Gözden kaçırmayın

Toplantı Afyonkarahisar'da yapılacakToplantı Afyonkarahisar'da yapılacak

Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal, tüketicinin de üreticinin de AKP’nin umurunda olmadığını söyleyerek, “AKP demek, bu ülkede zam demek, zulüm demek; benzin ve motorin fiyatlarına cumhuriyet tarihinin rekor zamlarını yapmak demek” dedi.
 
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, yine vatandaşın sesi oldu.
 
NE ÜRETİCİ NE DE TÜKETİCİ AKP’NİN UMRUNDA DEĞİL, AFYON KASAPLAR ODASI BAŞKANI UYARIYOR!
 
Sözlerine yolsuzluklarla ve kontrgerillayla mücadele ederken eli kanlı katillerce hayattan koparılan aslen Sultandağ’lı olan hemşerimiz, gururumuz; hukuk insanı, cumhuriyet savcısı Doğan Öz’ü ölüm yıl dönümünde saygı ve rahmetle anarak başlayan Milletvekili Burcu Köksal, “Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun Teklifi’ni konuşuyoruz. AKP’nin aslında ne üretici ne de tüketici umurunda, onu da çok iyi biliyoruz çünkü yandaşları korumaktan vatandaşı korumaya sıra gelmiyor. Görüyoruz ki Katar’a, İran’a mübarek ramazan ayı öncesi canlı hayvan ihraç edip kendi ülkesinde ete yüzde 48 zam yapanlar tüketiciyi koruyamaz. Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü milleti kuyruklara muhtaç etmenin mahcubiyetini duyacağı yerde “Uzun kuyruklar oluştuğu için biz zam yaptık.” diyecek kadar ileri gidebiliyor.
 
Afyonkarahisar’da Kasaplar ve Sucukçular Odası Başkanı yani sektör temsilcisi sizi uyarıyor: “Müdahale etmezseniz, önlem almazsanız ramazan ayında, Afyon’da 105, 110 liraya çıkabilir et fiyatları.” diyor ama kimin umurunda? Umurunuzda değil. Aslında birçok temel gıdada durum aynı. Şeker fabrikalarını satıp NBŞ lobilerine çiftçilerimizi ezdiren, pancar ekiminden soğutan, bu ülkeye şeker krizi yaşatanlar bir kere tüketiciyi koruyamazlar. Kur korumalı mevduat yüzünden işsiz gence, emekli amcaya, yaşlı nineye, pazar artıklarından meyve ve sebze toplamaya çalışan anneye, yenidoğan bebeğe, kısacası, 84 milyona bir avuç zenginin kur korumalı mevduat hesabı faiz zararını ödetenler tüketiciyi koruyamazlar.” şeklinde konuştu.
 
KOVMAYA KALKTIĞINIZ HEKİMLERE MUHTAÇ OLMADAN ÖLMEYEN İNŞALLAH…
 
Köksal sözlerine şöyle devam etti: “Kuyumcunun “Altınım, elmasım, incim çok iyidir.” diye bağırdığını duydunuz mu? İşte, ekonominin iyi olduğu ülkelerde de bakanlar “Ekonomi iyidir.” diye bağırmazlar, yabancı yatırımcılara “Problem yaşarsanız bürokrasiyi alaşağı ederiz, rahat olun, arkamızda Cumhurbaşkanı var, mevzuatı da değiştiririz.” diye açıkça hukuk kuralarını ihlal edeceklerini söylemezler.
 
Ha, bu arada, ihlal edilen sadece hukuk değil bu ülkede. Bugüne kadar haklarını vermediğiniz, sorunlarına kulak tıkadığınız, görmezden geldiğiniz, mağduriyetlerini gidermediğiniz o kadar çok kesim var ki… 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutladık daha geçen hafta ama ne kutlama, pandemide öve öve bitiremediğiniz, yere göğe sığdıramadığınız hekimleri “Ülkeden giderlerse gitsinler.” diye kovarcasına yapılan bir kutlama. Yandaş gazetede anayasal haklarını kullanan hekimlere “Beyaz Önlüklü Zorbalar” diyecek kadar nefret etme… Ne diyeyim size, edeceğim en güzel beddua; o kovmaya kalktığınız, nefret ettiğiniz hekimlere muhtaç olmadan ölmeyin inşallah.”
 
AKP DEMEK ZAM DEMEK, ZULÜM DEMEK!
 
“Tabii, AKP demek, bu ülkede zam demek, zulüm demek; benzin ve motorin fiyatlarına cumhuriyet tarihinin rekor zamlarını yapmak demek.” diyen Köksal, “Bir yılda mazot ve benzine yüzde 327 zam yaparak Rekorlar Kitabı’na girmeye adaysınız. Tabii, rekor zamlarınız burada kalmıyor? Mutfak tüpünde yüzde 120, elektrikte yüzde 127, unda yüzde 300, doğal gazda yüzde 110, gübrede yüzde 400, şekerde yüzde 200’le yine rekorlara koşuyorsunuz. Zaten bir dediğiniz bir dediğinizi de tutmuyor. Dün “Ekonominin kitabını yazdık.” diyordunuz, bugün “Ekonomik kurtuluş savaşı veriyoruz.” diyorsunuz.
 
2002’de “Hedef Avrupa Birliği.” diyordunuz, bugün milleti et, mazot ve akaryakıt kuyruklarına mahkûm ettiniz. Dün “Asgari ücretin altında emekli maaşı yok.” diye övünüyordunuz, bugün “Asgari ücretin yarısı kadar emekli maaşı veriyoruz.” diye müjde veriyorsunuz. Siz iktidara geldiğinizde yani 2002’de en düşük emekli maaşı 216 liraydı, asgari ücret de 163 liraydı; bugün en düşük emekli maaşı 2.500 lira, asgari ücret 4.253 lira. Sizin tabirinizle nereden nereye.
 
Akaryakıt zamlarıyla servisçiler kontak kapattı, isyan ediyorlar. Nakliyeciler, kamyoncular, taksiciler hepsi zorda. Vatandaş bile artık arabasını çalıştıramaz hâle geldi ama siz hâlâ “Dünya bizi kıskanıyor.” masallarını okumaya devam edin. Afyonkarahisar’ın İscehisar İlçesi’nde kontak kapatan bir servisçi, zamlar yüzünden “İki aydır evladıma ayakkabı alamadım.” diyor, acaba umurunuzda mı? ” ifadelerini kullandı.
 
ÇİFTÇİ, BESİCİ, ESNAF PERİŞAN HALDE..!
 
Çiftçinin, besicinin, esnafın halinin perişan olduğunu belirten Köksal, “Çiftçi zamlar yüzünden taban gübresini atamadı, verim düşecek, yüzde 400 zam gelen gübreyi nasıl atsın? Bir dekarda gübrenin maliyeti yaklaşık 500 lirayı buluyor. Eğer siz yüzde 50 gübre desteği vermezseniz üretim yapamaz. Elektriği, mazotu, ilacı, tohumu, girdileri tabii bunlar ayrı.
 
Çiftçiyi perişan eden, görevden affedilen Bekir Pakdemirli çiftçiden 2,5 liraya aldığı buğdayı yabancı çiftçiden 6 liraya aldı. Şimdi Cumhurbaşkanı onu affedebilir ama Türk çiftçisi Bekir Pakdemirli’yi affetmeyecek. Hayvancılıkta da yem fiyatları aldı başını gidiyor, onlar da perişan. Esnafa gitseniz siftahsız günler, yüksek gelen faturalar, ödeyemediği zamlı faturalar, BAĞ-KUR primleriyle cebelleşiyor. Sattığı malın yerine yenisini alamıyor. Şimdi gördünüz ki Maliye Bakanını değiştirince ekonomi, Adalet Bakanını değiştirince adalet, Millî Eğitim Bakanını değiştirince eğitim, Tarım Bakanını değiştirince tarım, TÜİK Başkanını değiştirince enflasyon düzelmiyor. Bir şeylerin düzelmesi için, bu ülkenin bu darboğazdan çıkması için sizin gitmeniz gerekiyor. Onu da ilk sandıkta biz gerçekleştireceğiz inşallah.” diye konuştu.