Geçtiğimiz hafta biliyorsunuz, 30 Ağustos Zafer haftası idi. Bu bahsedeceğim mermerci ve güya iş adamı Büyük Avrasya Madencilik yönetim kurulu başkanı ve Avrupa Ticaret ve İş birliği Konseyi Afyonkarahisar Başkanı olan zevata sorduk. “Başkanım 30 Ağustos var önümüzde, kutlama mesajı yayınlayalım mı? Sizin adınıza da, tamam yayınlayın” dedi.
Biz de hazırladık onunla ilgili ilanı, kendisine attık. “Ufak bir hata var onu da düzeltin” dedi. Tamam dedik, düzelttik, onayladı. Ve yayınladık. Tam 4 gün kendisine ekran görüntüsü de attık. Teşekkür etti. Bu zamana kadar, haber sitemizde, önemli günlerde yaptığımız ücretsiz bültenlerin de, haddi hesabı yok bu arada.
Fakat iş paraya gelince, ne taklalar, ne taklalar. “Ben seni arayıp haber vereceğim, sana döneceğim, toplantıdayım, halledeceğim” tarzı cümlelerin ardı arkası bitmiyor. Bizim kimsenin haksız yere ödediği paraya ihtiyacımız çok şükür yok. Biz tamamen hakkımızı istiyoruz. Emeğimizin karşılığını istiyoruz. Değil mi Yüksel Özsarı? Bu başkan geçen yıl da aynı hareketi yaptı, neyse boş ver dedik, önemsemedik. Ama maalesef yine aynı hareketi bu yıl da yaptı. Kendisini ne zaman arasak, önümüzde takla atıyor.
İkidir bizi katakulliye getiriyor. Ya arkadaş, işte bu gibi insanlar yüzünden biz evimize ekmek götüremiyoruz. Ekmeğimizle oynuyorlar. Ben buradan yine, önemli değil deyip sineye çekiyorum. Onun bana vereceği para beni fakir de etmez, zengin de. Ben kaybeden olmam, aksine kazanan olurum, o kaybeder. Dedim ya, biz kimsenin kafasına tabanca dayayıp, ilan ya da reklam almıyoruz; tamamen rızasını alarak iş yaptık. Ona rağmen bizi ekti.
Ben de bu hareketinden dolayı, kendisine şu mesajı attım: “Yüksel başkanım, geçen hafta pazartesi gününden sonra halledeyim dediniz. Bir hafta geçti, bugün Çarşamba. Önemli değil, ben sizden alacağım para ile fakir de olmam, zengin de. Geçen sene de bir reklam yapmıştım, yine aynı hareketi yaparak, bana ödeme yapacağınızı söyleyip ödeme yapmadınız. Ben de alacağımı silmiştim. Size sordum özellikle, ‘30 Ağustos ilanı girelim mi?’ diye; siz de ‘girin’ dediniz.
İş ödemeye geldiği zaman hep aynı sorunu yaşıyoruz. Bana borcunuz yok. Bu alacağımı da siliyorum. Eyvallah, Allah yolunuzu açık etsin” dedim.
Bunu neden yazdım biliyor musunuz? Çünkü 11 gündür beni oyalıyor. Borcunu ödeyecek adam çoktan öder. Daha önceden bana yine söz konusu bu şahıstan 40 bin lira alacağı olan birisi gelip söylemişti. Demişti ki, “Çalıştım, alacağımı ödemedi, vermedi.” diye. Ben öyle bir ihtimal vermemiştim o zaman, ama şimdi hak veriyorum. Ben gazeteciyim, bu adam bana bunu yapıyorsa, normal gariban işçiye ne yapmaz ki hak konusunda? Bundan sonra böyle, hani derler ya, “dinsizin hakkından imansız gelir” diye olay tamamen bu. Sabır da bir yere kadar. Bundan sonra da Yüksel Özsarı benim için alem-i cihan olacak.
Bendeki kredisi bitmiştir.
Yorumlar