Gözden kaçırmayın
Görgöz bir özür bekliyoruzSuriye politikası ile Ortadoğu pazarında ekonomik anlamda ciddi sıkıntıya dü Türkiye, şimdi de Mısır politikası ile bu ülkedeki yüzlerce Türk şirketinin ve bu şirketlerin Mısır’daki 2 milyar doları aşkın yatırımlarının riske edilmesiyle karşı karşıya kalacaktır.Suriye yolunun kapanmasıyla, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya yönelik ticarette Mısır’ın en önemli limanlarından Port Said’i kullanmaya başlayan Türkiye, hükümetin yanlış ve hırçın Mısır Diplomasisi ile bu ticaret kapısının da kapanmasına neden olacaktır.Hepsinden önemlisi, hükümetin adeta Müslüman Kardeşler’in ve Mursi’nin “hamiliğine” soyunması, Mısır halkının büyük çoğunluğunun ayaklanarak meydanları doldurduğu bir yönetimi sonuna kadar sahiplenmesidir.Bir ülkenin içişlerinde bu derecede “taraf” olmak, ne karşılıklı içişlerine saygı ilkesine, ne diplomatik teamüllere ne de uluslararası ilişkiler temelinde, uluslararası hukuk kurallarına uymaktadır. Mısır’da askeri müdahale sonrası yeni yönetimi ilk tanıyan ve ordunun göreve getirdiği Devlet Başkanı Adli Mansur’u kutlayan ülkeler Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün oldu. Bu ülkelerin hepsi aynı zamanda Suriye sürecinde Türkiye ile birlikte hareket eden, Müslüman Kardeşler yönetimini siyasi ve ekonomik olarak destekleyen, Mursi’ye de destek veren ülkeler.Şimdi ise, Türkiye dışında bu ülkelerin tamamı, batı ülkeleri de dahil olmak üzere Mısır’ın yeni yönetimi ile diyaloga girerken Türkiye’nin tek başına Mursi’nin davasını gütmesi, bunu da yine demokrasi, seçim, sandık gerekçelerine dayandırması inandırıcı olmuyor. Yeni yönetimi ekonomik açıdan rahatlatmak için Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin toplamı 10 milyar dolara yaklaşan bir ekonomik destek pa ketini ilan etmeleri de anlamlıdır.AKP iktidarının bölgesel liderlik ve bölgesel olaylarda söz sahibi olma politikası doğrultusunda Mursi ve Müslüman Kardeşler’i yanına çekerek etkinlik alanını genişletme stratejisi de son gelişmelerle temelinden çöktü. Türkiye, hem küresel hem de bölgesel “yalnızlaşma” olgusuyla karşı karşıyadır. Yaşanan gelişmelerden sonra ABD’nin Suriye konusundaki politikasının değişmesi de söz konusudur. Arap Baharı sonrasında iktidara gelen ılımlı İslami yönetimler, ağırlıkla Sünni iktidarlarla AKP’nin yakınlaşma ve etkinliğini siyasi-ekonomik anlamda pekiştirme politikası, Mısır’daki gelişmelerden sonra iflas etmiş, desteksiz kalmış durumdadır. Başbakanın ve Dışişleri Bakanı’nın hırçınlığı biraz da bundandır.
Yorumlar
Yorum Yap