Aralarında Ardahanlı hemşerimiz eski Konsolosun, eski Büyükelçi ve Ardahan eski milletvekili şimdiki Yenilik Partisi Gebnel Başkanı  olduğu Diş işleri Bakanlığında çalışan insanlarımızın Irakta esir alınması ardından yaşanan tartışmalar arasında görülmek istenmeyen tek şey yine Kürtler oldu..


Türkler Anadolu’da yerleşik bir hayata geçmeden önce Kürtler Azerbaycan’da Gence’den Bakü’ye, Bakü’den İran’da Tebriz’e, Tebriz’den Hamedan’a, Hamedan’dan Şehrizor’a, Şehrizor’dan Cizre’ye, Cizre’den Urfa’ya, Urfa’dan Diyarbakır’a, Diyarbakır’dan Erciş’e kadar uzanan yüz binlerce kilometre karelik topraklarda, tarihin kadim dönemlerinden başlayarak yaşam ve egemenlik mücadelesi verirken Müslüman olma kararı gibi Anadolu'ya Kürtlerden sonra gelen Türklerin hep yanında olan ve 102 yıl öncede yani  Kurtuluş savaşında da Türklerle birlikte olup, bir ülkenin kuruluşunda yer alan Kürtlerin Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerde de Türklerin yanında yer aldığını Irak'tan sonra Suriye'de ve İsrail'in bombaladığı İran'da yaşananlar ardından görmesi gerekenlerin, milliyetçi duygularının ezikliği ile görmek istememesi gerçekten düşündürücü bir durumdur.


Çünkü Türkiye’nin yanı başında oynanan oyunların bu ülkeye sıçramaması için ortaya konulan çabaların yanında yine diline 'binmeyen' dil denen Kürtler geldiğini, görmek istenmese de kabul etmek gerek..
Evet kaynayan Ortadoğu’da yaşanan ve istenen karanlık oyunları başta Öcalan olmak üzere tüm Kürtler Türkiye’nin yanında yer alarak bozuyor, yada erteliyor.. Bunun en son örneği adı daha konulmayan son barış sürecinde de görmemek körlük yada samimiyetsizliktir.. 


İşte size açık örneği kaçırılan Ardahanlı konsolos ve diğer  insanlarımızın kurtarılması için ortaya konan o günkü çabaların yani 'Sınırımıza kadar geliyorlar, gelecekler..' denen İsrailliler gibi IŞİD’ın sınıra gelememesinin nedeninin başını yine Kürtler çekmiş ve yine Kürtler ön safalar da olmuştu.
Başta ABD olmak üzere Rusya, İran, Çin ve İsrail’in satranç tahtasına çevirdikleri Ortadoğu da Türklerin veziri konumunda olan Kürtlerin var olma mücadelesi yine en çok Türklere yaradığını yarayacağını bir iki menfi olayı mana edip, Kürtlere saldırmayı kendine ilke edinenler başta olmak üzere tüm Türkler anlamalı ve Irak'a ve Suriye'ye sonra İran'a yapılanları aizlerken kimin gerçekten kardeş olduğunu artık görmelidirler..


Çünkü Kürtlere Halepçeleri yaşatan Saddam'da, Kürtlere kimlik bile vermeyen baba oğlu Esadlarda, bugün kırılıp, geçirilen ve toprakları ellerinden alınan ve Kürtleri elma kokulu bombalarla öldüren Saddam'ın heykelini meydanlarına diken Filistinli Arafatlar da, bugün Kürtlere haklarını vermeye hiç niyetlenmeyen, Kürtler gibi kendi Farslılara dahil demokrasi, özgürlük ve talep edilen federalizm sistemine yanaşmayan, gençleri meydanlarda asılan Kürtlerin yanında Azeri Trüklerin de haklarını yiyen molla İran'a vuran İsraillerin yanında olduğunu ilk açıklamayan İngilizlerin kışkırtması ile onları kurtarmaya giden  Türklerin trenlerini devirip, çölün ortasında katleden Araplardan medet beklemek yarın BOB'un gerçekleşmiş demekten öte bir şey değildir.. 


**UYUMAYIN, ARDAHAN'I ÇALACAKLAR..


Sınırlarımız ötesinde ve tüm dünyada yaşananların kendi yerel gündemi de unutmadan biz Ardahanlılar da burada bir dada düşeyim.. Çünkü ülkede ki gerçekler gibi yerelin gerçek gündemini de unutmayalım.. 
Gerek gazeteci olarak gerek ise Ardahan Gazeteciler Cemiyeti ve adını İstanbul ve tüm ülkeye yazdırdığım Ardahan Dernekler Federasyonu Başkanı iken br an önce oluşturulması gerektiğini ısrarla belirttiğim, 'Güçlü Bir Ardahan Lobisi' nin bizzat Ardahanlılarca anlaşılamamasının bedelini yine Ardahan ve Ardahanlıların ödediğini artık anlamalıyız.


Çünkü Ardahan'ın yeniden vilayet olmaması için büyük bir mücadele veren Kars ve Karslıları bunu başaramayınca önce Çıldır'ın tümünü, olmadı Çıldır gölünün tamamını almak istediklerini Ardahan'dan koparılan ve kap kaçlı bir referandumla Kars'ın Arpaçay İlçesine bağlanan 9 köyünden anlayamadık.
Ardahanlıların yıllarca sırtlayıp, önce belediye başkanı ve bugün ülkenin ilk yüz zengini arasına soktuğu Gürbüz Çapan'ın da katkıları ile Çapan'ın da köyünün de içinde bulunduğu Ardahan'ın 9 köyünü Kars'a bağlatan ve ardından Çıldır gölünün yönetiminin Karsa bağlı olması için rahmetli meslektaşım Ümit Kılıç'ın da köyü olan ve Çıldır Göl Festivalinin yapıldığı Ağçakale köyünü de 9 köye katmak isteyen ancak o zaman muhtar olan rahmetli Ümit Kılıç'ın engeline takılan Karslılar, bunu başaramayınca bugün Çinlilerin finanse ettiği Kars-Tiflis-Bakü Demiryolunun Çıldır Gölünün batı yakasından geçen Kars-Tiflis-Bakü Demir Yolunun güzergahını değiştirip, Kars'a yakın olan Ermenistan sınırına yakın alana çektiler. Bunu yapanda bir dönemde kara yollarından sorumlu bakan olan o dönemin Karayolları Genel Müdürü Karslı Ahmet Arslan idi..


Evet, Ardahan'ın 9 köyünü çalıp, Çıldır Yukarı Cambaz köyü sınırları içinde yapılması beklenen Kars-Tiflis-Bakü Demiryolu üzerinde ki indirme, bindirme Antreponu Kars'ın sınırları içine çekti. Ve bunu yapan kişi yine aynı isimdi. Yani Esenyurt Belediyesi'nin verdiği otobüsler ile İstanbul'dan Ankara'ya koşa koşa gidip, Ardahan'da kurulan Yerel Platform üyelerini ayırıp, kendilerine yakın olanları Ankara'ya götürenlerin bugün hala Ardahanlıların 'bakan beg' deyip, Erdoğan ile telefonda konuşurken önünü ilikleyen, seçimde değil tutuklanan başkanın boş bırakmak zorunda kaldığı mecliste  tombaladan çıkan önlerini ilikledikleri dünkü Karslı Bakan Ahmet Aslan idi..  


Ve bu yetmez gibi eski CHP'li, bir önce ki AKP'li Posof Belediye Başkanın da bilmeyerek desteklediği Posof Türkgözünü direk Karadeniz'e bağlayacak ve Ardahan'ı olduğu gibi Damal ve Hanak'ı baypas edecek olan Kol köyü yolu da Ardahan'a zarar verecek olan en büyük zarar olduğunu başta, Göle'yi Selim üzerinden Kars'a bağlayacak olan yolun sınırları içinde bulunduğu Göleli eski vekil Orhan Atalay ve şu anki milletvekilleri Kaan Koç ile Özgür Erdem İncesu olmak üzere tüm Ardahanlılar iyi bilmelidirler..


Kısacası; Ardahan'ı çalmaya çalışanlara karşın uyanık olup, Ardahanlıların çok istediği havaalanını Ardahan'a çok görüp, plan ve projesini rafa kaldıran ve bugün Ardahan'a yapılacakken Silivri'ye yapılan Silivri Cezaevi gibi ödeneğini Artvin-Rize'ye aktaranlara karşı her Ardahanlının artık uyanık olması ve KAI denen gölge başta olmak üzere Ardahan'a kara bulutlar gibi çökenleri el birliği ile, 'Güçlü Bir Ardahan Lobisi' ile geri itmeli ve uyanık olmalıyız..