Edirne’de bir sofuhane, Afyon’da bir cami ve hamam yaptırmıştır.
Fatih Sultan Mehmet, Abdürrahim Mısrî’yi Afyon’a sürgün olarak gönderdi. Halkın Abdürrahim’e gösterdiği sevgi ve saygı aynı zamanda etrafında binlerce müridin toplanması Osmanlı padişahını şüphelendirmiştir. Fatih Sultan Mehmet Abdürrahim Mısrî’yi kontrol altında bulundurmak için güvendiği vezirlerinden bazılarını Afyon’a mutasarrıf veya askeri komutan olarak tayin etti. İşte bu mutasavvıflardan birisi de Kasım Paşadır.
Kasım Paşa; ilim meraklısı, alimleri seven bir kimse idi. Afyon’a gelince ilim adamlarıyla sohbet etmeye ilmî eserleri okumaya başladı. Kasım Paşa İlk defa Abdürrahim Mısrî ile şöyle karşılaşmıştır; Kasım Paşa ilk defa Konya yolu üzerinde Akçeşme önünde çadır kurmuş. Gece teheccüt namazı kılmaya kalkmış. Mısrî hz bulunduğu tarafta nuranî bir sütun görmüş. Onu aramış bulmuş. Kasım Paşa Abdürrahim Mısrî’nin taktirkâri ve hayranı olarak yanında kalmış. Onun tarikatına girip mürid olmak istemiş. Abdürrahim Mısrî hz.de devlet işi ile dervişliğin birleşmesinin doğru olmadığını anlatmış. Kasım Paşa kendisini mürid olmak için ısrar etmiş. Abdürrahim Mısrî hz leride onu müridliğe kabul etmeden önce hak yolu alanında Kasım Paşa’nın izzeti nefsini yere serdirmenin imtihanını yaptırmış.
Kasım Paşa’ya şöyle bir teklifte bulunmuş:” bu sırmalı paşa elbisesiyle ciğer satarsan ben seni müritliğe kabul ederim.”
Kasım Paşa” hay hay sultanım “demiş.
Hemen çarşıya varıp, bir omzuna ciğeri, bir omzuna da işkembeleri yüklenmiş. Sırmalı ve süslü elbiselerin kirleneceği aklına bile gelmeden sokaklar da “ciğer alın, işkembe alın” diye bağırarak satmış. Sonra Abdürrahim Mısrî’nin huzuruna gelmiş. “Sultanım emrinizi yerine getirdim.” Demiş. Bundan sonra Abdürrahim ikinci bir imtihan daha yapmak istemiş.” git çarşıda Demiryalayan adında bir yoğurtçu var. Ondan pazarlık ederek yoğurt al, sonra bir bahane ile yoğurdu çanağıyla başına geçir bakalım ne der?” demiş.
Kasım Paşa gider yoğurdun fiyatını sorar.” Çok pahalı insafsız herif “diye çanağı yoğurduyla başına geçirir. Yoğurtçu: kemal-i sükûnetle edeple “affedersiniz efendim, hiddetlendirerek sizi zahmete koştuk” diye özür dilemiş. Kasım Paşa vakayı gelip hayretle mürşidine anlatmış. Abdürrahim Mısrî ‘de “işte demiş, dervişlikte tahammül ve sabır lazımdır.” cevabını vermiş.
Kasım Paşa, Abdürrahim Mısrî hz. Kontrol için vazifelendirildiği halde, paşalıktan istifa edip Abdürrahim Mısrî hz yanında mürit olmuş. Malının hepsini Mısrî Sultan’ın uğrunda feda etmiş ve her malını dağıtmış.
Nihayet Mısrî Sultan ile Kasım Paşa arasındaki karşılıklı sevgi ve saygı akrabalığa dönüşmüş. Kasım Paşa’nın oğlu ile Mısrî Sultan’ın kızı evlenmiş. Böylece dünür olmuşlar. Bu durumdan haberdar olan Fatih Sultan Mehmet, Kasım Paşa’yı millete hizmet etsin diye yanına çağırıyor. Mısrî Sultan; “nâpühte” (pişmemiş) diye göndermemiş. Bir kutuda pamuk, içine ateş koyup Fatih Sultan Mehmet’e göndermiş. Bunun üzerine padişah sükût edip fikrinden vazgeçmiş. Kasım Paşa’nın Afyon’da yaptırıp kendisine hediye ettiği hamamı, Mısrî Sultan hz. Bir mum ile ısıtmış. Kasım Paşa, Mısrî Sultan’ın kâtipliğini de yapmıştır. Mısrî Sultan dinlenmek için Gecek Hamamına gelir. Banyo yaptıktan sonra akarçay kenarında oturup tasavvufi şiirler söyler, Kasım Paşa da yazarmış. Böylece tasavvufî şiirler bakımından ikinci Yunus Emre sayılan Mısrî Sultan’ın şiirlerini (Vahdetname) isimli kitabında toplamıştır.
Kasım Paşa “ben öldüğümde beni şeyhimin ayakucuna defnediniz.” Diye vasiyet etmiştir. “Dışarda bırakın mahşerde ayakucundan kalkıp arkasından gideyim” demiş. Kasım Paşa şeyhinden önce ölmüştür. Kabri Mısrî Camiisinin yanındadır.
Yorumlar