Gözden kaçırmayın

Toplantı Afyonkarahisar'da yapılacakToplantı Afyonkarahisar'da yapılacak

Uluçay yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi;
 
“Kıymetli Genel Başkan Yardımcım, Kıymetli milletvekillerim, Genel merkez teşkilat koordinatörlerimiz, yönetim kurulu üyelerimiz, İlçe başkanlarım, ilçe kadın ve gençlik kolları başkanlarım, İl, ilçe ve belde Belediye başkanlarım, İl Genel Meclis Başkanım, Belediye ve il genel meclisi üyelerimiz,  Sivil toplum kuruluşları temsilcilerim, saygıdeğer basın mensupları toplantımıza hoş geldiniz şeref verdiniz.
 
2002 de iktidara geldiğimiz günden bugüne Afyonkarahisar’a milyarlarca liralık bir yatırım geldi. Değim yerindeyse hizmeti vatandaşlarımızın ayağına getirerek sosyal donatı ve alt yapı konusunda ülkenin kuruluşundan bugüne kadar yapılmayan ne varsa birçok yatırımı gerçekleştirip aziz milletimizin ihtiyaçlarını önemli oranda karşılamayı başardık. Değerli dava arkadaşlarım 80 yıllık ülkenin maalesef hasır altına süpürülen sorunlarını ortadan kaldırmak elhamdülillah AK Parti’ye nasip oldu.
 
2002 de biz iktidara geldiğimizde bu şehirde Organize Sanayi Bölgesinde hizmet veren kuruluş sayısı 173 iken çalışan sayısı da 3 bin idi. Bugün geriye baktığımızda 19 yıllık süreçte OSB’deki kuruluş sayısı 740’a çıkarken 3 bin olan çalışan sayısı da 9 bine yükselmiştir. Aradaki rakamsal fark ise AK Parti hükümetlerinin verdiği güven, istikrar ve teşviklerin karşılığıdır. Sadece işletme ve istihdam alanında bir değişim yok, dış ticarette de ciddi bir seviyeye çıktığımız 2002 ile 2021 yılları arasındaki ihracat rakamları ile kendini göstermektedir. 2002 yılında yıllık yaklaşık 50 milyon dolar olan yıllık ihracatımız önceki gün Ticaret Bakanımız Sayın Mehmet Muş’un açıklamasında, geçen yılın Şubat ayına göre yüzde 25,4 artışla aylık 20 milyar dolar olmuştur.
 
Değerli dava arkadaşlarım bu rakam, tüm zamanların en yüksek Şubat ayı ihracat rakamıdır. Bu rakamlar; AK Parti’nin verdiği teşviklerin, güvenin ve istikrarın karşılığıdır. Dengeli ve istikrarlı büyüme çizgimiz ile yatırımlar ve istihdamdaki artış eğilimini sürdürüyoruz. Geçtiğimiz yıl bir önceki yıla göre 3,2 milyon yeni iş imkânı ortaya çıkartarak artan nüfusumuza ve iş gücüne katılımdaki yükselişe rağmen işsizlik oranımızı %11,3'e gerilettik. Bununla paralel olarak Geçtiğimiz yılın son çeyreğini %9,1'lik ve yılın tamamını %11'lik bir büyümeyle kapattık. Böylece G20, OECD ve Avrupa Birliği üyeleri arasında en yüksek büyüme oranını elde eden ülke Türkiye oldu.
 
Değerli dava arkadaşlarım; Dünya da yeni bir düzen kuruluyor ve kurulan bu düzende Türkiye önemli bir köşe taşı olacaktır. Türkiye yüz yıllık sancılardan sonra doğacak ve inşallah dünyanın en güçlü devletlerinin başında yer alacak... 2002’den bugüne kadar ülkemizi yöneten ve önemli bir seviyeye çıkaran Cumhurbaşkanım Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a güveniyor ve inanıyoruz.
 
Gözlerimizi kapayıp 2002’den bugüne yapılanları hayal ettiğimizde başörtüsünden, one minute’ye, 15 Temmuz’dan ekonomik darbe girişimlerine kadar birçok badireyi atlatırken, bir yandan da halkımızın güvenlik, sosyal donatı gibi temel ihtiyaçlarını karşıladık. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan terörle mücadeleden, ekonomik savaşa, vesayetten toplum mühendislerine kadar girdiği hangi savaşı kaybetti? Verdiği hangi sözü tutmadı, hangi vaadi havada kaldı? Milletimiz “Onlar konuşur AK Parti yapar” sözünü boşuna demiyor. Evet onlar 2002 öncesi siyasetin köşe taşları olan ve 20 yıldır da konuşan, kamera gördüğünde nasıl şov yaparımın derdine düşen zihniyeti çürümüş, ruhu köleleşmiş, mandacılık hayali kuran acizlerdir. Onların 80 yıldır millete çok gördükleri hizmeti 20 yılda AK Parti’ye nasip eden Allah’a ne kadar hamd etsek azdır.
 
Değerli dava arkadaşlarım Türkiye’yi değerlendirirken sadece bugünleri değil, bizden önce ve bizimle olarak kıyaslamak daha doğru bir yöntem olacaktır. Örneğin Türkiye’de altın üretimi;️2001: 1.4 ton iken ️2021 de 45.8 tona yükselmiştir. Burada hedefimiz yıllık 100 tondur. 2002 de asgari ücretle satın alınabilen elektrik: 1490 kW idi. Bugün asgari ücretle satın alınabilen elektrik: 3104 kWdir. Eğer o günün şartlarında yaşamış olsaydık bugün iki katı bir ücret ödemeye mahkum olacaktık. Türkiye'nin savunma sanayii şirketleri;️2002 de 56 iken bugün 1525 şirkete çıkmıştır.
 
Dünyanın en büyük 100 savunma sanayii şirketi listesinde ️Türkiye’den 7 şirket, ️Fransa'dan 4 şirket, ️Almanya’dan da 3 şirket yer alıyor. 2002 de asgari ücrete alınabilen ekmek sayısı 888 iken bugün 1701 ekmek alınabiliyor. Her ürün ve hizmetin biz iktidara geldiğimiz gündeki alım gücü ile bugünkü alım gücü arasında yüzde yüzün üzerinde bir fark oluşturmaktadır.  Ancak aziz milletimizin alım gücünü daha iyi seviyeye taşımak boynumuzun borcudur bu günlerdeki yaşanan sıkıntılar geçicidir. Sayın Cumhurbaşkanımız daha önce sıkıntıları, badireleri nasıl atlattı ise Allahın izniyle yine atlatacaktır.
 
Değerli Dava arkadaşlarım demokrasilerde sandık namustur, çünkü siz sahada ne kadar çalışırsanız çalışın, seçimin kazanıldığı yer sandıktır. Demokrasinin fiilen tecelli ettiği yer olan sandığa sahip çıkmazsak millet iradesinin yönetime yansıması da temin edilemeyecektir.
 
Size Mersin'e bağlı Arslanköy'de yapılan 1947 Muhtarlık Seçimleri'nde yaşanan olayları özetlemek istiyorum; CHP'yi anlamak ve tanımak için Arslanköy'ü ve Arslanköy'ün kadınlarını da iyi tanımak ve anlamak gerekiyor. CHP 1946 seçimlerini açık oy, gizli tasnif usulüyle kazandıktan sonra yetinmemiş, bu defa da gözünü 1947 yılında yapılan muhtarlık seçimlerine dikmiştir. Torosların tepesindeki Arslanköy sakinleri, CHP'nin dayattığı zalim muhtarı değil kendi destekledikleri Demokrat Partili adayı seçmek için dört gözle sandığı beklemektedir. Seçim sandığı köye gelir ama Halkevine konulan sandığa Demokrat Partili adaya oy vereceği bilinen hiç kimse yaklaştırılmaz. İtirazlar üzerine sandık, köy odasına götürülür. Ahali oyunu kullanır ve akşam sandık kapanır.
 
Sandığın başındaki görevli, CHP adayının kazanamayacağını görünce, 'hastalandım' diyerek, oy sayımını ertesi güne bırakmak ve sandığını karakola götürmek ister. Bunun üzerine Arslanköy'ün kahraman kadınları, köy odasının önünde toplanır ve sandığın başka yere götürülmesine izin vermezler. Sandıktan çıkacak iradelerinin çiğnenmesine müsaade etmeyen bu kadınlar, Torosların soğuğunda jandarma ile sabaha kadar sandığı beklerler. Ertesi gün yapılan sayımda, Demokrat Partili köy muhtarı adayı, seçimi 10 kat farkla kazanır.
 
Sonucu hazmedemeyen CHP'li yöneticilerin itirazıyla il valisi seçimin yenilenmesine karar verir. Köye gelen ve başlarında sarhoş bir zabitin bulunduğu jandarmayla seçim sandığına ve orada tecelli eden iradelerine sıkı sıkıya sahip çıkan köylüler arasında nahoş hadiseler yaşanır. Aralarında birkaç aylık bebeklerinin de bulunduğu, kadınların da bulunduğu çok sayıda Arslanköylü gözaltına alınıp demir parmaklıklar arkasına atılır. Yine CHP tarafından ayarlanan bir hakim vasıtasıyla bu olay bir isyan havasına büründürülüp sanıklar hakkında idam cezası istenir. Değerli dava arkadaşlarım CHP’nin karşılığı budur.Yargılananlar arasında bulunan "Elif" isminde kahraman bir kadın, hakime dönerek, "Rey demek ırz demektir.
 
Soruyorum size, oyumuzu mu teslim edelim, ırzımızı mı?" der. Bu kahraman kadın, parmağıyla boynunu gösterip, 'İdama kadar yolu var' sözüyle adeta bu zalimlere meydan okumuştur. Demokrat Partili ünlü isimlerin avukatlığını üstlendiği Arslanköylülerin yargılanmasının bir yıldan fazla sürmüştür. Arslanköylüler yargılamanın ardından ya beraat ederler yada küçük cezalar alarak tahliye olurlar. Tarihimize 47 Hadisesi olarak geçen bu olay, milletimizin sandığı ve oradan çıkan iradesine olan bağlılığını göstermesi bakımından çok önemlidir.CHP'yi tanımak istiyorsanız CHP budur. CHP hiçbir zaman sandıktan çıkan iradeye saygı duymamıştır.
 
AK Parti Afyonkarahisar teşkilatları olarak her seçimde olduğu gibi 18 Haziran 2023 için de sıkı bir hazırlık içindeyiz. Bu çerçevede en önemli görev seçim işleri başkanlarına ve onlarla birlikte çalışanlara düşmektedir. Değerli dava arkadaşlarım 2023 elbette kolay olmayacaktır ama inananlara muhakkak her zorluk ile bir kolaylık vardır! Bizler umudumuzu Allah'tan kesmez, Ona sığınırız! Tevvekkül eder ve derdini verenden dermanını bekleriz! Çünkü kula Allah yeter! Mazluma inşirah var, bundan sonrasını zalimler düşünsün!" dedi.