinde olduğuna, verimliliğine bakarsınız. Bunun için testlerini, karotlarını yaparak o günkü şartlarda bu kuyudan üretim yapmak verimli mi, değil mi diye bakarsınız.
 
Şayet yeterli verimliliği yok ise veya o günkü şartlarda o petrolü çıkarmanın maliyeti üretiminden elde edilecek gelirden daha fazla ise Petrol Kanunu ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün mevzuatı gereği gelecek yıllarda değerlendirmek amacıyla kuyunun sadece giriş kısmına çimento tapa yaparsınız. Çünkü açık bırakılırsa içine düşen canlılar olabilir ya da kuyudan sonradan ekonomik değeri olmayan kısa süreli akış olarak çevre kirliliğine yol açabilir. 
Konudan bihaber Başkan Zeybek; çimento tapalamanın ne olduğunu teknik olarak bilmediğinden bunu farklı bir iş yapılıyormuş gibi algılayabiliyorlar. Başkan Zeybek başarısızlıklarını gündemi değiştirerek unutturmak istiyor.

Konuyu araştırdığımızda işin uzmanı bir mühendisin ifadesini size okuyayım. Hiç bir şirket ekonomik petrol keşfi yaptığı kuyuyu beton döküp kapatmaz. Kuyular ya ekonomik sebeplerden ya da rezervuar kısıtlılığından dolayı kapatılmıştır. Diyelim ki yeraltında 100 TL’lik petrol var, ancak bunu çıkarmak için 500 TL’lik harcama yapmanız gerekiyor.

Böyle bir durumda işin ekonomikliği ortadan kalktığı için bulunan 100 TL’lik petrolü yerinde bırakırsınız. Bu şartlarda yapılan keşif ekonomik bir keşif olmaz. Ya da petrolü keşfedersiniz ancak rezervuar şartları o kadar kötüdür ki, petrolü içinde barındıran kaya içinde ki petrolü bırakmaz ve kuyudan üretim yapılamaz. Sonuç olarak kuyu “petrol emareli” (ekonomik olmayan miktarda petrol içeren) olarak terk edilir.

Lozan antlaşmalarının gizli maddeleri olsaydı Enerji Bakanlığı Petrol arama ruhsatı vermezdi. Türkiye’mizin her yerinde karada, denizde petrol aranıyor ve çıkarılıyor. Bunu açıklasana. Türkiye’nin gündemine yeterince Afyon’u alay ettiren konularla geldiniz. Vatandaşımızın ekonomi ile boğuştuğu bu günlerde insanımızın aklı ile alay etmeyin. Afyonkarahisar’lı sizden mantıklı ve sağlıklı hizmetler bekliyor. Lozan ne alaka.  Bir yerde petrol bulunacak ve çıkarılamayacak hangi güç buna engel olabilir. Halkımız sizden uzaya, aya gidecek projeler beklemiyor.
 
Siz, insanımıza söz verdiğiniz Kentsel dönüşümden bahsedin. Afyon trafiğini çözecek projeler geliştirin. Afyonkarahisar’ın sorunları ve projelerinizle gündeme gelin. Afyonkarahisar kadim bir şehirdir, bu şehirde yaşayanlar çok sabırlı insanlardır. Ama insanımızın sabrı kalmadı, üç yıldır sizin hikâyelerinizi dinliyor. Lütfen siyaseti germeyelim Afyonkarahisar’ın sorunlarını iktidarı ve muhalefeti ile birlikte çözmeye çalışalım” diyerek basın toplantısını sonlandırdı.