Çiğ süt emmiş İnsanoğlunun aklına zaman zaman olumlu ve olumsuz duygu ve düşünceler gelebilir. Böylesi duygu ve düşünceler geldiğinde özellikle olumsuz duygu ve düşünceler geldiğinde kendi kendimize şunu soralım ve cevabını da veremeye çalışalım:
“Bu durum Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e geldiğinde o ne yapıyordu? Nasıl düşünüyordu ve nasıl hareket ediyordu?” Bundan da bir çözüm yolu bulamazsak meseleyi iki büyüğe ve bir küçüğe danışmakta fayda vardır. Bu danışmadan mutlaka iki bir galip olan fikir çıkacaktır. Bir de bunun yanında ardı ardına üç gün istiareye yatmakta fayda vardır. Atalarımız ne güzel söylemişler: “Danışan dağ aşmış, danışmayan doğru yolda şaşmış.”
Nasıl ve ne zaman olursa olsun yapacağımız iş ve meselelerde sonradan pişman olmamak için büyüklere danışılmalı, onların fikir ve düşünceleri alınmalıdır. Fikir danıştığınız iki büyüğün yanında küçüğe ne gerek vardır diye düşünmeyelim. Günümüzün küçükleri şimdi sanki büyümüş de küçülmüş gibi zekâları vardır. Bazen büyüklerin içinden çıkamadığı düşünce ve fikirleri ortaya atabilmektedirler. Yine atalar ne demiş: “El elden üstündür, bunun küçüğü büyüğü olmaz.”
Allah (c.c.) hiç şüphesiz ki iyi huylu, bilgili, kültürlü ve ahlaklı kimseleri sever. Birilerine yaptıkları iyilikleri başa kakanları sevmez. Yalan söyleyenleri sevmez. İki kişinin arasına bozanları sevmez. Laf getirip götürenleri sevmez. Haram lokmalar la beslenenleri sevmez. Çocuklarını küçük yaşlarda terbiye etmeyenleri sevmez.
Başka insanları küçük görenleri sevmez. Cimrileri sevmez. Kibirlenerek yürüyenleri sevmez. Fakiri, fukarayı, yetimi, öksüzü ve yardıma muhtaç olanları hor görenleri sevmez.
Nankör olmayalım. Yüce Allah’ın bizim için verdiği nimetlerin kadrini ve kıymetini bilerek şükretmeye yönelelim. Hiç şüphesiz ki insanlara teşekkür etmesini bilmeyen Allah’a da teşekkür etmesini ve hamdetmesini bilmez. Yapılan güzellikleri görmemek için gözümüzü yummayalım. İnsanlara hizmet etmek için gecesini gündüzünü göz ünü kırpmadan harcayan insanları baş tacı etmesini bilelim.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in de buyurduğu gibi: “Sizin en hayırlınız insanlara hizmet edendir.” sözünü aklımızdan çıkarmamaya özen gösterelim.
Allah (c.c.) dostlarında Aşki ne güzel söylemiş:
“Bu günlerde cehaletin son bulsun. “Ben cahil değilim, okudum, üç dört tane fakülte bitirdim.” Filan diyorsan ondan bahsetmiyorum ben. Bir adam otuz fakülte bitirir, yüz koyman kitap okur ama yine de cahil kalır o. Kendisini yaratan Yüce Allah’ı bilmeyenler, O’nun verdiği nimetleri inkâr edenler, her zaman nefsinin esiri olmaktan kurtulamayanlar, ne kadar kitap okusa da okuduğuyla amel etmeyenler, Allah (cc.)’ın yarattıkları küçümseyen, hor gören, aşağılamaya çalışan, başkalarına karşı sevgi ve saygı beslemeyen, kazandığından cömertçe harcamayan, komşusuna dahi selam vermeyen, misafiri sevmeyenler, sılayı rahim yapmayanlar, Fakiri, fukarayı yetimi ve öksüzü koruyup kollamayanlar, kendini diğer insanlardan büyük görenler, bu dünyaya niçin geldiğine hiçbir zaman kafa yormayan insanlar cahilin cahilidir hiç şüphesiz. Bunlardan mümkün olduğu kadar uzak durmaya bakın.”
Rabbim her zaman güzel ahlaklı insanlarla karşılaşmayı nasip etsin. Âmin.
Yorumlar