Gazetecilik mesleğinin temelinde eleştiri yatar.
Bir gazeteci eleştirmekten korkuyorsa ya da gördüğünü yazmıyorsa bu mesleği yapmasın, gitsin yalakalık yapsın. Ha yalakalık demişken Afyonkarahisar’da bu yalakalık işini beceren çok sayıda gazeteci var. Mevlam herkesin rızkına kefil, kul sadece bir vesiledir. Eğer senin bir yerlerde bir nasibin rızkın var ise o zaten seni gelip bir şekilde bulur.
Son zamanlarda demiyorum başından beri biliyorum, Afyonkarahisar belediyesinin hangi basın mensuplarını gizliden yemlediğini ve aylık kaç para aldıklarına kadar biliyorum. Bu yemlenen basın mensupları, belediyenin yaptığı en ufak bir yanlışı bile dile getiremiyor. Ben daha önceki yazılarımda bahsetmiştim orası senin, burası benim satılmadık yer kalmayacak diye evet, gördüğünüz gibi parsel parsel satılıyor.
Afyonkarahisarlıların malı, tüyü bitmedik yetimin üzerinde hakkı olan malları. İşte bu yemlenen basın mensupları da dut yemiş bülbül gibi sus pus neden? Çünkü her ay tıkır tıkır sus payını alıyor da ondan yazsa maması kesilecek korkusu o. Biraz önce dedim ya rızkı veren Mevlamdır kul sadece bir vesiledir diye, bırak kessin daha iyi ya. O zaman kalemini özgür bırakırsın, kalemin özgür olur.
Ben kendi adıma söyleyeyim, belediyenin sattığı her karış toprak bu milletin malı burada yaşayan Afyonluların malı, herkesin hakkı var, benim de hakkım var. O nedenle ben hakkımı açık ve net söylüyorum helal etmiyorum, hakkım haram olsun öbür dünya da iki elim haksız yere kamu malını satıp birilerine peşkeş çekenlerin yakasında olsun inşallah.
Evet, biz gazeteciysek, yaptığımız işin hakkını vereceğiz, ne iş yaparsanız yapın yeter ki hırsızlık yapmayın, ama yaptığınız işin hakkını vererek yapın. Çobanlık, çiftçilik, hizmetçilik, Çaycılık, amelelik ne olursa işin hakkını verin. Afyonkarahisar’da o kadar belediye başkanı gördüm bu zamana kadar hiçbir belediye başkanı Afyonkarahisar’da inanın bu kadar yer satmamıştır.
Hani derler ya kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi sende başkasına yapma diye bakalım izleyip göreceğiz. Belediyenin borcunu çarşaf çarşaf deşifre ederek, açıklayan başkan kendi dönemi sona erdiğinde, belediyeyi kaç para borç ile bırakacak ve hangi hizmetleri ile anılacak, Mevlam ömür versin herkes görecek.
Evet toplum içerisinde gezen biri olarak, herkesle oturup kalkıyorum kimsenin siyasi görüşü de beni ilgilendirmiyor, fakat Allah şahidim olsun, kendisine oy verenleri bile dışlayan toplumu kutuplaştıran, belli meslek gruplarını bölen, işine gelene randevu veren gelmeyene vermeyen. Bulunduğu makamı babasının çiftliğine döndüren, ben böyle bir başkanı ilk defa görüyorum.
Hâlbuki olması gereken, kendisine oy vermiş ya da vermemiş kim olursa olsun her kesimi ötekileştirmeden, o makamın kapısını kim çalarsa çalsın insan gibi değer vermeli, ama bakıyorsun bırakın bunları kendisine oy veren çok sayıda vatandaş “bize randevu vermiyor, bizi kabul etmiyor, bizim artık onunla ve onun mensubu olduğu partiyle işimiz yok” diyorlar. Çok sayıda vatandaşın, kendisine oy veren vatandaşın dediği, “görüp görebileceği koltuk bu.
Erken yerel seçim olursa, ya da bir sonra ki seçimde, bu koltuğu bir daha göremez” diyenlerin sayısı da her gün artıyor. Kendisi de biliyor vatandaşın tepki oyları ile o koltuğa oturduğunu ama her ne hikmetse o verilen tüm tepki oylarının kendisinin olduğunu sanıyor. O koltukta oturuyorsan mütevazi olacaksın. Kimseyi küstürmeyeceksin, kimseyi ötekileştirmeyeceksin. O koltuk senin gibi çok başkanlar gördü ama bu halk her zaman aynı yerde duruyor. Sadece hatırlatayım dedim.
Yorumlar