Gözden kaçırmayın

Erhan cevaplayamayınca Köksal'a sorduErhan cevaplayamayınca Köksal'a sordu

Zaman Gazetesi Köşe Yazarlarından Mümtaz`er Türköne’nin bugünkü köşe yazısını değerlendiren CHP Afyonkarahisar İl Başkanı Yalçın Görgöz, AK Parti’nin sürekli karşılarında muhalefetin olmadığını söylemesinin yanlış bir durum olduğunu söyledi.YEHA muhabirine açıklamalarda bulunan Görgöz, Mümtaz`er Türköne’nin köşe yazısının AK Partiye bir uyarı olduğunu vurguladı.Görgöz, “AKP’nin çözüldüğü doğru ancak laik Türkiye Cumhuriyeti devletinde ana muhalefet partisinin giderek güçlendiği gerçektir. Giderek Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’nin gündemini oluşturan AKP’yi peşine takan bir durumdadır. Bu, başta Türköne gibi köşe yazarlarımızın ve bu yandaş medya patronlarını rahatsız etmektedir. AKP’nin elinde medya dışında kolay kolay hiçbir şey kalmayacaktır, en son medyada bitecektir. Çünkü bütün yaptırımlar bütün aldıkları kararlar, 4+4+4’den tutun, aniden kürtaj meselesinin ortaya atılmasını, aniden farlı farklı şeylerin öne sürülmesi, ani gündem değişiklikleri, bunların hepsi AKP’nin içinde bulunan ayrı ayrı patronlara verilen sözlerin yerine getirilmesidir. Bunlar bitecektir” dedi.AK Partinin artık kimseyi memnun edecek durumda olmadığının altını çizen Görgöz, “Bunların kendi içinde de tatminsizlik var. Bunların bu tatminsizliği giderek halkı daha fazla memnuniyetsizliğe kaosa sürüklemektedir. Bunu AKP’nin yöneticileri görüyorlar. Sona doğru gidişin başlangıcıdır. Keskin sirke küpüne zarar. Küp çatladı, küp delindi giderek de parçalanıyor. Bunun gidişatının sonu yok, öne geçmelerinin şansı yok. Gerçekler acıda olsa kaçınılmazdır. Kökü dine dayalı, tamamen dini ön plana alarak siyaset yapan partilerin ömrü yoktur” diye konuştu.Herkesin inançlı insanlar olduğunu belirten Görgöz, sözlerini şöyle sürdürdü:“Burada amaç insanları dindarlaştırma değil dini kullanıp insanları sömürmektir. Hepimiz inançlı insanlarız ancak bunu öne sürüp bundan faydalanmak, din tüccarlığı bir yere kadardır. AKP hükümeti devletin tümünü ele geçirmiş durumda. En son bundan iki yıl öncesine kadar bir takım medya grupları bazı çıkışlar yapmaya başladığı zaman, hemen o medya patronlarına da bir çare buldular. Onları da farklı nedenlerden dolayı mecbur edip diz çöktürdüler. O medya da satın alındı. Yüzde 90’nın üzerinde medya gücü elinde. AKP iktidarının, başka da hiçbir gücü yok zaten. Toplumu sürekli bir şeylere alıştıra alıştıra, içine sindire sindire normal hale getirirseniz toplumda bunu normal hale getirirseniz zaman içerisinde tepkisiz toplum yaratırsınız.”MHP İl Başkanı Aziz AslanMilliyetçi Hareket Partisi Afyonkarahisar İl Başkanı Aziz Aslan ise dünyada hiçbir gücün rakipsiz olmadığını söyledi.AK Parti’nin ‘ustalık dönemi’ dediği döneminde ülkeyi ‘acemilik’ döneminden daha kötü yönettiğini belirten Aslan şunları söyledi:“Dünyada hiçbir güç rakipsiz değildir. AK Parti ustalık dönemini icra ettiğini söylüyor ama acemilik döneminden daha beter yönetiyor ülkeyi. O yüzden AK Partide bir geri dönüş başlamıştır. İnsanlar hallerinden memnun değillerdir. Ülke iyi yönetilememektedir. Dağılma süreci başladığı zamanda hızlı bir şekilde bunun sonu gelecektir. Hiç kimse kalıcı değildir. Nasıl ki bu yükseliş milletin sayesinde olmuşsa, çöküş de millet iradesinde gerçekleşecektir.”AK Parti’nin de bir alternatifinin bulunduğunu belirten Aslan, AK Parti’nin rakibinin de alternatifinin de Milliyetçi Hareket Partisi olduğunu vurguladı.AK Parti’nin sürekli tezatlar içerisinde olduğunu belirten Aslan, “Sık sık tezatta düşüyorlar. Farklı sesler çıkmaya başladı. Bu farklı sesleri de kapatmak için gündem değiştiriyorlar. Örneğin kürtaj meselesi, örneğin 3. Köprü meselesi. Bunlar tamamen ülkenin önemli gündem maddelerini değiştirmek ve milletin kafasını bulandırmak için çıkarılmış olan özel konular. Zinayı serbest bırakan hükümet aylarca kürtajı konuşuyor. Aslında uygulamaları da birbiriyle ters. Gereksiz gündemler oluşturarak milletin kafasını uyuşturmaya devam ediyorlar. Milletin kendi kendine iradesini ortaya koymasına iznin verseler problem hal olur, bu millet doğruyu bulur” dedi.Ağır eleştirili o yazıZaman Yazarı Mümtaz`er Türköne, "AK Parti çözülüyor mu?" başlıklı çarpıcı bir yazı kaleme aldı.İşte o yazıAK Parti çözülüyor mu? Her şey fani. İktidarlar da. Gelecekte bir gün AK Parti iktidarı da sona erecek. Peki, ne zaman? İşte bu soruyu sormaya başlarsanız, sonun başlangıcındayız demektir.AK Parti saflarında bir dağınıklık görülüyor. Bu dağınıklığın sebebi rakipsizlik. Saflar, düşmanlara karşı sıkılaştırılır. Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en güçlü ve rakipsiz iktidarı tarafından yönetiliyor. Gücün zaafı kendisidir. Siyasette güç temerküzü, gücün sahibine zarar veren bir yıpranma süreci başlatır.Her şey akışta, hiçbir şey duruşta değil. Bir tek faktör siyasetin bütün dengelerini alt-üst edebilir. İstikrarlı, güçlü ve güven veren bir iktidarın ellerinde iken Türkiye birden kaosa yuvarlanabilir. Mümkün mü? Demokratik siyasette hiçbir şeyin garantisi olmadığına göre pekâlâ mümkün. Peki nasıl? Bu soruya cevap bulabilmek için değişenlere bakalım.AK Parti geniş bir iktidar bloku olarak yükseldi. Ezilenler, horlananlar, soyulanlar, zulme uğrayanlar AK Parti`nin siyasî elitlerinin peşine takılarak haklarını aradılar. Muhafazakâr seçkinler, üstlendikleri temsil görevini hakkıyla yerine getirdiler. Toplumsal adaleti tesis ettiler. Ülkeye düzen ve istikrar getirdiler. Özgürlükleri genişlettiler. İnsan haklarını güvenceye aldılar. Ekonomiyi iyi yönettiler, ülkeyi zenginleştirdiler.Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi`nde öğretmenlerin Milli Eğitim Bakanı`nı protesto etmeleri, bu temsil misyonunun muhafazakâr kadrolar için bile sona erişinin işareti olarak görülmeli. Başbakan yargı için, "devlet içinde ayrı bir güç gibi hareket ediyorlar" diyor. Yargı devlet içinde ayrı bir güç değil mi? Siyasetin temel kuralıdır: Kimse gücü paylaşmak istemez. Paylaşılmayan güç ise her zaman tehlikelidir. Siyaset bizim toplumumuzda kanlı bir oyun olarak süregeldi. Taht için mücadele edilen şehzadelerin Fatih`ten önce sadece gözlerinin dağlandığı anlatılır. Kör bir padişah olamayacağı için, şehzade oyun dışı kalır. Eski metinlerde bu göz dağlama işlemi "tutuldu ve gönül gözü açıldı" diye zarif bir üslupla anlatılır. Yani? Güç mücadelesi insanın gönül gözünü kapatır.AK Parti kendisini bugünlere getiren en değerli varlığını, düşmanını kaybetti. Safların sıkı durmasına, sürekli tetikte bulunmaya artık gerek yok. Meclis `te üçüncü dönemini sürdürdüğü için siyasete ara verecek olan, zorlu işlerde pişmiş çok sayıda rical var. Önümüzde iki turlu bir cumhurbaşkanlığı seçim i duruyor. Siyasî sistem değişiyor. Yeni ittifaklara, bloklaşmalara gebe bir siyasî iklime giriyoruz. AK Parti gücünü yönetici elitlerine borçlu. AK Parti`nin gerçekten yetenekli ve kariyerleri etkileyici elitleri var. Güçlü elitler, hiçbir zaman tek bir güce boyun eğmez.AK Parti`yi iktidarda tutan temel dinamik rakipsizliği. Rakipsizlik ve güç temerküzü, bir siyasî partiyi bir arada tutan sıkı bağların gevşemesini getirir. Muhafazakâr elitler toplumun ezici çoğunluğunu temsil yeteneğine sahip. Ama toplumun ezici çoğunluğu muhafazakâr elitlerin dünyası içinde yaşamıyor. Temsil görevi düzen, istikrar ve zenginleşme umudu ile sınırlanıyor.250. madde tartışması bu güç temerküzünün yol açacağı dağılmayı göstermek için çok önemli bir vesile. Yargının özel yetkiler kullanarak peşine düşeceği suçlar kalmadı mı? AK Parti Meclis grubunun ezici çoğunluğu bu soruya "hayır var" cevabını verecektir. AK Parti`den neden farklı sesler çıkıyor? AK Parti güçlü bir terkip. Bu terkip şimdi cüzlerine ayrılıyor mu? AK Parti çözülüyor mu? Özel yetkili mahkemelerle ilgili tartışmalar bu sorunun cevabını ararken sağlam bir fikir verecek. AK Parti grubunun, yargı paketi görüşülürken verilecek bir değişiklik önergesine sorgusuz sualsiz "evet" demesini bekliyor musunuz? YEHA