Merhaba değerli okurlar, Malum önümüzde yine bir seçim var. 16 Nisan’da Türkiye için dönüm noktası olacak, halkın oyları ile karar verilecek bir seçim. Umarız bu seçim Ülkemiz için birlik, beraberlik ve kardeşliğin büyük bir adımı olur. Yüce Milletimiz her zamanki gibi bu seçimde de kararını elbette ki verecek. Afyonkarahisar’da ekonomik anlamda piyasalarda ciddi anlamda bir sıkıntı söz konusu. Esnaf satış yapamamaktan şikayetçi, Çiftçinin malı para etmiyor,alacaklı alacağını tahsil edemiyor, borçlu borcunu ödemekte sıkıntı yaşıyor. Velhasıl bir zincirin halkası gibi hepsi birbirine bağlı. Doların ve Euro’nun yükselmesi piyasaları allak bullak etti. Hele hele dolar ve Euro üzerinden borçlanan vatandaşın halini düşünmek bile istemiyorum. Buna rağmen vatandaş her zaman bir ümit içerisinde, acaba seçim sonrası işler düzelir mi ? Diye. Ne diyelim Allah herkesin yardımcısı olsun. Evet önümüzde bir seçim var, evet ve hayır oylamasının yapılacağı bir seçim. Siyasetçiler sahada bir yanda Evet’i anlatanlar diğer yanda Hayır’ı savunanlar bu olması gereken bir şey. Siyasetçilerin işi bu. Bu arada siyasetçi demişken, siyaseti kimler yapar ? Yada kimlerin siyaset yapması gerekir ? Sorusunu sizlere sormadan geçemeyeceğim. Bir çoğumuzun aklına tabiî ki siyasetçiler yanıtı geliyor. Peki kimler bu siyasetçiler ? Müsaadenizle onu da ben söyleyeyim. Başta siyasi partilerin İl Başkanları ,İlçe Başkanları, Meclise halkın oyları ile seçilen Milletvekilleri, yine halkın oyları ile seçilmiş Belediye Başkanları, Bakanlar, Başbakan, Cumhurbaşkanı gibi sıfatlara sahip olanların siyaset yapması en doğal hakkıdır. Şimdi bunu neden sordum Siyaseti kimler yapmalı ? Diye bir öğretmenin, askerin,polisin, memurun, Valinin, Kaymakam’ın siyaset yapması elbette ki doğru değil, o zaman işleyiş ve çark dönmez. Yapacaksa bile, önce kendi işini bir kenara bırakacak, ondan sonra siyasete atılacak. Siyaset yapmak yasak olan bir şey değil elbet ama, bu görevlerde bulunup ta bir siyasi partinin amaç ve hedeflerini yürütmesi de doğru değil. Şimdi gelelim esas konumuza bunlardan örnekle bir şeyler anlatmak istedim, son zamanlarda başında bulundukları STK, dernek, oda ve birlik başkanları da ne hikmetse bir siyasetçi gibi davranıyorlar. Çok özür dilerim bunda gücenecek ,kırılacak yada alınacak bir şey yok. Sadece doğru olan bir şeyi dile getirme ihtiyacı hissettim hepsi bu. Bu biraz önce saydığım sivil toplum kuruluşu başında bulunan temsilcilerden tek ricam lütfen siyaseti siyasetçilere bırakın. Sizin göreviniz başında bulunduğunuz kurumu veya odayı en iyi şekilde temsil etmektir. Çünkü sizi bir çok esnaf, öğretmen, işçi, memur,sağlık çalışanı ve vatandaş oraya neden seçti ? Hiç düşündünüz mü? Mutlaka düşünmüşsünüzdür. Kendi mesleği ile ilgili sorun, problem varsa bunları çözüp temsil ettiğiniz oda veya dernek her ne ise oraya mensup olan kişilerin daha iyi şartlarda işini yapmasına yardımcı olmaktır. Ama bakıyorum birçok oda ve kurum temsilcisi sanki kendi seçilecekmiş gibi bütün işini bırakmış,sahaya inip kapı kapı, kurum kurum referandum için çalışıyor, siyaset yapıyor. Başında bulunduğu kuruma tabii olanların hiç sorunu sıkıntısı yokmuş gibi davranıyor. Lütfen değerli başkanlarım ve değerli temsilcilerim bunu göz ardı etmeyelim. Bırakın siyaseti siyasetçiler yapsın, siz kendi işinize bakın lütfen… Saygılarımla
Yorumlar