Gözden kaçırmayın
Toplantı Afyonkarahisar'da yapılacakToplantıda konuşan Mısırlıoğlu şu ifadelere yer verdi;
"İnancın ve azmin önünde hiçbir engelin duramayacağını tüm dünyaya duyuran;
Üstün başarılarıyla bizlere şampiyonluk gururunu yaşatan Ampute Futbol Millî Takımımızı yürekten kutluyorum. Köklerini bu topraklara vicdanlarıyla, namusuyla, cesaretiyle, yüreğiyle, aklıyla, alın teriyle bağlayanların yazdıkları kahramanlık hikâyelerini asla unutmayacağız. Teşekkürler Ampute Futbol Milli Takımı.
Afyonkarahisar Belediye Başkanı Sayın Zeybek keyfi, kural tanımaz uygulamaları ile ekonomik zorluklar içerisinde yaşam mücadelesi veren vatandaşlarımıza destek olmak yerine köstek olmaya devam ediyor.Afyonkarahisar Belediyesi’nin tesislerinde, çay bahçelerinde ve kafelerinde uyguladığı fiyat tarifesi sosyal belediyecilik anlayışından çok uzakta.
Hayat pahalılığını, durdurulamayan enflasyonu vatandaşlarımızın yüzüne vururcasına bir bardak çayı 6 TL’ye satan belediye, ticari kaygılarını bir kenara bırakıp kazanç elde etmektense kaliteli hizmet üretmeyi kendine hedef olarak belirlemelidir. Siz belediyesiniz, vatandaş hiç düşünmeden sizin tesislerinizde oturup dinlenemeyecekse, soğuk kış günlerinde bir bardak çay, bir sıcak simit yiyemeyecekse siz neden varsınız?
Ülke ekonomisini şahlandıracağız diyerek kendi kazançlarınızı şahlandırdınız, milletimizi muhtaç hale getirdiniz. Madem ki bu ülkede ekonomik kriz yarattınız, bari kendi tesislerinizde bu krizi vatandaşa hissettirmeyin. Yeter artık vatandaşın cebinden elinizi çekin. AKP zihniyetinin çay simit hesabı yaptığı günleri, ‘5 kişilik bir aile üç öğün sadece çay ve simit yerse asgari ücret yeter de artar bile’ dediğinizi unutmadık.
Aynı hesabı şimdi yapalım ister misiniz ? Vatandaşımıza layık gördüğünüz sözde kanaatkar yaşamı siz neden sürdürmüyorsunuz? Siz de çoluğunuzla çocuğunuzla bir ay boyunca 3 öğün sadece çay ve simit tüketin de görelim bakalım. Asgari ücretle çalışan, kirada oturan ve 3 çocuk okutan bir baba ailesine her gün çay simit bile yedirse geçinemez bu ülkede.
Gerçekleri görün artık. Çünkü görmezden geldiğiniz bu millet size en güzel cevabı sandık başında verecektir. Kendi cebinizi doldurma, eşinize dostunuza rant sağlama derdinden sıyrılın artık. Vatandaşın cebine değil, yüreğine el uzatın. Sorun çözen, yardım eden olun. Siz belediyesiniz, ticari kaygılarınızı bir kenara bırakın da herkese kucak açın.
Bir bardak çayı 6 TL’ye satmaya utanmıyor musunuz? Bu vatandaş belediyenin sosyal tesislerinde, kafelerinde de çay içemeyecekse ne yapsın ? Halkı çaresizliğe, karamsarlığa, yokluğa, sefalete mecbur bırakmaya utanmıyor musunuz? AKP eliyle alt üst olmuş ülke ekonomisinin sancılarını çeken milletimize bir de siz vuruyorsunuz!
Çay simit hesabı
Biz de şöyle bir çay simit hesabı yapalım… 1 Bardak çay 6 TL, 1 Simit 4 TL iken; asgari ücretle geçinmeye çalışan 3 çocuklu bir ailenin çay simit hesabı sizin utanç vesikanız olsun… 5 kişinin günde 3 öğün çay masrafı 6 x 5 x 3 = 90 TL, simit masrafı ise 4 x 5 x 3 = 60 TL’dir. Toplam günlük çay ve simit gideri 150 TL olan 5 kişilik bir ailenin sabah, öğle ve akşam çay ve simit dışında hiçbir şey tüketmedikleri takdirde, yalnızca çay ve simit masrafı 4.500 TL’dir.
Ülkemizde asgari ücret 5.500 TL iken çıkan bu sonuç karşısında mahcup olması gerekenler, bu tabloyu gurur tablosu gibi okumayı nasıl başarıyor hayret ediyoruz doğrusu… 1 ay boyunca 3 öğün simit ve çayla beslenen bir aile, asgari ücretten kalan 1.000 TL ile faturalarını mı ödesin, kirasını mı ödesin, çocuğuna harçlık mı versin?
Afyonkarahisar Belediyesi’nin bir ticarethane gibi çalıştığının bir diğer göstergesi de Gastrofest sürecinde festival alanında karton bardakta çayı 8 TL’den satmasıdır. Ve bunun en acı tarafı da alandaki görevlilere de karton bardaktaki çayı 8 TL’den satmasıdır. Buradan Sayın Zeybek’e sesleniyorum; seçim zamanı miting alanlarında vatandaşın kafasına paket paket çay atan Genel Başkanınız keşke size de çay desteğinde bulunsaydı da siz de emekçi kardeşlerimize bu ayıbı yapmasaydınız.
O alandaki polisler emniyeti sağlamakla, sağlıkçılar alandaki olumsuzluklara karşı müdahale etmekle, basın mensupları festivali kamuoyuna duyurmakla görevliyken sizin vicdanınız buna nasıl elverdi? Belediye tarafından düzenlenen bir festival alanında belediye adına bir stand açıp karton bardakta çayı 8 TL’den satmayı hangi düşüncelerle ve küçük hesaplarla yaptınız ?
Güzel havalar dururken, gurbetçilerimiz gelmişken, okullar tatilken yapmadığınız festivali bu denli soğuk havada yaptığınız yetmezmiş gibi karton bardaktaki çayı da 8 TL’den sattınız ya bu millet bu kazığınızı unutmayacaktır !Sizin organizasyonunuzda görevli, ekmeğinin peşinde koşan emekçilerimize bile bunu reva gördünüz ya bunlar hiçbir zaman unutulmayacaktır ! Bizler öyle bir milletin ferdiyiz ki, mahallemizde çalışma olsa bir demlik çay yapar işçilere götürürüz. Bizim manevi değerlerimize duyduğumuz bağlılık, sizin bu maddi kaygılarınızın gölgesinde kalmayacaktır ! Size yakışmadı bu Sayın Zeybek !
Ülke ekonomisinden dem vurmuşken, peş peşe yapılan akaryakıt zamlarından söz etmeden geçemeyeceğim. Son bir haftada motorine 4. Zam geldi. Yeni gelen zamla birlikte motorinin litre fiyatı 29 TL’yi geçti. Akaryakıta gelen her kuruş zam, iğneden ipliğe her şeyin zamlanacağının işaretidir
Özellikle ekmeğini direksiyon sallayarak kazanan ve hatta artık neredeyse hiçbir şey kazanamayan vatandaşlarımız bu zam haberleriyle geceleri uyuyamaz hale geldi. Bir hafta içinde motorine 4. kez zam yapıldı. Akaryakıt deyip geçmeyelim; sofralarımıza ulaşan meyve sebzeler, mobilya sektörü, inşaat sektörü, kısacası lojistik gerektiren tüm sektörler akaryakıt zamlarından olumsuz etkileniyor.
Markete girip fiyatları gördüğümüzde yaşadığımız o kaygının temelinde de aslında bu zamlar yatıyor. Göze batmasın diye peyder pey yapılan zamlar çığ olup büyürken arabası olan da olmayan da bu zamlardan etkileniyor. ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ devri geride kaldı artık. Yapılan zamlar hepimizin ortak sorunu. Her gün yeni bir zam haberi ile uyuyup bir başka zam haberi ile uyanır olduk.
Haber demişken, kamuoyu her şeyden haberdar olmasın diye bir çaba var bu günlerde. AKP ve MHP tarafından meclise taşınan sansür yasası ile halkın haber alma özgürlüğü de kısıtlanıyor. Yandaş olmayan, AKP’nin çıkarları ile uyuşmayan hiçbir şey haber yapılamayacak. Düşünen, sorgulayan, araştıran bir toplum yerine; itaat eden bir toplum yaratılmaya çalışılıyor. Biz, sorgusuz sualsiz her şeyi kabul eden bir millet olmayacağız. Basının haber yapma özgürlüğü kısıtlanırsa halkın doğru haber alma özgürlüğü de kısıtlanacaktır.
AKP zihniyeti bilmelidir ki, doğru yorumlanırsa eleştiri insana çok şey kazandırır. Eleştiriyi kabul etmeyen, diktatör bir anlayışla ülke yöneten bu zihniyet, basının özgürlüğünü de elinden aldıktan sonra kendi atını oynatacaktır. Çağdaş medeniyetlerde bu kabul edilemez. Türkiye, İYİ Parti iktidarında Allah’ın izniyle yeniden layık olduğu yere gelecektir. Baskıcı zihniyet ilk seçimde son bulacaktır.
Afyonkarahisar İl Özel İdaresi, ilimizdeki tüm eksiklikleri gidermiş olacak ki Uşak’a yol yaptırmış. Skandallarla gündemden düşmeyen Özel İdare Genel Sekreteri’nin Afyon’a ait araç ve ekipmanlarla memleketine yol yaptırdığını öğrendik. Sayın sekreterin memleket aşkı, görev bilinci ve sorumluluğunun, liyakat ve adalet duygusunun önüne geçmiş belli ki… Afyon’un bütçesinin başka illere harcanması ne kadar etik? Afyonkarahisar İl Genel Meclisi’nin bilgisi olmadan yapılan bu işler sonradan ortaya çıktığında meclis itibarsızlaştırılmış oluyor.
Bu kaçıncı fiyasko, bu kaçıncı yüz kızartıcı faaliyet, bu kaçıncı şaibeli yatırım… Boşuna demiyoruz, Allah’tan korkup kuldan utanmıyorsunuz diye… Afyon halkını hiçe sayıp kendi memleketinin halkına hizmet eden ve hala onursuzca Afyon halkının temsil edildiği mecliste görev yapmaya devam eden genel sekreteri bir kez daha kınıyoruz. Bu vebalin altından nasıl kalkacak bunu da merak ediyoruz…
AKP zihniyetinin ticari kaygılarından söz etmişken şunu da söyleyelim: özelleştirilen şeker fabrikalarının pancar üreticisine yaptığı zulmün de sebebi AKP’dir. Doğuş firması, pancar üreticisinin malını alırken polar oranını kendi lehine belirliyor ve ürünü çiftçiden ucuza alıyor. Devlet kontrolü olmadan yapılan bu alım satımda zararlı çıkan tabi ki bizim emektar çiftçimiz oluyor. Ziraat odalarımız ne iş yapıyor, neden müdahil olmuyorlar.
Meslek temsilcileri ve bir kamu görevlisi eşliğinde ölçüm yapılmalı ve bin bir emekle üretim yapan çiftçilerimizin çıkarları gözetilmelidir. Geçtiğimiz günlerde ilimizi ziyaret eden Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ne yazık ki ilimizdeki kötü yönetimi görmedi, göremedi… İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün basiretsiz yönetimi yoğun çabalarla örtbas edildi. Çakırköy’de yalnızca 6 öğrencisi bulunan Sağlıklı Yaşam Merkezi’nin açılışı yapılıyor ve adeta figüranlarla Sayın Bakan’ın gözü boyanıyor.
Yahu siz kimi kandırıyorsunuz ?
Erkmen ve Çakırköy’deki okullardan öğrenci ve öğretmen takviye edilerek yapılan açılıştan sonra o merkezde nasıl bir hizmet verilmesi planlanıyor? Adeta bir tiyatro oynatan Milli Eğitim Müdürümüz bu kabiliyetini eğitim seviyesini artırma noktasında kullansa bu eleştirilerin odağında olmazdı.
Sayın İl Müdürü eğitim neferlerine verilen başarı belgelerinin dağıtımında da adaletsiz davranmış, uluslararası projeler üreten, TUBİTAK sergisi açan, gece gündüz özveriyle çalışan öğretmenler yerine kendi koltuğundan belirlediği isimlere başarı belgesi vermiştir. Usulsüzlük, basiretsizlik, başarısızlık paçalarından akarken hala bir kesimi kalkındırmaya çalışan sayın İl Müdürü böyle davranarak emektar öğretmenlerimizin de hevesini kırmaktadır.
Sayın Müdür bu başarı belgelerinin kimlere hangi sebeplerle verildiğini tek tek açıklamalı, başarı kriterlerinin ne olduğunu da açıkça ortaya koymalıdır. Kendisi ‘başarıyı’ tanımlayacak son kişidir aslında ama ne yazık ki mevcut durumda ipler onun elinde olduğu için istediğini ödüllendirip istediğini cezalandırmaktadır. İl Müdürü gibi yardımcısı da Sayın Bakan’ın Afyon ziyareti sırasında bizi utandırmış ve bakanla girdiği diyalogla temsil ettiği ili küçük düşürmüştür.
Sırtını yasladıkları siyasilere güvenerek her ortamda aslan kesilen, devletin hiyerarşik düzenine bile kafa tutan bu zihniyeti AKP yaratmıştır. Ve bumerang misali kendi yarattıkları bu kesim, bugün yine kendi hiyerarşik yapılarına kafa tutmaktadır. İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı, Sayın Bakan’ın ziyareti sırasında özensiz giyimi ve kravatsız bir şekilde Bakan’ın karşısına çıkınca aralarında geçen diyalog, il müdür yardımcısının bulunduğu makamı da ilimizi de küçük düşürüyor.
İddiaya göre Müdür yardımcısını kravatsız ve bakımsız görünce kimsin’ diye soran Bakan Özer, ‘ben il milli eğitim müdür yardımcısıyım’ cevabını alıyor. Kravatınız nerede? Diye soran bakana ‘biz kravat takmayız’ diye cevap veren müdür yardımcısı ise ortamda tabiri caizse Sayın Bakan’a kafa tutuyor. Ve Bakan Özer’den ‘kravat takmayanı biz de takmayız’ cevabını alıyor.
Buradan anlaşılacağı üzere müdür yardımcısı, sırtını yasladığı siyasilere çok güveniyor.
Utanç verici olay bununla da bitmiyor, devamı geliyor. İktidara yakınlığı ile bilinen eğitim sendikasının şube başkanı; olayın ardından sosyal medya hesabından skandal sözleri ile Bakan’a kafa tutan İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı ile fotoğrafını paylaşarak "Altının değerini sarraf bilir hurdacı değil" cümlesini kuruyor. Bu talihsiz paylaşımını hemen kaldırsa da kamuoyunun tepkisini çekiyor.Böylelikle Afyonkarahisar’da Bakan’a kafa tutan kesim genişlemiş oluyor. Sayın Bakan’a atıfta bulunarak ‘hurdacı’ benzetmesi yapan sendika başkanı ise ‘kastettiğim kişi bakan değildi’ diyor. Ast – üst ilişkisini, devletin kamu düzenini ve hiyerarşik yapısını bozmaya çalışan bu zihniyet,
Sayın Bakan’ı kandırdığını ve hiçe saydığını zannetse de aslında ilimizi küçük düşürmüştür. Öğrencilere ve hatta öğretmenlere örnek olması gereken bir yöneticinin bu denli bakımsız ve özensiz dolaşması, temsil ettiği kurumu da ili de itibarsızlaştırması demektir. Devlette düzen, nizam ve intizam esastır !Sayın Millî Eğitim Bakanını "HURDACI" olarak gören zihniyet, eğitim çalışanlarını da "HURDA" olarak görüyor demektir.Yazık çok yazık. Şiddetle kınıyorum.
Eğitimde yüzümüzü kızartan bir olay da ne yazık ki Mehmet Akif Ersoy İmam hatip Ortaokulu bahçesinde yaşanıyor. Bu görüntüler bize ‘balık baştan kokar’ atasözünü hatırlatıyor. Az önce dedik ya, düzen, nizam, intizam diye… İşte bu görüntüler hem içimizi sızlattı, hem de disiplinsizliğin eğitimde en üst kademelerden en alt kademelere kadar ilerlediğini bize gösterdi.
Buradan sormak istiyorum: Okul bahçesinde zararlı madde kullanılmasına nasıl müsaade edildi? Bu cesaret nereden geldi? Eğitim yuvası olarak gördüğümüz yerlerde çocuklarımız bu manzaraya neden maruz kalıyor? Bu görüntüler siz yöneticilerimizi hiç mi rahatsız etmiyor? Yazıktır, günahtır vebaldir beyler!
Önce kendinize, sonra da temsil ettiğiniz kuruma çeki düzen verin! Yalnızca bir kesime hitap etmiyor, bir kamu kurumunu temsil ediyorsunuz. Size; çocuklarımızı, gençlerimizi, geleceğimizi emanet ediyoruz. Kendinize gelin !
Türkiye tarihinde ilçe ilçe belde belde dolaşarak bir ilki gerçekleştiren ve geçmiş siyasi hayatındaki başarılarla vatandaşımızın takdirini kazanan değerli Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’in ve parti teşkilatlarımızın gayretli çalışmaları neticesinde aziz milletimiz İYİ Parti’yi bağrına basmıştır. Yanlış giden ekonomi yönetiminden, sosyal politikalara ilişkin atılan bütün yanlış adımlara “Hayır” diyerek çözüm önerileri sunan ve ülkemizin içine gömüldüğü karanlıktan çıkarmak için gayret gösteren teşkilatımızın çabaları boşa gitmemiştir. Vatandaşımızın gösterdiği teveccühle çok kısa süre sonra ülkemize İYİ’lik güneşi doğacaktır.
Partimizi karalamak adına yapılan bütün ayak oyunlarına rağmen dik bir şekilde durmaya devam eden ve genel başkanımızın yüksek ferasetle sürdürdüğü siyasi duruşu bu çabaları boşa çıkartmıştır. Türkiye’nin İYİ’lik güneşini balçıkla sıvayamazlar. Bu gayretin işe yaramadığı artık bir gerçektir. Bu karalama tiyatrolarına vatandaşımız kanmamaktadır. Partimize her gün artan sayıda vatandaşımız üye olmakta ve partimiz her geçen gün daha da büyümektedir. İYİ Parti bu ülkenin kurtuluş reçetesidir. Bu ülkenin aydınlık geleceğidir. 5 yıl önce çaktığımız o kıvılcım, bugün memleketin üzerine, güneş gibi doğuyor.
İYİ Parti güneşi, güçlü, zengin ve mutlu bir Türkiye ülküsüyle parlıyor. Allah’ın izniyle İYİ’ler iktidara yürüyor. Kaynak İyi Parti İl Başkanlığı Hasan Öğünç
Yorumlar
Yorum Yap