Gözden kaçırmayın

Görgöz bir özür bekliyoruzGörgöz bir özür bekliyoruz

Esnafın, sanayicinin, işadamının, çiftçinin, çalışanların hali perişan!     Türkiye ekonomisinin ciddi sıkıntıları olduğunu ve iyi yönetilmediğini, sürekli yanlışlar yapıldığını vurguluyoruz. Açıklanan ekonomik veriler de bunu doğruluyor. Siyasi ve ekonomik yanlışları, diplomasideki yanlışları biz söylediğimiz zaman hükümet bunun doğru olmadığını savunuyor. Merkez Bankasının bir önceki Başkanı Sayın Durmuş Yılmaz, geçen hafta İrlanda’da katıldığı bir toplantıda Türkiye ekonomisinin “aşırı ısındığını, inşaat ve konut sektöründe riskler gözlediğini, büyümenin cari açık yaratmasının önüne geçilemediğini”  söyledi.Sayın Durmuş Yılmaz şu anda aynı zamanda Sayın Cumhurbaşkanının Baş Ekonomi Danışmanı.Biz diyoruz ki Türkiye ekonomisi krediyle, borçla dönüyor. Kredi kartı batakları, tüketici kredisi batakları patlama yapmış durumda. İcra dairelerinde 40 milyon icra ve haciz dosyası var. *74,5 milyon nüfuslu ülkenin 40 milyonu icralık olmuş!18 yaşından küçükleri, işsizleri, çocukları düşün bu sayıdan, neredeyse ülkede çalışanların, esnafın, işadamının çoğunluğu hacizle icrayla boğuşuyor. Biz diyoruz ki, inşaat sektöründe 1 milyon dolayında talep fazlası konut var. Maket üzerinden konut satışlarına izin verildiği için konutzedeler, batan-iflas eden inşaat şirketlerinin mağdur ettiği insanlarımızın sayısı her geçen gün artıyor. Kentsel dönüşümle birlikte bu facia daha da büyüyecek. Bir insan hasta ise doktorun görevi ona hastalığını söylemek, uygun tedaviyi uygulamak, gerekirse “acı ilacı” içirmektir. Hasta olan birine “Turp gibisin, hiçbir şeyin yok” diyen doktor, ettiği hipokrat yeminine ihanet ediyor demektir.Aynı şey, ülkeyi ve ekonomiyi yönetenler içinde doğrudur ve gerçektir. Ekonomide her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylemek halkı kandırmaktır.Gerçeği itiraf etmek, “biz bunu yönetemiyoruz, yanlış yaptık demek” de bir erdemdir, dürüst yöneticiliğin, siyasetçiliğin gereğidir.Türkiye ekonomisi maalesef yukarıda belirttiğim tarzda yönetilmekte, “Hiçbir hastalığı” yok denilerek sorunlar, sıkıntılar görmezlikten gelinmektedir.BDDK’nın açıkladığı son verilere göre 15 Mart 2013 itibariyle, kredilerin toplam tutarı, bir hafta öncesine göre 6 milyar 424 milyon TL artmış ve 835 milyar 858 milyon TL’ye yükselmiş. Bu tutar, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19,1’lik artışı ifade ediyor. Tüketici kredileri 203 milyar 628 milyon TL’ye yükselmişSürekli dile getirdiğimiz ve Sayın Durmuş Yılmaz’ın da endişelerini ifade ettiği konut kredileri 15 Mart itibarıyla 90 milyar 890 milyon TL! Geçen yıla göre artış oranı yüzde 21’in üzerinde.Tüketici kredilerinin haricinde, insanlarımızın bankalardan kullandığı ihtiyaç kredilerinin tutarı 72 milyar TL’ye yükselmiş.Bankalara olan Tüketici kredisi borcunda adeta patlama yaşanıyor. Tüketici kredisi borçlarının tutarı 275 milyar 505 milyon TL’ye yükselmiş durumda.Tablo bu. Yukarıda değindiğim gibi icra dosyalarının sayısı 40 milyon, bankalara olan kredi borçlarının toplamı 835 milyar TL.Bu ne demek? Ekonominin borçla, krediyle döndüğünün, vatandaşların bankalara borçlanarak, yüksek faizin, kredi borcunun, kredi kartı borcunun altında ezilerek, borçlarını ödeyemeyip, icraya, hacze düşerek yaşadığının kanıtı demek.Biz bunu söylüyoruz, Cumhurbaşkanının Baş Ekonomi Danışmanı da bunu teknik ifadeyle dile getiriyor, “Ekonomi aşırı ısındı” diyor. Bunun bir adım sonrası, ekonominin, yurttaşların, şirketlerin, esnaf ve çiftçinin, sanayicinin iyice kavrulması, yanıp kül olmasıdır.