Gözden kaçırmayın
Fiyatlar Afyon Belediyesinden de ucuzHer yıl geleneksel olarak yapılan Valiler Toplantısı Ankara, JW Mariott Otel`de başladı. Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Sayın Beşir Atalay, İçişleri Bakanı Sayın Muammer Güler, diğer Bakanlar, İçişleri Bakanlığı üst düzey yetkilileri ve İl Valilerinin katılımıyla 3 gün sürecek olan toplantıda Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu’da hazır bulundu.Başta güvenlik olmak üzere İçişleri Bakanlığını ilgilendiren önemli yatırım, proje ve hizmetleri, diğer bakanlıkların Valilerle koordine etmek istedikleri kamu hizmet ve yatırımları, Valilerin gündeme getirmek istediği, İllerdeki önemli hususların değerlendirildiği toplantının açılış konuşmasını İçişleri Bakanı Muammer Güler yaptı.Güler konuşmasında;’ Toplantı vesilesiyle bakanlar ile valilerin bir araya gelip illerde gerçekleştirilecek hizmetleri görüşme imkanı ile bugün ve yarınki oturumlarda 9 bakanımızın kendi bakanlıklarıyla ilgili konuları valilerimizle değerlendirme fırsatı bulacaklar` dedi.İçişleri Bakanı Muammer Güler, toplantıda bakanlığın hedeflerini, beklentileri, iş yapma ve problem çözme konusundaki yaklaşımları valilerle paylaşma imkanı bulacaklarını, zaman sınırı olmaksızın tüm valileri dinleyeceklerini, toplantının son gününde ise başta güvenlik konuları olmak üzere KÖYDES, BELDES, duble yol, terör zararlarının karşılanması, köye dönüş, iç göç, sosyal yardım ve destek faaliyetleri konularında valilerle görüşmeler yapacaklarını, Bakanlık olarak en önemli görevlerinin ülkede huzuru, güvenliği ve asayişi sağlayarak vatandaşın kendisini huzur ve güven içinde hissetmesini temin etmek olduğunu belirtti.Daha sonra kürsüye gelen Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan toplantıda hazır bulunanlara hitaben yaptığı konuşmada `Ülke olarak edindiğimiz bu tecrübe, enflasyonu çok yüksek oranlardan düşük oranlara çekmek, nispeten kolay kılabiliyor. Yani üç haneli enflasyonu 70`lere, oradan 30`lara çekmek, oradan alıp 20`lere çekmek kolay olabiliyor. İstikrarı tesis ettiğinizde, güveni tesis ettiğinizde, para politikalarında, mali disiplinde tavizsiz gittiğinizde enflasyonu kontrol altına almak mümkün olabiliyor ve hatta tek haneli rakamlara çekmek mümkün olabiliyor. Şu anda olduğu gibi. Ama enflasyonu belli bir seviyeye çektikten sonra, yani tek haneli rakamlara düşürdükten sonra orada artık çok daha hassas davranmanız, daha büyük bir mücadele vermeniz gerekiyor. Enflasyon yüksek oranlardayken yılda 3 puan, 5 puan düşerken belli bir seviyenin altında artık 0 noktada 3 puan, 0 noktada 5 puan geriliyor. Yani bakıyorsunuz artık yarıma, çeyreğe, buralara düşüyor.26 ilimizin havaalanı varken şu anda 46 ilimizde havaalanımız var. Buraya geldik. Bu yıl sonuna kadar bu havaalanı sayısı 50`ye belki ulaşacak. Biz yol sorununu çözerek aslında sadece ulaşımı kolaylaştırmakla kalmıyoruz. Şehirlerimizin kapılarını diğer bölgelerimize ve dünyaya açıyoruz. O yollardan yatırımcının, o yollardan turistin gelmesini sağlayacak olan, şehirlerin işlerini cazip, yaşanabilir, güvenli hale getirecek olan sizlersiniz. Bu konuda en büyük sorumluluk sizlerle birlikte belediye başkanlarımızda, belediye meclis üyelerimiz, il genel meclis üyelerimiz ve o şehrin sakinleriyle bu işi yürütmek, bu işi koordine etmek birinci derecede sizlere düşüyor.`Büyük sorunları, makro sorunları çözerken küçük sorunları, mikro sorunları ihmal etmek, biliyoruz ki bir büyük ülkeyi veya bir ülkeyi büyük bir devlet, iddialı bir devlet yapmıyor` diyenBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, `Büyük ülke, ayrıntılarla ilgilenen, ayrıntı gibi görünen meselelerin de üzerine sabırla kararlılıkla giden ve onu da çözen ülkedir. İşte biz bugün, artık ayrıntılarla ilgilenmek durumunda olan, ayrıntıların üzerine gitmek durumunda olan bir ülkeyiz` şeklinde konuştu.`Milletimiz her şeyin en iyisini ziyadesiyle hak ediyor` diye konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:`Bizim ne Hükümet olarak, ne valiler olarak, ne belediye başkanları olarak şehirlerimizde yaşayan kardeşlerimize `Size yol yaptık daha ne istiyorsunuz` deme hakkımız yok ve olamaz. Veya onlara gidip `Size hastane yaptık, okul yaptık, konut yaptık, daha ne istiyorsunuz` deme hakkına ve haddine biz sahip değiliz. Tam tersine bizim medeniyetimizin bu noktadaki ilkesi son derece açıktır. Dicle`nin kenarında bir koyunu kurt kapsa bunun hesabı bizim üzerimizdedir. `Kurttan bana ne, koyundan bana ne` deme makamında değiliz. Hiç kimse bizi, kurt koyunu kaptı diye suçlamasa, itham etmese bile, bizim bunu kendimize dert etmemiz, bunun muhasebesini yapmamız, akşam başımızı yastığa koyduğumuzda `Bunu acaba önleyebilir miydim` veya `Nasıl önleyebilirdim` diye kendimize sormamız gerekir. İşte bu bir nefis muhasebesidir. Bunu yapmamız lazım.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, rekabetin zorlaştığı, hassas dengede ilerlediği günümüzde hiçbir valinin sadece idareci, devletin temsilcisi olarak kalmayacağını, her bir valinin birer turizm elçisi, eğitim gönüllüsü, fahri yatırım üyesi olarak çalışması gerektiğini söyledi.Uluslararası bir yatırımcının Türkiye`ye geldiği zaman valilerin `benim ilimde ne yapar yapar da ben buna yatırım yaptırırım` diye düşünmesi gerektiğini, illerini en iyi şekilde tanınması, yatırımcıya ev sahipliği yapması gerektiğini anlatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu: `Benim valim günlük bürokratik işlemlerin, teferruatın içinde kaybolup gitmeyecek, bunları asgariye indirecek ve şehre vizyon katmak, bir yerden alıp daha yüksek yere ulaştırmak için her alanda öncü ve rehber olacaktır. Türkiye`yi ancak bu şekilde daha fazla büyütebilir, ancak bu şekilde iddialı ülke konumuna yükseltebiliriz. Benim siz valilerimizden en önemli isteğim ne biliyor musunuz? Sıradancılığı bırakacağız, protokol valiliği yapmayacağız. Biz, tam manasıyla halktan biri gibi olacağız ve halk bizi gördüğü zaman kendini bulacak. Gittiğim her şehirde o şehirdeki üniversitelerimizle ilgili arzularımı, hayallerimi açıklıkla ifade ediyorum. Mesela Mardin, istiyorum ki Mardin tüm dünyada mimarinin bilimsel merkezi olsun, mesela Şanlıurfa tüm dünyada tarımın, bilim merkezi olsun, mesela Antalya `turizm kavramı` denildiğinde buradaki üniversiteler akla gelsin, mesela Bursa `sağlık, tıp, termal` denildiğinde Bursa`daki üniversiteler otorite olsun, mesela Kars `hayvancılık` denildiğinde önce buradaki üniversitemiz hatırlansın. Üniversitelerimle ilgili bu arzu, hayali, her bir şehrimizde, turizmde, yatırımda, üretimde, ihracatta görmek istiyoruz.Çok sık tekrarladığım sözü burada da tekrarlayacağım; `İnanan insan, çalışan insan, azmeden insan tekeden bile süt çıkartır`. Bütün mesele burada. Bize olmazları anlatan insanlar çok olacaktır, `bu başarılamaz, bu yapılamaz, bu olmaz` diyenler çok olacaktır. Biz, bir tane olur görebiliyorsak inanın bu yeter, bunun arkasına düşüp bütün olmazları olur yapabiliriz, bu güce, iradeye sahibiz. Atalarımızın güzel bir ifadesi var `olmaz olmaz deme olmaz olmaz` bunu yakalayacağız.`Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir şehrin valisinin en başta şehrine vizyon verebilmesi, hedef gösterebilmesi gerektiğini vurgulayarak, `Bu okuma yazma bilmiyor deme, o bir geleneğin temsilcisidir. Okuma yazma bilmese bile, ondan dahi alınacak çok şeyler var. Valiler şehre gerçekleşmesi mümkün bir hayal sunabilmelidir, olur ya da olmaz, siz görürsünüz ya da göremezseniz. Çünkü biz, sadece hayatımızın devam ettiği süreci değil, hayatımızın bittiği noktadan sonra gelecek kuşakların kucaklayacağı, onların devam edeceği bir sürecin tohumlarını ekmemiz lazım, bunu başarmamız lazım` diye konuştu.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, `81 vilayeti siz ayağa kaldıracaksınız, yan gelip yatmak yok, protokol valiliği yok. Çok koşacağız` derken, iktidarlarının geçmişten devraldığı önemli makro sorunlardan bir tanesi terör olduğunu belirterek, başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu illeri olmak üzere 81 vilayette, 76 milyon vatandaşın terör karşısında bedel ödediğini söyledi.Terörle mücadelede sınırda, kırsalda, denizde, şehir içinde her yerde verilen mücadelenin koordine olmasının başarıyı tetikleyeceğine işaret eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu: `Terör makro bir sorun olarak Türkiye`ye bedel ödettiği kadar, mikro sorunların çözümü önünde bir engel, set oldu. Terör yoksulluğun da göçün de altyapı eksikliğinin de önemli bir gerekçesi oldu. Yatırım, üretim, ihracat, istihdam noktasında terör özellikle etki gösterdiği illerde ilerlemenin, kalkınmanın önündeki yegane engel oldu. 10 yıl boyunca teröre karşı çok yoğun bir mücadelenin içinde olduk. Hiçbir zaman tek boyutlu düşünmedik, teröre sadece asayiş, güvenlik boyutuyla bakmadık. 10 yıllık süreçte terörle mücadele tarzımız, yöntemlerimiz zaman zaman eleştirildi, etkisiz gösterilmeye çalışıldı, engellenmeye çalışıldı. Birçok kesim bunun önüne geçmeye çalıştı, ne olursa olsun biz hiç yılgınlık göstermedik, asla umutsuzluğa kapılmadık, onlar tehdit ettiler, biz tek bir geri adım atmadık, onlar yaktılar biz inatla daha iyisini yaptık, onlar yıktılar biz kararlılıkla daha güzelini, sağlamını inşa ettik, onlar öldürmenin mücadelesini verdiler, biz sabırla yaşatmanın mücadelesini verdik.Gerek dünya nezdinde, gerek milletimiz nezdinde, gerekse terörün etkisi altında kalmış halkımız nezdinde biz şu anda hem güçlü hem kararlı hem de her boyutuyla haklı bir konumdayız. Şu anda terör bizim yoksulluğa karşı verdiğimiz samimi mücadele karşısında artık yoksulluğu bir bahane olarak kullanamaz ve kullanamıyor. Şu anda terör samimi mücadelemiz karşısında ret, inkar ve asimilasyonu hiçbir zaman bahane olarak kullanamaz hale gelmiştir. Çünkü ret, inkar ve asimilasyon politikaları iktidarımızla ayaklarımız altında çiğnenir duruma gelmiştir ve çiğnenmiştir. Şu anda terör başta dil olmak üzere kültürel hakların yoksunluğunu istismar edemiyor, bununla propaganda yapamıyor, biz olması gerekeni yaptıkça, Türkiye normalleştirdikçe terörün elindeki bahanelerde tek tek ortadan kalktı.`Devletin sıcaklığını, şefkatini, değişen yüzünü anlatmakta valilere çok büyük görev düştüğünü vurgulayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yapılan ve yapılacak hizmetlerle terörün bahane olarak kullandığı, istismar alanlarını tek tek ortadan kaldırmak ve bu süreci devam ettirmek gerektiğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, `Yoksulluğun da göçün de mahrumiyetin de eğitimsizliğin de artık devletin ihmalinden değil terörün şiddetinden kaynaklandığını tek tek her bir vatandaşımız bilmeli ve anlamalı` dedi.Yoksullukla mücadelede valilere devredilen, gönderilen imkanların en ücra mezralara kadar ulaştırılması gerektiğini ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, `Acaba şu gazeteler ne yazmış, ne yazar demeyin, gazetelerle amel etmeyin. Siz halkımızla yatın, halkımızla kalkın. Onların yazdıkları, çizdikleri ekranlarda gösterdikleri... Her zaman söylüyorum, abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz` diye konuştu.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye`de yaşayan 76 milyonu aynı ailenin bireyleri olarak görmenin herkesin görevi olduğunu ve bu görevi valiler, belediye başkanları, kaymakamlar ve tüm yöneticilerle başaracaklarını belirtti.Terör etkisi altındaki illere terörün verdiği zararları anlatmak zorunda olduklarını ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, `Terör istismar alanını, beslendiği bataklıkları kaybettikçe sorun çok hızlı bir şekilde çözülecek ve inşallah gündemimizden hiç endişe etmeyin çıkacaktır. Biz, terörle mücadelede en ufak bir taviz vermeyeceğiz. Asayiş, güvenlik noktasında hassasiyeti teyakkuzu asla elden bırakmayacağız ama aynı derecede demokratikleşmeden, yatırımlardan hukuktan da taviz vermeyecek, milletimizle birlikte yürümeye, bu meseleyi milletimizle birlikte çözmeye devam edeceğiz` diye konuştu.Valilerin bulundukları ilde devletin gülen, şefkatli, kucaklayan yüzünü temsil edeceklerini belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:`Ben gittim valilik kapısından beni içeri sokmadılar`. Diyeceksiniz ki `böyle bir şey yok`. Vatandaş valisine ulaşamıyor. Ulaşması lazım, bana da ulaşması lazım. Biz belli ara istasyonlar koymamıza, kullanmamıza rağmen o istasyon bile aldığı sorunu bana ulaştırmıyor. Halbuki bana ulaştırması lazım, bana özetlemesi lazım ama yapmıyor. Şimdi biz, bu iletişimi nasıl kuracağız. Şimdi diyelim ki bir başbakan olarak benim elim ayağım o ilde sizsiniz. Sizin de eliniz ayağının ilçede kaymakam. Oradaki sorunlar size ulaşmalı. Siz aşamadığınız sorunları da bize ulaştırmalısınız. Bakanlarımız var, ilgili bakanlıklarla veya direkt benle. Benim için 24 saat mesaidir, 24 saat beri arayabilirsiniz ama bende 24 saat içerisinde sizi arayabilirim. Hatta hatta kaymakamı da ararım, aradığım kaymakamlar vardır, onlar bilirler. Valilerim de vardır, onlar da bilirler. Biz zaten bu ilişkiyi kurduğumuz sürece başarı vardır. Eğer iş işten geçtikten sonra birbirimize ulaşıyorsak bu ülkede bir şey olmaz. 24 saat biz mesaideyiz. Bizim için tatil matil diye bir şey söz konusu değil. Biz tatilde bile mesaideyiz. Onun için başta şahsım olmak üzere bakan arkadaşlarım, valilerim, kaymakamlarımız, belediye başkanlarımız bu süreci böyle tanımlamalı, böyle anlamalı. Ben sizlere inanıyorum, sizlere güveniyorum, sizlerin gayretleriniz, mücadeleniz sayesinde Türkiye`nin çok daha hızlı kalkınacağına, daha hızlı büyüyeceğine, hedef ve iddialarına daha çabuk ulaşacağına gönülden inanıyorum.`dedi.
Yorumlar
Yorum Yap