Gözden kaçırmayın

Dayı Lokanta ve konser dışında ne yaptınız ?Dayı Lokanta ve konser dışında ne yaptınız ?

İYİ Parti Milletvekili Av. Hakan Şeref Olgun ve partililerle birlikte basın açıklaması yapan İYİ Parti İl Başkanı Mısırlıoğlu, Türkiye ve Afyonkarahisar’ın etkilendiği, son zamanlarda gerçek anlamda 85 milyonun yaşantısının kısıtlanmasına neden olan ağır şartların derinden hissedildiğini söyledi. Mısırlıoğlu, “Zor ekonomik şartları derinden yaşadığımız bugünlerde milletin sorunlarını bir nebze olsun duymak, sağır kulaklara duyurmak için dertlerini dillendiremeyen hemşerilerimizin derdini dile getirmek ve toplumun gür sesi olmak için Afyonkarahisar Milletvekilimiz, Afyonkarahisar sevdalısı, Av. Hakan Şeref Olgun’la yaşananlar üzerine bir değerlendirme toplantısı düzenlemek istedik. Ülkemizin gündemi gerçekten çok ağır ve zor şartlarda gitmektedir. Akaryakıt başta olmak üzere iğneden ipliğe yağmur gibi zam yağdığı seçimin üzerinden henüz iki ay geçmişken yüzde 80’e varan akaryakıt zamlarının altında artık vatandaşımızı cinnet hali yaşadığı bir dönemdeyiz. Hep birlikte bunun sorunlarını Zafer Meydanı’nda Sayın Milletvekilimizin Afyonkarahisarlılar adına Mecliste yapmış olduğu ve bu ekonomik gündeme, ağır şartlara dair çalışmalarla ilgili kısaca bir bilgilendirme yapacağız” dedi.İYİ Parti Milletvekili Hakan Şeref Olgun ise yaptığı açıklamada :” Değerli arkadaşlar; Bu gün burada toplanmamızın amacı ülkemizdeki ekonomik dar boğazın hangi seviyelere ulaştığını gözler önüne sermektir. Biliyorum ki her kesim bu ekonomik buhranı farklı şekillerde hissediyor. Ancak ne yazıktır ki iktidar tüm bu sorunlara gözünü yumuyor, kulağını tıkıyor… Vatandaşın içler acısı halini görmezden gelen, zam üstüne zam bindirerek vergilerle vatandaşı ezen bir iktidarla karşı karşıyayız… Hepinizin bildiği gibi akaryakıta gelen son zamlardan sonra insanlar araçlarına binerken kara kara düşünmeye başladılar. Binek otomobiller günümüzde temel ihtiyaç olsa da iktidarın zam politikası yüzünden artık lüks bir konum kazandı. Hadi binek otomobilleri geçtik de çiftçinin, üreticinin, tüccarın en temel üretim kaynağı olan akaryakıt fiyatları ekonomi çarkını durma noktasına getirdi. Yerle bir olmuş bir ekonomik sistemi düzeltmek için tercih edilen yöntem saç baş yolduran cinsten…Değerli basın mensupları bu gün  eşekle kent merkezinde dolaştım. Akaryakıt zamlarına dikkat çekmek isterken ironi yapacaktık ki baktık eşeğin de maliyeti az değil. Arpa, buğday, saman fiyatları eşek beslemeyi bile zorlaştırıyor. Çiftçimiz para kazanamazken, arpa, buğday, saman gibi ürünleri bile üretip değerinde satamazken hükümet de çözümü ithalatta arıyor. Toprak Mahsulleri Ofisi, randevu krizi yaratarak çiftçiyi çileden çıkartıyor, zarar ettiriyor. Dünyada tarım ülkesi olarak parmakla gösterilirken nasıl oldu da bu hale geldik biz? 3 tarafımız denizle kaplı, verimli toprakları, üreten insanları olan bir ülkeydik. Şimdi ürettiğimizi zamanında ve değerinde satamıyor, tarımsal ekonominin dışa bağımlı hale gelmesini sadece seyrediyoruz. Çiftçimizin sesini duyan olmadığı gibi satın alınmış medya organları yüzünden yalnızca belli başlı mecralarda bizler bu konuları dile getirebiliyoruz. Ülkemizde AKP iktidarı ile birlikte ne yazık ki yaygın bir değersizleştirme politikası hakim olmaya başladı. Bu hükümet eliyle tüm kıymetlerimiz değersizleştirilmeye başlandı. Çiftçinin hasatı da böyle böyle değersizleştirildi. Aracılar para kazanırken üretici zarar etmeye başladı. Piyasada değerinde satılamayan mallar Toprak Mahsulleri Ofisi’ne satılmak isteniyor ancak onlar da yeterli depo olmadığı gerekçesiyle çiftçiye randevu vermiyor.Hadi çiftçi mahsulünü sattı diyelim, bu kez parasını günler sonra alabiliyor. Hükümet eliyle üretemez, çalışamaz hale getirilen kesim, yine aynı hükümet eliyle borçlandırılıyor, borcunu ödeyemez hale getiriliyor… Ülkemizdeki genel ekonomik durumu değerlendirecek olursak; vatandaşın sırtına daha fazla vergi yükleyerek krizin üstesinden gelmeye çalışan bir hükümet görüyoruz. Eskiden zengin, orta direk ve fakir kesim vardı. Orta direk kesim de yerinde sayıyordu. Şimdi artık ne yazık ki orta direk diye bir şey kalmadı. Nüfusun büyük bir çoğunluğu fakirleşirken zenginlerle aradaki fark da iyice açıldı. Bir ülkede bu denli toplumsal dengesizlik varken Devletçilik ilkesi gereği hükümetin üreticiyi, çiftçiyi desteklemesi, eğer birilerine ekstra vergi yükleyecekse o da zengin kesim olması gerekir. Bin bir çileyle üretim yapan, iklimsel değişimlerden, doğal afetlerden kolayca etkilenebilen çoğu zaman emeğinin karşılığını bile alamayan çiftçiye tam da hasat zamanı akaryakıt zammıyla mı destek olacaklar?Bakın biz buraya kanayan yaramıza dikkat çekmek için eşekle ve hububatla geldik. Üç maymunu oynayanların artık bir şeyleri görüp duyması lazım. Kendilerine her mikrofon uzatıldığında sümen altı etmeye çalıştıkları gerçeklerle yüzleşmeleri lazım. El birliği ile bozdukları düzeni yeniden sağlamaları gerek. Çiftçiyi hayvancıyı ekonomik krize ezdirmenin maliyeti daha büyük krizler olur. Satıp özelleştirdikleri tüm değerlerimiz elimizden kayıp gitti. Bir tek üreticimiz, çiftçimiz, hayvancımız kaldı. Biz onlara sahip çıkmak, arkalarında durmak için elimizden geleni yapacağız” Kaynak Hasan Öğünç