Gözden kaçırmayın
Çocuklar ilk defa canlı buzağı gördüAfyonkarahisar Valiliği "Devlet Memurları 2013 Yılı 2. Dönem Hizmetiçi Eğitim Programı" kapsamında Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi İletişim Tasarımı ve Grafik Bölümü Başkanı Doç. Dr. İsmail Hakkı Nakilcioğlu tarafından "Halkla İlişkiler" konulu konferans verildi.
İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü Salonu`nda öğleden önce ve sonra olmak üzere iki ayrı oturum halinde gerçekle konferansta Valilik, Belediye, Dernekler, Nüfus Müdürlüğü, Afet ve Acil Durum Müdürlüğü personeline kurumsal imaj, kılık-kıyafet, protokol eğitimi ve beden dili konuları anlatıldı.
İlgiyle izlenen konferansta halkla ilişkiler kavramı üzerinde duran Doç. Dr. Nakilcioğlu, kamu görevlilerinin hem devletin hem de vatandaşın hakkını korumakla yükümlü olduğunu hatırlatarak, "Devlet memuru da sonuçta Türkiye Cumhuriyeti`nin vatandaşıdır, yani hepimiz aynı demirdeniz, aynı hamurdanız" dedi.
Halkla ilişkileri, "kurumların kitlelerle iletişim kurmak amacıyla yürüttükleri, kamu yararı esas alınarak sürdürülen düzenli çalışmalar" olarak niteleyen Nakilcioğlu, bu çalışmalarda asıl amacın, vatandaşla etkili iletişim kurmak, kurumu sevdirmek, bir tutumu benimsetmek, halkı inandırmak olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: "Halkla ilişkilerde başarının ilk adımı, halkın deyimiyle, önce `adam` olmaktır; sonra herkese `adam gibi` davranmaktır.
Bunların ardından, karşısındakini adam yerine koymak; iletişimi iyi bilmek, bilgi ve deneyimini sürekli geliştirmek gelir. Devlet memurluğu gibi onurlu bir görevi üstlenmiş olan kişi, sadece işyerindeki davranışlarına değil, özel hayatına da dikkat etmek zorundadır. Gelişmek ve olgunlaşabilmek için kamu görevlisi özeleştiri yapabilmeli, devletine ve mesai arkadaşlarına güven duymalı, aynı zamanda da çevresine güven vermedir. Ayrıca hem kurumun hem de halkın çıkarlarını sonuna kadar korumayı kendine görev saymalıdır."
Halkın güvenini sağlamak için vatandaşa, onu dikkate aldığımızı göstermek gerektiğine de işaret eden Doç. Dr. Nakilcioğlu, "Verdiğimiz sözleri tutmalıyız. Kayıtlarımız daima düzgün olmalı. Vatandaşa tahmini değil, net bilgi vermeliyiz. Konuları iyi açıklamalıyız" şeklinde konuştu.
Bir kamu görevlisinin, kendisinin hatalı olduğunu anladığında, hatasında ısrar etmek yerine, özür dileme olgunluğunu göstererek, karşısındakinin düşüncelerine katılmasının daha uygun bir davranış olacağını kaydeden Nakilcioğlu şunları ekledi: "Vatandaşın davranışları her zaman arzuladığımız şekilde olmayabilir. Vatandaşı değiştirmek bizim elimizde değildir. Yapmamız gereken şey, onu tanımaya ve anlamaya çalışmaktır. Sonuçta biz de vatandaşız! Söz ve davranışlarımızda sempatik olamasak da empatik olmak zorundayız. Vatandaşa ne söylediğimiz değil, onu nasıl söylediğimiz önemlidir. `Hayır` demenin de yolları vardır.
Yumuşak ve inandırıcı ses, vatandaşı yatıştırır, sahibine itibar kazandırır. Kızgın ve sert ses, vatandaşı daha da kızdırır, anlaşma kapılarını kapatır. Sıcak ve sempatik ses, yardım arzusunu gösterir, güven verir, işbirliği sağlar. Soğuk ve kayıtsız ses ise çok meşgulmüş izlenimi doğurur, ilgisizliği gösterir, tepkiye yol açar. Halkın güvenini sağlamak için münakaşadan, azarlamadan kaçınmalıyız. Görünüşümüz derli toplu olmalı. Güler yüzlü olmalıyız. En önemlisi de halkın inanç ve kültür değerlerine saygı duymalıyız".
Yorumlar
Yorum Yap