Gözden kaçırmayın

Farkındalık için bir araya geldilerFarkındalık için bir araya geldiler

 

Görgöz yayınladığı basın bildirisinde şu ifadelere yer verdi;


"Gerçeklerle Yüzleşmeli  Türkiye, Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü’nün yayınladığı son raporlarda; sağlık hizmetleri ile kişi başına sağlık harcamalarında ve kişi başına adalet hizmetleri harcamasında sonuncu sırada.

 

Yüksek öğrenimde öğrenci başına eğitim, barınma ve beslenme harcamasında, üniversitelerdeki bilimsel araştırma çalışmalarına ayrılan bütçede de son sıralarda.  Emekli maaşlarının düzeyinde ise dünya sıralamasında 1,4 milyar nüfuslu Hindistan’ın bir sıra önünde yani sondan ikinci sıradayız. 


Yılda iki kez yapılan ve takvimi belli olan maaş zamlarına rağmen her gün memur emekli maaş artışı, asgari ücret artışı haberlerinin medyada ilk sayfalarda yer alması, her gün yeni bir uzmanın ekranlara çıkıp olası maaş ve asgari ücret artışı hesapları yapması, kitlesel yoksullaşmanın bir sonucudur.


Dünyada, yılın 365 günü memur, emekli, asgari ücretli maaş zamlarının haber olduğu, ekranlarda saatlerce tartışıldığı başka bir ülke daha yok.  Türkiye’nin bu noktaya gelmesinin temel nedeni, iktidarın 22 yıldır uyguladığı sosyal devleti dışlayan, sadece bir avuç iktidar yanlısının çıkarlarını ve refahını gözeten politikalarıdır.

Kamusal hizmetlerin ve kamu varlıklarının satışı, piyasa kurallarına tabi kılınıp ticarileştirilmesi Türkiye’nin en az 50 yıl geriye gidişinin, ekonomik, sosyal, insani kriterlerde en alt seviyelere inmesinin ana unsurlarının başında gelmektedir.


İktidara geldiğinden bu yana 70 milyar doları aşan özelleştirme yapan iktidar satacak bir şey kalmayınca kamu arazilerini, ormanları, sahilleri, zeytinlikleri satmaya başladı. Anayasa ve sosyal devlet ilkesi uyarınca devletin asli görevi olan ve tüm yurttaşlara ücretsiz sunulması gereken kamusal hizmetlerin satışı ve ticarete konu olmasının sonucunda, sağlıktan eğitime, yüksek öğrenimden gıda ve beslenmeye, iletişim ve haberleşmeden teknoloji ve bilimsel araştırmalara kadar her alanda gerileyen Türkiye, bebekleri öldürüp devletten para kazanan özel hastanelerin
çeteleştiği bir ülkeye dönüştü.


Devletin temel kamusal görevi olan eğitimde fırsat eşitliğinin yerini özel okullar, özel üniversiteler, özel dershaneler aldı. Vatandaşlar, geçmedikleri paralı otoyollara, köprülere, tünellere, havaalanlarına her yıl milyarlarca lira garanti bedeli ödemek zorunda bırakıldı. Kamusal hizmet, kurum ve denetim mekanizmalarının etkisizleştirilmesi Türkiye’yi
dünyada örneği olmayan olayların sıradanlaştığı bir ülke haline getirdi. 


Maliye Bakanlığının “Vergi Yüzsüzleri”, Tarım ve Orman Bakanlıgı’nın “Gıda Yüzsüzleri”, Sağlık Bakanlığı’nın “bebek, yaşlı hasta istismarcıları” listesi yayınladığı bir ülke olmak içimizi yakıyor, canımızı acıtıyor. Kaynak Yalçın Görgöz